68
SAGLIK YÖNETIMI ve EGITIMI DERGISI YIL:6 SAYI:67 EKM 2013 AR-GE ÇALIŞMALARI GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRİYOR DOÇ. DR. M. NECATİ DEMİR “3001 Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destek Programı” Mekanizmasını Devreye Soktuk PROF. DR. CENGİZHAN ÖZTÜRK Kendi Ülkesinden Güç Almayan Bir Sektör Başarılı Olmaz UZ. DR. AYŞE TURAN Sağlık Araştırmaları Hayatımızı Kolaylaştıracak

SAYED Ekim 2013 Sayı:67

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

Y IL:6 SAY I:67 EKM 2013

AR-GE ÇALIŞMALARIGELECEĞİ ŞEKİLLENDİRİYOR

DOÇ. DR. M. NECATİ DEMİR “3001 Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destek Programı” Mekanizmasını Devreye Soktuk

PROF. DR. CENGİZHAN ÖZTÜRKKendi Ülkesinden Güç Almayan Bir Sektör Başarılı Olmaz

UZ. DR. AYŞE TURANSağlık Araştırmaları Hayatımızı Kolaylaştıracak

Page 2: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

ECS Qbloc

Ameliyathane

Preoperatif, İntraoperatif ve Postoperatif Süreçlerin

Plânlama ve OptimizasyonuCerrahi Prosedürlerin Otomasyonu

Gelişmiş Oda, Ekip, Malzeme ve Zaman Plânlaması

İş Akışı TakibiOda ve Zaman OptimizasyonuHBYS ve HL7 Entegrasyonları

Kalite KontrolMalzeme Kontrolü

Otomatik Form ve Raporlarİstatistik ve Kalite EndikatörleriYönetim Karar Destek Tabloları

Anestezi

Biyomedikal Cihaz BağlantısıEşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı

Preanestezi, İntraoperatif ve Postoperatif Süreç Yönetimi

Eşzamanlı Ameliyat GözlemiHasta Sıvı Dengesi Hesaplamaları

Hasta Güvenliği KontrolleriOtomatik Form ve Raporlar

İş Akışı Takibiİlaç Yönetimi

HBYS ve HL7 Entegrasyonlarıİstatistik ve Kalite Endikatörleri

Anestezi ProtokolleriSkorlar

Eşzamanlı Hasta GözlemBBiyomedikal Cihaz Bağlantısı

Eşzamanlı Biyomedikal Veri KaydıHBYS ve HL7 Entegrasyonları

Tedavi Plânları YönetimiKVC- Neonatal - Koroner - Erişkin

SkorlarNazokomiyal Enfeksiyon Takibi

Ventilation YönetimiHemodiafiltrations

İstatistik ve Kalite EndikatörleriDiet Plânları

Yönetim Karar Destek Tabloları

Yoğun Bakım

Ameliyathane ve Yoğun Bakımiçin

Kalite + PerformansYazılımları

Bağdat Caddesi No 190Kamran Apt. Kat 4Fenerbahçe-Kadıköy34726 Istanbul

+90 216 385 11 60 +90 216 385 18 98 [email protected] www.evolucare.com.tr

Tıbbi Yazılım ve Donanım Sistemleri

Anestezi bölümleri için preanestezi, intraoperatif ve postoperatif anestezi

dosyalarının yönetimi.

Yoğun bakım ve reanimasyon üniteleri için tüm hasta süreçlerinin

izlemi ve bölümlerin yönetimi

Cerrahi ekipler için tasarlanmış ameliyathane yönetim, planlama ve

organizasyonu.

ECS Opesim ECS Reassist

Kalite+

Performans

KonforluÇalışma

KağıtsızOrtam

KaynakPlânlamaEntegre

İzlenebilir

Page 3: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

ECS Qbloc

Ameliyathane

Preoperatif, İntraoperatif ve Postoperatif Süreçlerin

Plânlama ve OptimizasyonuCerrahi Prosedürlerin Otomasyonu

Gelişmiş Oda, Ekip, Malzeme ve Zaman Plânlaması

İş Akışı TakibiOda ve Zaman OptimizasyonuHBYS ve HL7 Entegrasyonları

Kalite KontrolMalzeme Kontrolü

Otomatik Form ve Raporlarİstatistik ve Kalite EndikatörleriYönetim Karar Destek Tabloları

Anestezi

Biyomedikal Cihaz BağlantısıEşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı

Preanestezi, İntraoperatif ve Postoperatif Süreç Yönetimi

Eşzamanlı Ameliyat GözlemiHasta Sıvı Dengesi Hesaplamaları

Hasta Güvenliği KontrolleriOtomatik Form ve Raporlar

İş Akışı Takibiİlaç Yönetimi

HBYS ve HL7 Entegrasyonlarıİstatistik ve Kalite Endikatörleri

Anestezi ProtokolleriSkorlar

Eşzamanlı Hasta GözlemBBiyomedikal Cihaz Bağlantısı

Eşzamanlı Biyomedikal Veri KaydıHBYS ve HL7 Entegrasyonları

Tedavi Plânları YönetimiKVC- Neonatal - Koroner - Erişkin

SkorlarNazokomiyal Enfeksiyon Takibi

Ventilation YönetimiHemodiafiltrations

İstatistik ve Kalite EndikatörleriDiet Plânları

Yönetim Karar Destek Tabloları

Yoğun Bakım

Ameliyathane ve Yoğun Bakımiçin

Kalite + PerformansYazılımları

Bağdat Caddesi No 190Kamran Apt. Kat 4Fenerbahçe-Kadıköy34726 Istanbul

+90 216 385 11 60 +90 216 385 18 98 [email protected] www.evolucare.com.tr

Tıbbi Yazılım ve Donanım Sistemleri

Anestezi bölümleri için preanestezi, intraoperatif ve postoperatif anestezi

dosyalarının yönetimi.

Yoğun bakım ve reanimasyon üniteleri için tüm hasta süreçlerinin

izlemi ve bölümlerin yönetimi

Cerrahi ekipler için tasarlanmış ameliyathane yönetim, planlama ve

organizasyonu.

ECS Opesim ECS Reassist

Kalite+

Performans

KonforluÇalışma

KağıtsızOrtam

KaynakPlânlamaEntegre

İzlenebilir

ERBE

Page 4: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

2 E K İ M 2 0 1 3

Page 5: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 3

YIL 6 • SAYI 67 • EKİM 2013www.sayeddergisi.org

YÖNETİM

SahibiFEYZULLAH AKBEN

Genel Yayın YönetmeniFUNDA ÇAMÖZÜ

[email protected]

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüSARE KUŞ

[email protected]

EditörSU ÖZGÜR

Yazı İşleriSERRA KUL - ÖMER DURAK

AYŞE YILMAZTÜRK

Grafik TasarımBİLAL AKGÜL

Fotoğraf EditörüAHMET FERHAT AKBEN

ReklamDİDEM GÜLKAÇ

[email protected]

Abone ve DağıtımSONGÜL KARADENİ[email protected]

Halkla İlişkilerYASEMİN KERİMİ

Yapım

Yönetim AdresiKore Şehitleri Cad. Ulaş Apt. No:5 D:3

Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBULTel: (0212) 267 05 09 Faks: (0212) 267 05 08

[email protected]

BaskıŞAN OFSET MATBAACILIKAyazağa Mah. Kemer Burgaz Cad.

No:13 Şişli / İSTANBULTel: (0212) 289 24 24

Yayın TürüYaygın Süreli Yayın

SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.

Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

MERHABA...

Araştırma ve geliştirme yani kısa adıyla Ar-Ge OECD tarafından, “bilgi dağarcığını artırmak ama-cıyla sistematik olarak sürdürü-len yaratıcı çalışma ve bu bilginin yeni uygulamalar yaratmak için kullanılması” olarak tanımlanıyor. Günümüzde Ar-Ge artık tüketme-yi bırakıp üretmeyi de denemeli-yiz diyen ülkeler için önemli hale geliyor. Tabii Ar-Ge’nin direk insan yaşamıyla alakalı olması ve yaşam standartlarını yükseltir konumda bulunmasından dolayı bu tür çalış-malar aklınıza gelebilecek her alanı içine alıyor. Teknoloji, telekomüni-kasyon, ulaşım, inşaat…

Şüphesiz bilim ve sağlık Ar-Ge denince akla gelen ilk alanlardan. Ülkemizde Ar-Ge terimi yeni yeni zihinlerde yer etmeye başladı ve önemi anlaşıldı. Devlet araştırma ve geliştirme çalışmaları için teş-

vikler oluşturdu ve bu konuda bir katkı yapmak isteyenlere büyük kolaylıklar sağladı. Sonuç ise umut verici.

SAYED ekim sayısında “Sağlıkta Ar-Ge” çalışmalarını kapağına aldı. TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir hem Türkiye’deki Ar-Ge çalışmalarını değerlendirdi hem de TÜBİTAK’ın bu konuyla il-gili yaptığı ve yapacağı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Boğaziçi Üni-versitesi’nden Prof. Dr. Cengizhan Öztürk, Ar-Ge çalışmalarında üni-versitelerin rolünü anlattı.

Dergimizde bitki illüstratörü Hül-ya Korkmaz’a yer verdik. Dev ob-jektifli fotoğraf makinaları varken neden bu bitkilerin resimleri çizi-liyor demeden önce bu röportajı okumanızı tavsiye ederim. Bu ay dergimize Enbe Orkestrası’nın şefi Behzat Gerçeker’i konuk ettik.

Keyifle okuyacağınız bir sayı olması dileğiyle…

S A R E K U Ş

Page 6: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

Merkez: Molla Şeref Mah. Halıcılar Köşkü Sk. No:26 Fatih / İSTANBULTel:(0212) 635 79 70 Pbx Faks:(0212) 635 81 43Ankara: Sağlık Sk. Çetin Apt. No:30/3 Kat:1 Yenişehir / ANKARATel:(0312) 433 75 20 - 435 80 60 Fax:(0312) 433 80 92

Optimum Dozda Yüksek Çözünürlüklü Görüntüler...

“SHIMADZU” 1875’den günümüze...

1896 > İlk Röntgen Görüntüsü1911 > İlk Büyük Boyutta Medikal Röntgen Cihazı1957 > Japonyadaki ilk 6 MeV’lik Betatron1961 > Dünyadaki İlk Floroskopi Cihazı (RF)2003 > Dünyadaki ilk Direct-Conversion’lı FPD2004 > Dünyadaki İlk Tam Dijital Mobil Röntgen

2012+> Anjiyografi Sistemleri> Dijital Röntgen Sistemleri> Mobil Röntgen Sistemleri> C-Kollu Sistemler

> Ultrasonlar> Dijitalizasyon Çözümleri> Flat Panel Dedektör Çözümleri

[email protected]

Page 7: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 5

BAŞKANDAN

Merhaba;

Yazın sıcaklığının geride kalıp, kış mevsiminin sert ve çetin yüzünü göstermeye başladığı günlerdeyiz. Çocuklarımız yeni bir eğitim ve öğretim yılına merhaba dediler. Bu ve-sileyle onlara sağlık ve başarı dolu bir eğitim ve öğretim dönemi diliyorum.

Diğer yandan mübarek Kurban Bayramını geride bıraktık. Bayramlar bizim manevi zenginliklerimiz, kültür hazineleri-mizdir. Yoğun iş ortamından vakit ayıramadığımız aile fert-lerimizle hoşça vakit geçirmek, büyüklerin ellerini öpmek, küçükleri kucaklamak, memleketimizi ziyaret edip çocuk-luğumuza, gençlik yıllarımıza geri dönmek…

Hepinizin Kurban Bayramını yeniden tebrik ediyorum.

Değerli SAYED Okurları…

Ülkemizin sağlık alanında cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Eylül ayı içerisinde Dünya Sağlık Örgütü 63. Avrupa Bölge Komite Toplantısı İzmir’de yapıldı. 53 Avrupa ülke-sinin Sağlık Bakanı ve beraberindeki heyet ülkemizin ev sahipliğinde küresel sağlığa katkı verdi.

Bu ve benzer birçok uluslararası bilimsel kongrenin ya-nında, medikal sektördeki yerli üretim çalışmalarını içeren uluslararası kongreler de Türkiye’de yapılıyor. Ülkemizde üretilen tıbbi cihaz ve malzemeler dünyanın farklı noktala-rına ihraç edilmekte ve ülke ekonomisine katkı sağlamak-

tadır. Bu amaçla yine eylül ayı içerisinde, 7 ülkenin Sağlık Bakanının aralarında bulunduğu yabancı misafir heyetleri, başarılı AR-GE çalışmaları ile yurt dışına açılan tıbbi cihaz sektörünün geldiği noktayı yerinden inceleme fırsatı bul-dular.

Sevgili Dostlar…

08 Ekim 2013 Salı günü Olağan Yönetim Kurulu Toplantı-mızı gerçekleştirdik. Ekim 2014’te planladığımız 5. Sağlık Kurultayımızın sizlere yakışır bir şekilde gerçekleşmesi için çalışmalarımıza şimdiden başladık. Yine önümüzdeki dö-nemlerde SAYED’in kurumsal kimliği ve alandaki saygınlı-ğına yaraşır projelerle karşınızda olmayı hedefliyoruz. Bu tür projelerdeki en büyük desteğimiz, sizlerden aldığımız geri dönüşlerdir.

Dergimizin bu ay ele aldığı konu “Sağlıkta Ar-Ge çalışma-ları.”

Sadece sağlık sektöründe değil, diğer alanlarda da Ar-Ge çalışmalarına yönelik yatırımlarla hareket eden işletmeler ayakta kalabiliyor. Hem kamu hem de özel sağlık kurum ve kuruluşlarının Ar-Ge birimlerine ayırdığı bütçe ve bunun paralelinde oluşturulan stratejik hedefler birinci derecede kurumsal yol haritası olmaya devam ediyor.

Sağlıcakla kalın…

P R O F . D R . N U R U L L A H Z E N G İ NS A Y E D Y Ö N E T İ M K U R U L U B A Ş K A N I

Page 8: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

38

44

RÖPORTAJ

RÖPORTAJ

Uz.Dr. M. Yavuz GÖZÜKARA Kamu Hastane Birlikleriyle Kamu Hastanelerimiz İmaj Değiştirdi

Hülya KORKMAZBilimsel Bitki İllüstrasyonu Bilim

Tarihine Görsel Belge Sağladı

16 SAĞLIKTA AR-GE ÇALIŞMALARI“3001 Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destek Programı” Mekanizmasını Devreye Soktuk ➤ 16Kendi Ülkesinden Güç Almayan Bir Sektör Başarılı Olmaz ➤ 22Sağlık Araştırmaları Hayatımızı Kolaylaştıracak ➤ 26

DOSYA

İÇİN

DEK

İLER

EKİM 2013

Doç. Dr. M. Necati DEMİR“3001 Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destek Programı” Mekanizmasını Devreye Soktuk

Prof. Dr. Cengizhan ÖZTÜRKKendi Ülkesinden Güç Almayan Bir Sektör Başarılı Olmaz

Uz. Dr. Ayşe TURANSağlık Araştırmaları Hayatımızı Kolaylaştıracak

16 22 26

30 UZMAN GÖRÜŞÜ

Yeter AKMEŞEKalibrasyon Çalışmaları Verimliliğin Artırılmasında Kilit Rol Oynuyor

34 UZMAN GÖRÜŞÜ

Aytün LEYMUNKamu Hastane Birlikleriyle Hemşirelik Mesleğinin Bağımsız Bir Meslek Olduğu Vurgulandı

Page 9: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

50 RÖPORTAJ

Doç. Dr. Ülkan KILIÇTürkiye Sağlık Konusunda Bilimsel Alanda Fazlasıyla İlerleyecek

14 HABER

SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına

Yayın Kurulu BaşkanıProf. Dr. Nurullah ZENGİN(SAYED Derneği Genel Başkanı)

Yayın Kurulu (SAYED Derneği Yönetim Kurulu)Op. Dr. Osman ACARFatma AKTAŞGökhan AKTÜRKDr. Ahmet CÖMERTArif ÇETİNDr. Elif Bor EKMEKÇİProf. Dr. Ali Metin ESENProf. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLUKamuran ÖZDENVeysel ÖZGENProf. Dr. Behzat ÖZKAN Muammer SATILMIŞNebi ŞAHİNLİYasin YAVUZProf. Dr. Hayreddin YEKELERAhmet ZENGİN

Danışma KuruluYrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOYProf. Dr. Selami AKKUŞProf. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDINProf. Dr. Metin AYDINProf. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLIProf. Dr. Sait BİLGİÇProf. Dr. Murat BOZKURTProf. Dr. Engin BOZKURTProf. Dr. Alper CİHANDoç. Dr. Kerim ÇAĞLIProf. Dr. Bekir ÇAKIRProf. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜDoç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLUProf. Dr. Ali DEMİRProf. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZProf. Dr. Orhan DENİZProf. Dr. Osman Nuri DİLEKProf. Dr. Ali İhsan DOKUCUUzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİProf. Dr. Levent ELBEYLİProf. Dr. Cevdet ERDÖLProf. Dr. Canan HASANOĞLUDoç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLUProf. Dr. Abdullah İĞCİDoç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLUProf. Dr. Mehmet İŞLERProf. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLUProf. Dr. Murat KARAŞENYrd. Doç. Dr. Esra KESKİNProf. Dr. Muzaffer KİRİŞProf. Dr. Akın MARŞAPProf. Dr. Muzaffer METİNTAŞProf. Dr. Semih ÖNCELProf. Dr. Mustafa ÖZMENProf. Dr. Mustafa PAÇDoç. Dr. Sadrettin PENÇEProf. Dr. Mustafa SOLAKProf. Dr. Yunus SÖYLETProf. Dr. Haydar SURProf. Dr. Erol ŞENERProf. Dr. Mehmet Akın TAŞYARANProf. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLUProf. Dr. Bahattin TUNÇProf. Dr. Necdet ÜNÜVARProf. Dr. Yavuz YILMAZ

* İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.

YILDIRSAĞLIK SEKTÖRÜNÜNİLETİŞİM PLATFORMU

“Türkiye ve İzmir, EXPO 2020’ye Hazır”

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU;

54 HAYATIN İÇİNDEN

Aşkın YoluRiddickMalavita: Belalı Tanık

60 SİNEMA

Hürrem Sultan’ın Torunları Osmanlı Hanedanının Kadınları AnlatıyorÇocukluk Bitmesin!Diyetten İllallah!

62 KİTAP

Kremlin’deki İlk Türk:

ve ENBE Orkestrası

58RÖPORTAJ

REKLAM SAYFALARI Evolucare ■ Erbe Turizm 1 ■ Teknosite 2 ■ Meditel 4 ■ Çapa Medikal 9 ■ Siemens 11

Kurt&Kurt 13 ■ Mindray 25-29 ■ Üzümcü 33 ■ İstem Tıbbi Cihazlar 37 ■ Fiksmed 41Dolsan 43 ■ Samatıp 47 ■ Ivital 49 ■ Nitrocare 52-53 ■ Fujifilm 55

Tasarımmed 61 ■ Olympus Mega 63 ■ Kompozit 64-65 ■ Fastsoft 66

Page 10: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

8 E K İ M 2 0 1 3

S P O T

Abdi İbrahim, Kazakistan’daki ÜretimTesisinin İnşaatına Başladı2012 yılında, Kazakistan’ın önde gelen ilaç üreticilerinden Global Pharm ile ortaklık anlaşması imzalayan Türk ilaç sektörünün öncü ve köklü şirketi Abdi İbrahim, yatırımını yaptığı üretim tesisinin inşaatına başladı.

Küresel oyuncu olma hedefi doğrultusunda büyümesini sürdürülebilir kılmak üzere gerçekleştirdiği uluslararası ortaklık kapsamında, üretim tesisinin inşaat sürecini başlatan Abdi İbrahim, GMP’ye (Good Manufacturing Practices - İyi İmalat Uygulamaları) uygun olarak yapımı gerçekleştirilecek fabrikayı 2014 yılı sonuna kadar faaliyete geçirecek.

Cihan Hastanesi’nin Tıbbi Cihaz Dönüşümü Atlas Sağlık’tanAKFA Holding Sağlık Grubu şirketlerinden Atlas Sağlık, distribütörlüğünü yürüttüğü dünya devi markaların yenilikçi teknoloji çözümleri ile hastaneleri buluşturmaya devam ediyor. Ameliyathane, yoğun bakım, radyoloji ve cerrahi alanındaki en yeni teknolojiye sahip cihaz ve çözümleri, kuruma özel anahtar teslim projelerle hayata geçiren Atlas Sağlık, İzmit Cihan Hastanesi’nin tıbbi cihaz dönüşüm projesini tamamladı.

Synapsis ve Akfa Medikal firmalarının tek çatı altında toplanmasıyla sektördeki hedeflerini büyüttüklerini dile getiren Atlas Sağlık Genel Müdürü İsmail Aksoy, grubun yeni dönemde distribütörlüğünü

yürüttükleri dünya devi markalara yenilerini ekleyerek çözüm portföyünü genişleteceklerini dile getirdi. Grubun yeni vizyonunda sadece ürün tedariği ve proje geliştirmenin olmadığını belirten Aksoy, “Sektördeki 25 yıllık tecrübemize önümüzdeki yıl sarf üretimi konusunda hizmet vermek için çalışmalara başladık. Araştırmalarımızı ve planlarımızı tamamlamak üzereyiz. Öte yandan Türkiye’de temsil ettiğimiz şirketlerle ortak üretim ve bakım konusunda görüşmelere devam ediyoruz. 2014 sektördeki atılım yılımız olacak. Sterilizasyon konusunda da yapacağımız yatırımla, hastanelerin hastalarına daha iyi hizmet verebilmesi için tüm ihtiyaçlarını tek elden karşılayacağız” dedi.

Bebek Hijyeninde Eczacıbaşı İmzasıUni markasını bünyesinde bulunduran Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri’nin yeni dönem hedeflerinin paylaşıldığı ve Uni’nin yenilenen yüzünün tanıtıldığı basın toplantısı, 8 Ekim günü Kanyon’da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri Genel Müdürü Coşkun Bedük de, sektöre “yenidoğan” kategorisini getiren markanın Uni olduğuna dikkat çekerek, “Yenidoğan bebeklere özel ve alerjen barındırmayan Yenidoğan Serisi ve diğer tüm inovatif ürünlerimizle hedefimiz, pazarda bebek ve yetişkinlerin yaşam kalitelerini artıran hijyen ürünleri sunmak” dedi.

Türkiye’de bebek bakım ürünleri pazar hacminin 410 milyon TL olduğunu belirten Bedük, ıslak bebek mendili alanında 150 milyon paket üretim kapasitesine sahip olduklarını ve yatırımlarını sürdüreceklerini ifade etti. Üç yıl içerisinde bebek bakım ürünleri pazarının en çok tercih edilen markası hedefiyle yola çıktıklarını vurgulayan Bedük, markaya yatırım yapılarak 360 derece iletişim aktivitesi gerçekleştirileceğini ve marka bilinirliğinin artırılarak Uni markası ile tüketici arasında güçlü bir bağ kurulacağını vurguladı.

Page 11: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

medikal eldivenler

Page 12: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

10 E K İ M 2 0 1 3

S P O T

Daha Hızlı ve Sezgisel Bir Ultrason Sistemi: EPIQ Philips, küresel çapta yaşlanan nüfusun farklı görüntüleme ihtiyaçlarına çözüm getirebilmek amacıyla türünün ilk örneği nSIGHT teknolojisine ve Anatomical Intelligence’a sahip yeni EPIQ premium ultrason sistemini piyasaya sürdü.

Amsterdam, Hollanda – Royal Philips Electronics (NYSE: PHG, AEX: PHIA) kaliteden ödün vermeden ultrason görüntüleri yaratmanın yepyeni bir yolunu sunan türünün

ilk örneği ultrason mimarisiyle klinik sonuçlara duyulan güveni bambaşka bir boyuta taşıyacak EPIQ ultrason sistemini piyasaya sürdü. İlk kez Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) Kongresi 2013’te tanıtımı yapılan EPIQ, Philips’in Anatomical Intelligence teknolojisi ile birleştiğinde güçlü

bir hız ve görüntü netliği performansı sergileyen yeni nSIGHT görüntüleme teknolojisi ile donatıldı. Zengin bir anatomik yapı modeli ve adaptif sistem teknolojisi veri tabanı niteliğindeki Anatomical Intelligence ilk kez etkin bir şekilde daha kesin klinik sonuçlar sunma kapasitesine sahip

bir ultrason yaratacak şekilde bir sisteme entegre edildi.

Anatomical Intelligence, sunduğu ileri organ modelleme ve görüntü dilimleme özelliği ve kanıtlanmış niceselleştirme kapasitesiyle incelemelerin daha kolay yapılmasını, sonuçların daha kolay yeniden üretilmesini

ve yeni seviyelerde klinik bilgilere ulaşılmasını sağlıyor. Bu teknoloji ile nSIGHT Görüntüleme’nin keskin netliği birleştiğinde daha hızlı ve daha sezgisel bir ultrason sistemi ortaya çıkıyor.

SOMATOM® Definition Edge, CT teknolojisinde devrim niteliğindeki Stellar dedektör, TrueSignal Teknolojisi ve SAFIRE ile birleşerek, CT’de daha önce eşine rastlanmamış bir üstünlük sunuyor.

Answers for Life.

www.siemens.com/somatom-definition-edge

Elektronik gürültüyü en aza indirmek üzere tasarlanmış, son teknoloji ürünü Stellar Dedektör, üstün görüntü kalitesini düşük doz ile birleştiren, ilk tam entegre dedektör olma özelliğini taşıyor.

Tek kaynaklı CT’de yeni referansınız olacak SOMATOM® Definition Edge ile tanışın...

Teknolojinin ZirvesindeyizSOMATOM Definition Edge – Tek Kaynaklı CT’de Referans

A9

1C

T-9

21

1-A

1-7

60

0

SIE_definition_edge_235x305_5mm.indd 1 9/19/13 10:31 AM

34. İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması BaşlıyorİFSAK – İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin en eski kısa film etkinliği olan “İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması”na başvurular başlıyor. Sinemaseverler, sayı ve konu sınırlaması olmadan kısa filmleri ile 31 Aralık 2013 tarihine kadar yarışmanın Kurmaca, Deneysel veya Belgesel kategorilerine katılabilir.

Engelli İstihdamı İçin ToplanıldıÜlkemizde ilk defa gerçekleştirilen ve engelli bireylerin istihdam sorunlarına çözüm aranması amacıyla düzenlenen “Engelli İstihdam Projesi”, 2-6 Ekim 2013 tarihlerinde İstanbul Kartal Titanic Business Otel’de yapıldı.

Avrupa Birliği Bakanlığı Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı desteğiyle Genç Demokratlar Derneği tarafından düzenlenen “Engelli İstihdam Zirvesi” projesi, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen toplam 72 genç katılımcıyla gerçekleştirildi.

2 Ekim’de başlayan zirve kapsamında 3 ve 4 Ekim tarihlerinde engellilik başlığı altında düzenlenen seminer ve çalışmalar kapsamında kamu kurumu temsilcileri, STK temsilcileri ve akademisyenler tarafından gençlerle bilgi paylaşımı yapıldı. Akabinde gençler tarafından hazırlanan politika önerileri 6 Ekim tarihinde gerçekleşen Proje Kapanış Toplantısı ile aralarında CHP İstanbul Milletvekilleri Melda Onur ve Kadir Gökmen Öğüt, Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz’ın da bulunduğu davetliler ve engellilik alanında çalışmalar yapan kişilerle paylaşıldı.

Avrupagöz’ün Yeni Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hakan KazancıSağlık sektöründe önemli yatırımlara imza atan Avrupagöz, yönetici kadrosuna yeni bir ismi ekledi. Gerçekleştirilen bu yeni atama ile Avrupagöz’ün Yeni Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hakan Kazancı oldu. Dr. Kazancı, Avrupagöz’ün diğer göz merkezlerinin yanı sıra Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde açacağı yeni göz merkezlerinin sorumluluğunu da üstlenecek.

Page 13: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

SOMATOM® Definition Edge, CT teknolojisinde devrim niteliğindeki Stellar dedektör, TrueSignal Teknolojisi ve SAFIRE ile birleşerek, CT’de daha önce eşine rastlanmamış bir üstünlük sunuyor.

Answers for Life.

www.siemens.com/somatom-definition-edge

Elektronik gürültüyü en aza indirmek üzere tasarlanmış, son teknoloji ürünü Stellar Dedektör, üstün görüntü kalitesini düşük doz ile birleştiren, ilk tam entegre dedektör olma özelliğini taşıyor.

Tek kaynaklı CT’de yeni referansınız olacak SOMATOM® Definition Edge ile tanışın...

Teknolojinin ZirvesindeyizSOMATOM Definition Edge – Tek Kaynaklı CT’de Referans

A9

1C

T-9

21

1-A

1-7

60

0

SIE_definition_edge_235x305_5mm.indd 1 9/19/13 10:31 AM

Page 14: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

12 E K İ M 2 0 1 3

S P O T

Yaşlılara Özel Telefon ÜretildiYaşlı nüfusun dünyada ve ülkemizde giderek artması, üretici firmaların bu yaş grubuna yönelik ürün ve çözümlere yönelmesini sağlıyor. Uzertaş Yatırım A.Ş bu ihtiyaçtan yola çıkarak Türkiye Distribütörü olduğu yepyeni bir ürün ithal etti. Yaşlılara avantaj ve fırsatlar sağlayacak olan, özel dizayn “GS503 Senior Phone” Concoxmarka telefon, yaşlı ve yakınlarının hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Özellikle ileri yaştaki insanlar için üretilen telefon, büyük rakamlı tuşlar, kolayca okunan ekran, basit kullanım, tuşlara basıldığında rakamların sesli olarak okunması ve acil durum uyarı butonu olmak üzere pek çok hayat kolaylaştırıcı fonksiyona sahip bulunuyor. Telefon içinde bulunan GPS modülü, uydular aracılığı ile kişinin konumunu tespit ederek bilgisini bir merkeze iletiyor ve anlık konumu kişinin yakınları tarafından bilgisayar ya da cep telefonu üzerinden takip edilebiliyor.

Acil durum uyarı butonuTelefonun arka kısmında ise “Acil Durum Uyarı Butonu ”özelliğine sahip büyük turuncu renkli bir SOS butonu bulunuyor. Kriz geçirme veya yardım gerektiren herhangi bir acil durumda bu butona basan kişinin konum bilgisi sinyal olarak merkeze ulaşıyor ve acil yardım ekipleri o kişi ve/veya yakınları ile iletişime yönlendiriliyor. Bunun yanı sıra telefon sahibi, istediği zaman kendisine verilen numarayı tek tuşla arayarak bir doktor ile görüşüyor ve dilediği konuda tıbbi danışma hizmeti alabiliyor. Concox’a sahip olanlar, acil ambulans ve tıbbi danışmanlık hizmetleri alanında Türkiye’nin en büyük ve yaygın medikal hizmet ve ambulans ağlarından birine sahip gruptan hizmet alabilecekler.

AbbVie’nin Sponsorluğunda Özel Bir ProjeGündelik ve iş hayatlarında çevrelerindeki insanlar hatta kimi zaman aileleri tarafından dışlanan sedef hastaları psikolojik olarak da birçok sorunla yüz yüze geliyor. Sedef Hastaları Dayanışma Derneği ve Psoriasis Derneği, tüm bu gerçeklerden yola çıkarak global biyofarma şirketi AbbVie’nin sponsorluğunda 29 Ekim Dünya Sedef Hastaları Günü kapsamında önemli bir projeye imza attı.

‘Sedef Hastalığı Kader Değildir’ isimli proje çerçevesinde moda tasarımcısı Gamze Saraçoğlu ve oyuncu Ayşe Tolga sedef hastalığı konusunda farkındalık yaratmak için bir araya geldi. Hastalık konusunda toplum bilincini artırmaya yönelik hayata geçirilen proje için oyuncu Ayşe Tolga’ya özel bir makyaj uygulaması yapıldı.

Novartis Organ Nakli Alanındaki 30. Yılını KutladıNovartis, Avusturya’nın Viyana kentinde düzenlenen 16. Avrupa Organ Nakli Derneği (ESOT) Kongresi’nde organ nakli alanındaki 30 yıllık deneyimini değerlendirerek, bu alanda başlattığı yeni çalışmayı açıkladı. Şirketin bundan 30 yıl önce keşfini yaptığı ve böbrek naklinden sonra bir yıllık sağ kalım oranının %50’lerden %80’in üzerine çıkmasını sağlayan tedavinin günümüze kadarki gelişiminin anlatıldığı toplantıda ayrıca, Novartis’in geliştirdiği tedaviler sonucunda organ nakli hastalarında sağlanan uzun dönem sonlanımların araştırılmasında dönüm noktası olan yeni çalışması ile ilgili en yeni veriler aktarıldı.

Beli ağrıyan bu okula kaydoluyorBayındır Hastanesi İçerenköy, toplumun yüzde 60 ile 80’inin hayatını etkileyen bel ağrısı sorununa dikkat çekmek için, bir ilke imza attı. Koruyucu sağlık eğitim programı ‘Bel Okulu’nu hizmete açan Bayındır Sağlık Grubu, bel ağrısı çekenleri İçerenköy’e bekliyor.

Page 15: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 16: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

14 E K İ M 2 0 1 3

taya koymaktadır. Hükümet olarak İzmir’in bu tarihi misyonu sürdürmesi konusunda her türlü desteği sağlıyoruz.”

Expo 2020’ye Hazır2023 vizyonu çerçevesinde İzmir’e önemli yatırımlar yapmayı planladıklarını anlatan Sağlık Bakanı başta sağlık olmak üzere ula-şımdan eğitime, spor tesislerinden enerji altyapısına kadar farklı alanları kapsayan yatırımlarla İzmir’i bölgesel bir sağlıklı ya-

İzmir’in aday olduğu, “Daha iyi bir dünya için yeni yollar, herkes için sağlık” temasıy-la düzenlenecek Expo 2020’nin toplantısı, 7 Ekim Pazartesi günü Swissotel Grand Efes’te gerçekleştirildi.

Toplantıya Sağlık Bakanı Mehmet Müezzi-noğlu, Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Ko-ordinatörü Dimitri Kerzentzes, İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile 167 BIE delegesi katıldı.

İzmir’in Sağlıktaki Yeri Çok EskiSempozyumun açılışında konuşan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, İzmir’in EXPO 2020’ye seçilmesi halinde diğer ül-keler için önemli bir fikir platformu olaca-ğını vurguladı. Önümüzdeki 10 yılda sağlık alanında İzmir’de önemli yatırımlar yapı-lacağını belirten Müezzinoğlu, sözlerine şöyle devam etti; “EXPO 2020’ye aday olan İzmir’in sağlıktaki yeri çok eskiye dayanıyor. İzmir, sağlıkta tarihi sorumluluğu ile günü-müzde de sürdürülen kararlılığını açıkça or-

MÜEZZİNOĞLU; “EXPO 2020’DE EV

SAHİPLİĞİ YAPMA HAKKI İZMİR’E VERİLDİĞİ TAKDİRDE İZMİR,

ÜLKELER ARASINDA FİKİR ALIŞVERİŞİ İÇİN

ÖNEMLİ BİR PLATFORM GÖREVİ YÜRÜTEREK, BİRBİRİMİZİN BAŞARI ÖYKÜLERİNDEN DERS ÇIKARMAMIZA İMKÂN

SAĞLAYACAKTIR.”

“Türkiye ve İzmir, EXPO 2020’ye Hazır”

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu;

H A B E R

Başta sağlık olmak üzere ulaşımdan eğitime, spor tesislerinden enerji altyapısına kadar farklı alanları kapsayan yatırımlarla İzmir’i bölgesel bir sağlıklı yaşam merkezi yapmayı hedefliyoruz

Page 17: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 15

H A B E R S A R E K U Ş

önem kazanmaktadır. Küresel sağlık için ortak çalışmalar yapmak gerekiyor. İzmir seçilirse sağlık temasıyla ilgili hedeflerimize ulaşmamız kolaylaşacaktır” ifadelerini kul-landı.

Sadece KonuşmayalımUNICEF İyi Niyet Elçisi ve Afrika Birliği Ba-rış Elçisi olan müzisyen Angelique Kidjo da İzmir’in sağlığın merkezi olması gerektiğini, kaynakların ve bilginin paylaşılması halin-de herkese yardım edileceğini belirtti. En önemli şeyin sağlık olduğunu vurgulayan Kidjo sözlerine şöyle devam etti; “Sağlık hizmetleri yaşam kurtarıcıdır. İzmir sağlı-ğın merkezi olsun, her şey sözde kalmasın. Sağlık, insan hakkıdır. İhtiyacı olan insanla-rı tespit etmemiz, onlara yardım etmemiz gerekiyor. İnsanların gururunu korumamız gerekiyor. Yaptığımız her şeyin insani bir yüzü olması gerekiyor. Yaşamları korumak gerekiyor. Artık sadece konuşmayalım, bazı şeyleri ispatlayalım ve eyleme geçelim. Bir-likte başarılı olalım. Biz hepimiz liderleriz.”■

şam merkezi yapmayı hedeflediklerini ifa-de etti. Bu hedef doğrultusunda 2016’da faaliyette olacak şekilde iki sağlık kampüsü inşa edileceğinin bilgisini veren Müezzi-noğlu, sözlerini şöyle tamamladı; “Türkiye ve İzmir, EXPO 2020’ye hazır. Bu organizas-yonun 150 yıllık geçmişinde, enerjiden uza-ya kadar birçok farklı temaya ev sahipliği yapılmasına rağmen sağlık temalı bir EXPO yapılmamıştır. Bu çok önemlidir. EXPO 2020’de ev sahipliği yapma hakkı İzmir’e verildiği takdirde İzmir, ülkeler arasında fi-kir alışverişi için önemli bir platform görevi yürüterek, birbirimizin başarı öykülerinden ders çıkarmamıza imkân sağlayacaktır.”

Hedeflerimize Ulaşmamız KolaylaşacakDünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisi Direktörü Zsuzsanna Jakab ise Türki-ye’nin ülkeler arasında köprü niteliği taşı-dığını belirtti. Jakab “‘Sağlık, çok önemli bir dünya imtiyazıdır. Sağlık, başlı başına bir sektör. Giderek insan hakları içinde büyük

ZSUZSANNA JAKAB “İZMİR SEÇİLİRSE SAĞLIK TEMASIYLA İLGİLİ HEDEFLERİMİZE ULAŞMAMIZ KOLAYLAŞACAKTIR.”

Page 18: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

16 E K İ M 2 0 1 3

D O S Y A S A Ğ L I K T A A R - G E Ç A L I Ş M A L A R I

“3001 Başlangıç Ar-Ge ProjeleriDestek Programı” Mekanizmasını Devreye Soktuk Ülkemiz araştırmacılar açısından dünyada eşine az rastlanır altın bir dönemden geçiyor

D O Ç . D R . M . N E C AT İ D E M İ R TÜBİTAK BAŞKAN YARDIMCISI

Page 19: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 17

ÖĞRETİM ÜYELERİNİN ARAŞTIRMA SAHASINA ÇEKİLMESİ İÇİN GEREKLİ İMKANLARIN OLUŞTURULMASI LAZIM.

Bu amaçla ”Türkiye’de neler yapılabilir?“ sorusuna odaklandık. Geçtiğimiz ni-san-mayıs aylarında özel sektörler, akade-miler, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının katılımları ile sağlık alanının kritik olarak nitelediğimiz ilaç, aşı, biyomalzeme, bi-yomedikal ekipman ve tıbbi tanı kitleri konularının her birinde ülkemizin odak-lanması gereken hedefleri ve kamu, özel sektör ve üniversiteler bünyesinde atma-mız gereken adımları ortaya koyduğu-muz ,‘’Teknoloji Yol Haritaları’’ oluşturduk.

Çalışmadan edindiğimiz temel çıkarımlar-dan biri esasen aktörlere düşen görevler her bir alan ve hedef için farklılaşabilir. Örneğin; Ar-Ge yetkinliğimizin olduğu bir konuda yapılması gerekenler ile fiziki Ar-Ge altyapısının yetersiz olduğu ve ye-tişmiş insan gücünün nispeten düşük kal-dığı konularda, aktörlerden beklenenlerin aynı olmasını da bekleyemeyiz. Bazı he-defler, daha çığır açıcı araştırma niteliğin-de odaklanma ve çok daha büyük kamu yatırımları gerektirirken; bazı hedeflerde ise mevcut Ar-Ge yetkinliğimizi harekete geçirecek küçük bir kıvılcıma ihtiyaç oldu-ğunu akılda tutmak gerek.

Genel itibarıyla şunu da vurgulamak is-tiyorum; sektörlerarası işbirliği ve birbi-rinden haberdar olunması; yani yapılan bütün çalışmaların bütünleyici karakteris-tiğe kavuşturulması çok kritik. Akademide biriken bilgi birikiminin özel sektöre akta-rımı ne kadar önemli ise; özel sektörün de akademi ve ilgili aktörler ile kuracağı sü-regelen bilgi ağı o kadar önemli. Kamuya düşen ise başta TÜBİTAK olmak üzere ge-rekli Ar-Ge destek mekanizmalarını geliş-tirmek ve özellikle sağlık alanında araştır-macıların eğitim ve hizmet faaliyetleri nin yanı sıra araştırmaya vakit ayırabilecekleri mesai ortamlarını onlara sunmak ve teşvik etmektir. Sağlık alanında ithalatın ağırlıklı olduğu bir tablo ile karşı karşıyayız ve bu doğal olarak cari açıkla sonuçlanıyor. Özel sektörün artık bu alanda mevcut Ar-Ge desteklerinden de faydalanarak üreticilik konumuna geçmesi, Ar-Ge faaliyetlerinin özel sektörde yaygınlaşması gerekiyor.

Sağlık alanı hızla gelişmeye devam edi-yor. Sıra, ülkemizde sahip olduğumuz potansiyeli kullanarak üretim yapmaya geldi. Bu konuda Bilim, Sanayi ve Tekno-loji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK girişimcilere tam destek veriyor. Bunun yanında kaynaklar artırıldı ve teşvikler ile büyük imkanlar sunulmaya başlandı. Tüm bu sürecin ayrıntılarını, ülkemizin bilim ve teknoloji politikalarını belirleyen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ne-cati Demir’e sorduk.

Sağlıkta Ar-Ge çalışmalarında üniversitelere, kamuya ve sektöre düşen görevleri sıralayabilir misiniz?Sağlık alanı, geleceği şekillendirecek en önemli alanlardan biri ve bu alanın Türki-ye’deki geleceğine, Ar-Ge ayağında des-tek olmak TÜBİTAK’ın önümüzdeki dönem hedefleri arasında yer almaktadır. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun (BTYK) ocak ayındaki 25. toplantısında sağlık alanı Tür-kiye’nin ivme kazanması gereken öncelikli alanlarından birisi olarak belirlendi.

R Ö P O R T A J S A R E K U Ş

Page 20: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

18 E K İ M 2 0 1 3

da (TEYDEB) özel sektör için Biyomedikal Ekipman, Tıbbi Tanı Kitleri, Biyomalzeme ve Aşı ana başlıklarında 18 farklı konuda çağrıya çıktı ve çok sayıda proje önerisi alındı.

Tıbbi alanda Ar-Ge elemanlarının zor bulunduğu serzenişinde bulunuluyor. Bu konu hakkında neler yapılmalı?Aslında bu sorun genel bir sorun. Ülke-mizde özellikle nitelikli insan sayısı Ar-Ge alanında olması gerekenin çok gerisin-de. Düşünün ki TÜBİTAK Araştırma Des-tek Programları Başkanlığı’ndan (ARDEB) proje desteği alan 5500 proje yürütücü-sü mevcut, bir o kadar kişi desteklenen projelerde araştırmacı olarak yer almış. Oysa bu sayının en az on katı potansiyel var ülkemizde. Ar-Ge kültürü son on yılda yerleşmeye başladı ama halen bu konuda ciddi bir farkındalık eksikliği var. Ne yazık ki destek mekanizmalarımız yeterince bi-linmiyor. TÜBİTAK olarak bu konuda bize görev düşüyor. Bu amaçla geçtiğimiz sene tüm Türkiye’de 150’nin üzerinde üni-

Ülkemizde tıbbi cihaz ve ilaç alanlarında yapılan Ar-Ge çalışmalarını değerlendirir misiniz? Neredeyiz ve nereye gelmemiz gerekir?Ülkemizde ilaç ve tıbbi cihaz alanında gerek üniversite, enstitülerde ve gerekse özel sektörde önemli Ar-Ge çalışmaları yapılmakta ancak olmamız gereken nok-tada değiliz. Bununla birlikte güzel ge-lişmeler olduğunu da belirtmek isterim. Geçen sene tıbbi cihaz konusunda Sağlık Bakanlığıyla eş finansman yolu ile birlikte çıktığımız çağrıya ayırdığımız bütçenin elli katı büyüklükte ve beklediğimizin çok üzerinde proje önerisi aldık. Bu bize bu alanda ne kadar büyük bir potansiyel ol-duğunu gösterdi ve bu yoğun ilgi nede-niyle bu çağrıyı tekrarladık. Yakın zaman-da yine Sağlık Bakanlığı üzerinden gelen ihtiyaç listesi doğrultusunda biyobenzer ilaç çağrısına çıktık ve bize gelen bilgilere göre bu çağrıya başvurmak için sektörde ciddi bir heyecan oluşmuş durumda. Ar-tık ülkemizde bir ilaç geliştirilsin istiyoruz ve buna inanıyoruz. Aynı şekilde Tekno-loji Yenilik Destek Programları Başkanlığı

SONUÇ ODAKLI OLMASI VE

BAŞARIYLA BİTİRİLEN PROJELERİN EKİPLERİNİN

ÖDÜLLENDİRİLMESİ AMACIYLA PROJE

PERFORMANS ÖDÜLÜ (PPÖ) UYGULAMASINI

BAŞLATTIK.

D O S Y A S A Ğ L I K T A A R - G E Ç A L I Ş M A L A R I

Page 21: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 19

SAĞLIK ALANI ÇOK GENİŞ, O NEDENLE BÜTÜN ENERJİMİZİ HER TARAFA DAĞITMAK YERİNE, BEŞ TANE ÖNCELİKLİ TEKNOLOJİ KONUSU BELİRLEDİK.

sene projelerin sonuç odaklı olması ve ba-şarıyla bitirilen projelerin ekiplerinin ödül-lendirilmesi amacıyla Proje Performans Ödülü (PPÖ) uygulamasını başlattık.

Tıp alanına gelince burada daha özel bir durum var. Tıpta özellikle klinik bilimlerde araştırma projesi yürüten araştırmacı sayı-sı çok az. Burada genel araştırma kültürü sorunu yanı sıra bu alanın başlıca aktör-leri olan hekimlerimizin eğitim ve yoğun hizmet sorumluluklarının da bulunması araştırmanın önündeki en büyük engel. Sizlerin de bildiği gibi ülkemizde sağlık hizmetleri sağlık personelinin üstün öz-verisi ile yürütülmekte. Hekimler mesaile-rinin büyük çoğunluğunu hasta bakmak, ameliyata girmek nöbet/icab tutmakla geçirmekte. Üniversite ve eğitim/araştır-ma hastanelerinde hekim arkadaşlarımı-zın araştırmaya da vakit ayırabilecekleri zaman ve ortamların oluşturulması gere-kiyor. Ayrıca araştırma yapmakla sorumlu hekimlere bir temel bilimde doktora yap-ma veya rotasyonla eğitim alma imkanı-nın da verilmesi gerekiyor.

ARDEB’ e sağlık alanında gelen projelerin sayısı geçen seneye kadar yıllık 500 civa-rında idi. Bu projelerin sadece yarısı tıp alanından gelmekte, ikinci sırada eczacılık üçüncü sırada ise diş hekimliği projeleri mevcut. 2012 senesinde bu sayı 1000’i geçti. Bu sene daha fazla artış bekliyoruz. Bu durum bu alanda oluşturduğumuz far-kındalık ve geliştirdiğimiz yeni destek me-kanizmalarının etkisi ile oluştu. Yukarıdaki sorunların çözüm bulması bu alanda çok ciddi bir ivmelenmeye katkı sağlayacaktır.

Sağlıkta öncelikli Ar-Ge alanlarını tıbbi cihaz ve ilaçla sınırlamak doğru olur mu?Öncelikle TÜBİTAK’ın sağlık alanındaki ça-lışmalarının tıbbi cihaz ve ilaç konuları ile sınırlı olmadığının altını çizmek istiyorum.

TÜBİTAK olarak sağlık alanında Ar-Ge ça-lışmalarına ağırlık verilebilmesi için ”Tür-kiye’de neler yapılabilir?“ sorusuna odak-landık. Biliyorsunuz sağlık alanı çok geniş,

versiteyi ziyaret ettik ve tanıtım faaliyetle-rimizi sürdürüyoruz.

Diğer taraftan üniversitelerimizde öğre-tim üyeleri daha çok eğitim vermeyi ter-cih ediyorlar. Bunun nedenlerine burada girmek istemiyorum. Bu konu sadece TÜBİTAK’ın yetki sınırlarında çözümlene-bilecek bir konu da değil. Öğretim üye-lerinin araştırma sahasına çekilmesi için gerekli imkanların oluşturulması lazım. Biz araştırmayı ve araştırmacıyı teşvik edi-ci mekanizmalar oluşturmaya çalışıyoruz. Örneğin bu sene daha çok sayıda araştır-macıyı proje yapmaya özendirmek amacı ile “3001 Başlangıç Ar-Ge projeleri destek programı” mekanizmasını devreye soktuk. Programın en büyük özelliği sadece daha önce proje desteği alamayan araştırmacı-ların başvuru yapabiliyor olması. Yine bu

Page 22: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

20 E K İ M 2 0 1 3

taşıyor mu, taşımıyor mu bunu sorgulu-yoruz. Dördüncü boyut dünyadaki eği-limler; biraz önce bahsettim dünya nere-ye gidiyor? Biz bu dört boyuta bakarak bir modellemeyle bu alt konuları belirleme çalışmaları yürütüyoruz. Bu aşamada tek-rar vurgulamak isterim; çalışmalarımız ilaç ve tıbbi cihazlar ile sınırlanmış değil.

TÜBİTAK “Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı” kapsamında sağlık alanında dokuz yeni çağrı açtığı haberi yayınlandı. Bu dokuz çağrıdan bahseder misiniz?27 Mayıs’ta Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK iş-birliği ile düzenlediğimiz “Medikal Biyo-teknoloji Konferansı”nda yapılan sağlık alanı teknoloji yol haritaları çalışmasının çıktılarını ve TÜBİTAK’ın bu hedefler ile uyumlu olarak açacağı çağrıları kamuoyu ile paylaştık. TÜBİTAK olarak biz Teknoloji Yol Haritası çalışması ile esasen sağlık ala-nının fotoğrafını çekmiş olduk diyebiliriz.

Bahsettiğiniz çağrılar bunların bir kısmını

o nedenle biz bütün enerjimizi her tarafa dağıtmak yerine, beş tane öncelikli tek-noloji konusu belirledik. Bu beş konu ilaç, aşı, biyomalzeme, biyomedikal ekipman-lar ve tıbbi tanı kitleri. TÜBİTAK bu dönem beş konuda Ar-Ge faaliyetleri üzerinde yoğunlaşacak. Önümüzdeki dönemlerde de çağrılarımız yine çok önemli konularda devam edecek.

Peki bu konularda TÜBİTAK hangi başlık-larda çağrılar açıyor derseniz, biz bu baş-lıkları seçerken dört boyutta inceleme yapıyoruz ve bir metot takip ediyoruz. Bir tanesi ihtiyaç analizi; Türkiye’nin neye ihtiyacı var? İthalat rakamları nelerdir? İhracat rakamları nelerdir? Market, pazar büyüklüğü nedir? İkincisi fizibilite analizi yapıyoruz. Fizibilite analizinden kastım, şu andaki teknolojimizle, şu andaki insan gü-cümüzle biz neyi yapabiliriz? Üçüncü bo-yut, stratejik boyut. Sadece ulusal güven-lik anlamında algılamayın. Burada esasen biz Ar-Ge anlamında bir teknolojiye sahip olduğunuzda elde ettiğiniz bilgi birikimi ve teknolojik kazanım farklı alanlarda tek-nolojik yetkinlik kazandırma potansiyeli

SAĞLIK HİZMETLERİNİN

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ AÇISINDAN

YENİLİKLERE AÇIK OLMAK VE

KAYNAKLARI İHTİYAÇLARA GÖRE

YÖNLENDİRMEK ÇOK ÖNEMLİ.

D O S Y A S A Ğ L I K T A A R - G E Ç A L I Ş M A L A R I

Page 23: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 21

AR-GE KÜLTÜRÜ SON ON YILDA YERLEŞMEYE BAŞLADI AMA HALEN BU KONUDA CİDDİ BİR FARKINDALIK EKSİKLİĞİ VAR.

ları ihtiyaçlara göre yönlendirmek çok

önemli. Bizim de Teknoloji Yol Haritaları ile

yapmaya çalıştığımız tam olarak bu; ihti-

yaç ne, neler yapılması gerek ve ne zaman

yapılması gerek, sistemli bir şekilde ortaya

koyduk ve bu doğrultuda adımlarımızı at-

maktayız.

Neden Türkiye tıbbi cihazları, ilaçları, aşıla-

rı, optik gereçleri gibi kendisi üreten ve ih-

raç eden bir ülke olmasın? Neden Türkiye

örneğin kanser tedavisinde yeni umutları

ortaya koyacak çalışmaların liderliğini yü-

rütmesin?

Bizim hastanelerimizde dünya çapında

ameliyatlar gerçekleştiriliyor. Bu büyük

başarılı operasyonlar bizim hekimlerimiz

tarafından yapılıyor. Neden biz buradaki

tıbbi cihazları, hastalarına önerecekleri

ilaçları, yeni tedavi metotlarını da üret-

meyelim ve geliştirmeyelim? Başarılı ope-

rasyonların yanı sıra, altyapımızı ve Ar-Ge

yetkinliğimizi de güçlendirmemiz lazım

ve bu güce sahibiz.

Eklemek istedikleriniz…Ülkemizin araştırmacılar açısından dünya-

da eşine az rastlanır altın bir dönemden

geçtiğini söyleyebilirim. Son 10 yılda bu

alana aktarılan kaynaklarda inanılmaz bir

artış gerçekleşti, çok yeni destek meka-

nizmaları ve teşvikler ile gerek TÜBİTAK ve

gerekse diğer destek kuruluşları araştır-

macılara büyük imkanlar sunmakta.

Ben, Ar-Ge açısından ülkemizin, sağlık ala-

nında bulunduğu noktadan çok daha iyi

yerlere geleceğine inanıyorum. Sağlık ala-

nında yapılacak Ar-Ge faaliyetleri ve elde

edeceğimiz milli ürünlerimiz sayesinde

2023 hedeflerine daha hızlı ulaşabilme-

miz umudum ile tüm araştırmacılarımıza

başarılar dilerken bu alanda yapılacak ça-

lışmalar için araştırmacılarımızı TÜBİTAK

desteklerinden faydalanmaya davet edi-

yorum. ■

oluşturmakta. Örneğin aşı alanındaki he-defler arasında “Kanser önleme veya te-davisine yönelik aşı geliştirilmesi” ve “Top-lum sağlığı açısından ön plana çıkan viral hastalıklardan Hepatitis B virus, Influenza, Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak, Kuduz, Kı-rım-Kongo Kanamalı ateşi, Papillomavirus ve Rotavirus’a karşı koruyucu ve güvenilir aşıların üretilmesi” gibi kritik konular yer almakta.

Biyomalzemeler konusunda “Kanser ve diğer hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere güdümlü olarak vü-cutta hedef bölgelere yönlendirilebilen mikro/nanotaşıyıcı - biyomolekülkonjüge sistemlerin geliştirilmesi”; “Çok işlevli, yük-sek katma değerli ve ileri teknoloji ürünü ortopedik, dental ve kardiyovasküler imp-lantların ve malzemelerin geliştirilmesi” gibi hem sosyal hem ekonomik kazanım-ları içeren kritik Ar-Ge konuları çağrılarda yer aldı.

Belirlenen hedeflere yönelik olarak TÜ-BİTAK; akademik, sanayi ve kamu Ar-Ge destek çağrılarını yayımlamaya başladı ve bu önümüzdeki süreçte de devam ediyor olacak. Yine aynı dönemde TEYDEB bu alanda 18 çağrı yayınladı.

Bu Ar-Ge çalışmalarının ülkemize sağlayacağı katkıları nasıl sıralarsınız?Dünya’daki bilim politikası eğilimlerine baktığımızda, 21. yüzyılın konuları olarak yaşam bilimleri biyoteknoloji, enerji, na-noteknoloji ve bilişim teknolojileri öne çıkmakta. Belirtmek gerek, sağlık bu alan-lar arasında hem sosyal hem ekonomik boyutu en derin olanlar arasında. Malu-munuz kamunun sağlamakla mükellef olduğu temel hizmetlerden biri sağlık. Karşılanabilir maliyette, erişilebilir ve top-lumun yaşam kalitesini artıracak sağlık hizmetinin halka ulaştırılmasında yapıla-cak Ar-Ge çalışmalarının önemi ülkemiz için çok büyük.

Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği açı-sından yeniliklere açık olmak ve kaynak-

Page 24: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

22 E K İ M 2 0 1 3

Kendi Ülkesinden Güç Almayan Bir Sektör Başarılı Olmaz

Yaşam Bilimleri ve Sağlık Teknolojileri ala-nında ülkemiz için çizilmiş bulunan 2023 vizyonu içinde önemli hedefler bulunu-yor. Bu alan toplam olarak enerjiden sonra ülkemiz bütçesindeki cari açığın oluşma-sına katkı veren bir başlık. Hesaplama me-todunuza ve verilerinize göre biraz farklı-lıklar olabilir ama en az her sene oluşan 15 Milyar dolar seviyesinde bir kayıptan söz ediyoruz. Bunun en az yüzde 70’i ilaç ala-nında oluşuyor, onu bir kenara bırakalım, özel bir konu ve tamamen ayrı ele alın-ması lazım. Tüm laboratuvar cihazlarını ve bazı sarfları da tanımı gereği kapsayan tıbbi cihaz sektöründe, ileri teknolojilere dayalı ürünler için ithalat oranımız yüzde 90 seviyesinde. Bu duruma oldukça kö-tümser bir gözle de bakılabilir, gelişen ve dinamik ekonomisi ile bir dönüşüm geçi-ren ülkemiz için çok önemli bir fırsat alanı olarak da görülebilir. Ben kesinlikle ikinci gruptayım, şu anda akademik odağımı ve zamanımın çoğunu bu alanda ülkemizde yapılamayacak denilenleri yapmak üzere gerekli altyapıları ve işbirlikleri ağlarını oluşturmaya adamış durumdayım. Yatı-rım yapmak isteyenlere de sağlık alanını yakından gözlemlemelerini, işin hizmet kısmının dışında da stratejik olarak ken-

dilerini konumlandırmalarını ve tolere edebilecekleri seviyede bir Ar-Ge ve hatta üretim faaliyetine hızlı bir giriş yapmaları-nı tavsiye ediyorum.

Üniversitede Bu Hedef Yönelik Neler Yapılıyor?Bu alanda her kesimin yapması gereken pek çok iş var ama ilk önce üniversiteler olarak bakarsak: bilimsel araştırma yapış şeklimizi, sanayi ile ilişkilerimizi, altyapıları kurgulama ve işletme şeklimizi tepeden tırnağa değiştirmemiz gerekiyor. Biz bir kamu üniversitesinde tüm alışılageldik usulleri zorlayarak ve tabii ki önemli idari destekler alarak bir yerlere geldik. Boğazi-çi Üniversitesi, belki bilinmez ama toplu-ma geniş bir çerçevede fayda sağlamayı gerçek anlamda misyon edinmiş bir üni-versitedir. Yaygın bilinen eğitim odağının yanında, yaşam bilimleri alanını da araştır-ma etkinliğini, artırmayı yönelik stratejik hedeflerinin içine kesin bir dille koymuş durumdadır. Bu alanda en önemli rol, kurucu müdürü olarak çok yakın zamana kadar görev yaptığım Boğaziçi Üniversite-si Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri UYGAR Merkezine düşmektedir (BU-LifeSci). Ül-kemizde diğer üniversitelerde de pek çok

D O S Y A S A Ğ L I K T A A R - G E Ç A L I Ş M A L A R I

P R O F. D R .C E N G İ Z H A N Ö Z T Ü R KKOORDİNATÖR, İNOVITA – İSTANBUL YAŞAM BİLİMLERİ VE TEKNOLOJİLERİ PLATFORMU

KOORDİNATÖR, YAŞAM BİLİMLERİ VE SAĞLIK TEKNOLOJİLERİ, TEKNOPARK İSTANBUL

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ, ENDÜSTRİYEL PROJELER, YAŞAM BİLİMLERİ VE TEKNOLOJİLERİ UYGAR MERKEZİ

Page 25: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 23

süreci ile katılımcı bir stratejik planlama faaliyetini ve endüstriyel ilişkilerimizi ge-liştirmeyi paralel olarak götürmek.

Üniversite Sanayi İşbirliği2011 ve 2012 yılında İstanbul Kalkınma Ajansı`nın verdiği çok özel ve önemli fon-larla, bilimsel araştırmaları ve geliştirilen yeni teknolojileri sanayiyle buluşturma ve ekonomik değere dönüştürme sürecinde ara yüz olarak hizmet veren İnovita Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri İstanbul İşbirliği Platformu ve Sağlık Teknolojileri Kuluçka Merkezi kurulmuştur. Aynı şekilde 2012 yılında Kalkınma Bakanlığı desteğiyle başlatılan özellikle sanayinin ihtiyacı olan temel konularda uzman araştırmacıları yetiştirmek üzere “Yaşam Bilimleri ve Tek-nolojileri Üniversite-Sanayi Araştırmacı Yetiştirme Programı” başlatılmıştır. 2014 yılında sanayiye bu alanda ihtiyaç duy-dukları her türlü eğitim ve danışmanlık hizmetini veren bir yapıyı İnovita markası altında daha kapsamlı olarak kurguluyo-ruz. Sadece Yaşam Bilimlerine ve Sağlık Teknolojilerine, hatta orada da belli konu-

merkez benzer şekillerde kurulmuş ya da kurulmaktadır.

İş Birliğine AçıkBU-LifeSci merkezi, 2009 yılında Kalkınma Bakanlığı’ndan (o zamanki adıyla DPT) alınan bir altyapı proje desteği ile kuru-lum sürecine başlamış olan, şu anda on bir farklı akademik birimden 60’dan fazla akademisyenin aktif katılımıyla yolunda devam eden, disiplinlerarası ve evrensel hedefleri olan bir araştırma merkezidir. Bünyesinde ilk aşamada “Mikrosistem Bazlı (in vivo) Tıbbi Cihaz Geliştirme Biri-mi”, “Deneysel Hayvan Üretim ve Bakım Birimi”, “Akıllı İlaç Taşıma (Test ve Analiz) Birimi” yapılandırılmıştır. Bunların hepsin-de bir tıbbi cihaz odağı gözlemlenebilir. Sahip olduğu kapsamlı laboratuvar altya-pısı ve nitelikli araştırma gücü ile uluslara-rası seviyede bir mükemmeliyet ve cazibe merkezi olma yolunda ilerleyen Yaşam Bi-limleri ve Teknolojileri Uygar Merkezi, ilgili akademik, kamu ve özel sektör kuruluşla-rıyla iş birliğine açık. Bizim merkezimizi di-ğerlerinden ayıran husus; altyapı kurulum

2014 YILINDA SANAYİYE BU ALANDA İHTİYAÇ DUYDUKLARI HER TÜRLÜ EĞİTİM VE DANIŞMANLIK HİZMETİNİ VEREN BİR YAPIYI İNOVİTA MARKASI ALTINDA DAHA KAPSAMLI OLARAK KURGULUYORUZ.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ YAŞAM BİLİMLERİ VE TEKNOLOJİLERİ UYGAR MERKEZİBoğaziçi Üniversitesi Kandilli Kam-pusu Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü binası içerisinde kurulan in vivo Tıbbi Cihaz Geliştirme Labo-ratuvarında (temiz oda) insan vücu-duna giren ve/veya yerleştirilen mik-ro sistem bazlı tıbbi cihazların, klinik kalite deprototiplerinin üretilmesi konusunda çalışmalar yürütülmek-tedir. 250m2 alanda, modüler yapıda hem elektronik (MEMS kapasitesine sahip), hem de tıbbi cihaz (medikal plastik ve metal işleme) kısımlarını içinde taşıyan birbirine özgün bir tasarımla bağlantılı beş farklı Temiz Oda’dan oluşan birim, sadece ülke-miz için değil uluslararası seviyede çalışmalar yapabilecek kapasitedir.

Page 26: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

24 E K İ M 2 0 1 3

Kamu Neler Yapmalı?Son yıllarda kamuda bu alanda her zaman

karşılaştığımız doğru söylemler dışında

önemli eylemler de başlatıldı. Geçen sene

sağlık teknolojilerine odaklı bir fon yok-

ken, TÜBİTAK tarafından bu sene içinde

tam 34 adet yeni çağrıya çıkıldı. Bu alan-

da gerçek anlamda başarılı yürütücülerin

kota sınırlamasının gevşetilmesi dışında

başka bir beklentimiz yok. Bilim, Sanayi

ve Teknoloji Bakanlığı bu alanda gerçek-

ten çok aktif. Kalkınma Bakanlığı’nın da

bizimki gibi başarılı mükemmeliyet mer-

kezlerinin geliştirilmesine ve işletilmesine

yönelik önemli bir destek mekanizmasını

yeniden başlatmasını bekliyoruz. Sağlık

Bakanlığı tarafından bağımsız bir birim

olarak kurulan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz

Kurumu gerçekten çok önemli bir yapı-

lanma içinde, ayrıca Ar-Ge konusunda

kendi içinde yapılanması devam ediyor.

Yalnızca sağlıkta hizmet sunumu tarafın-

daki yapılanmadaki çok hızlı gelişmeler

ve büyük çaplı alımlar bazen korkutucu

oluyor. Sadece kısa vadede bütçesel kay-

gılarla, orta ve uzun vadedeki yerli üreti-

minde teşvik edilmesi konusu bu dönü-

şüm programının ihmal edilir mi, gözden

kaçar mı? İhracat da önemli ama kendi

ülkesinden güç almayan bir sektör başa-

rılı olamayacaktır. SGK ile iş birliği içindeki

Sağlık Bakanlığı’nın sektöre öngörülebilir-

lik sağlaması en önemli bir unsurdur.

Daha Fazla Gayretİleride geçmişe dönüp baktığımızda bu

özel zamanları genel olarak sağlık tekno-

lojileri konusunda ve tıbbi cihaz konusun-

da bir ülkesel dönüşümün başladığı çok

önemli bir dönem olarak göreceğimizi

düşünüyorum. Herkesin kendi alanında

işleri biraz daha iyi yapması, daha fazla

gayretle koordinasyonumuzun artması,

iyi örneklerin bilinmesi ve daha çok des-

teklenmesi, kamunun tarafsız yol gösteri-

ci, destekleyici ve en önemlisi öngörüle-

bilirliği artırıcı konumuna gelmesi yeterli.■

lara odaklıyız; bu tür faaliyetlerde tematik odak net olmazsa fayda sağlamak müm-kün değil. Bu kapsamda ilgili sanayi ku-ruluşlarını yatırımcı ve girişimcilere katkı vermeye, bizleri desteklemeye davet edi-yoruz. Benzer faaliyetler İnoviz çatısı altın-da İzmir’de, OSTİM çevresinde Ankara’da ve daha başlangıç safhalarında başka şe-hirlerde de kurgulanıyor, deneyimlerimizi mümkün oldukça paylaşmalı ve daha iyi koordine olmalıyız.

Teknopark Sağlık Alanının Temel Odaklarından BiriSağlık teknolojileri alanında genel olarak, tıbbi cihaz alanı özelinde pasta o kadar büyük ve yapacak o kadar iş var ki, İnovi-ta kapsamındaki iş birliği faaliyetlerini İs-tanbul, hatta iş birlikleri ile Türkiye çapına taşımak neredeyse bir zorunluluk haline geldi. Bu sene içinde, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve İstanbul Ticaret Odası, mükemmel iş birliği ve geniş vizyonu ile oluşturulmuş Sabiha Gökçen havalimanı yakınlarındaki Teknopark, İstanbul sağlık alanını temel odaklarından biri olarak seç-ti. Orada da sağlığa özel bir ileri kuluçka, özel lablar ve bir medikal Ar-Ge kümelen-mesi oluşuyor.

GEÇEN SENE SAĞLIK TEKNOLOJİLERİNE

ODAKLI BİR FON YOKKEN, TÜBİTAK

TARAFINDAN BU SENE İÇİNDE TAM 34 ADET

YENİ ÇAĞRIYA ÇIKILDI.

D O S Y A S A Ğ L I K T A A R - G E Ç A L I Ş M A L A R I

Page 27: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

A Step CloserMindray sürekli olarak bulunduğunuz bölgede teknik servis

hizmeti ve desteği sağlamaktadır.

3 yerleşik servis noktası ve ofise ek olarak 2 servis noktası daha planlanmaktadır. Tüm Türkiye’de 400 ‘den fazla hastaneye doğrudan teknik servis hizmeti verilmektedir

İstanbul Ofis:Mindray Medİkal Teknolojİ İstanbul Ltd. Ştİ.Address: 29 Ekim Cad. Kuyumcukent 2 Nolu Plaza Kat:2 Daire:1, Yenibosna, İstanbulTel: (90-212) 4820 877Fax: (90-212) 4820 878Service Hotline: (90-532)7558588E-mail: [email protected]: [email protected]

Ankara Ofis:Mindray Medİkal Teknolojİ İstanbul Ltd. Ştİ.Address: Hilal Mah. Aleksander Dubçek Caddesi No:18 / A, Yıldız Çankaya, AnkaraTel: (90-312) 441 96 92Fax:(90-312) 441 96 93Service Hotline: (90-532)7558588E-mail: [email protected]: [email protected]

Teknik Servis ve Destek Hattı

0532 7558588

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

客服广告.pdf 1 2013-7-30 16:25:33

Page 28: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

26 E K İ M 2 0 1 3

Sağlık Araştırmaları Hayatımızı KolaylaştıracakÜlkemizde planlı araştırmaları real ortamda yapmak için sağlık verilerinin doğru toplanmasına ve şeffaf yayınlanmasına, ülke ihtiyaçlarına uygun örgütlenmede yapılan araştırmaların sahada uygulanmasına ihtiyaç var

Bilimin başlangıcı Galile sayesinde oldu.

Çünkü Galile ilk ölçülen, tekrarlanan de-

neyleri planladı ve uyguladı. Aristo teo-

riler üretirken, uygulama alanına Galile

yükseltti. Aristo ‘kadınların ağzındaki diş

sayısı erkeklerden azdır’ demiştir. İki defa

evlenmiş olmasına rağmen eşlerinin ağız-

larını açıp saymamıştır. Galile ise Piza Ku-

lesinden yerçekimi deneyleri yapmış, ölç-

müş ve ispatlamıştır. Bu sebeple bilimin

babası Galile kabul edilir.

Veriler İyi ToplanmalıSağlık bilimlerinde araştırmalar yapılır-

ken istatistiki veriler çok önemlidir. Akıl

ile yapılan çalışmalarda AB ve ABD, sağlık

araştırmalarını muhakkak halkın gerçek

ihtiyaçlarına dayandırır. Bu amaçla veri

toplayan kurumlar kurulmuştur ve top-

lanan doğru verilere bütün devlet iman

eder, uygular. Son 20 yılda hasta elekt-

ronik dosyalamasının hızla yaygınlaşması

ülke verilerinin daha hızla ve doğru top-

lanmasına ve şeffaf değerlendirilmesine

imkan sağlamıştır.

Araştırma DestekleriAvrupa Birliği’nde sağlık araştırmalarına yapılan yatırımın iki temel amacı vatan-daşlarının sağlığını iyileştirmek ve sağlıkla ilgili endüstri ve sağlık hizmet sektöründe dünya ölçeğinde rekabet gücünü geliş-tirmektir. Halen bütün dünyada yılda 7 trilyon dolar harcanan sağlık hizmetleri en önemli ekonomik faaliyet alanlarından biridir. AB’nin 2007-2013 Framework Ça-lışma döneminde 6.2 milyar Euro sağlık araştırmalarına ayrılmıştı. 8. çalışma döne-minde AB endüstrisi bilimsel araştırmayı desteklemek için 22 milyar Euro ayırdı (22 Billion Euro Horizon 2020 EU Industry Join for Research and Innovation). AB geleceğini planlarken sağlık alanında en büyük payı biyoteknolojiye ayırdı. Labo-ratuvarlarında yapılacak araştırmalar için öncelikle araştırma laboratuvarlarının de-netlenmesi için ortak mekanizma kurdu. Bu merkezlerde uygulanacak kılavuzları yayınladı. AB düzeyinde veri toplayacak sistemleri bütün üye ülkelerin iç yapıla-rına yerleştirdi (Biotechnology, Tools and Technologies, Large-scaledatagathering & Systems Biology, ECRIN).

D O S Y A

U Z . D R . AY Ş E T U R A N M A

S A Ğ L I K T A A R - G E Ç A L I Ş M A L A R I

Page 29: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 27

için bilimsel araştır-ma altyapı şartları yayınlandı (researchinfrastructures). AB araştırma fonlarından fayda-lanmak veya AB araştırmala-rına ortak olmak artık yalnız-ca AB’den ilan edilmiş ilgili kalite standartları ve kriter-lerini laboratuvarlarınızda uygulamakla mümkündür.

Altyapı StandartlarıAraştırmalar alanında ERIC (European Reasearch Infrastructure Consortium) ile bütün bilim dallarında altyapı standartları takibe alındı. Bu çerçevede sağlık bilim-lerinde BBMRI (Biobanking and Biomole-cular Resources Research Infrastructure), EATRIS (European Advanced Translatio-nal Research Infrastructure in Medicine)

Yeni Tedavi ProtokolleriHer vakada hastalıkların seyri bi-raz daha şahsa özel olabilir. Bu konu-da tedaviler şahsa göre özelleştirilebilir. Elektronik sistemler geliştiği sebebi ile hastalardan toplanan muazzam datalar üzerinde bilgisayar programları ile değer-lendirmeler yaparak yeni tedavi protokol-leri her gün daha çok detaya inmektedir.

Bütün dünyada insan ömrü uzaması se-bebi ile yaşlılıkta hastalıkların seyri de farklılıklar göstermektedir. İnsanın geliş-mesi ve yaşlanma konusunda AB özel bir araştırma alanı açmıştır (Human Develop-ment and Ageing).

AB 2020 programına 1 Ocak 2014 tarihin-de başlayınca en kabiliyetli bilim adam-larını destekleyerek Avrupa’yı dünyanın bilim merkezi haline getirecek bütün ted-birleri aldı ve sistemleri kurdu (European Research Council). Gelecekteki ve geliş-mekte olan teknolojileri fonlayan kaynak oluşturuldu (FRT). Marie Curie Actions - Bilimsel çalışma programları ile bilim adamlarına sistemli eğitim imkanları sağ-ladı. Avrupalı bilim adamlarının kullanımı

AB GELECEĞİNİ PLANLARKEN SAĞLIK ALANINDA EN BÜYÜK PAYI BİYOTEKNOLOJİYE AYIRDI.

Page 30: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

28 E K İ M 2 0 1 3

toplama sistemlerinin gelişmesine paralel kontrol altına girmektedir. Halen ABD’de FDA (Food and Drug Administration), CDC (Center for Disease Control and Pre-vention), CMC (Centersfor Medicare and Medicaid Services) ve IOM (Institute of Medicine) ülke çapında elektronik ortam-da toplanan sağlık verileri değerlendir-melerine bağlı Federal Hükümetin 60 mil-yar dolarlık yıllık araştırma fonunu dağıtır. Özel sektörün katkısı ile yılda yaklaşık 100 milyar dolarlık sağlık araştırma desteği da-ğıtılır.

Dünyanın lokomotif merkezleri sağlık araştırmalarına harcayacakları her kuruşu yalnızca halktan toplanan sağlık istatis-tikleri çerçevesinde planlı harcarlar. Ül-kemizde planlı araştırmaları real ortamda yapmak için sağlık verilerinin doğru top-lanmasına ve şeffaf yayınlanmasına, ülke ihtiyaçlarına uygun örgütlenmede yapı-lan araştırmaların sahada uygulanmasına ihtiyaç vardır. Özellikle üniversitelerdeki araştırmalarda duplikasyonlar önlenmeli-dir. Bilim adamlarının yabancı dil bilmesi şarttır. İspat, ölçme, tekrarlana bilirlik ve istatistiğe dayanır. Ülkemizin sağlık araş-tırmaları hayatımızı kolaylaştıracak ve gü-zelleştirecektir. ■

ve ECRIN (European Clinical Research In-frastructures Network) kuruldu. Bunların yanında dijital ortamda bilimsel datanın paylaşılabilmesi için CLARIN ve SHARE sis-temleri meydana getirildi.

Sağlık Araştırmalarının AB ülkelerinde yü-rütülmesinin bilimsel takibi EATRIS’den yapılabilmektedir. Gözlemci olarak ve iştirak halinde EATRIS’e katılmak müm-kündür. Halen 70 üyesi olan sağlık araştır-maları grubunda Norveç’in 8 merkezi fa-aliyettedir. ERA (European Research Area) Avrupa Birliği içinde benzer araştırmaların birbirinden haberdar olması ve ikilemeleri (duplications) önleme amacı ile takip sis-temidir. AB ülkelerinde araştırma geliştir-meye GSMH’nın yüzde 3’ünün ayrılması kararı alınmıştır (Communıcatıon From The Commıssıon To The Europeanparlia-ment, The Council, The European Econo-mic And Socialcommittee and The Com-mittee Of The Regionshorizon 2020 - The Framework Programme for Researchand Innovation).

Araştırma FonuSonuç olarak AB ülkelerinde sağlık araş-tırmaları hızlı bir şekilde elektronik bilgi

AB ÜLKELERİNDE SAĞLIK

ARAŞTIRMALARI HIZLI BİR ŞEKİLDE

ELEKTRONİK BİLGİ TOPLAMA SİSTEMLERİNİN

GELİŞMESİNE PARALEL KONTROL

ALTINA GİRMEKTEDİR.

D O S Y A S A Ğ L I K T A A R - G E Ç A L I Ş M A L A R I

Page 31: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

MindrayilanOK.fh11 5/27/13 6:09 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 32: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

30 E K İ M 2 0 1 3

U Z M A N G Ö R Ü Ş Ü

Ulusal Metroloji Enstitüsü Sözlüğüne göre

kalibrasyonun tanımı “Bir ölçüm donanı-

mının aynı veya bir üst seviye donanım

ile uygun bir ortamda karşılaştırılması ve

sonuçların doküman haline getirilmesi

işlemi.” En genel anlamda, “Bir ölçüm ci-

hazının veya referansın gösterdiği değer-

le göstermesi gereken değer arasındaki

farkın belirlenmesidir. Diğer bir deyişle

kalibrasyon, ölçüm cihazı ve ölçüm refe-

ransının karşılaştırılması sonucu elde edi-

len sonuçların değerlendirilmesi işlemidir”

şeklinde tanımlanmıştır. Kalibrasyon ile

cihazın ölçüm değerlerindeki sapmalar

tespit edilir.

Hastayı Tehdit Eder

Düzenli olarak kalibrasyonu yapılan, ba-

kım ve onarımları aksatılmayan tıbbi ci-

hazlar hem kullanıcıya hem hastaya ge-

rekli olan güveni sağlarken, kalibrasyon

ve bakımları düzenli yapılmayan cihazlar

hasta ve kullanıcı sağlığını her geçen gün

dozunu biraz daha artırarak tehdit eder

hale gelecektir.

Sağlık kuruluşlarının etkin ve verimli ola-rak hizmet üretebilmelerini desteklemek amacıyla sağlık hizmetini nitelik ve nice-lik açısından artırabilmek için teknolojiyle uyumlu, tanı ve tedaviye destek olan tıbbi cihazlar kullanmakta ve bu kullanım gide-rek yaygınlaşmaktadır. Sağlık kuruluşların-da tıbbi cihaz yönetimi ve cihazların kalib-rasyonu önemli bir yer almaktadır.

Yönetim SüreciTıbbi cihaz yönetiminde; insan gücü, tıb-bi cihaz planlaması ve değerlendirme, bütçeleme ve finansman, satın alma ve lojistik, montaj ve görevlendirme, eğitim ve beceri geliştirme, çalışma ve güvenlik, bakım ve onarım ile faaliyetine son verme ve elden çıkarma faaliyetleri tıbbi cihaz yö-netim sürecinin temel unsurlarıdır.

Kalibrasyon Nedir?Kullanılan cihazların verimliliği ve ölçü-mü açısından değerlendirilme işlemleri giderek bilinçli kullanım amacına doğru hizmet etmektedir. Genellikle kalibrasyon cihaz ayarı yapılması gibi algılanmaktadır;

Kalibrasyon Çalışmaları Verimliliğin Artırılmasında Kilit Rol OynuyorSağlık kuruluşlarında tıbbi cihaz yönetimi ve cihazların kalibrasyonu önemli bir yer almakta

Y E T E R A K M E Ş ESAĞLIK YÖNETIMI UZMANI SAMSUN SAĞLIK İL MÜDÜRLÜĞÜ

Page 33: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 31

temine kayıtlı sicil kartı çıkartacak olursa cihazların hangi aşamalardan geçtiğini ge-riye dönük izleme imkânı bulacaktır. Oto-masyon ile tıbbi cihazın bakım-onarım takibi, kalibrasyon takipleri ve kullanım durumu takipleri yapılabilinecektir. Tıbbi cihaz sicil kartı, cihazla ilgili onarım ya da atıl duruma geçmesine karar verilmesinde fayda sağlamaktadır.

Tıbbi cihaz yönetimi için kalibrasyon aşa-ması da dikkate alınarak bir otomasyon sistemi kurulabilinir. Kamu ve/veya özel sağlık kuruluşlarında uygulanabilir tıbbi cihaz yönetim süreçleri aşamalarını aşa-ğıdaki şekilde sıralayabiliriz (T.C. Sayıştay Başkanlığı,2005. S:55-73);

• CihazAlımıÖncesiAşama• CihazAlımıAşaması• AlımSonrasıkullanımaşaması• Tıbbicihazınatıl/hurdadurumunabıra-

kılması• Otomasyonsistemiyleuyumu

Alım İhtiyaca Göre BelirlenmeliSağlık kuruluşlarının azami dikkat edece-ği hususlar öncelikle cihaz alımı planının ihtiyaca ve kullanacak olan personele göre belirlenmesi gerekir. İhtiyaç olunan cihazın alımı sonrasında kullanacak kalifi-ye personelin olmaması ya da kurumdan ayrılması sonucu alınan cihaz atıl duruma düşebilir.

Cihaz Kontrol EdilmeliAlımı planlanan cihaz için fizibilite çalış-ması yapılmalı ve hangi koşullarda tedarik edileceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Alımı düşünülen tıbbi cihazın ulusal ve uluslararası standartlara ve yasal mevzuata uygunluğu kontrol edilmelidir. Ülkemizde; “Tıbbi Cihaz Yönetmeliği”, “Vücuda Yerleş-tirilebilir Aktif Tıbbi Cihazlar Yönetmeliği” ve “Vücut Dışında Kullanılan (in vitro) Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği” kapsamındaki tıbbi cihazların satın alınmaları aşamasın-da dikkat edilmesi gereken hususlar yö-netmelikler kapsamında değerlendirilmeli

Sağlık kuruluşlarımız teknolojik gelişmele-re ayak uydurmak, etkin ve verimli hizmet sunmak için emek yoğun işletme olma özellikleri zaman içerisinde azalmaya başlamakta ve teknoloji yoğun işletmeler haline doğru bir gidiş sergilemektedir. Bu sebeple teknolojinin ve teknoloji ürünü olan tıbbi cihazların da verimli bir şekilde kullanılması kaçınılmaz olmaktadır. Sağlık kuruluşlarında etkin ve verimli bir tıbbi ci-haz yönetim sisteminin oluşturulması ihti-yaç haline gelmektedir.

Cihaz ve Personel Planlaması2005 yılı Mart ayında T.C. Sayıştay Baş-kanlığı, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hasta-nelerde ilaç, tıbbi sarf malzemesi ve tıbbi cihaz yönetimi konusunda “Performans Denetimi Raporu”na göre tıbbi cihazların verimli kullanılabilmesi için insan gücü, tıbbi cihaz planlamasından bütçeleme ve finansmana, bakım ve onarım ile faaliyeti-ne son verme ve elden çıkarma faaliyetleri aşamasına kadar birçok değerlendirme mevcuttur. Tıbbi cihaz yönetimi için ön-celikle sağlık kuruluşlarının bünyesinde bulunan cihazların genel durum raporu oluşturulması gerekmektedir. Kuruluşun hangi alanlarda sağlık hizmeti vereceği ya da verdiği duruma göre cihaz ve personel planlaması yapılması cihazların etkin kul-lanılmasını sağlayacaktır. İhtiyaçlara göre yeni cihaz alımı belirlenmeden önce mev-cut kullanımda olan cihazların ekonomik ömrü belirlenmeli, maliyet/finansal analiz sonuçlarına göre bakım ve onarım ya da atıl kararları alınmalıdır. Teknolojik geliş-meleri takip etmek amacıyla ve hastalara en son en yeni güvenilir teşhis ve tedavi hizmetlerinin verilmesi düşüncesiyle yeni cihaz alımına da gidilmektedir. Bazı cihaz-lar için alım yapmak yerine leasing yönte-mi kullanılmakta veya mülkiyeti firmada kalmak kaydıyla sarf karşılığı cihaz kullanıl-maktadır.

Kalibrasyon TakipleriSağlık kuruluşu kendi mevcudunda bu-lunan her tıbbi cihaz için otomasyon sis-

KURULUŞUN HANGİ ALANLARDA SAĞLIK HİZMETİ VERECEĞİ YA DA VERDİĞİ DURUMA GÖRE CİHAZ VE PERSONEL PLANLAMASI YAPILMASI CİHAZLARIN ETKİN KULLANILMASINI SAĞLAYACAKTIR.

Page 34: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

32 E K İ M 2 0 1 3

Adet TespitiKurulan otomasyon sistemi ile bir sağlık

kurumunun bünyesinde, tıbbi cihazlarla

ilgili herhangi bir anda hangi tür cihazdan

ne miktarda (adette) olduğu tespit edile-

bilmektedir. Kapsamlı, güncel, doğru ve

güvenilir bilgi ve verilere dayalı otomas-

yon sisteminden yararlanılmalıdır.

Tıbbi cihaz yönetimi; kamu yada özel sağ-

lık kuruluşlarında tıbbi cihaz teknolojisinin

uygun olarak seçilmesini, doğru ve en

yüksek kapasitede kullanılmasını ve uzun

süre kullanılabilir olmasını sağlayan bir sü-

reçtir. Etkili ve verimli tıbbi cihaz yönetimi

ve kalibrasyon çalışmaları sağlık kuruluş-

larında verimliliğin artırılmasında kilit rol

oynamaktadır. ■

KAYNAKLAR

1- Ulusal Metroloji Enstitüsü Sözlüğü

2- T.C. Sayıştay Başkanlığı, 2005, “Performans Denetim

Raporu: Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanelerde İlaç,

Tıbbi Sarf Malzemesi ve Tıbbi Cihaz Yönetimi” , Ankara.

3- “Tıbbi Cihaz Yönetmeliği”, 7 Haziran 2011 tarih ve

27957 sayılı T.C. Resmi Gazete.

4- “Vücuda Yerleştirilebilir Aktif Tıbbi Cihazlar Yönetme-

liği”; 7 Haziran 2011 tarih ve 27957 sayılı T.C. Resmi

Gazete.

5- “Vücut Dışında Kullanılan (in vitro) Tıbbi Tanı Cihazları

Yönetmeliği”, 9 Ocak 2007 tarih ve 26398 sayılı T.C.

Resmi Gazete.

U Z M A N G Ö R Ü Ş Ü

TIBBİ CİHAZ YÖNETİMİ; KAMU

YADA ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARINDA

TIBBİ CİHAZ TEKNOLOJİSİNİN UYGUN OLARAK

SEÇİLMESİNİ, DOĞRU VE EN

YÜKSEK KAPASİTEDE KULLANILMASINI

VE UZUN SÜRE KULLANILABİLİR

OLMASINI SAĞLAYAN BİR SÜREÇTİR.

ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası kayıtları kontrol edilmelidir (kay-nak no:3-4-5).

Alım sonrası kullanım aşamasında cihaza uygun teknik personel/personeller, cihaz bakım-onarım, kalibrasyon periyotlarının belirlenmesi ve otomasyon sistemine kay-dının yapılarak cihaz sicil kartı oluşturul-malıdır. Cihazın maliyet kontrolü yapılmalı ve üretilen hizmetlerin maliyeti hesaplan-malıdır.

Verimlilik Değerlendirilmesi YapılmalıTıbbi cihazın kullanım dışı bırakılması hur-daya ayrılması kararının alınmasında, ciha-zın kuruluşa sağladığı maliyet hesaplanır. Eskiyen, garanti süresi dolan cihazların ba-kım-onarım için harcanan bedellere göre ve/veya kullanım oranına göre faydası öl-çülmelidir. “Tıbbi cihazlar ile ilgili olarak ya-şam döngüsü kayıtlarını ihtiva eden Tıbbi Cihaz Sicil Kartı ve bakım ve onarımlarına ilişkin bilgileri içeren dosyalar tutulmalı ve bu bilgiler cihazın ekonomik ömrüyle karşılaştırılarak verimlilik değerlendirmesi yapılmalıdır. Cihazın onarımına veya hur-daya ayrılmasına yapılan bu değerlendir-me sonucunda karar verilmelidir.” (T.C. Sa-yıştay Başkanlığı,2005. S:73)

Page 35: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 36: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

34 E K İ M 2 0 1 3

U Z M A N G Ö R Ü Ş Ü

tane Birlikleri Kurumunun kurulmasındaki esas amaç ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin hakkaniyete, halkın ihtiyaç ve beklentilerine uygun, kolay erişilebilir, verimli, kaliteli ve etkin şekilde sunulma-sını sağlamaktır. Çeşitli kamu idarelerine bağlı olarak faaliyet gösteren hastanelerin tek çatı altında toplanarak kamu kaynakla-rının verimsiz kullanımının engellenmesi, madde ve insan gücündeki kamu kaynak-larının tek merkezden planlanması amacı ile kurulan kamu birlikleri uygulaması ile hastaneler yeni bir döneme girmiştir. Bu uygulama ile halkın ihtiyaç ve beklenti-lerini karşılayan, kolay erişilebilir, verimli, kaliteli ve etkin; hasta ve çalışan mem-nuniyetini ön plana alan yönetim modeli benimsenmiş böylece yerinden yönetim güçlenerek, hizmetin daha esnek bir mo-delle verilmesinin önü açılmıştır.

İşletme Mantığı İle YönetiliyorPerformansa dayalı uygulamalar ile has-taneler, hasta ve çalışan memnuniyeti, hizmet altyapısı, kalite ve verimlilik konu-larında değerlendirilmeye tabi tutularak, özel hastanelerde olduğu gibi aldıkları pu-anlara göre A, B, C, D, E sınıflarına ayrılmış böylece kamu hastanelerindeki var olan

Sağlıkta dönüşüm kapsamında çeşit-li kamu idarelerine bağlı olarak faaliyet gösteren hastanelerin tek çatı altında toplanarak kamu kaynaklarının verimsiz kullanımının engellenmesi, madde ve insan gücündeki kamu kaynaklarının tek merkezden planlanması amacı ile kurulan Kamu Birlikleri uygulaması ile hastaneler yeni bir döneme girmiştir.

Son 10 yılda ülkemizde sağlık sistemini, hemşirelik eğitimini, sağlık kurumlarının yeniden yapılandırılmasını ve sağlık mes-leklerinin uygulamalarını etkileyecek pek çok değişim ve düzenleme gerçekleşti-rilmiştir. Özellikle sağlık sisteminde 2003 yılından itibaren Sağlıkta Dönüşüm Prog-ramının bileşenleri olan Aile Hekimliği Uygulaması, Performansa Dayalı Ödeme, Tam Gün Yasası, GSS Kanunu, 8 Mart 2010 Hemşirelik Yönetmeliği, Kamu Hastanele-ri Birlikleri Kanunu yürürlüğe girmiş olup tüm bu gelişmelerin sağlık sisteminin en önemli bileşenlerinden biri olan hemşi-relik mesleğine gözle görülür yansımaları olmuştur.

Yerinden Yönetim GüçlendiBu değişim sürecinin en önemli ve ses ge-tiren bileşenlerinden biri olan Kamu Has-

Kamu Hastane Birlikleriyle Hemşirelik Mesleğinin Bağımsız Bir Meslek Olduğu VurgulandıSağlık bakım hizmetleri müdürleri yönetimde daha etkin ve yetkin rol oynuyor

AY T Ü N L E Y M U NDR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Page 37: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 35

sağlık bakım hizmetleri müdürlükleri oluş-turulmuş sağlık bakım hizmetleri müdür-leri hastanelerde tıbbi hizmetler ve idari hizmetler müdürleri ile yatay ilişkide ve aynı yetkilere sahip olarak direkt hastane yöneticiliğine bağlanmıştır. Bu uygulama ile sağlık bakım hizmetleri müdürlerinin yönetimde daha etkin ve yetkin rol oyna-dıkları söylenebilir. Ayrıca bu uygulama hemşirelik mesleğinin bağımsız bir meslek olduğunu vurgulamıştır.

Bazı Sorunlar YaşanabilirAncak sağlık bakım hizmetleri müdürü, lisans mezunu hemşire/diyetisyen/eczacı gibi bir meslek elemanı tarafından yapıla-bilecektir. Nitekim sağlık bakım hizmetleri müdürü hemşire atanmayan kurumları-mız vardır. İlerleyen dönemlerde sağlık ba-kım hizmetleri müdürlerinin başka meslek gruplarından seçilmesi hemşirelik adına yönetsel açıdan sorunları da beraberinde getirecektir. Hastanelerin çeşitli hizmet

sorunların azaltılmasının yanı sıra hasta-nelerin kendi gelirlerini edinme, bunları hizmet gereklerine göre kullanmaları sağ-lanarak etkililik ve verimlilik ön plana alın-mış, hastaneler bir işletme mantığı ile yö-netilmeye başlanmıştır. Yönetici kadroların sözleşmeye tabi tutulması, performansın ve hizmet kalitesinin önemli bir kriter ol-masının yolunun açmıştır.

Genel sekreterlik bünyesinde temel hasta-ne hizmetleri; tıbbi hizmetler, mali hizmet-ler ve idari hizmetler başkanlığı olmak üze-re üç başkanlık kurulmuştur. Birliğe bağlı hastaneler hastane yöneticisi tarafından yönetilir. Hastane yöneticisine bağlı olarak başhekimlik, idarî ve malî işler ile sağlık ba-kım hizmetleri müdürlükleri kurulmuştur.

Hastane Birlikleri ve Hemşirelik HizmetleriKamu birliklerinin hemşirelik hizmetleri açısından getirisine baktığımızda hastane-lerde başhemşirelikler kaldırılarak yerine

KAMU HASTANE BİRLİKLERİ KURUMUNUN KURULMASI HEMŞİRELİK HİZMETLERİ İNSAN KAYNAKLARININ ETKİN VE VERİMLİ KULLANILMASINDA OLUMLU ADIMLAR ATILMASINI SAĞLANMIŞTIR.

Page 38: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

36 E K İ M 2 0 1 3

birçok kurumda Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürleri eski başhemşirenin görevlerini yürütmektedir.

Hemşirelik hizmetleri açısından; genel sekreterlik bünyesinde tıbbi hizmetler, idari hizmetler ve mali hizmetler başkan-lıkları kurulmuş olmasının yanı sıra Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü uygulama-larını tek merkezden yönetecek, denetle-yecek, bakım standartları oluşturabilecek bir başkanlığın olması hizmette işlerliği ve verimliliği artıracağı kanaatindeyim.

Disiplin Yönetmeliği DeğişmeliGenel olarak Kamu Hastane Birlikleri Ku-rumunun kurulması hemşirelik hizmetleri insan kaynaklarını etkin ve verimli kul-lanılmasında olumlu adımlar atılmasını sağlanmıştır. Verimlilik karneleri oluşturu-larak hastanelerin değerlendirmeleri daha efektif bir şekilde yapılmaktadır. Yönetim açısından Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür-lerinin yönetimde daha etkin ve yetkin rol oynadıkları görülmüştür. Yataklı Tedavi İşletme Yönetmeliğinin düzenlenmesi, di-siplin yönetmeliğinin değişmesi hemşire-lik hizmetlerinin yönetimi açısından saha-da yaşanan sıkıntıların çözümünde etkili olacaktır.■

alanlarında en fazla sayıda çalışan olarak hemşirelerin, hizmetlerinin yönetiminin kendi üyeleri tarafından yürütülmesi pro-fesyonel meslek ölçütleri açısından da bir gerekliliktir. Bu nedenle sağlık kuruluşu-nun en çok çalışan sayısına sahip, kendi-sine özgü görevleri ve sorumlulukları olan hizmet alanı bu kadar geniş bir meslek grubunun bu mesleği tanıyan, bu alanda eğitim almış, bu mesleğin sorunlarını an-layan, mesleğin etiğine uygun davranan ve kendi içlerinden seçilen yöneticiler ta-rafından yönetilmelidir.

İkilemler Yaşanıyor31.10.2012 tarihli ve 3131 sayılı makam onayı ile yürürlüğe giren Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Taşra Teşkilatı Çalış-ma Usul ve Esasları Hakkında Yönergeye göre sağlık bakım hizmetleri müdürünün görevleri arasında kurum politikaları doğ-rultusunda hasta bakım hizmetlerinde çalışan personelin performans ve verimli-liğini değerlendirerek, verimliliği artırmaya yönelik tedbirleri almak olmasına rağmen 26 Kasım 2012 tarihinde yayınlanan disip-lin yönetmeliğine göre de hemşirelerin yönetimi Sağlık Bakım Hizmetleri müdür-lüğüne verilse de disiplin ile ilgili kararlar Klinik Eğitim ve idari sorumlularına, Başhe-kim ve Hastane Yöneticisine bağlanmıştır. Bu durum sahada ikilemler yaşanmasına sebep olmuştur.

Eski Başhemşire Görevleri YürütülüyorDiğer yandan aynı yönetmeliğe göre sağ-lık bakım hizmetleri; sağlık tesisine başvu-ran hastaların kabulünden ayrılış işlemleri tamamlanana kadar geçen süre içerisinde, müdavi hekimin teşhis, tedavi ve rehabi-litasyon hususlarındaki direktifleri dikkate alınarak hasta ve çalışan hakları, güvenliği ile memnuniyeti ilkeleri çerçevesinde su-nulan hizmetler ile hastanın nakli, sosyal destek sağlanması, hizmete erişiminin ko-laylaştırılmasını sağlamaya yönelik sunu-lan hizmetlerin bütünüdür denilmektedir. Fakat Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü kapsamında yer alacak olan hizmet birim-leri ve çalışanları hâlâ netleşmediğinden

U Z M A N G Ö R Ü Ş Ü

YATAKLI TEDAVİ İŞLETME

YÖNETMELİĞİNİN DÜZENLENMESİ,

DİSİPLİN YÖNETMELİĞİNİN

DEĞİŞMESİ HEMŞİRELİK HİZMETLERİNİN

YÖNETİMİ AÇISINDAN SAHADA YAŞANAN

SIKINTILARIN ÇÖZÜMÜNDE ETKİLİ

OLACAKTIR.

Page 39: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

M E D İ K A L P L U S N İ S A N 2 0 1 3 113

Welch Allyn Connex® Integrated Wall System

Hemoglobin (SpHb®), SpO2, nabız hızı ve perfüzyon indeksininnoninvaziv ve anlık ölçümü için

Maksimum klinik esneklik için, birden fazla yapılandırmaya sahip yükseltilebilir rainbow® teknolojisi sağlar

Fulya Mah. Vefa Bayırı Sok. No:4 Gayrettepe / İstanbulTel: 0212 272 57 00 - Faks: 0212 272 42 43www.istemsa.com

Pronto-7™

Welch Allyn Connex®Vital Signs Monitor 6000 Seriesand Accessory Cable Management Stand• Full dokunmatik renkli ekran• SureBP özelliği sayesinde 15 saniyede tansiyon ve nabız ölçümü• Yetişkin, Pediatrik, Yenidoğan seçenekleri• Masimo modülüyle total hemoglobin ölçüm özelliği

Bilgileri hastane EMR sistemine wireless olarak

gönderme özelliği sayesinde kağıt tüketimi

ve zaman kaybını azaltır.Elle kayıtlarda

oluşabilecek hataları engeller.

Radical-7™

Page 40: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

38 E K İ M 2 0 1 3

R Ö P O R T A J

Kamu Hastane Birlikleri ile neler değişti? Yaşanan en büyük değişiklik ne olmuştur?

İnsanoğlu yaratılan en güzel varlıktır. Ade-ta muhteşem bir sanat eseri olarak dizayn edilmiştir. Bu nedenledir ki mahlukatın en şereflisi olabilecek özelliklere hayizdir. Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesin-de sorunlara semptomatik, günübirlik çözüm yaklaşımları yerine sebebe ve et-yolojiye yönelik köklü çözümler üretme yoluna gidilmiştir. Tespit edilen bu prob-lemler özelliklerine ve aciliyetine göre bir sıralamaya tabi tutularak ortadan kaldırıl-maya gayret gösterilmiştir. Bu şekilde de-ğerlendirildiğinde problemlerin üç temel başlık altında çözüldüğünü söyleyebiliriz.

Birincisi hizmet alanında köklü bir zih-niyet değişimi ile problemlere insan ve çözüm odaklı, hakkaniyet ölçütleri için-de yaklaşılmıştır. Bu meyanda yapılanla-ra göz attığımızda kamu hastanelerinin tek çatı altında birleştirildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bir bütün haline getirildiğini, 18 yaş altı sağlık hizmetinin

Kamu Hastaneler Kurumunun kurulmasındaki hizmet anlayışınız nedir?

Sağlık Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkila-tı’nın yeniden yapılandırılması hakkındaki 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden Kamu Hastaneler Kurumunun kurulması ile her ilde Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterlikleri oluşturulmuş, hastanelerimizde kurumsal bir reform sü-reci gözle görülür bir hâl almıştır. Kamu Hastaneler Kurumu aynı zamanda Sağlık-ta Dönüşüm sürecinin temel unsurların-dan biridir. Birliğimiz ve birliğimize bağlı sağlık tesisi yöneticilerimiz ve çalışanla-rımızla “İnsanların en hayırlısı insanlara hizmet edendir” anlayışıyla çıktığımız bu yolda amacımız hasta ve hasta yakınları-nın hastaneye girdikleri andan itibaren misafir olarak görülmelerini, bu süreci en kısa zamanda ve güvenli bir şekilde ge-çirmelerini, kaliteli hizmet anlayışıyla şef-faf ve güvenilir bir sağlık hizmeti sunarak sağlıklı, mutlu ve memnun olarak tesisten ayrılmalarını sağlamaktır.

Kamu Hastane Birlikleriyle Kamu Hastanelerimiz İmaj DeğiştirdiGerek fiziksel gerekse yönetim anlayışı ve tıbbi donanımıyla hizmet uygulamalarında takip-kontrol sistemini artırmış, sürekli değerlendirmelerle ihmali en aza indirmeye çalışmış ve farkındalığın oluşmasını sağlamıştır

U Z . D R . M .YAV U Z G Ö Z Ü K A R A MERSİN KAMU HASTANELER BİRLİĞİGENEL SEKRETERİ

Page 41: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 39

HİZMET ALANINDA KÖKLÜ BİR ZİHNİYET DEĞİŞİMİ İLE PROBLEMLERE İNSAN VE ÇÖZÜM ODAKLI, HAKKANİYET ÖLÇÜTLERİ İÇİNDE YAKLAŞILMIŞTIR.

hizmet satın alınmasının önü açıldı. Yine hizmet satın alınması yoluyla sağlık hiz-met sunumunun ihtiyaç duyduğu temiz-lik, güvenlik, bilgi işlem, otomasyon, ye-mek, hasta karşılama gibi hizmetler satın alınarak en iyi şekilde hizmet verilmesinin yolu açıldı. Engelli tuvaletleri, engellilere ait diğer özel düzenlemeler, hasta mah-remiyetini önemseyen yaklaşımlar ile pek çok yenilikler gerçekleştirildi. Acil hizmet sunumunun en önemli basamakları olan yoğun bakım sayıları ve seviyeleri yük-seltildi. Nitelikli oda dediğimiz tuvalet ve banyosu içinde olan bir ve iki kişilik oda sayılarının arttırılması çalışmaları başlatıldı ve 2015’e kadar Türkiye’deki tüm hastane-lerin bu standarta ulaştırılması için yeni hastaneler ve şehir hastaneleri projeleri hayata geçirildi.

ücretsiz verildiğini, evde bakım hizmet-leri ve toplum ruh sağlığı merkezlerinin açıldığını, 112 acil hizmetlerinin belirgin olarak yaygınlaştırıldığı ve etkinliğinin art-tırıldığını ayrıca ücretsiz verildiğini, sosyal güvenlik kapsamındaki herkesin özel sek-törden hizmet almasının önünün açıldı-ğını, KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama Ve Eğitim Merkezi) sayı ve etkinliğinin arttırıldığını, psikososyal destek ve krize müdahale odalarının açıldığını, hizmet kalite standartlarının geliştrilerek dene-tim mekanizmalarının etkinleştirildiğini, hizmetlerin kayıt altına alındığını, hasta ve çalışan hakları ve güvenliği konusunda çok ciddi çalışmaların başlatıldığı gibi bir-çok hizmetleri bir çırpıda sayabiliriz.

İkinci başlık olarak yine bu süreçte yetiş-miş insan gücünün sayı ve etkinliğinin arttırılmasına yönelik çok önemli çalışma-ların yapıldığını görmekteyiz. Tıp fakülte-lerinin sayı ve öğrenci kapasiteleri arttırıl-dı. Hemşire ve diğer sağlık personelinin istihdamı arttırıldı. Yandal uzmanlık sayı ve çeşitliliği arttırıldı. Dolayısıyla tüm bu ve benzeri yapılanlarla sağlık hizmetinde ulaşılabilirlik ve hasta memnuniyeti arttı-rıldı. Böylece iş verimi ve doyumu da yük-seltilmiş oldu.

Üçüncü başlık olarak da sağlık hizmeti ve-rilen kurum ve kuruluşların fiziki ve teknik altyapısının modernleştirilmesi çabala-rıyla kamu hastanelerinin güvenirliliği ve hizmet sunumdaki etkinliği arttırıldı. Bu çerçevede yüksek tıbbi teknoloji gerekti-ren hizmet sunumlarının sağlanması için

R Ö P O R T A J S U Ö Z G Ü R

Mersin Şehir Hastanesi

Page 42: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

40 E K İ M 2 0 1 3

kapalı ve ambalajlı sunumları yapılırkenki hitap şeklinden, hastane santralinin ku-rumun imaj ağı olması sebebiyle kendini ve kurumunu tanıtarak mümkün olan en kısa sürede hizmet vermesi kurum imajı üzerinde olumlu bir etki oluşturduğun-dan memnuniyeti de artırmıştır.

Hastane otopark ve bahçe düzenlemele-rine gidilmiş, vale hizmeti sunulmaya baş-lanmıştır. Bu alanlarda da güvenlik görev-lilerine iletişim eğitimleri verilmektedir.

Kısacası hastane birliklerinin kurulmasıy-la kamu hastanelerimiz imaj değiştirmiş, gerek fiziksel gerekse yönetim anlayışı ve tıbbi donamıyla hizmet uygulamalarında takip-kontrol sistemini artırmış, sürekli değerlendirmelerle ihmali en aza indir-meye çalışmış ve farkındalığın oluşma-sını sağlamıştır. Verdiğimiz hizmet insan odaklı bir hizmettir. Bu sebeple halkımıza sunduğumuz hizmette kaliteden ödün vermeden güven ve inanç duygusu içe-risinde gönüllükle yapmalıyız. Yaptığımız işlere de ölçme ve değerlendirme imkânı vermeliyiz ki, neredeydik nereye geldik di-yerek performansımızı görebilelim. Şunu da unutmamak gerekir ki; bizim en büyük performansımız kurumsal itibarımızdır.

Bu göreve ilk geldiğinizde yapmak istediğiniz öncelikli şey neydi?

Hastanelerimize başvuran hastalarımızın en iyi şekilde teşhis ve tedavi edilebilme-si için gerekli olan tüm iş ve işlemlerin bir başka sağlık kurumuna gitmeye ge-rek kalmaksızın aynı hastanede çözüm-lenmesinin önünü açmaktı. Bu nedenle hastanelerimizin rollerine göre vermesi gereken tüm hizmetleri verebilmesi için gerekli olan çalışmaları hızla başlattık ve Allah’a şükürler olsun geldiğimiz nokta-da yüzde 90 bunu başardık. Yine hasta-nemize başvuran hasta ve yakınlarımızın hastanelerimizde hizmet almak zorunda kaldıkları süre boyunca en değerli misa-firlerimiz olarak ağırlanması için alınması ve yapılması gereken tüm uygulamaları

Fiziki değişiklikler de var mı?

Sağlık Bakanlığımızın yeniden yapılan-maya gittiği bu süreç, geldiğimiz son noktada ‘Hasta hizmetleri ve sağlık otel-ciliği’ sisteminin başlatılmasıyla daha çok hissedilmiştir. Nasıl ki bizler gittiğimiz tatil mekanlarında güzel karşılanmak, temiz ve nezih bir ortamda konaklamak istiyorsak, sağlık otelciliği sistemi de böyledir. Hasta ve hasta yakınlarına sağlık tesisinde otel konforunda hissedilebilecek ortam mey-dana getirilmeye çalışılmış, yataklı servis-lerde koğuş sisteminden çıkıp tek kişilik odalar ve her odada banyo, wc, tv, mini buzdolabı gibi otel odası konforu çabasıy-la ileri adımlar atılmıştır. Yaşlı, kimsesiz, en-gelli, bakıma muhtaç kişiler başta olmak üzere her hastanın tüm işlemleri, karşıla-ma-yönlendirme hizmetleri birimi çalı-şanlarının refakatinde gerçekleştirilerek, bu hizmetlerine ağırlık verilmiştir. Hasta ve yakınlarıyla olan iletişimlere verilen önemle hitabet ve hoşgörü ön plana çık-mış, bu nedenle birimlerde üretilen her hizmet için eğitimler yapılarak profesyo-nel hizmet anlayışı güdülmüştür. Yemek-hane hizmetlerinde hijyenik şartlarda hiz-met sunumundan, depoya kadar intikal eden durumlar denetlenip, yemeklerin

YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜNÜN SAYI

VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASINA

YÖNELİK ÇOK ÖNEMLİ ÇALIŞMALARIN

YAPILDIĞINI GÖRMEKTEYİZ.

R Ö P O R T A J

Page 43: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 44: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

42 E K İ M 2 0 1 3

Mersin halkını hangi hizmetler bekliyor?

Yaklaşık üç ay içinde Anamur ve Silifke Devlet Hastanelerimizde üste düzey MR hizmetini vermeye başlayacağız. Yine bu süre içinde Mersin Devlet Hastanesinde kanser tedavisi sonrası hastalarımızda kanserin tekrarını erken tespit etmede en önemli tanı aracı olan PET-BT hizmetini vermeyi ümit ediyoruz. Memnuniyetle ifade etmek istediğim bir diğer hizmet alanımız da ağız ve diş sağlığı ile ilgili çalış-malarımız. Önümüzdeki iki ay içinde Mer-sin merkezde 50 ünitlik, Tarsus ilçemizde de 40 ünitlik son derece modern yeni bi-nalarda ağız ve diş sağlığı merkezleri hiz-met vermeye başlayacak. Mersin Devlet Hastanesinde AMATEM’i (Alkol Ve Mad-de Bağımlılığı Tedavi Ve Eğitim Merkezi) hizmete açtık. Ancak kapasitesi yetersiz. Daha yüksek kapasitede yeni bir AMATEM açmak için çalışmalarımız devam etmek-tedir. İki tane Toplum Ruh Sağlığı Mer-kezimiz mevcut. İki tane daha hizmete açacağız. Bahsettiğim gibi sağlık hizmet sunumunu en iyi şekilde yapabilmek için gerekli olan tüm alanlarda faaliyetlerimiz yoğun bir şekilde devam etmektedir. Pro-jelerimiz gerçekleştikçe Mersin halkımızla paylaşacağız.

Eklemek istedikleriniz…

İnsanlık daima bir gelişme ve ilerleyiş içerisindedir, olması gereken de budur. Yeniliklere açık, herkes için sağlık düşün-cesiyle insana verdiğimiz değerden yola çıkarak sunmaya çalıştığımız hizmet an-layışıyla hizmet sektörümüzü en üst dü-zeye taşımamız gerekmektedir. Mersin halkının gönlünde yer edebilmek için sağlık hizmeti sunumunu çok önemsi-yoruz. Rekabet pazarlarında iyi ve kaliteli bir yer edinebilmek ve ülke ekonomisine katkı sağlayabilmek için Kamu Hastane-leri Birliği Genel Sekreterliği sonrasını bir fırsat olarak görüyoruz. Her fırsat bir imti-handır ve dünya hayatı canlıların tekâmü-lü içindir. Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi “Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur”. ■

başlatmanın ve sürdürmenin gayreti içe-risinde olduk. Bu konuda da başarılı ol-duğumuzu söyleyebiliriz. Yalnız şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Vatan-daşlarımızın sağlık hizmet sunumunda beklentileri çok arttığı için memnuniyet oranlarını arttırmak artık eskisi kadar kolay değil. Bunun bilinci içinde çalışmalarımızı revize ederek sürdürüyoruz.

12 Eylül 2013 tarihinde şehir hastaneleri için imza atıldı. Bu hastanelerin yapılacağı illerden bir tanesi de Mersin. Mersin Şehir Hastanesi için neler söylemek istersiniz?

Allah’ın en değerli varlık olarak yarattığı in-sanın şeref ve haysiyetine yakışır bir sağlık hizmeti sunabilmek için şehir hastaneleri konseptinin çok önemli olduğuna inanan birisiyim. Dolayısıyla Mersin’e böyle bir tesisin kazandırılacak olmasından büyük bir sevinç ve onur duymaktayım. Bize bu imkanları sağlayan Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan beyefendiye ve bir önceki Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ beyefendiye bu vesileyle en kalbi duygularımla şükranlarımı arz ediyo-rum.

MERSİN DEVLET HASTANESİNDE

KANSER TEDAVİSİ SONRASI

HASTALARIMIZDA KANSERİN TEKRARINI

ERKEN TESPİT ETMEDE EN ÖNEMLİ

TANI ARACI OLAN PET-BT HİZMETİNİ

VERMEYİ ÜMİT EDİYORUZ.

R Ö P O R T A J

Page 45: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

+90 312 866 19 74 (pbx) [email protected] +90 312 866 19 74 (pbx) [email protected]

Page 46: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

44 E K İ M 2 0 1 3

R Ö P O R T A J

Türkiye’de belki de pek çok kişinin hiç duymadığı bir sanat dalı bilimsel bitki illüstrasyonu. Bu alan hem sanata hem de bilime dayanıyor. Piksellerin sayıldığı ekranların, yakın çekim için kullanılan fo-toğraf makinesinden daha ağır ve pahalı objektiflerin olduğu bir dönemde neden hâlâ çizimle uğraşılıyor demeyin. Bilimsel bitki illüstrasyonunu bir de illüstratör Hül-ya Korkmaz’dan dinleyin.

Bilimsel bitki illüstrasyonu nedir? Tarihçesinden biraz bahseder misiniz?

Biyoloji, botanik, ziraat, tıp, zooloji, me-kanik, jeoloji gibi uzmanlık alanları için öğretici ve tamamlayıcı amaçlarla yapılan ayrıntılı resimler (illüstrasyonlar), bilimsel çalışma adı altında toplanmaktadır. Biyo-lojik çalışmada amaç; konu içinde daha önemli olanı vurgulamak, gerektiğinde ayıklama, yalınlaştırma ve gerçeklik duy-gusunu etkilemeyecek abartma yöntem-lerine başvurarak, bir fotoğraf makinesin-den daha fazlasını yapmayı hedeflemektir. Eski zamanlarda günümüz anlamında bir bilimsel görüntüleme yapılabilmesi için

Bilimsel Bitki İllüstrasyonu Bilim Tarihine Görsel Belge Sağladı Bitki resimleri ile bitki net ve anlaşılır bir şekilde kayıt altına alınıyor ve arşivleniyor

H Ü LYA KO R K M A ZBİTKİ İLLÜSTRATÖRÜ

BİTKİ RESSAMLIĞI, TEKNOLOJİNİN

ÇOK İLERLEDİĞİ BUGÜNLERDE

HALEN DEVAM ETMEKTE VE BİTKİ

FOTOĞRAFLARINDAN ZİYADE BU

RESİMLER BİLİMSEL ÇALIŞMALARDA VE

GÖRSEL YAYINLARDA KULLANILMAKTADIR.

hayli zamana gereksinim vardı. Yine de o zaman koşullarında eczacılıkta sağaltıcı etkisinden faydalanmak üzere kullanılmış olan bir bitkinin resimleri günümüze ka-dar ulaşmış ve yüzyıllar öncesi hakkında bilgi edinmemizi sağlamıştır.

Bitkileri inceleyen botanik ve hayvanla-rı inceleyen zooloji, diğer doğa bilimleri gibi çok eski bir geçmişe sahiptir. Yüzyıllar boyu sürmüş ve sürmekte olan bir çaba ile bitkiler ve hayvanlar incelenerek ve çoğu zaman resimlenerek sınıflandı-rılmış, betimlenmiş, faydaları ve zararları belirlenmiştir. Yeryüzü üzerinde biyolojik illüstrasyon diyebileceğimiz resimlemeler tarih öncesine dayanmaktadır. Bir zamanlar bilimsel amaç-lı yapılmış olmasalar da doğal yaşam ortamını yansıtan bu illüstras-yonlar günümüze ışık tutan birer bilimsel de-ğerlerdir.

Girit, Suriye, Mısır ve Yunanistan sarayları-nın duvarlarında, çömleklerde, paralarda

Page 47: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 45

BİTKİLERİ SINIFLANDIRIRKEN ÖNEMLİ KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİNİ VURGULAYARAK RESMEDİLMESİ, BİTKİLERİ TANIMLAMADA, BOTANİKÇİLER YA DA İLGİLİ BİLİM İNSANLARI İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ BİLGİLER SAĞLAMAKTADIR.

bitki fotoğraflarından ziyade bu resimler bilimsel çalışmalarda ve görsel yayınlarda kullanılmaktadır. Bugün bitki ressamlığı olarak adlandırılan bu işi yapmakla görevli pek çok bilim insanı Avrupa’nın ve Ame-rika’nın birçok botanik bahçesinde görev yapmaktadır.

Resimlediğiniz bitkilerin tüm özelliklerini, anatomisini öğreniyor musunuz?

Bitkileri resimlerken öncelikle bitkinin bü-tün anatomisini, yapısını inceliyoruz. Bitki illüstrasyonu yaparken, bilimsel değerler göz ardı edilmeden, bitkilerin birebir ve karakteristik özellikleri ortaya konulur. Bit-ki resimleri, bitkinin net ve anlaşılır bir şe-kilde kayıt altına alınmasını, arşivlenmesi-ni sağlamaktadır. Bu yüzdendir ki, bitkileri birebir boyutlarına bağlı kalarak çiziyor ve bu şekilde öğretiyoruz. Bitki kısımların-dan kesit alma, inceleme ve resmetme yöntemleri de çok önemli. Asıl amacımız bilimsel çalışmaları hayata geçirmek olsa da ikinci önemsediğimiz nokta sanatsal ve estetik açıdan bitkilere bakabilmek ve resmedebilmektir. Anatomik yapısı incelenen bitkileri birebir ve karakteristik özelliklerini ortaya koyarak resmetmek-teyiz. Anatominin yanı sıra boyut, doku,

bitki ve hayvan resimlerinin kullanıldığı bilinmektedir. Tıp ve eczacılıkta kendi-ni geliştirmiş olan Mısırlılar, bu resimleri tedavi amaçlı, yenebilen, sağaltıcı etkisi olan bitkileri göstermek için kullanıyor olabilirlerdi. Rönesans’ın ilanı ile botanik konusunda çalışmalar hız kazanmış, tıp-ta bitkisel ilaçlarının kullanımının yaygın olmasına da bağlı olarak ülke floraları ve özellikle tıbbi bitkiler üzerine çalışma-lar yoğunluk kazanmıştır. Tıbbi bitkilerin özelliklerini anlatan metinlere yer verilen kitaplar yayınlanmıştır. Pek çok düşünür, bilim adamı ve filozof bitkilerin resimlerini yapmış ve bu kitapları bitkiler konusunda-ki bilgileri paylaşmak için yayınlamışlardır.

Türkiye’de ise biyolojik illüstrasyonlar üze-rine çalışmalar; 16. yüzyılda Anadolu’ya gelen gezginlerin bitki toplamasıyla baş-layan, yirminci yüzyılın sonlarında doruğa erişen ve günümüzde de devam eden uzun ve zorlu bir serüvendir. 18. yüzyı-lın başlarında deniz aşırı ülkelere yapılan coğrafi keşif gezilerine, doğa bilimcileri katılmaya başlamış, bu sayede bitki resim-leri koleksiyonları artmıştır.

Bitki ressamlığı, teknolojinin çok ilerledi-ği bugünlerde halen devam etmekte ve

R Ö P O R T A J S A R E K U Ş

Page 48: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

46 E K İ M 2 0 1 3

Bilimsel bitki illüstrasyonu ülkemizde daha yeni yeni başlıyor. Sizin bu mesleğe başlamanız nasıl oldu?

Evet, bu sanat ülkemizde çok yeni sayılır. Daha doğrusu, İstanbul Üniversitesi bota-nik profesörü olan sayın Prof. Dr. Nebahat Yakar hocanın Alman hocasından aldığı eğitimle çizdiği, 1965’li yıllarda fasikül haline getirilen çizimlerinin dışında ülke-mizde yakın zaman örneklerine rastlamak mümkün değil. Ta ki 2002- 2005 yıllarında ANG Vakfı tarafından düzenlenen bitki çi-zim kurslarındaki aldığımız eğitime kadar.

Doğaya, bitkilere, böceklere ve resme olan ilgim çocukluğumdan beri hep vardı zaten. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğiti-mim devam ederken biyoloji bölümün-deki hocalarımın tavsiyesi ile böcek illüst-rasyonlarını yapmaya başladım, yaptığım çalışmaları 2004’te Türkiye tarihinin ilk bilimsel biyolojik illüstrasyon sergisi olan “1.Bilimsel Biyolojik İllüstrasyon” konulu kişisel sergimi, Çukurova Üniversitesi XVII. Ulusal Biyoloji Kongresi’nde Adana’da aç-tım.

Sonrasında, biyoloji kongresinde açtığım bir sergide, bitki illüstrasyonu konusun-da kurslar düzenlendiğin bilgisini aldım. 2004- 2005 yılları arasında Boğaziçi Üni-versitesi’nde ANG Vakfı tarafından dü-

ışık-gölge, renk ve kompozisyon da çok önemlidir.

Bilimsel bitki illüstrasyonu tıp camiasına nasıl bir katkıda bulunuyor?

Yazılı belgelere dayanmayan “tıp” olarak tanımlanan tarih öncesi dönem tıbbı hakkındaki bilgiler, o dönemden günü-müze kadar ulaşan kalıntılar ve mağara resimleridir. İlk insanların, hastalıkları ve bu hastalıklarla mücadele edebilmek için uyguladıkları tedavi yöntemleri, cerrahi tedavi ve mistik tedavinin yanında doğa-yı gözlemek gelir. Doğayı gözlemleyerek deneme yanılma yolu ile edindikleri içgü-düsel yöntemlerle hangi bitkilerin şifalı ol-duğu, hangilerinin zehirli olduğu ayrımını yapmışlardır.

İnsanların binlerce yıldır ilgilendiği bitkile-ri mercek altına alarak daha detaylı ince-lemek, şifalı, zararlı kısımlarını ayrıntılı bir şekilde resmetmek, bu resimleme yönte-mi ile arşiv oluşturup gelecek kuşaklara görsel bir belge bırakmak, tıp camiası için önemli bir sanat dalının yanında bilimdir. Bu resim türü yüzyıllar boyunca önce elle yazılan, sonraki dönemlerde çeşitli baskı teknikleriyle çoğaltılan kitaplarda ve ko-leksiyonlu baskılarda yer almıştır. Bu re-simler, sadece kitapları süsleyen resimler olarak kalmamış, fotoğraf gibi teknoloji-nin henüz gelişmediği dönemlerde bü-tün bilim tarihine görsel belge de sağla-mıştır.

Çevremizde faydası ve zararıyla tanıdığı-mız yüzlerce hatta binlerce bitki türü ya-şamaktadır. Tıp ile ilgili bitkiler ve ağaçlar önemli şifa kaynaklarıdır. Bu türden bilim-sel çizimler, bitkilerin botanik, farmakolo-jik ve tıbbi bilgilerini ve onlarla ilgili hika-yeleri tanıtmak ve belgelemek amacıyla yapılır. Bitkileri sınıflandırırken önemli ka-rakteristik özelliklerini vurgulayarak res-medilmesi, bitkileri tanımlamada, bota-nikçiler ya da ilgili bilim insanları için son derece önemli bilgiler sağlamaktadır.

ASLINDA BİTKİ İLLÜSTRASYONU

EĞİTİMİNİN AKADEMİK OLARAK

YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ İLGİLİ KURUMLAR

TARAFINDAN VERİLMESİ

GEREKİYOR.

R Ö P O R T A J

46 E Y L Ü L 2 0 1 3

Page 49: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 50: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

48 E K İ M 2 0 1 3

Bilimsel Bitki İllüstrasyonu kurslarına ilgi nasıl?

Öncelikle bu kursların ama-cı; bitki türü bakımından eşsiz zenginliğe ve güzel-liğe sahip olan ülkemizde bilimsel çalışmaları görsel olarak desteklemek ve bitki türlerimizi kayıt altına almayı amaçlamak üzere bitki ressamları yetiştirmektir.

Aslında bu sanatın akademik olarak yüksek öğretim kurumlarındaki ilgili ku-rumlar tarafından verilmesi gerekirken, ülkemizde Klasik Türk Sanatları Vakfı, Zey-tinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi, İsmek, İs-tanbul Klasik Sanatlar Merkezi gibi özel veya kurumsallaşmış yerel idare destekli birimlerde lokal olarak verilmektedir. Bu birimlerde Temel Sanat Eğitimi alan kursi-yer öğrenciler, daha sonra bitkileri ölçerek karakalem taslak çalışmasıyla başlayan ve ışık-gölge, leke, doku, çizgi eğitimlerin-den sonra renk bilgisiyle birlikte öğrenim aşamalarına devam etmektedirler.

Bu alanda eğitim vermeye başladığımda bu sanata olan ilgi çok zayıftı, insanlar sa-dece ülkemizde çok bilinmeyen bir sanat olduğu için sadece merak ediyorlardı ve “teknoloji oldukça gelişti, fotoğraf maki-nası artık her türlü detaylı fotoğrafı çeke-biliyor, ne gerek var resmini yapmaya” gibi sorularla karşılaşırken, son 2-3 yılda talep artmaya başladı. Daha bilinçli ve bu sana-tın hangi amaçla yapıldığına dair araştır-ma yapan insanlarla karşılaşır olduk.

Bu alanda eğitim almış birkaç arkadaşım ve ben farklı yerlerde kurslar düzenle-mekteyiz. Temel olarak bir hafta ve daha uzun süreli olarak 2 yılı aşan bu eğitimlere katılıp, bitki çizimi konusunda kendilerini geliştirip, bu alanda çalışmalar yapabilir-ler. Eğitim sürecini tamamlayıp başarılı bir konuma geldikten sonra projelerde çalış-ma imkanları da doğacaktır. ■

zenlenen, eğitmenliğini İngiltere Kew Garden bitki ressamlarından Christabel King’in yaptığı, bitki resimleme (illüstras-yon) kurslarına katılarak, “Temel, Geliştir-me ve Maharet” belgelerini almaya hak kazandım. Bitki çizimi ile tanışmam bu şekilde oldu. Öncesinde böcek ve hayvan illüstrasyonları yaptığım için temel bilim-sel illüstrasyon bilgilerimin üzerine bu sa-natı kavramam uzun zaman almadı. Daha sonra bu alanda çalışan, araştırma yapan botanikçi bilim insanları ile tanışarak, makaleler için bitki çizimleri yapmaya ve projelerde bitki resmi yapmaya başladım. 2006 yılından bu yana özel veya kurum-sallaşmış yerel idare destekli birimlerde bu sanatın eğitimini vermekteyim.

“TEKNOLOJİ OLDUKÇA GELİŞTİ,

FOTOĞRAF MAKİNESİ ARTIK HER TÜRLÜ

DETAYLI FOTOĞRAFI ÇEKEBİLİYOR,

NE GEREK VAR RESMİNİ YAPMAYA”

GİBİ SORULARLA KARŞILAŞIYORUM.

R Ö P O R T A J

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 51: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 52: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

50 E K İ M 2 0 1 3

R Ö P O R T A J

için çalışmak nasıl bir hayat programı gerektiriyor? Öğrenciyken DNA ve moleküler biyolo-ji ile tanıştım. İlk kez DNA izole ettiğim günü ve heyecanı hiç unutamam. Bu be-nim kariyerimi yönlendirdi.

Evet, eşimle 2001’den beri birlikte çalışı-yoruz. Bizim mesaimiz hiç bitmez. İyi bir grubuz. Almanya’da da İsviçre’de de Tür-kiye’de de yetiştirdiğimiz ekiple başarılı çalışmalara imza atıyoruz. Hala yurt dışı ortak çalışmalarımız devam ediyor. Ba-şarı ekip işidir. Bu yoğun tempoda karşı-lıklı destek ve anlayış olmadan başarı ve ailede mutluluğu yakalamak imkansız olurdu. En büyük desteği de 8 yaşındaki kızımızdan alıyoruz diyebilirim. Yanımız-da üniversitede büyüdü. 3 yaşında mik-roskop kullanıyordu. Öğretmenleri Fen Bilimleri laboratuvarında deney yaparken hayretler içinde kaldıklarını söylediler. Normal çocukların yeni öğrendiği şeyler kızımız için -ben zaten biliyordum- dediği şeyler oluyor. Amsterdam’da Nemo bilim müzesine götürdüm kızımı Eylül sonun-da. Bir hücrenin organellerini şekilleriyle tanıyıp hücrede doğru yerlere bilgisayar-dan daha hızlı ve eksiksiz yerleştirdi. Çoğu

Milli Eğitim Bakanlığının yurtdışı dokto-ra sınavını kazanarak yurtdışına giden ve ilk doktorasını bu destekle burslu olarak Münih’te Ludwig Maximilians Üniversi-tesinde tamamlayan Doç. Dr. Ülkan Kılıç daha sonra Tübingen ve Göttingen’de Tıp Fakültesi, Beyin Araştırmaları Laboratu-varında doktora sonrası araştırmacı ola-rak çalışmış. İsviçre’de Zürih Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalında Moleküle Bi-yoloji Laboratuvarını kuran, ikinci dokto-rasını da Bern Üniversitesinde ‘Graduate School for Cellular and Biomedical Scien-ces’da yapan Kılıç, yine bir bilim adamı olan eşi Prof. Dr. Ertruğrul Kılıç ile ortak çalışmalar da yapıyor. Tıpkı, Marie ve Pier-re Curie gibi bilim aşkıyla yanan bir aile olarak hayatlarını sürdüren Kılıç Ailesi’nin çalışmalarını ve bilime bakış açılarını Bez-miâlem Vakıf Üniversitesi Araştırma Mer-kezi Başkanı Doç. Dr. Ülkan Kılıç’a sorduk.

Öğrenciyken bilim insanı olmaya nasıl karar verdiniz? Madame Curie gibi bir rol modeliniz oldu mu? Tıpkı Curie’lerde olduğu gibi, bildiğim kadarıyla eşiniz de bir bilim insanı, ailece bilim

Türkiye Sağlık Konusunda Bilimsel Alanda Fazlasıyla İlerleyecekTürkiye bilimin her aşamasında büyük gelişmeler kat etti Tersine beyin göçünün gerçekleşmesi gerekiyor

D O Ç . D R . Ü L K A N K I L I Ç BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI

DENEYSEL BEYİN FELCİ VE KARDİYOVASKULER HASTALIKLAR KONULARINDA ALANINDA ÇOK İYİ BİLİM ADAMLARIYLA SCI, ÇOK SAYIDA İMPACT FAKTÖRÜ YÜKSEK DERGİLERDE MAKALELER YAYINLADIK.

Page 53: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 51

çıkarabiliriz bunun peşindeyiz. Çok oku-mak ve aktüel bilimi sürekli takip etmek gerekiyor.

Dünya ülkeleri içerisinde bilim alanındaki Türkiye’nin konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?Türkiye bilimin her aşamasında büyük ge-lişmeler kat etti. Tersine beyin göçünün gerçekleşmesi gerekiyor. Bilimsel araş-tırmalara verilen değer artıyor. Bilimsel araştırma yapan insanları desteklemek gerekiyor. Başarı ekip işidir. Daha da başa-rılı olacağımıza inanıyorum. Dünyada ülke olarak bilimsel alanda adımızı duyurarak bir yere gelebiliriz. Üniversiteler yayın sa-yısı ve kalitesi ile sıralamaya giriyor. Bu ko-nuda istediğimiz yerde değiliz ama doğru yoldayız. Hak ettiğimiz yerlerde ismimizi göreceğimize inanıyorum.

2023 yılında Türkiye bilim dünyasında nerelerde olur? Ülke olarak bilimin hangi alanında daha başarılıyız? Bilimsel çalışmalara üniversitelerden, TÜ-BİTAK’dan ve özel kuruluşlardan çok des-tek var. Ülke olarak bunun öneminin far-kındayız. Ülkemiz ancak bilim insanlarını desteklemekle bir yere gelebilir. Bu konu-da asla cimri olmamak gerekiyor. Bilimsel yayınlar bir ülkenin en iyi reklamıdır. Uzun vadede turizmden bile daha fazla getirisi olur. Ben ümitliyim. Özellikle sağlık konu-sunda bilimsel olarak iyi çalışmalara imza attığımıza ve atacağımıza inanıyorum. ■

tıp fakültesi 1. Sınıf öğrencisinden daha doğru şekilde. Ben bile hayrete düştüm. Ailece bilim için çalışmak böyle bir şey herhalde. Sürekli öğrenmek ve yeniyi bi-linmeyeni aramak…

Bilim projelerinizden bahsedersek, nasıl bir hazırlık safhası gerektiriyor? Sizin hedeflediğiniz araştırma projeleri hangi konuları kapsıyor? Araştırmaların sonucunda neleri keşfetmeyi bekliyorsunuz? Çalışmalarımız ağırlıklı deneysel beyin felci ve kardiyovaskuler hastalıklar konu-sunda.. Öncelikle patofizyolojisini yani sebebini ve bunlar oluştuğunda yaradılış-tan var olan organizmanın savunma me-kanizması olarak ürettiklerini ve gerçek-leşen değişiklikleri çalıştığımız konularda öğrenmek ve bulmak. Her yeni çalışmada bir sonraki çalışmayı ortaya çıkaracak soru işaretleri buluyoruz. Sabırla ve özenle üs-tüne gitmek gerekiyor. Metotları değiştir-mek gerekiyor. Kendimize özel protokol-lerimiz var. Yaptığımız çalışmaların sadece literatüre girmesi yetmez diyoruz. İnsan-lığın faydasına, kliniğe yönelik ne ortaya

R Ö P O R T A J H A T İ C E K A R A T A Ş

DOÇ. DR. ÜLKAN KILIÇ KİMDİR?Yurt dışına Milli Eğitim Bakan-lığının yurtdışı doktora sınavını kazanarak gitti. İlk doktorasını bu destekle burslu olarak Münih’te Ludwig Maximilians Üniversi-tesinde tamamladı. Daha sonra Tübingen ve Göttingen’de Tıp Fakültesinde Beyin Araştırmaları Laboratuarında doktora sonrası Araştırmacı olarak çalıştı. İsviç-re’de Zürih Tıp Fakültesi Nöro-loji Anabilim Dalında Moleküle Biyoloji Laboratuvarını kurdu. Bu yıllarda Bern Üniversitesin-de Yeni bir ‘Graduate School for Cellular and Biomedical Scien-ces’ adında yeni bir PhD Doktora programı açılmıştı. 2. Doktora-sını da Zürih Tıp Fakültesinde çalışırken tamamladı. Zürih Tıp Fakültesinde Nörolojiden sonra Kardiyoloji Anabilim Dalının Fiz-yoloji Enstitüsüne bağlı Kardiyo-vasküler Hastalıklar Araştırmalar Laboratuvarında çalıştı.

Page 54: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 55: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 56: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

54 E K İ M 2 0 1 3

H A Y A T I N İ Ç İ N D E N Y A Z I G Ö K H A N Ü M İ T L A L E L İ

> [email protected]> twitter@gullaleli

Manavın ve diğer müşterinin gözleri, terazinin

kefesine dikilirken hayretle büyümüştür. Manav

müşteriye dönerek, kısık bir sesle “İnanamıyo-

rum!” der.

İnanılacak gibi değildir. Müşteri manava gülerken

manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldur-

maya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerin-

den bile kıpırdatamamıştır.

Terazinin kefesi artık üzerindekileri alamayacak

kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torba-

ya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde

bir şeyler çizilmiş kağıdı eline alır ve okur. Bir de

bakar ki orda bir alışveriş listesi yoktur. Sadece bir

dua yazılıdır.

ALLAH’IM… “Neye ihtiyacım olduğunu ancak sen

bilirsin. Kendimi senin ellerine teslim ediyorum.”

Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Ka-

dın kendisine teşekkür ederek dükkandan ayrılır.

Müşteri manavın eline bir miktar para tutuşturur-

ken “Her kuruşuna değdi” der. Daha sonra manav

terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür.

Bizim için hiçbir bedeli, masrafı ve karşılığı olma-

yan, güzel bir hediyedir dua.

Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma

düştüğünü, yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını

ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.

Manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükka-

nını terk etmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçları-

nı düşünerek;

“Lütfen efendim. Paramız olur olmaz getirip bor-

cumu ödeyeceğim.” der.

Manav kendisine bir kredi açamayacağını çünkü

onun eski müşterisi olmadığını, kendisinde bir

hesabının bulunmadığını söyler.

O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri

ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı din-

lemektedir. İçeriye girerek manava yaklaşır ve:

“Ben o kadının almak istediklerine kefilim” der.

“Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.”

Bunun üzerine manav isteksiz bir şekilde kadına

döner ve “Bir alışveriş listen var mıydı?” diye sorar.

Kadın “Evet efendim” der. “Tamam” der manav.

“Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağır-

lığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım.”

Kadın bir an duraklar, sonra başını önüne eğer

ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış

bir kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine

gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hâlâ öne

eğiktir.

Dua Güzel Bir

Hediyedir

54 E K İ M 2 0 1 3

Page 57: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

C M Y CM MY CY CMY K

Page 58: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

56 E K İ M 2 0 1 3

En Az Dozla, En Yüksek Görüntü Kalitesi

FDR Amulet Innovality ile “Meme Radyolojisi”nde Yeni DönemMedikal sistemler alanında dünyanın önde gelen markalarından biri olan Fujifilm, yüksek teknolojiye sahip makinelerini Türkiye ile buluşturmaya devam ediyor. Fujifilm, “Meme Radyolojisi”nde geliştirdiği en önemli ürün olan Amulet’in yeni serisi FDR Amulet Innovality’nin tanıtımı için bir etkinlik düzenledi.

S E K T Ö R D E N

Yüksek teknolojiye sahip makinelerini Türkiye ile buluşturmaya devam eden Fujifilm’in, “Meme Radyolojisi”nde geliş-tirdiği en önemli ürün olan FDR Amulet Innovality, gerek hasta, gerekse hekim açısından birçok kolaylığı birlikte sunuyor. Mamografi muayenelerinde kullanılan bir dizi 3 boyutlu uygulamayı bünyesinde ba-rındıran FDR Amulet Innovality, çeşitli doz ve açılarda farklı tomosentez modlarının kullanılmasını da mümkün kılıyor. Bu sa-yede kullanıcı, klinikteki ortama göre daha esnek hareket edebiliyor.

Fujifilm Türkiye Başkanı Jun Higuchi ve Fujifilm Türkiye Genel Müdürü Cengiz Metin’in açılış konuşmalarının ardından, Fujifilm Medikal Sistemler Grup Müdürü Hakan Bulut’un yönettiği toplantıya geçil-di. İlk olarak söz alan Fujifilm Image Tech-nology Center’dan Wataru Fukuda, yaptığı sunum ile Innovality teknolojisi hakkında bilgi verdi. Daha sonra söz alan Almanya Maria Hilf Hospital uzmanlarından Doktor Mechthild Schulze-Hagen, FDR Amulet Innovality’i Avrupa’da ilk kullananlardan biri olarak klinik değerlendirmelerde bu-lundu. Dozun Avrupa standardı olan 2.6 mGy sınırının çok altında kaldığını belirten Doktor Mechthild Schulze-Hagen, rutin muayeneler için 3 boyutlu mamografinin kullanımı, 2 boyutlu mamografiyle kıyas-landığında dozda önemli bir artış olma-dan yanlış pozitif teşhis oranlarını önemli ölçüde azaltabiliyor. Bu da, biyopsi sayısını önemli ölçüde düşürürken, biz doktorlar ve hastaların maruz kaldığı gereksiz stresin de azalmasına yardımcı oluyor, dedi.

Cengiz MetinFujifilm Türkiye Genel Müdürü

Jun Higuchi Fujifilm Türkiye Başkanı

Page 59: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 57

“MEME KANSERİ BİLİNÇLENDİRME AYI OLAN EKİM” AYI İÇİNDE 4 EKİM AKŞAMI HOTEL LES OTTOMANS’DA DÜZENLENEN LANSMANA İSTANBUL BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜRKİYE GENELİNDEN YAKLAŞIK 60 ÖNEMLİ İSİM KATILDI.

• Yüksek teknolojik standarta ek olarakyeni sistem, gelişmiş kullanıcı ergono-miği ve daha fazla hasta rahatlığı sağ-layacak şekilde optimize edildi. Göğüse uyumlu yeni sıkıştırma kanatları saye-sinde mamografi muayeneleri sırasında duyulan acıda önemli bir azalma elde ediliyor.

• Yenilikçiakıllıotomatikekspozürkontro-lü, implant varken bile kullanılabildiğin-den, iş akışının daha da gelişmesine ve rutin mamografi muayenelerinin teşhis açısından daha değerli hale gelmesine yardımcı oluyor.

• Elde edilen bulgular, dozun azamioranda azaltılması ve teşhis kalitesinin mükemmel seviyeye çıkartılması ama-cıyla, iki farklı Tomosentez modundan herhangi biri kullanılarak kolayca sınıf-landırılıp değerlendirilebiliyor. Böylece, raporlamaya en yüksek seviyede güven duyulması sağlanıyor.

Global cirosunun önemli bir bölümü-nü AR-GE’ye ayırarak teknolojisini sürekli geliştiren Fujifilm, bu sayede üstün görüntüleme kalitesi elde ediyor. Bu durum da, özellikle rad-yoloji alanında hastalıkların teşhis ve tedavisinde önemli bir zaman kazanımı sağlıyor. Bu yüksek tekno-lojinin ürünlerinden biri olan Amulet serisi mamografi cihazları, meme rad-yoloji alanında en az radyasyonla en yüksek görüntü kalitesini sunan sistemler olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tercih ediliyor. ■

FDR Amulet Innovality’nin diğer özellikleri şöyle;• Rutin teşhis yöntemlerinde dozaj ve-

rimliliğini geliştiren bir uygulama olarak, farklı açılardan çekilmiş iki yüksek çözü-nürlüklü görüntü kullanıp 3 boyutlu ge-lişmiş görselleştirme yapılabiliyor.

• Sistem, yenibir amorf selenyum (a-Se)detektör ile donatılmış olup Altıgen Kapalı Desen (HCP) teknolojisine sahip, alanında gelişmiş bir detektör geomet-risinden faydalanıyor. Bu detektör tasarı-mı sayesinde, daha yüksek görüntü kes-kinliği ve daha iyi dozaj verimliliği elde ediliyor.

• Detektör yapısı piyasadaki en verimlisistemlerden biri olan bir önceki sürüm-le karşılaştırıldığında, uygulanan dozajı yaklaşık %20 oranında azaltıyor. Aynı anda görüntü ayrıntı düzeyinin de art-ması, sistemi özellikle cazip bir konuma getiriyor.

Wataru FukudaFujifilm Image Technology Center

Hakan Bulut Fujifilm Medikal Sistemler Grup Müdürü

Page 60: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

58 E K İ M 2 0 1 3

Kremlin’deki İlk Türk:

ve ENBE OrkestrasıBehzat Gerçeker

Kremlin Sarayı’nda çalan ilk Türk orkestrası ENBE’nin kurucusu ve maestrosu Behzat Gerçeker, SAYED’in bu ayki konuğu oldu.

58 E K İ M 2 0 1 3

Page 61: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

E K İ M 2 0 1 3 59

R Ö P O R TA J Y A S E M İ N T O P O Ğ L U

E K İ M 2 0 1 3 59

Bugüne kadar yerli ve yabancı birçok ünlü sese sahnede eşlik eden ENBE Orkestrası şu an tam 20 yaşında. Orkestranın kurucusu ve başındaki isim olan Behzat Gerçeker, orkestra-yı kurma amaçlarının, Türk müziği ve yetenekli Türk müzisyenlerini dünya starları ve dünya sahneleri ile buluş-turmak olduğunu söylerken, bu ana fikrin çoktan gerçekleştirilmiş oldu-ğunu görüyoruz. ENBE’nin 4 albüm ve 2 single’ı bulunurken, Gerçeker, genç yeteneklere de şans veren bir isim. Öyle ki bu isimlerin en ünlüsü, herkesin çok sevdiği bir ses, Musta-fa Ceceli… ENBE Orkestrası 20 yıllık süreç içerisinde birçok ünlü ve ya-bancı isime sahnede eşlik etti. Tüm bu yoğun tempo içerisinde sağlığı-na da büyük önem gösteren Behzat Gerçeker, fit görünümünü, sağlıklı beslenme ve düzenli spora bağlıyor. Birçok birinciliği de bulunan tenisle birlikte, sporun hayatında önem-li bir yeri bulunduğunu kaydeden Gerçeker, enerjisini spora bağlıyor.

Öncelikle bugün dünyaca bir üne sahip olan Enbe Orkestrası’nın oluşumuna nasıl karar verdiniz? Türk müziği ve yetenekli Türk mü-zisyenlerini dünya starları ve dünya sahneleri ile buluşturmak idi ana lo-komotif fikir. Bu doğrultuda çok de-ğerli ekibim ile bir araya gelip 1993 yılında ENBE orkestrasını oluştur-duk. Ve ne mutlu ki bu hedefimizde, gerek yurt içinde çok değerli dünya starları ile verdiğimiz sayısız konser-le, gerekse yurt dışı konserlerimizle ki özellikle Kremlin Sarayı’nda çalan ilk Türk orkestrası olma onuru ile sa-nıyorum belli bir noktaya ulaştık.

Orkestranın başındaki kişi olarak müzik tarzınızı nasıl belirlediniz? Tarzımız budur diye belli bir kalıba girmektense hedefimiz müziğimizle dünyayı, evreni kucaklamak ve ge-niş kitlelere ulaşmak oldu hep.

Bugüne kadar yerli-yabancı hangi ünlü isimlerle çalıştınız? Yurdumuzdan seneler içinde çok değişik projelerde o kadar çok de-ğerli müzisyen arkadaşlarım ve starlarımız ile çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum ki, tek tek isim sıralamak istemem, olur da birini atlarsam çok üzülürüm. Ama yurt dışından sayabileceklerim; Barry White, Richard Cleyderman, Chris-tian Adam, Jean Francois Micheal, Goran Bregoviç, Luciano Pavarotti, Placido Domingo, Monica Molina, Jose Feliciano, Gloria Gaynor, Pat-rizio Puanne, Stas Mihalilov, önü-müzdeki Eylül ayında da Alessandro Safina.

Yurt içinden ve yurt dışından sizi etkileyen isim ya da isimler kimler? O kadar değerli müzisyenlerle bir arada çalışmalar, projeler gerçek-leştirdik ki her biriyle etkileşime girmemek, hiç birinden etkilenme-mek mümkün değil bir ölçüde. Ama Ajda Pekkan’ın yıllara meydan oku-yan duruşu, Sezen Aksu’nun üret-kenliği, Tarkan’ın sahne enerjisi hep bir başka etkilemiştir beni.

Özellikle yetenekli genç isimlere büyük şans tanıyorsunuz. Bu isimlere nasıl karar veriyorsunuz?

O arkadaşlar kendi yeteneklerini ve kendi değerlerini bir şekilde parla-tıyorlar zaten, bana da doğru gözle, doğru ışığı yakalamak kalıyor. Eğer albümde de kullanacaksak o çalış-mayı yapımcımız Samsun Demir’in değerli görüşlerinden de faydalanı-yorum.

Bu anlamda müzik yapmak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz?Samimi üretim ve doğru icra için öncelikle kendi yüreklerini ve iç seslerini iyi dinlesinler, sonrası da

çok çalışmak, çok çalışmak ve fark-lılıklardan beslenebilmek için çok araştırmak.

Enbe olarak kaç albümünüz bulunuyor, repertuara nasıl karar veriyorsunuz? 4 albüm 2 single. Genellikle o dö-nem yoğunlaştığım çalışmaları der-liyorum ancak tek düze bir albüm ortaya koymamak için farklı tınıları da kullanmayı seviyorum, zor gibi görünse de bir o kadar keyifli. Ayrıca yapımcımız Samsun Demir gibi bir duayenin görüşleri de yardımcı olu-yor elbette.

Yeni projeler, sürprizler var mı? Yurt dışı projelerimiz ve sürprizleri-miz var elbette ama fazla açmaya-yım ki sürpriz olarak kalsın.

Yurt içi ve yurt dışı olarak yoğun ve yorucu bir tempoda çalışıyorsunuz, sağlığınızı nasıl koruyorsunuz? Doğru beslenme gayreti, düzenli sporun yanı sıra buna efektif dinlen-me eklemek gerek.

Bu yoğun tempo içerisinde nasıl bir beslenme alışkanlığınız var?İşim gereği kimi zaman ne kadar düzensiz ve yoğun bir tempoda olursam olayım, beslenme düzeni-ne ve özellikle öğün atlamamaya son derece gayret ediyorum.

Bildiğimiz kadarıyla spor, özellikle de tenis sosyal yaşamınızda önemli bir yer tutuyor? Sağlık açısından sporun önemi sizce nedir? Neredeyse müzikle yarışacak kadar tutkuyla bağlıyım spora. Bunu da bu yoğun tempomda sinerjimi ko-rumak ve güçlendirmek adına fayda

sağladığını düşünüyorum. ■

Page 62: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

60 E K İ M 2 0 1 3

S İ N E M A

AŞKIN YOLUThom işsiz ve beş parasız kaldıktan sonra kirasını bile ödemeyecek duruma gelir ve kısa süreli çözüm olarak illegal yollardan taksicilik yapmaya başlar. Başarılı ve hali vakti yerinde bir iş kadını olan Claire ile tanışması da bu sayede gelişir. Sorunlu bir evlilik dönemini atlatmaya çalışan Claire, babasının hastaneye kaldırıldığı haberini aldıktan sonra kendisini Thom’un taksisinde bulur. Hastaneye yetişmeye çalışan Claire taksiye binip Thom’a sadece sürmesini söyler ve içi geçer. Uyandığında bambaşka bir rotada ilerlerlediklerini fark eden kadın çılgına döner ve aralarında bir tartışma başlar. Ne var ki zamanla bu gergin atmosfer, iki yetişkinin birbirini tanımaya ve anlamaya çalıştıkları sade bir yol hikayesine dönüşür.

Tür: Romantik, Komedi

Yönetmen: Sam Jaeger

Oyuncular: Sam Jaeger, Amber Jaeger, Bree Turner

RIDDICK Kendi insanları tarafından ihanete uğrayan Riddick, kendini yaşamın olmadığı ve güneşin kavurduğu ıssız bir gezegende bulur; kısa bir süre sonra ise gezegenin zannettiği kadar ıssız olmadığını fark eder. İlginç bir uzaylı türünün yaşam alanı olan bu gezegende tuhaf yaratıkların saldırısına uğrar. Düşmanlar karşı koyamayacağı kadar güçlüdür ve bulunduğu tehlikeli bölgeden bir an önce kaçar. Hayatını kurtarmak için uğraşırken bir yardım alarmını aktive eder ve bu alarmın aktif olmasıyla birlikte iki gemi harekete geçip gezegene iniş yapar. Birbirine savaş açan gemilerden birinde paralı askerler çalışmaktayken, diğer gemiye Riddick’in geçmişinden gelen önemli biri kaptanlık etmektedir.

Tür: Bilimkurgu, Aksiyon

Yönetmen: David Twohy

Oyuncular: Vin Diesel, Karl Urban, Katee Sackhoff

MALAVITA: BELALI TANIKManzoni ailesinin kökenleri, aslında kötü şöhretli bir mafya geleneğine dayanmaktadır. Fransa’nın Normandy bölgesine, tanık koruma programı çerçevesinde yerleştirilen Manzoniler, Black soyadını alırlar ama yeni çevrelerine alışmakta “biraz” zorluk çekerler. Anne Maggie kasabanın merkezini talan ederken, kardeş Blake’ler okulda gizlice terör estirirler; Fred Blake adını alan Giovanni Manzoni ise her şeyi kontrol altında tutmaya çalışırken elinden ‘kazalar’ çıkar! Bu yüzden de Manzoni ailesini beladan uzak tutma görevine atanan Ajan Stansfield’ın görevi bir hayli zorludur.

Tür: Komedi, Aksiyon

Yönetmen: Luc Besson

Oyuncular: Robert De Niro, Michelle Pfeiffer, Tommy Lee Jones

Page 63: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 64: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

62 E K İ M 2 0 1 3

K İ T A P

HÜRREM SULTAN’IN TORUNLARI OSMANLI HANEDANININ KADINLARI ANLATIYORMustafa Kemal, Samsun’a çıkmadan önce hangi Osmanlı Sultanı ile evlenmek istedi? Hem Osmanlı İmparatorluğu’nun hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini değiştirecek bu evlilik neden gerçekleşmedi? Atatürk ile evlenmeyen Sultan, konuyla ilgili yıllar sonra nasıl bir yorumda bulundu? Hangi sultan nüfus kağıdı olmadan Mustafa Kemal Atatürk’ün izniyle gizlice Türkiye’ye geldi? Hariciye’de çalışan ve sevdiği kişiyle evlenmesine izin verilmediğinde Osmanlı Hanedan üyesi olduğunu öğrenen sultan kim?

İnci Döndaş ve Ali Serim’in kaleme aldığı kitap, Osmanlı ailesinden kimi yurt içinde kimi yurt dışında yaşayan 12 kadın ile yapılan röportajlarda onların hayatları, sürgünden sonra ailelerinin yaşadıkları, hanedana mensup olmanın hayatlarında neyi değiştirdiğini anlatıyor.

Yazar: İnci Döndaş, Ali SerimYayınevi: Doğan KitapTür: SöyleşiSayfa: 288

DİYETTEN İLLALLAH!Her gün yepyeni bir diyet moda oluyor, diyet biter bitmez insanlar yeniden kilo almaya başlıyor, birçok kişi bu moda diyetlerin esiri olup hayal kırıklığı yaşıyor. “Diyetten İllallah!” ise konuya farklı bir yaklaşım getiriyor.

Mesele kilo vermek değil, öyle kalabilmek, sağlıklı bir hayat sürebilmek. Diyetten İllallah, okurlarını daha bilinçli bir yaşam şekline yönlendirerek onların kendi yollarını bulmalarına yardımcı oluyor. Kitapta, tatsız tuzsuz diyet yemeklerinden “illallah” diyenler için bir tarifler bölümü de var. Hem de dondurmadan nohut ekmeğine, domates dolmasından yulaf sütlacına, cheesecaketen fıstıklı somona, diyetten illallah pizzasından enginar iksirine, kahvaltılar, tatlılar, şifalı sular, çaylar... Çoğunluğunu Ayşegül Bahar’ın kendi geliştirdiği, uygun kalorili bu yemeklerle hem tat almak hem sağlıklı ve doğru kiloda kalmak mümkün.

Yazar: Ayşegül BaharYayınevi: Ruhun Gıdası KitaplarıTür: SağlıkSayfa: 168

ÇOCUKLUK BİTMESİN!Ergenlikte en çok hangi sağlık sorunlarıyla karşılaşılır? Erken ergenlik nedir, geç ergenlik nedir? Boy kısalığını önlemek ve boy uzatmak mümkün müdür? Beslenme ile ergenlik arasında ilişki var mıdır? En tehlikeli endokrin bozucular hangileridir? Bu ve benzer onlarca soru ebeveynlerin aklını meşgul ediyor. Özellikle çocuklarının ergenliğe erken girdiğini gören anne babalar, maalesef ne yapacaklarını bilemiyor.

Prof. Büyükgebiz bu kitabında erken ergenlik başta olmak üzere anne babaların en çok merak ettiği konularla ilgili 100 soruyu en güncel bilimsel referanslarla tek tek cevapladı.

Yazar: Prof. Dr. Atilla BüyükgebizYayınevi: Hayykitap Tür: Çocuk Sağlığı-BeslenmeSayfa: 120

Page 65: SAYED Ekim 2013 Sayı:67
Page 66: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

şşışşşşşış-MD Tşşşışışşşşş şşışşş şşşşı şşşşşş şşşş şşşşşşşşş şşşşş şşşı ışşş ııı ıışışışşışışşş ışşış ıışışışı şışş ışşşşışışşşşşışışşşşışışşş şşşşş şşşışışşşşş şşşşşş şşııışışş şş şşışııışışş şşşşşşşışşşışışş şş şşış şşışşşışşş şşşş şşşışışşşşşşşışşşşışşşşşış ışşşışışşşş şşş şşşışşşşışşıış

Page 67: SAYED Ekim 2013 Sayı:67

şşışşşşşış-MD Tşşşışışşşşş şşışşş şşşşı şşşşşş şşşş şşşşşşşşş şşşşş şşşı ışşş ııı ıışışışşışışşş ışşış ıışışışı şışş ışşşşışışşşşşışışşşşışışşş şşşşş şşşışışşşşş şşşşşş şşııışışş şş şşışııışışş şşşşşşşışşşışışş şş şşış şşışşşışşş şşşş şşşışışşşşşşşışşşşışşşşşış ışşşışışşşş şşş şşşışşşşışşıış

Page 68: SAYED Ekim 2013 Sayı:67