60

Ekim Gençliği sayı:80

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Ekim Gençliği sayı:80 / Şubat 2005

Citation preview

Page 1: Ekim Gençliği sayı:80
Page 2: Ekim Gençliği sayı:80

Herşey birleşik bir gençlik hareketi için!.. ...3-4

Gençlik Hareketi engelleri aşarak yoluna

devam edecektir!.. ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ..5-9

Sermayenin yoksulluk ve yıkımı derinleştirme

bütçesi!............................................................10-11

Yankee go home!.................................................12

Irak’ta direniş kazanak!....................................13

İstanbul Üniversitesinoe soruşturma

skandalı...........................................................14-15

Dalgaların boğamdığını kapitalizm

boğuyor!..........................................................16-18

Nükleer Ölüme geçit yok!..................................19

Zafer direnen Filistin halkının olacak!...........20

Üniversitelerin SAHİBleri!.............................21-23

Ders dışı faaliyetler,mantık dışı vaatler!.24-25

Fen-Edebiyat fakülteleri işsiz yetiştiriyor!.....26

Üniversiteler ticarethaneye dönüşüyor!.........27

İTÜ’de bir dönemin ardından............................28

Üniversitede amfileren, sınıfların sahipleri

kimler?..................................................................29

Gençlik hareketi ve komünist gençliğin

görevleri (orta sayfa)...................................30-36

Beytepe’de faşizme geçit vermeyeceğiz!........37

“Gerici eğitim müfredatı kaldırılsın!”.......38-39

Tekellere hizmette sınır yok!.......................40-41

YÜniversitee bürokrasisi statükoyu, öğrenciler

özerk-demokratik üniversiteyi seçtiler!....42-43

Üniversitede baskılara ve özelleştirmelere

hayır!.................................................................... 44

Avrupa Birliği ve Irkçılık..............................45-46

Eğitim meta değildir, satılamaz!.....................47

Gençlik, Partiye, devrime, Sosyalizme !.....48-49

“Irak topraklarının kan gölüne

dönüştürülmesi insanlık dışı bir durum”.......50

Öğrenci topluluklarının işlevi ve gençlik

hareketine bakışı..........................................51-54

Murat’ın katili devlettir!...................................55

Stalingrad savunması:Bir direniş destanı56-57

Zararlı alışkanlıklar...........................................59

‹‹ÇÇ‹‹NNDDEEKK‹‹LLEERR

Yeni sayımızla tüm okurlarımıza merhaba,

Birkaç sayıdır Ekim Gençliği dergimizin sayfalarından gençlik

hareketinin sorunlarına ve bu sorunların aşılması noktasında

temel önemde bir yerde duran birleşiklik ihtiyacına ilişkin bir dizi

makale yayınlıyoruz. Hali hazırda sürecin ulaştığı noktada birlik

tartışmaları yürütülmüş ve gelinen yerde düne oranla ciddi bir

mesafe kat edilmiştir. Okurlarımızın bu tartışmaları ve konuya

ilişkin değerlendirmeleri büyük bir dikkat ve ilgiyle

okuyacaklarını düşünüyoruz.

Gençlik hareketinin sorunlarına dair yayınımızdan

sürdürdüğümüz değerlendirmeler dizisine, bu sayıda “komünist

gençliğe düşen görevler” başlığı altında, var olan sorunların

aşılması noktasında harcanması gereken emeğin çerçevesinin

çizildiği bir yazı daha eklemiş olduk. Bu yazının işaret ettiği

nesnellikler ve politik yaşamın karşılanması hayati olan

ihtiyaçları doğrultusunda, bir kez daha önümüzdeki süreçte

bütün çabamızı birleşik devrimci bir gençlik hareketi

yaratabilmek hedefi için seferber edeceğiz, adımlarımızı bu

perspektife uygun bir biçimde atacağız.

Bir önceki sayıda önemle vurguladığımız kurultay, bugün

ertelenmiş olmasına karşın hala canlılığını koruyan bir hedef

olarak yerinde durmaktadır. Kurultay fikrinin ertelenme

gerekçesi ve kurultay aracı sayesinde başlatılan tartışmaların

siyasal gruplar ve öğrenci toplulukları cephesinde yarattığı etkiyi

aktarmaya devam ediyoruz. Bir önceki sayımızda siyasal

gruplarla yapmaya başladığımız röportaj dizisini, bu sayıda

topluluklarla sürdürüyoruz.

* * *

13 Şubat tarihinde BDSP tarafından İstanbul’da düzenlenecek

olan İşçi Sempozyumu, sınıf hareketi açısından oldukça anlamlı

bir yerde durmaktadır. Sosyal yıkım saldırılarına karşı

düzenlenen sempozyumla, örgütlü bir sınıf yaratma yolunda

önemli adımlar atılmış oluyor. Tüm okurlarımızı sempozyumun ve

sonuçlarının takipçisi olmaya çağırıyoruz.

Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle...

Ekim Gençli¤i’nden

S o s y a l i s t G e n ç l i k D e r g i s iSay›: 80 ● fiubat 2005

Fiyat›: 1YTL. (KDV dahil)Sahibi ve Sorumlu Y. ‹fll. Md.: Gülcan CEYRAN

EKSEN Bas›m Yay›n Ltd. fiti.

YYöönneettiimm AAddrreessii::Eksen Yay›nc›l›k Mollafleref Mah.

Turgut Özal Cd. (Millet Cd.) 50/10 Fatih/‹stanbulTel: 0 (212) 534 32 39 Fax: (0212) 635 69 93

EE--mmaaiill:: eekkiimm__ggeenncclliiggii@@yyaahhoooo..ccoomm

Ekim Gençli¤iAtatürk Bul. Gevrek Sok. Karakafl ‹flhan›

No:13/22, KKaarrttaall/‹STANBUL

Necatibey cd. Gözlükçü ‹flhan› No:26/24K›z›lay/AANNKKAARRAA TTel: 0 (312) 229 06 44

Cemal Gürsel Cd. Shell Karfl›s› Vak›f ‹flhan› Kat: 3 No: 306 AADDAANNAA Tel: 0 (322) 363 28 78

EEKKSSEENN YYaayy››nncc››ll››kk BBüürroollaarr››

Cumhuriyet mah. Tennur Sok. Cumhuriyet ‹flhan›Kat:3/5 Tel-Fax:0 (352) 232 66 71 KKAAYYSSEERR‹‹

Ahi Evran Mah. Müftülük Ca.Ayd›n Apt. No: 8/101

KKIIRRfifiEEHH‹‹RR Tel-Fax: 0 (386) 214 08 05

Saadetdere Mah. F›r›n Sok. No: 37/25 (Depo dura¤›)Esenyurt/‹‹SSTTAANNBBUULL

853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27/710Konak/‹‹ZZMM‹‹RR Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23

BBaasskk››:: Serler Matbaac›l›kDDaa¤¤››tt››mm:: Yaysat

Page 3: Ekim Gençliği sayı:80

Aylard›r sayfalar›m›zda döne döne gençlik hareketininsorunlar›n› iflledik ve birleflik mücadelenin acil öneminivurgulad›k. Çal›flma alanlar›m›z› bu fliar›n gerektirdi¤ibiçimde yönlendirdik, tüm güç ve olanaklar›m›zla busoruna kilitlendik. Söz konusu olan bizim için yeni birbak›fl de¤ildi. Geçmiflte de her vesileyle gençlikhareketinin da¤›n›kl›¤›na, parçal›l›¤›na, örgütsüzlü¤üneiflaret etmifl, sorunun çözümü için çeflitli yollar önermiflve prati¤imizi burada yo¤unlaflt›rm›flt›k.

Yeni olmayan, giderek süreklileflen ve bo¤ucu biratmosferi ve ruh halini do¤uran, kendini her süreçteyeniden üreten ve bir türlü çözülemeyen bir sorunkarfl›s›nda bulunman›n do¤al bir güçlü¤ü var. Üstelikbunun afl›lmas› için toplumsal hareketin farkl›kesimlerinin deste¤inden yoksun olan gençlik, çözümiçin acil ad›mlara ihtiyaç duyuyordu. ‹flte kurultaydüflüncesi de bu ortamda flekillendi. Bunun kimintaraf›ndan önerildi¤i, ilk elde nas›l formüle edildi¤i art›könemli de¤ildir. Çünkü önerildi¤i andan itibaren enaz›ndan hareketin sorunlar›n›n tart›fl›labilmesini, onuaflk›n gençlik grubunu bir araya getirerek konunun canl›biçimde ele al›nmas›n› sa¤lam›flt›r.

Bize göre son dönemde gençlik hareketinin birleflikbir hatta ilerlemesinin zeminini yaratacak olan kurultayfikri, bugüne kadarki ç›k›fllar›n belki de en gerçekçi veanlaml› olan›d›r. Bunun gerisinde gelifltirilmeye kapal›olmamas› da vard›r. Burada sözkonusu olan aç›k birtart›flma platformu oluflturmas› ifllevidir. Yoksa kurultay›nörgütlenmeye bafllamas›yla birlikte ifllemesi gerekensürecin görevleri hala somut ad›m ve aç›l›mlar› bekliyor.

Burada alt› çizilmesi gereken bir nokta var. Hiçbiraraç tek bafl›na küçümsenip reddedilemez ya datersinden yüceltilemez. Kurultay da sadece vesadece günün gereklerine uygun araçlardanbiridir, fakat eni sonu bir araçt›r. As›lönemli olan ve kurultay tart›flmalar›ndanç›kan kazan›mlar›n zemini olan nokta, birçok gençlik grubunun harekete dair ortakkayg›lar ifade etmesi ve ad›m atma ihtiyac›n›vurgulamas›yd›. ‹flte kurultay fikrine bu dönemde as›lanlam›n› ve içeri¤ini kazand›ran da bu olgudur. Bu

bir kez gerçeklefltikten sonra sürecin baflka ve daha ileriaraçlarla yürütülmesinin önünde bir engel bulunmuyor.

İlk adımlar, ilk birikimler

Bafllang›çta bizim için aç›k olan fikirler, fakatolgunlaflmam›fl bir tart›flma vard›. Birleflik gençlikhareketi yaratmak için güçlerimizi seferber edece¤imizisöylemifltik. Ancak bunun yeterli olmayaca¤›n›biliyorduk; zira ne biz tek bafl›m›za gençlik hareketininbütününü temsil etmekteyiz, ne de di¤er unsur ve güçlerid›fllayan, kendinden menkul bir sözde hareket peflindeyiz.Kurultay düflüncesi de bu tablo içerisinde bir anlam ifadeetmekteydi. Benzer kayg›lar› tafl›yan gençlik gruplar›n›n,esnek bileflimlerin, tek tek ö¤renci ve üniversitebileflenlerinin kat›l›m›n› ve ortak bir alanda bir arayagelmelerini sa¤lamak için gündeme getirilen bir girifliminifadesiydi kurultay. Bu anlamda öncelikle de bir tart›flmaplatformuydu. Sonuç al›c› bir tart›flma ve etkileflim süreciyaratabilmesi sayesinde, tüm ilerici-devrimci gençlikçevreleri, kurultay› kendi geliflimi içinde gençlikhareketinin birleflik örgütlenme sorununun çözümündebir manivela ifllevine oturtabilirler.

fiu an tart›flmalar›n tüm bileflenleri için bugüngörüntünün daha net oldu¤unu düflünüyoruz, en az›ndanumuyoruz. Bizim için iflleyen pratik süreç son dereceö¤retici ve gelifltirici olmufl, yeni düflünce ve olanaklar›noluflmas›n› sa¤lam›flt›r. Herfleyden önce benzerdüflüncelere sahip gençlik örgütlenmeleri ile daha yak›nbir temas içerisine girmemizin önünü açm›flt›r.

Beraberinde, görüflmelere kat›ls›n ya da kat›lmas›n,konuyla ilgili tüm gençlik gruplar› hakk›nda

düflüncelerimizi tazelemifl, politikbak›fllar›n› pratikte s›nama flans›

oluflmufltur. Yaz›k ki birçokgençlik grubu için tablobekledi¤imizin gerisindedir.

Süreci yer yer do¤rude¤erlendiren örgütlülüklerin bile

ortaklaflmadan uzak durmay› tercihettiklerini ve alternatif bir öneri ve

planlar›n›n olmad›¤›n› göstermifltir. Bu genelsürüklenme hali içerisinde güçlü bir müdahale

daha acil ve ciddi bir ihtiyaçt›r. Tersi bir durum, busorunlar›n kolay bir bozguna yol açmas› olurdu ki, bu

bafllang›çta söyledi¤imizden yüz geri etmek demektir.

HHeerrflfleeyy bbiirrlleeflfliikk bbiirr ggeennççlliikk hhaarreekkeettii iiççiinn!!

Ekim

Gençli¤i

3

Page 4: Ekim Gençliği sayı:80

Yola devam edilecektir. Yük en ileri güçlerle,hareketin sorunlar›na ve gelece¤ine duyarl›, temelsorunlarda asgari bir ortak bak›fl üretebilen, tart›flmayaaç›k ve üretken olma iddias›n› tafl›yanlarlaomuzlanacakt›r. Bu durum çal›flma takvimimizietkileyecek gibi görünse de, tersine, sonuç al›c› bir tarzdahareket edilebildi¤inde, gereksiz oyalanmalardankurtularak süreci h›zland›racak bir olanakt›r. Özüitibariyle, birleflik bir gençlik hareketi yaratman›n ilkad›m›, bir çekim merkezi oluflturabilmek, asgari orandauyuflan güçlerin ortakl›¤›n› ilk elde güvence alt›naalmaktan geçmektedir. En önemli nokta, bunun güçlü vekal›c› olabilmesi için, alan faaliyetlerinde ortakzeminlerin sa¤lanmas›d›r.

Eylemin birleştiriciliği, Mart’ın kavga

soluğu

Sonuç olarak, kurultay süreci ve tart›flmalar› yeni vedaha olumlu bir biçim kazanm›flt›r. Bu durumuyla ilkönerinin hayli ilerisinde bir noktadad›r. Gençlik güçleribundan sonra pratik çabayla bu süreci daha dailerletebilecektir. Öyleyse, iddial› ve politik bak›fl› dahaaç›k olan bu diri güçlere düflen görev, birlikte hareketetme yetene¤ini gelifltirmek ve pratikte omuz omuza

hareketin nabz›n› yükseltmektir. Yar›y›l tatili birçok plan›n ertelenmesine yol açt›.

Birçok yerelde alana özgü sorunlar üzerinden sürdürülençal›flmalar›n küçümsenmeyecek bir düzey kazand›¤› birsüreçte tatil dönemine girildi. Bunu bir avantaja çevirmekelbette mümkün. ‹lk tart›flmalar›n yar›y›l tatili s›ras›ndagenel bir sonuca vard›r›lmas› sayesinde ikinci dönemedaha güçlü girilebilir. E¤er söz konusu birliktelik zeminigecikilmeksizin somut bir gerçeklik haline getirilebilirse,ikinci dönem yerel çal›flmalar› daha güçlü örmeyibaflarabiliriz. Bu da hareketin önünün aç›lmas›nda olumlubir rol oynayacakt›r.

Üstelik önümüzde Mart ay› var. Çok say›da gündeminbirbiri ard›na çal›flmaya konu edilmeyi bekledi¤i Martay›n›n hareketlili¤inden gerekti¤i gibi yararlan›labilinirse,ortak mücadele hatt› güçlü kazan›mlara kavuflacakt›r. Buolanak do¤ru bir biçimde de¤erlendirilebilirse önemli birbaflar› elde edilecektir.

Bir kez daha vurgulayal›m. Kurultay›n temel bir araçolarak gündeme geldi¤i birleflik-militan bir gençlikhareketi yaratmak yolunda art›k daha somut, dahagerçekçi bir noktada duruyoruz. Bu, önümüzdekigörevlere s›k› s›k›ya sar›lmay› gerektiriyor. fiimdi birleflikgençlik hareketi için hedefe kilitlenme zaman›d›r!

2004 y›l›n›n sonlar›na do¤ru mecliste ö¤renci aff›gündeme gelmifl ve hem meclis hem de YÖK cephesindebir hareketlilik bafllam›flt›. AKP ve CHP bu tart›flmalarboyunca yasa teklifinin verilmesi için topu birbirlerine att›lar.YÖK taraf› ise kitlesel aff›n do¤ru olmayaca¤›n› söylüyordu.Sonunda yasa teklifini ba¤›ms›z ‹stanbul milletvekilininvermesi ile bir ara yol bulunmufl oldu. Ancak bu durumYÖK’ün tavr›nda bir de¤iflikli¤e yol açmad›.

Aff›n kapsam›nda 12 Eylül 1980 tarihinden bu yanaönlisans, lisans ve lisansüstü ö¤retim görmekteyken kayd›silinen ö¤rencilere s›nav, bütünleme ve devam hakk›tan›nmas›, yüksek lisans ve doktora ö¤rencilerinin yabanc›dil s›nav›nda 100 üzerinden 50 puan›n yeterli görülmesi,yard›mc› doçentlerde çal›flma sürelerindeki s›n›rlaman›nkald›r›lmas›, 2000-2001 y›l›ndan bu yana yüksek ö¤retimö¤rencilerine verilen disiplin cezalar›n›n bütün sonuçlar›ylakald›r›lmas› yer al›yordu.

Bu haliyle bak›ld›¤›nda herkesi memnun edecek birdurum gibi görünüyor. Sonuçta çeflitli sebeplerden dolay›ma¤dur olan 100 bine yak›n insan yararlanacak. Peki,üniversitelerde hala YÖK gibi faflist bir kurumun hükümsürdü¤ü koflullarda, bu gerçekten böyle mi? Bundan öncede bir tak›m yasalar düzenlenip ö¤renci aff› ç›kart›ld›. Bununsonucunda de¤iflen hiçbir fley olmad›. Ç›kart›lan af

yasalar›ndan ö¤renciler yararland›yararlanmas›na, ama sonuçta ne oldu? Yineö¤rencilere afiflin yan›nda durmak, afiflebakmak, ideolojik halay çekmek, alternatifö¤renci flenli¤ine kat›lmak gibi komikgerekçelerle soruflturma aç›ld›. Busoruflturmalardan sonra uzaklaflt›rmalar veat›lmalar yafland›. Geriye dönüp bakt›¤›m›zda,senelerden beri ayn› senaryonun oynand›¤›n›

görmekte zorluk çekmeyece¤iz. Önce af yasalar› ç›kart›l›yor,ard›ndan okuldan uzaklaflt›rmalar ve at›lmalar geliyor. Biz busenaryoyu defalarca izledik. En ufak bir hak aramamücadelesine tahammül edemeyip, üniversitelere panzer,çevik kuvvet ve jandarma sokanlar›n, ö¤rencilerin üzerinegaz bombas›yla sald›r›p, öldüresiye döven, okuldan atan,cezaevlerine gönderenlerin yazd›¤› senaryoyu...

Tart›flman›n bir di¤er yönü ise aff›n anlam›na dair.Ankara’da bir grup ö¤rencinin bafllatt›¤› imza kampanyas›naE¤itim Sen de destek vermifl ve bu sorunun çözümü içingecikilmeden af ç›kar›lmas›n› talep etmiflti. YÖK düzenikoflullar›nda aff›n bir anlam tafl›mad›¤›n› vurgulam›flt›k.Dolay›s›yla, ma¤duriyetin giderilmesinin yolu aftan de¤il,YÖK düzeninin sona erdirilmesinden geçmektedir. Halaüniversitelerde devams›zl›k, finale girmeme, baflar›s›zl›k yada y›l s›n›r›n›n dolmas› gibi nedenlerle ö¤rencilerin ilifli¤ikesilirken ve siyasal gerekçelerle at›lan ö¤rencilerin ÖSS’yegirme haklar› ellerinden al›n›rken, af yaln›zca biraldatmacad›r.

1980 askeri faflist darbesinden sonra 1982’de kurulan vekuruldu¤u günden itibaren binlerce ö¤retim görevlisini veö¤renciyi okullardan atan faflist YÖK zihniyeti üniversitelerüzerinde hüküm sürdükçe bu oyun devam edecektir.

YÖK düzeninde ö¤renciaff› bir aldatmacad›r!

Ekim

Gençli¤i

4

Page 5: Ekim Gençliği sayı:80

Geçti¤imiz ay yay›n›m›zda ayr›nt›l› bir biçimde eleald›¤›m›z ve de¤erlendirmelere konu etti¤imiz kurultaytart›flmalar› sona erdi. Bu y›l için istenilen sonuçlar›sa¤lama flans›n› yitirmifl olan birleflik kurultay fikri ise,bir dizi siyaset aç›s›ndan halen tart›fl›lan ve örgütlenmesihedeflenen bir politika olarak önemini korumaktad›r.Önemli ölçüde politikas›zl›¤›n, kendili¤indencili¤in vekendine güvensizli¤in sonucu olarak ertelenmifl olankurultay tart›flmalar›n› de¤erlendirmek ve geçen say›daortaya koydu¤umuz de¤erlendirmelerin süreç içerisindeneleri ortaya ç›kard›¤›n› tart›flmak gelinen yerde önemlibir ihtiyaçt›r.

Kurultay gençlik hareketinin sorunlar›na yaklafl›mdabir turnusol ifllevi görecek demifltik. Yaklafl›k iki ayl›ktart›flmalar bu gerçe¤i tüm aç›kl›¤› ile gözler önünesermifl bulunuyor. Hareket içerisinde yeralan her renktensiyasal ak›m›n dergi sayfalar›ndan ifade etti¤i“birlefliklik” söyleminin en az›ndan bir dizi hareketaç›s›ndan nas›l içi bofl bir söz kal›b› ve demagoji oldu¤ukurultay tart›flmalar› içerisinde ortaya ç›km›flt›r. Gençlikhareketinin politik ve örgütsel sorunlar›n› tart›flacak,birleflik çözümler oluflturulabilecek, ideolojik planda ise

etkili bir mücadele zemini olabilecek kurultay›; henüztart›flmalar›n bafl›nda elinin tersi ile geri çeviren veyatart›flmalar›n yaratt›¤› bas›nçla toplant›lara kat›l›pötesinde tek ad›m atmayan siyasetlerin gençlik hareketinedönük iddialar› ve politikas›zl›klar› bir kez daha ortayaç›km›flt›r.

Öte yandan bu tart›flmalar, komünistler taraf›ndandönemin bafl›ndan bu yana ortaya konulan olgusalgerçeklerin kurultay tart›flmalar› vesilesiyle do¤rulanm›flolmas›ndan çok daha önemli sonuçlar ortaya ç›karm›flt›r.Bu sonuçlardan en önemlisi, gençlik hareketininsorunlar›na yaklafl›mda paralel ç›karsamalar› olangüçlerin bu tart›flmalar vesilesiyle birleflik bir mücadelezeminini yaratmak için ciddi bir çaba harcama iradesiniortaya koymufl olmalar›d›r. Bu, birleflik bir gençlikhareketi yaratmak aç›s›ndan bafll› bafl›na önemli birad›md›r ve önümüzdeki süreç içerisinde kendisonuçlar›n› ortaya ç›karacakt›r.

Kurultay tart›flmalar› gençlik hareketi içerisindekiöznelerde bir saflaflma yarat›rken, bir k›s›m siyasetaç›s›ndan politikas›zl›¤›n ve güvensizli¤in bir göstergesiolmufltur. Tart›flmalar›n bu y›l için kapanm›fl olmas›yla

Ekim

Gençli¤i

5

BBiirr lleeşş iikk bbiirr ggeennççll iikk hhaarreekkeett iinniinn öönnüünnddeekkii eennBBiirr lleeşş iikk bbiirr ggeennççll iikk hhaarreekkeett iinniinn öönnüünnddeekkii eenn

bbüüyyüükk eennggeell iinn iiddddiiaass ıızz ll ııkk vvee aappooll ii tt iizzmm oolldduuğğuubbüüyyüükk eennggeell iinn iiddddiiaass ıızz ll ııkk vvee aappooll ii tt iizzmm oolldduuğğuu

kkuurruullttaayy ttaarrtt ıı şşmmaallaarr ıı ii lleekkuurruullttaayy ttaarrtt ıı şşmmaallaarr ıı ii llee

bbiirr kkeezz ddaahhaa oorrttaayyaa çç ııkktt ıı !!bbii rr kkeezz ddaahhaa oorrttaayyaa çç ııkktt ıı !!

GGeennççlliikk hhaarreekkeettii GGeennççlliikk hhaarreekkeettii eennggeelllleerriinnii aaflflaarraakkeennggeelllleerriinnii aaflflaarraakk

Page 6: Ekim Gençliği sayı:80

rahatlayan ve bir süre daha gerçek konum vekimliklerinin ortaya ç›kmas›n› engellemifl bulunananlay›fllar bofluna sevinmemelidir. Bu tart›flmalarapolitizmle, kendili¤indencilikle hesaplaflmam›z içinönemli imkanlar yaratm›flt›r. Bu hesaplaflma er ya da geçolacakt›r.

Kurultay tartışmalarının seyri üzerine

Kurultay tart›flmalar› geçti¤imiz dönem 6 Kas›mtart›flmalar› sürecinde siyasal gençlik gruplar›n›ngündemine tafl›nmaya çal›fl›lm›flt›. Bu süreçte yaflananayr›flmalar birleflik bir gençlik kurultay› tart›flmalar›n›nanlaml› bir biçimde devam etmesini engelleyece¤i için,tart›flma bir süreli¤ine ertelenmiflti. Yaklafl›k iki ay önceyeniden bafllat›lan tart›flmalar yo¤un bir çaba sonucu birdizi siyasetin gündemine sokulmufl oldu. Sonras›ndayap›lan toplant›lar s›ras›nda hemen tüm siyasal gruplartart›flmalar›n taraf› oldu.

‹lk toplant›dan bu yana genç komünistler olarak, bukurultay›n birleflik bir tart›flma platformu oldu¤unu ve bufikre olumlu bakan tüm siyasetlerin toplant›lar›nörgütleyici bir bilefleni olmas› gerekti¤ini ifade ettik. Zirabirleflik bir gençlik kurultay› hedefini ancak böylegerçeklefltirebilirdik. Bu tart›flma sonucunda “gençlikhareketinin politik ve örgütsel sorunlar›n› tart›flmak veortak çözümlere ulaflmak hedefiyle Türkiye merkezlibirleflik gençlik kurultay› tart›flma toplant›lar›na”(toplant›lara kat›lmayan siyasetlere ulaflt›r›lan ve alt›ndatoplant›lar› örgütleyen siyasetlerin imzas› olan ça¤r›metnidir), geçti¤imiz say› ç›kt›¤›nda, bizim d›fl›m›zdaBAGEH, DGH, DGD, EHP, Devrimci Hareket,sonras›ndaki haftalarda ise YDG, DMG, DPG ve

Kald›raç ça¤r›c› olarakkat›lmaktayd›. SGD veSosyalist DemokrasiGençli¤i ise izlemekamac›yla toplant›larakat›ld›lar. Bu tablodanbak›ld›¤›nda, bafllat›lantart›flmalar›n gençlikiçerisinde nas›l bir yank›uyand›rd›¤›n› anlamak zorolmayacakt›r. Bu aç›dankurultay tart›flmalar›,herhangi bir siyasetinpolitikas› veya hedefiolman›n çok ötesinde,gençlik hareketi içerisindebir saflaflman›n ve politikbir tart›flman›n zemininioluflturmufltur.

Tart›flmalaraKoordinasyon ve GençlikDernekleri Federasyonud›fl›nda bafllang›çta

olumsuz yan›t veren bir siyaset bulunmamaktayd›.Sonras›nda ise SGD kurultay fikrini do¤ru bulmad›¤›ifade ederek toplant›lara gözlemci olarak kat›ld›.Koordinasyon ve SGD, elefltirece¤imiz e¤ilimintemsilcilerinden olmalar› nedeniyle, burada bu anlay›fl›ngerekçelerini ifade etmek gerekmiyor. Ancak GençlikDernekleri Federasyonu’nun gerekçesi gerçektenözgündü ve böylesine önemli bir tart›flma platformunu vebirlikte hareket etme zeminini, merkezi birliktart›flmalar›n›n olumsuz sonuçlanmas› ilegerekçelendirilmesinin bizim aç›m›zdan anlafl›lmas›mümkün de¤ildi.

Kurultay tart›flmalar›, kat›l›mc›s› ve örgütleyicisi olansiyasetlerin hemen bütünü aç›s›ndan, gençlik hareketininsorunlar›na ve ihtiyaçlar›na yaklafl›mda, gençlikörgütlenmesi sorununa bak›flta önemli ölçüde ortak birzemini ifade etmekteydi. Bu aç›dan bizimbeklentilerimizin çok ötesinde bir ortak zemininpotansiyel olarak var oldu¤unu göstermifl oldu.Kurultay›n nas›l örgütlenmesi gerekti¤ine dair yap›lantart›flmalarda tüm siyasal çevreler yerel çal›flmalara veörgütlülüklere vurgu yapmaktayd›lar. Kurultay›nhareketin yaflad›¤› darl›¤›, parçal›l›¤› ve örgütsüzlü¤üaflacak bir araç olarak tan›mlanmas› aç›s›ndan iseneredeyse ortak bir e¤ilim söz konusuydu.

Bunca ortak e¤ilimin oluflmufl olmas›na ra¤men, buy›l için kurultay hedefinin terk edilmesinin nedenlerini fluflekilde s›ralayabiliriz: Tart›flmalar›n 6 Kas›m’dakibölünmeler nedeniyle geç bafllam›fl olmas›, bir k›s›msiyasal gençlik grubunun tart›flmalar›n karfl›s›nda yeralmas› ve 10 siyasetin kurultay çal›flmalar›n› bafllatacakbir siyasal irade ortaya koymakta at›l kalm›fl olmalar›d›r.

Ekim

Gençli¤i

6

Page 7: Ekim Gençliği sayı:80

Burada özellikle tart›fl›lmas› gereken, tart›flmalar›n geçbafllam›fl olmas›n›n d›fl›ndaki nedenlerdir. K›saca ifade etmekgerekirse, gençlik hareketi içerisinde politika yapan tümsiyasal çevreleri kesen bir tart›flma platformu oluflturmakhedefinin karfl›s›nda yer alan siyasetler bu olumsuz sonucuntemel nedeni konumundad›rlar. Zira politikalar›n› ifadeetmekten çekinen gruplar›n varl›¤› kurultay›n genifl birtart›flma platformu olmas›na daha bafltan izin vermemektedir.Bu siyasal çevreleri politik planda bask› alt›na alabilecek veonlar›n birlefliklik vurgular›n› tart›flmaya açacak bir siyasaliradenin ortaya konulamam›fl olmas› ise, toplant› bileflenleriad›na öngörüsüzlü¤ün ve olumlanan kurultay politikas›nagüvensizli¤in bir ürünüdür. Genç komünistler ad›na ise sorun,ortak e¤ilim içerisinde oldu¤umuz siyasetlerle beraber ortayakoydu¤umuz çaban›n istenilen sonucu üretmekte yetersizkalm›fl olmas›d›r. Sözünü etti¤imiz öngörüsüzlük vegüvensizlik, ortaya konulan yo¤un çabalara ra¤menk›r›lamam›flt›r.

Ancak, kurultay tart›flmalar› pratik sonucunu üretmekteyaflanan zaaflara karfl›l›k, gençlik hareketi içerisindeki siyasale¤ilimlerin bir kez daha, ancak daha net bir biçimde ortayaç›kmas›n› sa¤lam›flt›r. fiimdi bu e¤ilimlere k›saca de¤inelim.

Gençlik hareketi içerisindeki bir eğilim

olarak: Apolitizm, kendiliğindencilik ve dar

grupçuluk

Apolitizm, kendili¤indencilik ve dar grupçuluk siyasalplanda birbirini besleyen bütünsel bir e¤ilimin ifadeleridir.Bugüne kadar yaflanan k›s›r döngünün nedenlerinden biri,ayn› zamanda da sonucu olarak ortaya ç›kan bu e¤ilim,sorunlar›n afl›lmas›n›n önündeki en büyük engellerden biridurumundad›r. Komünistler gençlik hareketinin günceltablosunu de¤erlendirirken, sol çevreleri önemli ölçüde kesenbu sorunu aç›k ve net bir biçimde ortaya koymufllard›r:“Politikas›zl›k, gençlik hareketine iliflkin aç›k, tutarl› veistikrarl› bir politik yön ve yönelimden yoksunluk, halihaz›rdareformist ve devrimci kanatlar›yla sol çizgideki gençlikgruplar›n›n en temel zaaf› durumundad›r. Ne gençlikten çokfley bekleyen sol siyasal ak›mlar taraf›ndan gençlikhareketinin sorunlar› üzerine ortaya difle dokunur birde¤erlendirme ve politika konulabilmekte, ve ne de gençlikhareketinin tafl›y›c›s› ve yol göstericisi olmak iddias›ndakigençlik yay›n organlar›nda gençlik hareketinin sorunlar›nailiflkin ciddi ve ifllevsel bir tart›flma yürütülmektedir. ”

“Gençlik yay›nlar›n›n gençlik hareketinin sorunlar›nayabanc›laflmas›, gerçekte gençlik gruplar›n›n hareketeyabanc›laflmas›n›n bir yans›mas›ndan baflka bir fley de¤ildir.Haliyle bunun kendisi de ortadaki sorunlar›n önemli birbaflka boyutu durumundad›r. Bunu gençlik hareketindeki k›s›rdöngünün nedenlerinden biri oldu¤u kadar sonuçlar›ndanbiri olarak da görmek gerekir. Dönemsel olarak kendinigösteren hareketlenmelere zaman›nda, yerinde ve amacauygun düflen devrimci müdahalelerde bulunma baflar›s›

Ekim

Gençli¤i

7

Page 8: Ekim Gençliği sayı:80

gösteremeyenler, çok geçmeden durulan ve daralanhareket gerçe¤i karfl›s›nda çaresizli¤e ve giderekumutsuzlu¤a düflmekte, bunun etkisiyle içe kapanmakta,gençlik hareketinin sorunlar›ndan oldu¤u kadar gençlikkitlelerinin kendisinden de kopmakta, terimin buanlam›nda adeta gettolaflmaktad›rlar. Ta ki bu durumdade¤iflikli¤e yolaçacak yeni bir hareketlenme flu veya bugeliflmeye ba¤l› olarak bir kez daha kendili¤inden baflgösterene kadar.”

“Bu tipik bir apolitikleflmedir, kelimenin en tamanlam›nda bir kendili¤indenciliktir ve kuflkusuzherfleyden önce politikas›zl›¤›n, gençlik hareketinindurumuna, sorunlar›na ve ihtiyaçlar›na iliflkin sa¤lam vedinamik bir bak›fltan ve perspektiften yoksun olman›n birürünüdür.”

“Elbetteki bu sonuç gençlik gruplar›n›/yay›nlar›n›aflmakta, onlar›n mensup olduklar› siyasal gruplar›ngençlik hareketinin sorunlar› karfl›s›ndaki ilgisizlikleriniya da çözümsüzlüklerini ortaya koymaktad›r. Sorunun endikkate de¤er yönlerinden biri de budur zaten.Gençlikten, gençlik hareketinden çok fley bekleyen, bununiçin çeflitli adlar alt›nda gençlik gruplar› ya da örgütlerikuran ve özel gençlik yay›nlar› ç›karan sol parti vegruplar, gençlik hareketinin sorunlar›na iliflkin yolgösterici çabalara gelince, en yumuflak ifadeyle, bu temelönemde önderlik sorumluluklar›na ilgisiz kalmaktad›rlar.Bir ilgi gösteriyorlarsa bile bu gençlik hareketinin genelsorunlar›ndan çok kendi dar gençlik çevrelerinin özelsorunlar› ve pratik yönlendirilmesi s›n›rlar› içindekalmaktad›r. Yani onlar› kitlesel bir devrimci gençlikhareketi gelifltirmenin genel sorunlar› de¤il, fakat grupolarak gençlik içinde etki ve çevre kazanmalar›n›n özelsorunlar› ilgilendirmektedir. Bugün ö¤renciler içinde ençok taraftar› olan sol grubun ayn› zamanda kitlesel birdevrimci gençlik hareketi gelifltirmenin sorunlar›na enilgisiz kalabilen grup olmas›, bu çarp›kl›¤›n boyutlar›konusunda da bir fikir vermektedir.”

“Kuflkusuz buradaki sorun gerçekte basit birilgisizli¤in çok ötesindedir. Sorun temelde politikas›zl›kt›rve bu politikas›zl›¤a ra¤men gençlik alan› üzerine dar ve

faydac› hesap ve beklentiler içinde olmakt›r. Yani aç›kifadelerle, kendili¤indencilik ve oportünizmdir. Bureformist ve devrimci kanatlar›yla sol gruplar›n gençlikhareketi üzerinden yans›yan genel tablosudur.”

Komünistlerin dönemin bafl›ndan bu yana ifadeettikleri bu gerçekler kurultay tart›flmalar› vesilesiyle birkez daha, ancak bu sefer üstü örtülemez bir biçimdedo¤rulanm›flt›r. fiimdi kurultay tart›flmalar›n›n ortayaç›kard›¤› bir e¤ilim olarak kendili¤indencilik, apolitizmve dar grupçuluk bata¤›nda debelenen siyasal çevrelerinsürece iliflkin politik argümanlar›na de¤inelim.

Kurultay tart›flmalar›na dair ortaya konulan ilkargüman “Gençlik hareketinin sorunlar›n› çözmenin yolu,önce onu yükseltmekten geçiyor. Varolan sorunlar› ancakhareketin içerisinde çözeriz. Bu aç›dan kurultay, birleflikbir gençlik hareketi hedefi için yeterli bir araçolmayabilir.” fleklinde ifade edilmektedir. Kurultaytart›flmalar› bafllad›¤›ndan bu yana toplant›lar›nörgütleyicisi konumunda bulunan siyasetlerin tümü“Kurultay›n bir araç oldu¤u ve birleflik bir gençlikhareketi için bir tart›flma platformu, bu anlam› ile de birad›m oldu¤u” noktas›nda ortaklaflm›fllard›. “Bu aç›dankurultay› sihirli bir de¤nek olarak de¤il, ancak uygun veetkili bir tarzda iflletildi¤i ve asgari bir ortakl›¤›yans›tabildi¤i koflullarda gençlik hareketinin önünüaçacak bir ad›m olarak” tan›mlam›flt›k. Yapt›¤›m›z tümtart›flmalarda bak›fl›m›z buydu. Zira “y›llar› bulanönyarg›lar, devrimci ve sol çevrelerdeki politikas›zl›kveya k›s›rl›k, tek bir kurultayla afl›lmas› mümkünolmayan sorunlard›r.”

Peki bu kadar aç›k tart›flmalar yap›lmas›na karfl›n buargüman›n üretilmesinin nedeni nedir? Bu durum aç›k ki,bunu ifade eden siyasal çevrelerin kendi “sihirli de¤nek”aray›fl›n›n ve kolayc›l›¤›n›n bir ürünüdür. Hareketin yüklüsorunlar› karfl›s›nda uzun soluklu bir mücadele hatt›ndan,bunun yans›mas› politik zeminden yoksunlu¤unifadesidir. Hal böyle olunca da, tart›flman›n böyleanlafl›lm›fl olmas›nda flafl›lacak bir yan bulunmamaktad›r.

Di¤er nokta olarak hareketin yükselmesi sorununade¤inelim. Y›llard›r yükselen hareketlerin peflinden

Ekim

Gençli¤i

8

Page 9: Ekim Gençliği sayı:80

sürüklenen bu çevreler aç›s›ndan hareketin “hangisiyasal çerçevede bir müdahaleye ihtiyaç duydu¤usorunu” gereksiz bir soru olarak kalmaktad›r. Zira buradasöz konusu olan bir bekleyifltir. Hareketin ihtiyaçlar›nayan›t verebilecek bir devrimci müdahaleyi uzak birgelece¤in sorunu haline getirmek “tipik bir apolitizm vekendili¤indenciliktir”, bir siyasal özne olarak kendini yoksaymakt›r. “Bugünün gençlik hareketinin sorunlar›ndanbirini de bizzat bu, yani gençlik hareketini sürüklemesigereken güçlerin bu arkadan sürüklenen konumu vetutumu oluflturmaktad›r.”

Bu e¤ilim içerisinde bulunan siyasetler ad›nasorunlar›n çözümünü hareketin geliflti¤i bir dönemehavale etmek yeterli olabilmektedir. Bu tart›flmalariçerisinde “bizim flöyle bir yaklafl›m›m›z var, bizce flöyleolmal›d›r” denilmemektedir. Söylenenler, kendi darçevrelerine dönük politikalar olman›n ötesinde bir anlamasahip de¤ildir. Böylelikle bu e¤ilim, kendini darkabu¤una s›k›flt›rarak ve sonuçlar› itibar› ile de dargrupçu bir pratik sergileyerek kendi mant›ksal sonucunuüretmektedir.

Geçen say›da yapt›¤›m›z de¤erlendirmede de ifadeetti¤imiz gibi “... böylesi bir politikay› hiç kimseninelinin tersiyle bir kenara b›rakma ya da ö¤rencihareketinin geliflti¤i bir dönemin sorunu olarak görmeflans› yoktur. Bu kendili¤indencili¤in dipsiz kuyusudur vegençlik hareketinin sorunlar›n›n çözümünü gelece¤ehavale etmek ve gençlik hareketine devrimci önderliksorunu ve ihtiyac›n› yok saymakt›r. Aç›k ki birleflikliküzerine yap›lan tart›flmalar›n da, hareketin sorunlar›nadair yap›lan vurgular›n da bu siyasetler aç›s›ndan birciddiyeti kalmam›fl olacakt›r. Bugün bu temel önemdesorunu tart›flmaya bafllayanlar›n d›fl›nda kalan çevreleri,politikas›na güvensiz, dar grupçulu¤a mahkum ve gençlikhareketi içinde tuttuklar› yer bak›m›ndan gerçektetümüyle iddias›z çevreler olarak tan›mlamas› do¤al vekaç›n›lmaz bir sonuç olacakt›r.” Bugünkendili¤indencilik, apolitizm ve dar grupçuluk olarakifade eti¤imiz politik e¤ilim içerisinde olan tüm siyasalçevreler bu de¤erlendirmenin dolays›z muhatab›d›rlar.

Gençlik hereketinin sorunlarının

çözümünde

devrimci bir odak olabilmek için!

“Bugün gençlik hareketine etkili bir politikmüdahalede bulunabilmenin temel gereklerinden biri,tam da gençlik gruplar›ndaki bu apolitizmi vekendili¤indencili¤i k›rmak, ilerici-devrimci gençlikhareketinin toplam› içinde mücadelenin ve örgütlenmeninsorunlar›na iliflkin canl› ve yolaç›c› bir tart›flman›nönünü açmakt›r.”

Ö¤renci kurultay› fikri bu bak›fl›n ifadesi olarakortaya ç›km›flt›r. Bugün bu ihtiyaç halen orta yerde

durmakta ve çözülmeyi beklemektedir. Zira, nas›l kigençlik hareketinin sorunlar›n›n çözümü için beklemecibir bak›flla hareket etmek siyasal öznelerin ifli olamazdiyorsak, bir dizi siyasal gençlik örgütlenmesininyaflad›¤› politikas›zl›¤› k›rman›n yolu da ayn› flekilde birmüdahaleyi gerektirmektedir. Bu aç›dan yaklafl›k ikiayd›r devam eden tart›flmalar, sorunun çözümünoktas›nda at›lmas› gereken birleflik ad›mlar›nimkanlar›n›n hiç olmad›¤› kadar fazla oldu¤unugöstermifltir.

Tart›flmalar, yaklafl›k on siyasal çevrenin birleflik birgençlik hareketi acil ihtiyac› üzerinden oldukça fazlaortak paydaya sahip oldu¤unu ortaya koymufltur. Gençlikhareketinin mevcut tablosundan hareketin politik veörgütsel plandaki ihtiyaçlar›na, buradan at›lmas› gerekenöncelikli ad›mlara kadar, onlarca bafll›kta asgari bir ortakzeminin oldu¤u görülmüfltür. fiunu aç›kl›kla ifadeetmeliyiz ki, kendi ad›m›za kurultay tart›flmalar›bafllarken böylesine bir tabloyla karfl›laflaca¤›m›z›düflünmemifltik. fiimdi ise, kurultay tart›flmalar›n›n ortayaç›kard›¤› bu imkan üzerinden daha tan›ml› ve soluklu birmücadelenin bafllang›c›n› yapmak, pratik ad›mlar›n›atmak sorunu ile karfl› karfl›yay›z.

Aç›k ki bu a¤›r bir sorumluluktur ve bu cesaretigösterebilecek siyasal öznelerin sorunudur. “Grupçulu¤ukimlik edinmifl ve gerçek sorunlar yerine dar grupsalihtiyaçlar› temel kayg› haline getirmifl geleneksel gençlikçevrelerinin buna kolay yanaflmayaca¤› kesin oldu¤unagöre onlar› buna zorlamak da ciddi bir mücadeleyigerektirir. Bu mücadele verilmeli ve bu tart›flma her yollazorlanmal›, mücadelenin zorlamas›yla ortaya ç›kanbirlikte ifl yapma sürecinin ortam›ndan oldu¤u kadardeneyimlerinden de bu amaçla en iyi biçimdeyararlan›lmal›d›r. ” Bu aç›dan, kurultay tart›flmalar›n›nortaya ç›kard›¤› tablo üzerinden politik bak›mdan en dirive iddial› siyasal çevrelerle, ortak hedefler plan›nda yolyürünmeye devam edilecektir. Kurultay› bir hedef olarakde¤il, birleflik bir gençlik hareketi aç›s›ndan bir araçolarak tan›mlamam›z bunu ayr›ca zorunlu k›lmaktad›r.Bugün ileri tarihe at›lm›fl olan, bu arac›n kendisidir.Ancak tart›flmalar toplant›lar›n belirginlefltirdi¤i e¤ilimlerüzerinden devam etmektedir.

“Gerekti¤inde kendi bafl›na yürümek güç ve iradesigösteremeyenler, baflkalar›n› birlikte yürüyüfle çekmekgüç ve iradesi zaten gösteremezler. Politik yaflam›ngenelinde geçerli olan bu ilke, bugünün gençlik hareketigerçekli¤i gözetildi¤inde özellikle önemli ve geçerlidir.Temel hedef ile günün gerçekleri aras›nda do¤ru, amacauygun düflen bir iliflki ve bütünlük kurabilmektir buradasözkonusu olan. Do¤ru bir politikan›n hayata geçirilmesimücadelesinde bütünsel hedefi flaflmaz bir güven vekararl›kla gözetmek ile, bu de¤iflmez hedefe günün henüzs›n›rl› ve k›smi kalabilen olanaklar›ndan hareketleulaflmaya çal›flmak iki ayr› fleydir. ‹lkine ulaflmak tam daikincisinden hareket etmeyi gerektirir. ”

Ekim

Gençli¤i

9

Page 10: Ekim Gençliği sayı:80

“Felsefemiz 2005 bütçesine de yansıdı”

Tayyip Erdo¤an’›n “Felsefemiz 2005 bütçesine deyans›d›” sözleri gazetelere haber olmufl, “AKP’ninekonomi anlay›fl› ve ekonomi felsefesinin bütünboyutlar›yla 2005 bütçesine yans›d›¤›n› belirten Erdo¤an,2005 bütçesinin makroekonomik dengeleri gözeten, ülkeve dünya gerçekleriyle örtüflen, insan› ve sosyalpolitikalar› merkeze alan bir bütçe olaca¤›n› vurgulad›.”biçiminde kamuoyuna yans›t›lm›flt›.

Felsefi içerikli 2005 bütçesine genel hatlar›ylabakal›m. Burjuva ekonomi yazarlar›n›n, ekonomistlerinin,sistemin tüm iktisatç› ak›l hocalar›n›n ortak vurgusundanda yans›d›¤› üzere, 2005 bütçesi son üç y›l›n bütçeleriyleayn› yap›ya sahip. Dolay›s›yla, 2005 bütçesinin iflçi-emekçiler aç›s›ndan ne ifade etti¤ini kabaca anlayabilmekiçin, son üç y›ld›r yoksulluk ve y›k›mda yaflananderinleflmeye göz atmak yeterli olacakt›r.

2005 bütçesi, borç ödemelerinde süreklilik vevergilerin emekçiler aleyhine düzenlemelere u¤ramas›,ülke için sözde çok önemli olan “faiz d›fl› fazla” hedefiüzerinden devlet yat›r›mlar›n›n k›s›lmas›, sosyal güvenlikpolitikalar›n›n “devletin küçültülmesi” popülersöylemiyle geriye çekilmesi, özellefltirmelerle sosyalhaklar›n ve 150 y›ll›k kazan›mlar›n tasfiyesi, k›sacas› iflçive emekçilere yine güvencesiz çal›flma, geleceksiz yaflamkoflullar› dayatmas›yla karakterize oluyor.

2005 bütçesinde faiz harcamalar›na 56 milyar 440milyon YTL ayr›ld›. Bu miktar, bütçenin %35’ine denkdüflmektedir. Yaklafl›k 10 milyar YTL ayr›lan devletyat›r›mlar› ise faiz harcamalar›n›n %16’s›na tekabülediyor. Bu veriler, sermaye iktidar›n›n IMF direktiflerido¤rultusunda özellefltirme, sosyal haklar›n gasp› vekölelefltirme sald›r›lar›n›n harfi harfine uyguland›¤›n›nbelgesidir.

Ancak, yüzsüzlü¤ün s›n›r› yok. Bütçe görüflmeleriiktidar taraf›ndan tam bir orta oyununa çevrildi. Halk›ncebine giren paralar›n nas›l artt›¤›ndan Türkiye’nin nas›ldüzlü¤e ç›kt›¤›na, KDV indirimlerinden para birimide¤iflikliklerine kadar her türlü çocuk oyununun

emekçilerin bilincini karartma hedefiyle ciddi ciddi ilanedilifliyle ekonomik-sosyal çöküflün boyutlar› gizlenmeyeçal›fl›ld›.

Eğitime ayrılmayan pay

Bu, düzeyi düflürülmüfl, ölçüsü kaç›r›lm›flmanipülasyon kampanyas›n›n bir aya¤› da MEB veüniversiteler bütçelerinin komisyon ve meclisgörüflmeleriydi. Bu görüflmeler boyunca öne sürülenbütçe savunmas› argümanlar›na inanabilmek, bu bütçenine¤itim sisteminin sorunlar›na çözüm oldu¤unu kabuletmek için, Türkiye’nin mevcut ekonomik ve sosyalkoflullar› hakk›nda hiç bir fikre sahip olmamak gerekiyor.

E¤itim bütçesi görüflmeleri H. Çelik’in hükümet ad›nalütuflar›yla bafllad›. H. Çelik tüm muhalefet kesimlerininelefltirilerini önden karfl›lama hedefiyle müjdeyi verdi:“2004 y›l› gibi 2005 y›l›nda da bütçede en büyük payMEB bütçesinin oldu.” Üstelik “solcu” tak›m›n› memnunedecek cinsten bir de ek yap›lm›flt›; MEB bütçesinin pay›MSB bütçesinden fazlayd›. E¤itim silahlanmaya tercihedilmiflti!

Bu ucuz oyun sat›lm›fl medya kalemleri taraf›ndanuzun uzun propaganda edildi, bir karfl›l›k da bulabildi.Bütçe görüflmelerinde H. Çelik’in muhalefetin soldansalvolar›na karfl› s›kl›kla bu noktay› vurgulamas› flafl›rt›c›de¤il. Sermaye iktidar› MSB bütçesini MEB bütçesininyaklafl›k 4 milyar YTL alt›nda tuttu, böylece silahlanmay›bir yana b›rakm›fl göründü. Bu fark›n ne ifade etti¤i biryana, faiz harcamalar›yla, özellefltirmelerle, vergiyükleriyle, IMF direktifli ekonomik-sosyal politikalarlasermaye iktidar› iflçi-emekçilere karfl› sürekli birsilahlanma içerisinde. Emperyalizme kölece ba¤›ml›l›¤›ngüçlendi¤i koflullarda ve iflçi-emekçilerin maruz kald›¤›kapitalist sömürü k›skac›nda silahlanmaya dair bu ucuzoyun, düzenin s›kl›kla baflvurdu¤u manipülasyonlardanyaln›zca biri.

Özellikle sa¤l›k alan›nda yaflanan geliflmeler, tar›mda,ulaflt›rmada, vs. yaflanan tüm y›k›m sald›r›lar› bir yana,

Ekim

Gençli¤i

10

AAKKPP’’nniinn ffeellsseeffeessii 22000055 bbüüttççeessiinnee yyaannss››mm››flfl!!....

Sermayenin yoksulluk ve y›k›m› derinlefltirme bütçesi!

Page 11: Ekim Gençliği sayı:80

bu çok övülen MEB bütçesine konsolide bütçedenayr›lan pay›n sürekli düfltü¤ü hat›rlat›ld›¤›nda H.Çelik’in savunmas› haz›r bekliyordu: “Türkiye’ninimkanlar›, kaynaklar› bundan fazlas›na izin vermiyor.Ekonomik pastay› büyütmedi¤iniz sürece bir tarafasesini fazla ç›kard› diye fazla verirsek, ötekinden k›smakzorunday›z.” Bu al›fl›ld›k yan›t›n bir de manifestosu var:“Hükümet popülist politika yapmayacak”!

‹fl bafl›na geldikleri günden beri art›k al›flt›¤›m›züslup ve söylemlerin bir yeni örne¤idir, hak aramamücadelesi veren çeflitli toplumsal kesimlere hitabensöylenen yukar›daki sözler. Birer klasik olmuflyukar›daki gerekçeler, özünde sermaye iktidar›n›nekonomi politikas›nda de¤iflen bir fley olmad›¤›n›kan›tl›yor: Yine kaynakyoklu¤u, yine borç yükü, yinesald›r›lar, yine y›k›m...

Gerek komisyongörüflmelerinden, gerek E¤itim-Sen’in 18 Kas›m 2004 tarihinderapor olarak sundu¤ude¤erlendirmeden de görülüyorki, e¤itim sistemi bir ç›kmaz›niçinde. Sabit yat›r›mlardae¤itimin pay› ve konsolide bütçepay› her geçen y›l azal›yor. Okullar›n fiziki durumukötülefliyor, e¤itim emekçilerinin yaflam koflullar›a¤›rlafl›yor, özellefltirme sald›r›lar› e¤itim alan›nayans›t›lmak istendi¤i ölçüde e¤itimden kaynak kesintileriyap›l›yor ve bunlar›n toplam›, e¤itimde y›k›m›n,ticarileflme sürecinin önünü düzlüyor.

Yüksek ö¤retim bütçesi de MEB bütçesiyle benzerbir durumda. Yaklafl›k 5 milyar YTL bütçe ayr›lanyüksek ö¤retim kurumlar› da benzer y›k›m sald›r›lar›ylakarfl› karfl›ya. Pek çok üniversitede kaynak azl›¤›ndanyak›n›lmakta, tüm rektörler a¤›z birli¤i etmiflçesinekendi olanaklar›n› kendileri yaratma peflinde olduklar›n›aç›klamaktad›r. YÖK yasa tasar›s› bunun bir ifadesiydi,ancak sürüncemede kald›. Kredi ve Yurtlar Kurumu’nunda durumu kötüleflmekte, bu alanda da özellefltirmehedeflenmektedir.

Ancak rektörlere bir kötü haber daha var ki, bu tambir komedi. Hükümet bütçenin onaylanmas›n›n ard›ndanyapt›¤› aç›klamalarla, 15 yeni üniversite ve fakülteninaç›laca¤› müjdesini veriyordu. Bu müjde de, her y›lüniversite girifl s›nav›nda yaflanan ola¤anadaletsizliklere, kazanan-aç›kta kalan ö¤renci say›s›n›nanormal oranlarda seyretmesine sözde bir çözüm! Ancakyine E¤itim-Sen’in MYK raporunda görülece¤i gibi,mevcut üniversitelerde yaflanan kadro s›k›nt›lar›, ak›lalmaz atama problemleri, mali s›k›nt›lar bir yana, buyeni aç›lacak 15 yeni üniversiteye ayr›lacak kadrolar,bütçe pay›, sa¤lanacak fiziki koflullar düflünüldü¤ünde,bu projenin tamamen bir güldürmece oldu¤u gerçe¤i

a盤a ç›k›yor. Bu durum burjuva bas›n›n dahi ilgisiniçekti. 24 Ocak 2005 tarihli Milliyet gazetesi, bugülünçlü¤ü “Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, 15 yeniüniversitenin kurulufl müjdesini verdi. Türkiye’ninüniversite tablosu ise hiç de umut verici de¤il. 15üniversitenin hangi illerde olaca¤› henüz netleflmedi,ancak mevcut üniversitelerde bile Bakanlar Kurulukarar›yla kurulup k⤛t üzerinde kalan 300’e yak›nbölüm bulunuyor.” cümleleriyle gündeme tafl›d›.Devam›nda üniversitelerin kadro problemlerini kabacaortaya koyan, istatistiklerle destekleyen, ancak bugülünçlü¤e ses ç›karmayan bir manflet yaz›s› veriliyordu.

Tüm bütçe argümanlar›n›n ard›ndan gelen bu gülünçuygulama son de¤ildi. AB ile entegrasyon süreci,

üniversitelerde de yaflam bulan bir yenidönem sermaye politikas›d›r. Bupolitikayla ba¤lant›l› olarak, GATS’auyum sürecinde yaflanan uygulamalar,gelinen yerde AB ile uyum çerçevesindebir üst boyuta s›çrad›. Üniversite-sanayiiflbirli¤i, projeler, vb. tamamen ABkriterleri do¤rultusunda düzenleniyor.Üniversitelerin özerkli¤inin “ulusal”çerçevede bozuluflu bir yana, art›kemperyalist politikalarla yok edilmesi,

üniversitenin sermaye iktidar›n›n basit bir ticarethanesihaline getirilmesi sürecinden geçiliyor. Bu sürecin kan›t›da, yine bizzat H. Çelik’in bütçe görüflmelerinde sarfetti¤i sözlerdedir: “Üniversitelerin görevi AR-GE vee¤itimdir. Araflt›rma fonlar›n› beslemeliyiz; ancakgörünen yerde sadece yerli imkanlarla, kaynaklarlaistedi¤imiz bilimsel geliflmeyi sa¤layamay›z.Rektörlerden istirham›m, AB 6. Çerçeve Program›nadaha çok proje göndermeleridir. ”

E¤itim sisteminin 2005 bütçesiyle yeni bir boyutatafl›nan y›k›m› bu sözlerle daha net anlafl›lmaktad›r.E¤itime ayr›lan pay azal›yor ve kaynak meselesibütünüyle bir dilencilik oyununa dönüfltürülüyor.

Tüm iflçi-emekçiler aç›s›ndan ve kuflkusuz gençli¤ide kesen boyutlar›yla 2005 bütçesi bir y›k›m bütçesidir.Bu anlamda sermaye iktidar›n›n felsefesini yans›tt›¤›nasonuna kadar kat›l›nabilinir. Somut bir alan olarake¤itim bütçesine dair sermaye iktidar›n›n hedefleri budenli ortadayken, 2005 bütçesini destekleyen tüm“e¤itimcilere” “AB kap›lar›nda iyi dilenmeler” demekgerekiyor. Ancak iflçi ve emekçiler cephesinden buy›k›m bütçesi bütünüyle reddedilmesi gereken birprogram olarak önümüzde durmaktad›r. Sermayeiktidar›n›n “felsefesini” bilimsel sosyalizm ileparçalamadan, y›k›m bütçelerine son vermenin baflkacabir yolu yoktur.

Y. Kalan

Ekim

Gençli¤i

11

Page 12: Ekim Gençliği sayı:80

Bush’un seçimleri kazanaraktekrar baflkan olmas›n›n ard›ndanBush taraf›ndan D›fliflleriBakanl›¤›’na atanan CondoleezzaRice’›n bakanl›¤›, 13’e karfl› 85oyla senatoda onaylanm›flt›.Böylelikle Rice hizmetiyle haketti¤i bir “makam›” kazanm›fl oldu.Ve Rice daha bakan seçilirseçilmez, senatoda yapt›¤›konuflmada, içinde ‹ran’›n daoldu¤u 6 “tiranl›k” ülkesine iflaretetti.

Rice yaflam›n› ABD tekellerineadam›fl bir isimdir. Tekellereöylesine bir ba¤l›l›kt›r ki bu,yüzbinlerce insan›n can verdi¤itsunami felaketini bile f›rsat olarakde¤erlendirebilmifltir. Ebu GaripCezaevi’nde yaflananlardan sonra yapt›¤› aç›klamalardanda iyi tan›yoruz kendisini. Condoleezza Rice ABDemperyalizminin en üst düzey temsilcilerinden biridir.

Rice ikinci dönemine bafllamas›n›n ard›ndan Avrupa veOrtado¤u turuna ç›kt›. Britanya ve Almanya’y› ziyaretininard›ndan, Polonya’dan Türkiye’ye geçti. Rice’›n Ankaragündeminden baz› bafll›klar flöyle:

IIrraakk’’ttaa iissttiikkrraarr:: ABD çeflitli bahaneler öne sürerek iflgaletti¤i Irak’ta bahane ettiklerini bulamay›nca, tüm dünyakamuoyuyla adeta dalga geçerek, Irak’a “demokrasi veistikrar” götürece¤i palavlar›n› atm›flt›. Biliyoruz ki,emperyalizmin istikrardan anlad›¤› yaln›zca bölgedekihakl› direniflin k›r›lmas› ve emperyalizme göbe¤indenba¤l› bir kukla iktidar›n gelmesidir. Seçim oyunu da buamaçla tezgahlanm›flt›r.

‹‹rraann’’››nn bbaasskk›› aalltt››nnddaa ttuuttuullmmaass››:: ABD emperyalizmidaha önce Irak için öne sürdü¤ü nükleer ve kimyasalsilahlar bahanelerini flimdi de ‹ran için geveliyor. ABD’nind›fl politikas›n›n özünde dünyan›n dört bir yan›n› kanabulayan bir iflgal politikas› oldu¤u art›k tüm dünyacaaç›kt›r. Rice da yapt›¤› bu gezilerde ABD’ye iflgalleri içinyandafl bulmaya çal›flacakt›r.

‹‹ssrraaiill--FFiilliissttiinn bbaarr››flfl››:: ‹srail’in Filistin’e dönük y›k›m vekatliamlar›nda en büyük dayana¤› ABD olmufltur.Emperyalizmin sözcülerinin “bar›fl” sözcü¤üyle anlatmayaçal›flt›klar› ise, Filistin halk›n›n hakl› direniflindenvazgeçmesi ve emperyalist-siyonist kuflatmaya teslimolmas›d›r.

AAffggaanniissttaann’’ddaakkii uulluussllaarraarraass›› ooppeerraassyyoonnuunn bbaaflflaarr››yyaauullaaflflmmaass››:: ABD Afganistan’› iflgaline “uluslararas›

operasyon” diyerek iflgali meflrulaflt›rmayaçal›flmaktad›r. Hala “baflar›”yaulaflamamas› ise ka¤›ttan kaplan›nacizli¤inin göstergesidir.KKüürreesseell ssaavvuunnmmaa ssiisstteemmiinniinnoolluuflflttuurruullmmaass››:: ABD bir yandanyerküremizi iflgalleri ve sald›r›lar›yla dünyahalklar›na zindan ederken, di¤er yandansilah tekellerine pazar açmak amac›yla,türlü senaryolar dünya ölçüsünde militaristharcamalar› art›rmaya çal›flmaktad›r.

DDüünnyyaaddaakkii AABBDD kkaarrflfl››ttll››¤¤››nn››nnaazzaalltt››llmmaass››:: Bu bafll›k ise ABD d›flpolitikas›n›n ideolojik yan›n› oluflturuyor.Emperyalizm elindeki kitle iletiflimaraçlar›yla, yapt›¤› iflgal ve imhalar›meflrulaflt›rmak için çabal›yor. Bu bafll›köte yandan, ABD ufla¤› devletlere bir mesajniteli¤i tafl›yor. Emperyalizme karfl›

mücadele eden tüm muhalif ak›mlar› ezin!Türkiye burjuvazisi de kendinden bekleneni yapmakta,

ABD’nin att›¤› kemi¤i sad›k bir uflak gibi yalamaktad›r.Müttefikine karfl› yapt›¤›n› söyledi¤i “dostça duygusalelefltiriler”den bin piflman; efendisinden yapmaktan gururduyaca¤› yeni görevleri dört gözle bekliyor.

“Rice Türkiye’den defol!”

5 fiubat’ta Ankara’da Rice’›n Türkiye’ye geliflini protestoeden 500’ün üzerinde kifli Yüksel Caddesi’nde toplanarakABD Büyükelçili¤i’ne do¤ru yürüyüfle geçti. “RiceTürkiye’den defol!” yaz›l› siyah çelenk tafl›yan kitle s›ks›k; “Katil ABD Ortado¤u’dan defol!”, “Gün gelecek,devran dönecek, ABD halka hesap verecek!”,“Emperyalistler, iflbirlikçiler, 6. Filo’yu unutmay›n!” vb.sloganlar› hayk›rd›. Büyükelçili¤in önünde kitlenin önüpolis barikat› taraf›ndan kesildi. Bunun üzerine bir grupsiyah çelengi elçilik binas›n›n önüne b›rakt› ve bas›naç›klamas› okundu.

Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitle kortejler oluflturaraksloganlarla Yüksel Caddesi’ne yürüdü. Eylem, YükselCaddesi’nde son buldu. Eyleme BDSP, Ekim Gençli¤i,KESK Ankara fiubeler Platformu, TMMOB Ankara ‹lKoordinasyon Kurulu, D‹SK Genel-‹fl üyeleri, Halkevleri,Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, Ankara 78’liler Derne¤i,EMEP, ÖDP, SDP, ESP, Kald›raç, Partizan kat›ld›.Rice’lar›n hizmet etti¤i sistem er ya da geç tarihegömülecektir. Gelecek ise direnenlerin ve mücadeleedenlerin olacakt›r!

Ekim

Gençli¤i

12

AABBDD eemmppeerryyaalliizzmmiinniinn eellii kkaannll›› tteemmssiillcciissii CCoonnddoolleeeezzzzaa RRiiccee TTüürrkkiiyyee’’ddee......

YYaannkkeeee ggoo hhoommee!!

Page 13: Ekim Gençliği sayı:80

Geçti¤imiz Kas›m ay›nda ABD’deki baflkanl›k seçimleriniizlemifltik. Bafl›ndan sonuna gülünç bir oyun olan buseçimlerde iki baflkan aday›, Bush ve Kerry televizyonlar›nflov programlar›nda k›ran k›rana bir mücadele vermiflti.fiovlara kat›lan izleyiciler olan bitenden pek memnun,e¤leniyordu. Onlar ellerinde tuttuklar› tak›m›n de¤il yaln›zcatuttuklar› aday›n ad›n›n yaz›l› oldu¤u bayraklarla coflku içindee¤lenirken, tezgahlanan bu gülünç seçim oyununun galibiçoktan belirlenmiflti bile. Sözde dünyada demokrasinin kalesiolan ABD’de seçimi kazanan ne demokratlar necumhuriyetçiler de¤il fakat petrol ve silah tekelleri idi. Irak’›niflgalci yöneticisi olan ABD, Irak’taki seçimlerin ülkesindekigibi geçmesini dilemifltir muhakkak; apolitik seçmenlerle,sorunsuz, karnaval havas›nda. Oysa ABD, Irak halk›n›ülkesindeki kadar kolay uyutam›yor. ‹flgalcilerin varl›¤› direnifliher geçen gün alevlendiriyor.

Amerikan tipi demokrasi

Irak’taki 30 Ocak seçimleri “demokrasinin zaferi” olaraksunuldu. 30 Ocak seçimlerinin önüne ve arkas›nabak›ld›¤›nda, sand›ktan zaferle ç›kan›n Amerikan tipidemokrasi oldu¤u anlafl›l›r. Seçimler öncesinde “seçimler içingüvenli bir ortam yaratma” bahanesiyle çok yo¤un önlemleral›nd›. Kentler aras› seyahatler yasakland›, s›n›rlar kapat›ld›,Irakl› sivillerin silah tafl›mas› ve izni bulunmayan araçlar›ntrafi¤e ç›kmas› yasakland›. Adaylar›n pek ço¤unun ismigüvenlik nedeniyle aç›klanmad›. Direniflin güçlü oldu¤ukentlerde ev bask›nlar› yap›ld›, gözalt›lar oldu. Seçmenlere oykullanmalar› yönünde bask› yap›ld›. Özellikle Ba¤dat’›nyoksul bölgelerinde oturan pek çok Irakl› oy kullanmad›klar›takdirde ald›klar› yard›m›n kesilmesiyle tehdit edildi. Seçimleröncesinde yard›m talebiyle giden Irakl›lar seçmen olarakkaydedilmeye zorland›. Amerikan tipi demokrasinin kanl›diflleri her yerde kendini gösterdi. Tüm bu önlemlere karfl›n30 Ocak’ta onlarca eylem gerçekleflti, bu eylemlerde 45 kifliöldü ve iflgalcilerin tüm bask›lar›na ra¤men Irak’ta seçimleristenilen fayday› sa¤layamad›. Sonuçlar ABD’nin beklentilerinikarfl›lamaktanoldukça uzak.Sand›ktan ç›kanlaryaln›zca Irak’takietnik ve dinibölünmeleriderinlefltirecekler.‹flgalcilerin Irakl›lar’›bin bir türlü bask›ylaoy kullanmayazorlamas› kuflkusuzbofluna de¤il. ÇünküABD bu seçimlerleIrak’taki varl›¤›n› vesald›rganl›¤›n›

meflrulaflt›rmay› amaçl›yordu. Bu sayede sapland›¤› bataktanbir ç›k›fl yolu bulmay› ve iflbirlikçi yönetimi demokrasi k›l›f›nabüründürmeyi planl›yordu. Seçimlerin ard›ndan estirilen havada bu amaca uygundu. Burjuva bas›n›n›n aç›klamalar› Irakhalk›n›n boykot ça¤r›lar›na uymay›p sand›k bafl›na gitti¤iyönündeydi; kullan›lan oy Irak genelinde %60 oran›ndayd›.Ancak bu aç›klama gerçe¤i yans›tm›yordu. Çünkü sadeceSünni bölgelerinde de¤il fiii bölgelerinde de seçimlere kat›l›mçok s›n›rl› kald›. Dahas› oy kullanabilecek Irakl›lar’›n önemlibir oran› seçmen olarak kaydedilmemiflti.

Kerkük’te seçim sonuçları

Tayyip Erdo¤an ve D›fliflleri Bakan› Gül, seçimin ard›ndanpeflpefle yapt›klar› aç›klamalarla Irak’taki seçimleri elefltirdiler.Bunun nedeni sand›ktan ç›kan Kürt oylar›yd›. AKP hükümetiseçimlerin anti-demokratik oldu¤unu dile getirdi. Çünküsand›ktan Kürt ço¤unlu¤un ç›kmas› ileride kurulabilecek birKürt devletine güçlü bir dayanak olarak kullan›labilirdi.‹flgalcilerin gölgesinde yap›lan bu seçimlerde sand›ktan ç›kansonucun anti-demokratik oldu¤u muhakkak. Ancak demokrasikonusunda ak›l hocas› ABD olan AKP’lilerin demokrasianlay›fl› da yine benzer. Elefltirilen Irak’taki seçimlerin anti-demokratik olmas› de¤il, ç›karlar›na ayk›r› olmas›.

Ancak bu ç›k›fllar› da her zaman oldu¤u gibi Amerikanuflakl›¤›n›n s›n›rlar›nda kal›yor. Son zamanlarda Amerika’danTürkiye’ye yo¤un ziyaretler ve ABD’nin Türkiye’den ‹ncirlikÜssü’nün kullan›m›na dair yeni taleplerde bulundu¤ugözönüne al›n›rsa, hükümetin bu ç›k›fl›n›n ABD’yle girilenyeni düzeyde uflakl›k iliflkilerini gizleme gayreti oldu¤ugörülecektir.

Irak’ta seçim sonras› dönem ABD’nin beklentilerinin boflaç›kaca¤›n› gösteriyor. Seçimlerin hemen ard›ndan yap›laneylem ve sald›r›lar bunun somut göstergesi. ‹flgal alt›ndaki birülkede hiçbir seçimin iflgalcilerin varl›¤›n›meflrulaflt›ramayaca¤› bir kez daha görüldü. Irak’ta gerçekdemokrasi direniflle kazan›lacak!

H. Ezgi

Ekim

Gençli¤i

13

‹‹flflggaallcciilleerriinn sseeççiimm ooyyuunnuu bbooflflaa çç››kkaaccaakk!!

IIrraakk’’ttaa ddiirreenniiflfl kkaazzaannaaccaakk!!

Page 14: Ekim Gençliği sayı:80

‹stanbul Üniversitesi büyük bir skandalla birliktekapanm›fl oldu. Ö¤rencilerin “idari soruflturma” ad›alt›nda tehdit edildi¤i, muhbirli¤e, ajanl›¤a zorland›¤›‹stanbul Üniversitesi’nde yaflanan usulsüzlü¤ün üzeriniörtme imkan› görünmüyor.

Geçti¤imiz hafta sol görüfllü iki ö¤renci, evlerinegelen, ancak üzerinde bir gerekçe ya da soruflturmagörevlisi ö¤retim üyelerinin ismini içermeyen tebli¤ler ileidari soruflturmaya ça¤›r›ld›lar. Aç›lan soruflturmalar›nüniversitenin herhangi bir yerinde ilan› olmad›¤› gibi,ö¤renci iflleri dahil hiçbir kurumda kayd› da yoktu.Fazlas›yla dikkat çekici bu uygulamaya iliflkin sorular,soruflturma gerçeklefltikten sonra aç›kl›¤a kavufltu.‹stanbul Üniversitesi yönetimi ö¤rencileri soruflturmak ad›alt›nda hafiyeliye soyunmufl ve art›k polisle olaniflbirli¤inin üzerini örtmek gibi bir kayg› duymad›¤›n›aç›kça ortaya koymufltur.

Soruflturman›n gerekçesi “idari personele hakaretetmek” idi. Meselenin asl› ise fludur: ‹stanbul ÜniversitesiMerkez Kampüsü’nde, üniversiteye düzenlenen polisoperasyonunun hemen ard›ndan, polis-idare-sivil faflistiflbirli¤i konulu bir koridor sohbeti düzenlenmiflti.Toplant› bafllamadan önce fakültedeki tüm sivil polislerin,sloganlar ve alk›fllar eflli¤inde fakülteyi terketmelerisa¤lanm›flt›. Bu tutum karfl›s›nda hiçbir fley yapamayansivil polisler fakülteden kaçarcas›na uzaklaflmak zorundakalm›fllard›. ‹flte soruflturman›n gerekçesi olarak sunulanbu “idare görevlileri”, sözünü etti¤imiz sivil polisleroluyor. Sormak gerekiyor: YÖK bünyesinde EmniyetTeflkilat›’na da m› kadro aç›ld›? Yoksa YÖK,üniversiteleri karakol olarak alg›lad›¤›n› gizlemekten vazm› geçti?

Bu gerekçeyle aç›lan soruflturman›n yaln›zca bir-ikisorusu olayla ilgili olup, ard›ndan soruflturulan ö¤renciarkadafllara, üniversite içerisinde militan kimlikleriyle öneç›km›fl isimler hakk›nda sorular yöneltilmifl, bu arkadafllarhakk›nda ifade verirlerse kendilerini kurtarabilecekleriifade edilmifltir. Öyle ki rektörlük ve soruflturmac›ö¤retim üyeleri ifli, “bu arkadafllar›n›z›n örgüt üyesioldu¤unu söyleyin, sizi kurtaral›m” demeye kadarvard›rm›fllard›r. Tüm bu bask› ve tehditler karfl›s›ndaarkadafllar›n net ve kararl› tutumlar›, rektörlü¤ünplanlar›n› bofla ç›karm›flt›r. Soruflturma biter bitmez, buahlaks›zl›¤›n muhatab› olan arkadafllar üniversitedekimuhalif kesimleri bilgilendirmifllerdir.

Devrimci öğrenciler bu oyunları daboşa çıkaracak!

Ö¤renciler soruflturmalardan haberdar olur olmaz birbas›n toplant›s› yapma karar› ald›lar. ‹HD ‹stanbulfiubesi’nde düzenlenen bas›n aç›klamas›nda flunlarsöylendi:

“Sorgu süresi boyunca, arkadafllar›m›z, ö¤retimüyeleri Ersan fien, Birsen Ersen ve Rauf Verbaytaraf›ndan tehdit edildiler ve baflka arkadafllar›m›z›suçlay›c› beyanlarda bulunmaya zorland›lar.Soruflturmaya kat›lan ö¤retim üyeleri, üniversiteiçerisinde devrimci-demokrat kimlikleri ile öne ç›km›fl,tan›nan bir dizi arkadafl›m›z hakk›nda onlarca sorusorarak, ‘onlar›n örgüt üyesi oldu¤unu söyleyin, sizikurtaral›m’ cümleleriyle hem üstü kapal› bir biçimdearkadafllar›m›z› tehdit etmifl, hem de aç›k bir muhbirlikteklifinde bulunmufllard›r. ”

“Özgür’ün ve Tamer’in d›fl›nda birçok arkadafl›m›zhakk›nda buna benzer soruflturmalar aç›ld›¤›n› ö¤rendik.Avrupa Birli¤i ile beraber demokratikleflece¤imizyalan›na inananlara, ‹stanbul Üniversitesi’nebakmalar›n› öneriyoruz. Orada görecekleri, Türkiye’ninkendisi olacakt›r. Sokak ortas›nda kaç›r›lanlar, gözalt›ndakaybolanlar, ya da yine okulumuz ö¤rencisi Önder Babatgibi sokak ortas›nda vurulanlar... ‹stanbulÜniversitesi’nin gizli soruflturmalar›n›n ard›nda gizleneniflte bu gerçeklerdir, perde arkas›nda ayn› bask›c›,iflkenceci zihniyet vard›r. Sözde demokratikleflenTürkiye’nin bilim üretmesi gereken kurumlar›, bireradliye saray›na dönüflmüfl, ö¤retim üyeleri sorguculukkimli¤ini benimsemiflken ve hala bizler, salt ‘özerk-demokratik üniversite istiyoruz’ diye üniversitede tehlikeliilan edilirken, kimse bize Avrupa Birli¤i masallar›anlatmas›n!

‘Gizli soruflturmalar›n’ peflini b›rakmayaca¤›z.Üniversitede bilim adam› kimli¤ine sahip ç›kmaya çal›flanbütün ö¤retim üyeleri ve ö¤renci arkadafllar›m›z bafltaolmak üzere tüm duyarl› kesimleri olanlara tepkigöstermeye ça¤›r›yoruz. Ne YÖK’ün sat›lm›fl ö¤retimkadrolar›, ne YÖK’ün üniversite yönetimleri, ne de YÖKgörevlisi olan sivil polisler bizleri y›ld›ramayacak! BizlerYÖK’ün ö¤rencisi de¤iliz! Olmad›¤›m›z içinsoruflturuluyoruz!”

SSoorruuflflttuurrmmaallaarr,, ttuuttuukkllaammaallaarr,, bbaasskk››llaarr bbiizzii yy››lldd››rraammaazz!!

‹‹ssttaannbbuull ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeessoorruuflflttuurrmmaa sskkaannddaall››

Ekim

Gençli¤i

14

Page 15: Ekim Gençliği sayı:80

Bas›n toplant›s›n›n ard›ndan okula dönüldü¤ünde, bir-iki arkadafl›n daha evine soruflturma ka¤›d› gitti¤i ve 2fiubat günü baflka soruflturmalar›n da yap›laca¤› haberal›nd›. Bunun üzerine 2 fiubat günü soruflturman›nyap›laca¤› odaya toplu bir biçimde gitmek ve ard›ndanbir bas›n aç›klamas› düzenlemek kararlaflt›r›ld›.

Soruflturma saatinde toplu bir biçimde soruflturman›nolaca¤› odaya gidildi¤inde, bizden önce sivil polisleringeldi¤ini gördük. Bunun üzerine sloganlarla tepkimizidile getirdik. Bunun üzerine bir ö¤retim üyesi ç›karak birisim listesi okudu ve “bu isimler kals›n, di¤erleri buray›terketsin” dedi. 16 kiflilik bir listeydi okunan. Ancak bukez gerçekten gizliydi, çünkü ö¤renci arkadafllar›n büyükk›sm›na tebligat gitmemifl ve konuya dair hiçbir bilgileriyoktu. Planl› ve sistemli bir sald›r›yd› bu. Ö¤rencileriradelerini aç›klad›lar ve böylesi hukuksuz-usulsüz birsoruflturmay› reddettiler.

Ö¤rencilerin içinden belirlenen bir temsilci grubununrektörlükle görüflmesine ve soruflturmalar›n geriçekilmesi konusunda bas›nç uygulanmas›na karar verildi.Görüflmeye giden arkadafllar elbette rektörlegörüflemediler. Ancak üç rektör yard›mc›s›, olay›n üstünükapatmakla görevlendirilmifl olarak karfl›lar›na dikildi.Oldukça uzun bir görüflmenin ard›ndan, aç›kl›¤a kavuflanbirkaç soru d›fl›nda, hiçbir somut sonuç al›namad›. Rektöryard›mc›lar›, “Ne olacak örgüt üyesi deseler, biz bubilgileri kendimiz için al›yoruz, polise de vermeyece¤iz.Bafl›n›za bir fley gelmez” vb. yan›tlar verdiler. Ancakö¤retim üyelerinin odas›ndan ç›kan sivil polislerkonusunda bir yan›t yoktu.

Görüflme an›nda yap›lan bas›n aç›klamas›na 50 kiflikat›ld›. S›nav dönemi olmas›na ve iki gün içindeörgütlenmesine ra¤men bu kat›l›m anlaml›yd›.Soruflturma s›ras›nda üzerine ifade y›k›lmaya çal›fl›lanarkadafllardan birisi yapt›¤› konuflmayla üniversiteyönetimini teflhir etti.

Üniversite mi,Terörle Mücadele Şubesi mi?

‹stanbul Üniversitesi son y›llarda soruflturmaterörünün en yo¤un yafland›¤› üniversitelerden biri. Halayçekmekten solcu ö¤rencilerle görülmeye kadar bir dizigerekçeyle yüzlerce ö¤renciye soruflturma aç›ld›, onlarcaö¤renci okuldan uzaklaflt›r›ld›. Son süreçte üniversiteyepolisin sald›rmas›n›n ard›ndan, 80 ö¤renci bir kez dahasorgu odalar›na çekildiler. Bir kez daha Ö¤renci KültürMerkezi sanki ola¤anüstü yetkileri haiz bir mahkemeyedönüfltü. Ö¤renciler bir kez daha huzur bozucularmuamelesine maruz kald›lar.

Kemal Alemdaro¤lu yönetiminin simgesi haline gelensoruflturmalar, onun görevden al›nmas›yla rektörlükkoltu¤una vekaleten oturan Tankut Centel’in de ayn›ölçüde baflvurdu¤u bir karfl› sald›r› yöntemine dönüfltü.

Sözde demokrat Tankut Centel, bir burjuva siyasetçisiedas›yla kuruldu¤u rektörlük koltu¤una oturdu¤u ilkandan itibaren Alemdaro¤lu yönetimini elefltirdi ve herfleyin bambaflka olaca¤› iddialar›n› ileri sürdü.Ö¤rencilere demokratik gülücükler atarak, sivil faflistsald›r›lara göz yumdu, çevik kuvvetin üniversiteyesald›rmas›na izin verdi, ard›ndan devrimci, demokrat,yurtsever ö¤rencilere soruflturma açarak görevinisonland›rd›. ‹stanbul Üniversitesi’nde rektörün ad›d›fl›nda de¤iflen hiçbir fley yoktu.

Rektörlük seçimleri henüz geride b›rak›lm›flken, bukez üniversitede kapal› kap›lar ard›nda tehditlersavruluyor, gizlilik ad› alt›nda ö¤renciler sorgulan›yor,yarg›lan›yor. ‹stanbul Üniversitesi akademik kadrolar›ylaberaber, e¤itim ve ö¤retim hizmetini bir kenara b›rakm›fl,adeta kolluk görevini ifa ediyor.

Bu olay›n nedenleri üzerinde durmak gerekiyor.Avrupa Birli¤i süreci ile beraber demokratikleflen birTürkiye’den söz ediliyor. Düflünce özgürlü¤ününgelifltirilmesi, insan haklar›na sayg›l› davran›lmas›, hukukdevleti ilkelerinin gözetilmesi gibi bir dizi cümle ard›ard›na s›ralan›yor. Ancak aç›k ki, emperyalist güçodaklar›yla iflbirli¤ini kurumsallaflt›ran bir ülkede de¤iflentek fley, yasalar›n dilidir. Reformize edilmifl, esnetilmifldilin ard›nda, gerçek yaflamda uygulamalarda bir farkl›l›kolmas›n› beklemek budalal›kt›r. Aksine yasaldüzenlemelerin koydu¤u s›n›rlamalar ve Türkiye’nin imajsorunu, hukuksuzluklar›n daha gizli kapakl› sürdürülece¤ianlam›na gelmektedir. ‹stanbul Üniversitesi’ndeyaflananlar bunun aç›k örne¤idir. Düzen art›k yasa d›fl›yollara baflvurmaktad›r. Bu, Türkiye’deki rejimininyabanc› oldu¤u bir durum da de¤ildir.

Gizli soruflturmalar, flafl›rt›c› ve ola¤and›fl›alg›lanmamal›d›r. Çünkü dünden bugüne de¤iflen bir fleyyok. Muhalefet, güçlü olsun ya da olmas›n, sesiniç›karmaya devam etti¤i sürece düzen cephesindentak›n›lacak tutum farkl› olmayacakt›r. Türkiye tarihibunun örnekleriyle doludur. Ege Üniversitesi ö¤rencisiSerkan Ero¤lu’nun ve ‹stanbul Üniversitesi ö¤rencisiÖnder Babat’›n öldürülmeleri, polis taraf›ndan kaç›r›lanonlarca ö¤renci, gözalt›nda kaybedilenler, iflkencelereçekilenler... Bu aç›dan yaflanan süreci flaflk›nl›kla de¤il,so¤ukkanl›l›kla karfl›lamak ve hedeflenenin, üniversitedevrimci siyasetinin etkisini k›rmak oldu¤unu görmekgerekiyor.

Devrimci ö¤renciler bu sald›r›lar› da geripüskürteceklerdir. Ancak ‹stanbul Üniversitesi bu kezkendisine gizlenecek bir kavuk bulamayacakt›r.Ö¤rencilerini ajana dönüfltürmeye çal›flan bu zihniyet,kendi kuyusunu kazmaktad›r!SSoorruuflflttuurrmmaallaarr,, ttuuttuukkllaammaallaarr,, bbaasskk››llaarr bbiizzii yy››lldd››rraammaazz!!

Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi

Ekim

Gençli¤i

15

Page 16: Ekim Gençliği sayı:80

26 Aral›k’t›… Dev dalgalar›n k›y›lara vuruflunu vedokundu¤u her fleyi y›k›p yok ediflini seyretti dünya. Herdakika, her saat, her gün artt› ölü say›s›. Öyle ki rakamlarbile yard›m edemiyordu ölümler karfl›s›nda duyars›zkal›nmas›na. Asl›na bakarsan›z al›flm›flt›k, yad›rgamazhale gelmifltik. Hemen hemen her gün okuyorduk,izliyorduk çünkü: “Ba¤dat’ta bombalan evde 5 sivilyaflam›n› yitirdi”, “‹srail’in operasyonu sonucu 6’s›çocuk olmak üzere 11 Filistinli öldü”… Yitip giden bircan de¤ilmifl gibi, son verilen bir hayat de¤ilmifl gibi...Al›flm›flt›k ölüm haberlerine, s›radan karfl›lar olmufltukart›k. De¤iflen sadece rakamlard›.

Ancak bu defa bu kadar “duyars›z” karfl›lanmad›ölüm haberleri. 250.000’e dayanan ölü say›s› bu defa izinvermedi buna.

Tsunami, 1896’da Japonya’da meydana gelen 8,5büyüklü¤ündeki Meiji Depremi ve ard›ndan oluflan 38.2metreyi bulan dev dalgalar sonras› Japonya’n›n yard›mtalepleriyle dünya dillerine giren ve Japonca’da limandalgas› anlam›na gelen bir kelimedir. Okyanus veyadenizlerin taban›nda meydana gelen deprem, volkanikpatlama gibi tektonik olaylar sonucu oluflan, denizinzemininden hareket ederek ilerleyip yükselen ve s›¤sulara yaklaflt›kça boyu metreleri bulan dev dalgalard›rtsunami. Tarihte say›s›z kez yaflanm›fl, 1900-2001 y›llar›aras›nda sadece Pasifik’te, 117’si büyük hasar ve cankayb›na neden olan 796 tsunami meydana gelmifltir.Tsunami teknolojinin bugün ulaflt›¤› noktada, jeolojikveriler ›fl›¤›nda ve uydu gözlemleri sonucunda öncedentespit edilebilmektedir. Tsunaminin ne zaman neredeolufltu¤u, hangi güzergah› izledi¤i, ne kadar zaman sonranereye ulaflaca¤› bilinebilmektedir. Buna ra¤men bugün,

önceden tespit edilmesi olanakl› olan bir do¤a olay›sonucu 250.000’in üzerinde insan hayat›n› kaybetti,milyonlarcas› açl›kla, susuzlukla, salg›n hastal›klarlakarfl› karfl›ya kald›.

Tsunami Vakıf Başkanı Prof. Tad Murty:

“Kayıtsızlık ve yozlaşma nedeniyle

binlerce masum can verdi”

Art›k flüphe b›rakmayan bir gerçek ABD’nintsunamiyi önceden tespit etti¤i halde Güneydo¤u Asyaülkelerini uyarmam›fl olmas›. Tsunamiyi uydugörüntülerinden takip eden ABD’li yetkililer HintOkyanusu’ndaki ABD üssü Diego Garcia adas›n›uyarmakla yetinmifltir. Güneydo¤u Asya’y› yerle bir edentsunaminin Diego Garcia’da hiçbir hasara yol açmamas›bunun en büyük kan›t›d›r.

ABD yönetimindeki Pasifik Tsunami Uyar› Merkezi,Hint Okyanusu k›y›s›ndaki ülkelerin uyar›lmamas›n› buülkelerin üyeleri olmamas›na ba¤lad›! Öyle ya kimseyebedava bilgi da¤›t›lamazd›, hayatta kalmak isteyen bununbedelini bir flekilde ödemeliydi! Bu tutum sayesindedünya halklar› ABD’nin gerçek yüzünü bir kez dahagörme f›rsat› budu.

Sonuç olarak önceden bilinebilecek olan -bilinen- birdo¤a olay› binlerce yaflam› sular alt›nda b›rakt›.Teknolojilerinin üstünlü¤üyle övünenler buradakiinsanlar› uyar›lmaya lay›k bulmam›flt› anlafl›lan.Teknoloji insanl›¤a en çok faydada bulunabilece¤ikonularda bir ifle yarayam›yor ne yaz›k ki. Teknolojiyikasalar›nda saklayanlar her fleyi oldu¤u gibi onu da

TTssuunnaammiiyyllee kkaappiittaalliizzmm ggeerrççeekkllii¤¤iinnee ttuuttuullaann aayynnaa......

DDaallggaallaarr››nn bboo¤¤aammaadd››¤¤››nn››kkaappiittaalliizzmm bboo¤¤uuyyoorr!!

Ekim

Gençli¤i

16

Page 17: Ekim Gençliği sayı:80

ç›karlar› do¤rultusunda kullan›yorlar. Ve kapitalizminelindeki teknoloji insano¤lunun yaflam›n›kolaylaflt›rmaktan, yaflam›n›n devam›n› sa¤lamaktan çokuzak bir noktada duruyor.

Tayland’da da tsunami öncesi yaflanan durum özüitibariyle ayn›. Taylandl› bir meteoroloji uzman› olanDhammasaroj, 9.0 büyüklü¤ündeki deprem sonras›yetkilileri tsunami olma ihtimali konusunda uyarmayaçal›flt›¤›n›, ancak dikkate al›nmad›¤›n› belirtti. TaylandMeteoroloji Genel Müdürü ise ülkede üç yüz y›ld›rtsunami gerçekleflmedi¤ini ve bu nedenle de bu ihtimalüzerinde durmad›klar›n› savundu. Taylandl› uzmanlar, birtsunami riskini tart›flt›klar›n› ancak tehlikenin boyut veciddiyetini tahmin edemediklerinden bofl yere panikyaratmamak için alarm vermediklerini belirttiler. Çünküolas› bir panik ortam› ekonomi üzerinde olumsuz etkileryaratabilirdi! Bu sefil endiflelerini gizleme gere¤i bileduymayan yetkililerden biri Nation dergisine verdi¤i birdemeçte yoruma yer b›rakmayacak bir flekilde konuyuözetliyor: “Ya turistlerin bu kadar yo¤un, otellerin bukadar dolu oldu¤u bir dönemde halk uyar›lsayd› datsunami gerçekleflmeseydi? Ya uyar› yap›lsayd› da birfley olmasayd›?” diyor ve ekliyor “Tsunami gelmeseydimahvolurduk.” Sordu¤u sorular›n yan›t› gayet aç›k:“Alarm verilseydi ve tsunami gerçekleflmeseydibölgedeki iflletmeler, ekonomik zarara u¤rard›!” Budurum binlerce insan›n ölmesinden daha önemlioldu¤u(!) için uyar›ya elbette gerek yoktu.

Pasifik’te bulunan ve tsunamiyi önceden tespitetmeye yarayan sistem tsunamilerin daha çok yafland›¤›Hint Okyanusu’nda bulunmuyor! Neden mi? Çünkühiçbir G-8 ülkesinin burada k›y›s› bulunmuyor.

Kapitalizm dünyayı yok ediyor!

Dünyam›z› günden güne uçuruma sürüklüyor, onuyok ediyor kapitalizm. Küresel ›s›nman›n tsunamioluflumundaki etkisinden tutun da tsunaminin y›k›c›l›¤›n›azaltabilecek olan fakat yok edilen bitki türlerine kadargörüyoruz bunu. “Tsunami de¤il kapitalizm” derkenkastetti¤imiz tam da bu asl›nda. Sri Lanka’n›n k›y›lar›n›süsleyen dev palmiyeler, k›y› boyunca uzanan geniflormanlar, bu ormanlarda yaflam›n› sürdüren hayvanlar…Kesildiler, yok edildiler, kovuldular. Yerlerine oteller,binalar infla edildi. K›y›lardaki mercan kayal›klar› vetropikal bir bitki olan mangrov batakl›klar› ulafl›maltyap›s›, turizm, avc›l›k, iklim de¤ifliklikleri sonucusular›n ›s›nmas› gibi sebeplerle yok edildi. Oysa bunlark›y›lardaki varl›klar›n› sürdürüyor olsalard› k›y› boyusa¤lam bir set örecek, bir kalkan görevi görüp dalgalar›karfl›layacak, dalgalar›n y›k›c›l›¤›n› azalt›p, tsunamininverdi¤i zarar› daha aza indireceklerdi. Fakat elbettedünyada yol açt›klar› zarar sonucu olabilecekleridüflünmek kapitalizmin iflleyifl mant›¤›na ayk›r›yd›.

Emperyalistlerin yardım oyunları

Binlerce insan›n ölmesi, milyonlarcas›n›n aç kalmas›,çocuklar›n salg›n hastal›klarla bo¤uflmas› emperyalistleriçin bir anlam ifade etmiyordu. Ancak halklartelevizyonda izledikleri bu “felaket” karfl›s›nda bir fleyleryap›lmas›n› bekliyordu. Ayr›ca tsunami “iyi niyetini”göstermek isteyenler için de tam bir “f›rsat”t›. SadeceBush’un yemin törenindeki kutlamalar için 40 milyondolar harcayan ABD, ilk önce 15 milyon dolar gibi birmiktar telaffuz etti yard›m için. Bu miktar karfl›s›ndakendi adamlar›ndan bile “tepki” gördü Bush. ColinPowell tsunaminin Irak ve Filistin nedeniyleMüslümanlar aras›nda itibar› azalan ABD için büyük bir“f›rsat” oldu¤unu, yap›lacak yard›mlarla ABD’nin zarargören imaj›n›n düzeltilebilece¤ini söyledi. Ayr›ca ABDD›fliflleri Bakan› Condolezza Rice milyonlarca insan›ma¤dur durumda b›rakan böyle bir felaketi “ABDhükümeti ve halk›n›n kalbini, iyi niyetini göstermesi içinharika bir f›rsat” olarak nitelendirip “onlar› sevdi¤imizigösterebiliriz.” dedi. 15 milyon dolarl›k yard›m önce 35,ard›ndan 350 milyon dolara ç›kar›ld›. Bu arada, SriLanka’da Ba¤›ms›z Tamil için mücadele veren TamilEelam Kurtulufl Kaplanlar›, bölgeye yard›m ad› alt›ndagönderilen ABD askerlerinin örgüt karfl›t› çal›flmalaryapt›¤›n›, ABD’nin Sri Lanka’ya giriflinin siyasi veaskeri ç›karlara dayand›¤›n› aç›klad›.

Bir çok ülke ard› ard›na yard›m vaatlerini s›ralad›.Toplam 2 milyar dolara ulaflan bu yard›m vaatlerinin nekadar›n›n gerçekleflece¤i ise tam bir muamma. Çünküdaha önce de seçmen bask›s›, rekabet gibi nedenlerleartt›r›lan yard›m miktarlar›n›n halk›n bu konuya ilgisiazald›ktan sonra “unutuldu¤u” görüldü. Örne¤in 1998Mitch kas›rgas›nda Orta Amerika’ya 5 milyar dolaryard›m vaadinde bulunulmufl, bunun 1,5 milyar dolar›ancak toplanabilmiflti. 2003 ‹ran depreminde vaat edilen1 milyar dolar›n ise sadece 17,5 milyonu ödenmiflti. Ayn›örnekler Afganistan ve Mozambik’te de yaflanm›flt›.

BM ›srarla yüksek vaatlerle rekabete girilmemesini,buradaki insanlara bofl umutlar verilmemesini vurgulay›pacil nakit paraya ihtiyaç duyuldu¤unu belirtiyor.Emperyalistler aras› itibar yar›fl›nda vaat edilen“yard›mlar” ise hep uzun vadeli.

‹ngiliz yard›m kuruluflu Oxfam yard›m vaadindebulunan ülkelerin sözlerini yerine getirmedi¤ini belirtti.Vaat edilen ba¤›fllar›n gönderilmedi¤i ve milyarlarcadolar a盤›n oldu¤u biliniyor. Oxfam, ABD, Japonya,‹ngiltere, Almanya gibi ülkelerin üyesi oldu¤u ParisKulübü’nün, bölgenin borçlar›n› silmeyip sadecedondurdu¤unu, dondurulan borçlar›n faizle al›naca¤›düflünüldü¤ünde ise bu ülkelerin daha büyük zorluklariçine girece¤ini aç›klad›.

Türkiye’de ise tüm bu yard›m maskaral›klar› bir

Ekim

Gençli¤i

17

Page 18: Ekim Gençliği sayı:80

baflka türü yaflan›yor. Televizyonlara ç›kan, gazeteleredemeç veren her yetkili sözü “Türk milleti gibi birmilletin nas›l bu kadar duyars›z davranabildi¤ine”getiriyor.

Oysa halklar›m›z›n haf›zas› yetkililerin sand›¤›ndandaha güçlü. 17 A¤ustoslar, 12 Kas›mlar unutulmad›henüz. Bar›nacak çad›r bile temin edemeyen, bölgeyesaatler sonra ulaflan, onca ba¤›fl›n nereye gitti¤i konusunaaç›kl›k getiremeyen K›z›lay, bugün gelmifl insanlar›nduyars›zl›¤›ndan dem vuruyor!

Oysa insanlar K›z›lay’a güvenmiyor. ‹nsanlar henüzenkaz alt›ndaki yak›nlar›n›n cesetleri ç›kar›lmadan yasaç›kar›p, emekçi halka azg›nca sald›ran bu devletegüvenmiyor. ‹nsanlar soyguncu yüzünü bildikleri,gördükleri, yaflad›klar› bu kurumlara güvenmiyor!Paralar›n›n yard›m bekleyenlere ulaflt›r›lmayaca¤›ndaneminler. Gözlerinin önünde kendi yaflad›klar›: Enkaz›kazan s›radan insanlar›n elleri, ülkenin en uzakyerlerinden tan›mad›klar› hayatlar› betonlar›n alt›ndanç›karmaya gelmifl insanlar, halklar›n› korumaktan,kurtarmaktan aciz bir devlet, çürümüfl bir yard›mkuruluflu…

Söz konusu bunlar olunca iflte baz›lar›n›n “onlar damüslüman” hat›rlatmalar› bir ifle yaram›yor.Televizyonlara ç›kar›l›p “yard›m edin” dedirtilentelevolecilerin “sesleniflleri” içten bulunmuyor.

Kapitalizm insanlık adına

ne varsa yok ediyor

Kapitalizm insan› insanl›¤›ndan ç›kar›yor. Kapitalizminsanl›k ad›na ne varsa yok ediyor. UNICEF’inaç›klamas›na göre Endonezya’da yak›nlar›n› kaybeden vekimsesiz kalançocuklarkaç›r›l›yor. SMSyoluyla insanlarabu çocuklar›nsat›l›k oldu¤uduyuruluyor.Kapitalizminsanl›k ad›na nevarsa yok etmeyeçal›fl›yor; GüneyAsya’da ölüleryak›nlar›na paraile sat›l›yor!

‹nsanl›k yokediliyor. Cesetlerhenüzkald›r›lmam›flken,milyonlar aç,evsiz, susuz iken,insanlar

yak›nlar›n› kaybetmenin ac›s›ndayken, birileri bunlar›nyan› bafl›nda denize girip e¤lencelerine devam ediyor.Bunun ad› ise “dayan›flma, hayat›n devam etti¤inigöstermek, insanlar›n buraya gelmesini sa¤lamak içinülkelere destek vermek” oluyor! Her durumdanfaydalanmay› iyi bilen “turizm sektörü” böyle birfelaketten de kendine pay ç›karmay› iyi biliyor ve“felaket bölgesi turlar›” düzenliyor. Bu turlara kat›lanzengin turistler bölge halk›n›n flaflk›n bak›fllar› alt›nday›k›lan evlerin, ma¤dur insanlar›n foto¤raflar›n›çekiyorlar.

Art›k ac›lara bile sayg› duyulmuyor. Emperyalizm,Endonezya halk›na yard›m etmeyi bir kenara koyup,ba¤›ms›zl›k mücadelesi veren Aceh ÖzgürlükHareketi’ne operasyonlar düzenliyor.

Sonuç

Tetanoz ve salg›n hastal›klar binlerce yaflam› tehditetmeye devam ediyor. Yetersiz koflullar sonucuhastal›klara müdahalede geç kal›n›yor ve ölü say›s›nayeniler ekleniyor. Cesetler eleman yetersizli¤inden dolay›toplanam›yor. UNICEF yitirilenlerin büyükço¤unlu¤unun çocuk oldu¤unu ve bu nedenle bir neslinyok edildi¤ini aç›klad›.

Güney Asya k›y›lar›nda ve adalarda yaflayan,dünyan›n en eski uygarl›klar›na mensup kabileler yokoldu. Adalar haritadan silindi. Andaman fay hatt›n›nyeniden harekete geçti¤i aç›kland›.

Ac›lar paylafl›ld›kça azal›r derler. Oysa düzenyaratt›¤› ac›lar› paylaflmay› de¤il, ondan faydalanmay›seçti yine. Daha önce oldu¤u ve bundan sonra da olaca¤›gibi. Ta ki kanl› saltanat› son bulana dek!

Y. Ümit

Ekim

Gençli¤i

18

Page 19: Ekim Gençliği sayı:80

Bir bulut düflünün. Kocaman. Bir flehrin üstünüörtebilecek büyüklükte ve flehre do¤ru rüzgarla birlikteyaklaflan. Bir bulut… Ölüm dolu. Kaçacak bir yer yok.Yapacak bir fley yok. Yap›lacak olan zaman›nda yap›lmad›ve ufak bir hata bu ölüm bulutunu serbest b›rakt›. Art›k çokgeç…

Benzeri nükleer felaketler dünyan›n bir çok yerindeyafland›. Amerika, Almanya, Bulgaristan, Rusya, Japonya…Peki fay hatt› üzerine nükleer santral kurulabilir raporuveren “bilir kiflilerin” memleketi Türkiye’de böyle birfelaketin yaflanma olas›l›¤› nedir?

Bu gibi sorular bugün nükleer santrali yeniden gündemegetirenleri çok ilgilendirmiyor. Türkiye’de konu üzerinetart›flmalar y›llard›r sürüyor. Konu Türkiye’de 1960’lardanbu yana tart›fl›l›yor. 1960’ta Amerika’n›n Jüpiter balistikfüzelerinin Türkiye’de konuflland›r›lmas› sebebiyleTürkiye’ye “hediye” edilen reaktör ile nükleer enerjininkullan›lmas› tart›fl›lmaya baflland›.

‹ktidara geldi¤i günden bu yana bir çok sald›r› yasas›n›geçirerek sermaye düzeninin y›llard›r bekledi¤i icraatlar›gerçeklefltiren AKP, flimdi bu konuya da el att›. EnerjiBakanl›¤›, 2012'de devreye sokmay› planlad›¤› 4 milyon 500bin kilovatl›k üç santral projesini uygulamay› planl›yor. Buproje için 7 milyon YTL ödenek ayr›ld›. Öte yandan,santrallere iliflkin projeler Kas›m ay›nda Dünya NükleerBirli¤i'nin (WNA) listesine dahil edildi. Enerji Bakanl›¤›,alttan alta yürüttü¤ü projesinde olas› mekanlar› dabelirlemifl. Daha önce deniz kenar› oldu¤u gerekçesiyleseçilen Akkuyu ve Sinop’un, Gölcük depreminden sonragündeme gelen fay hatt› tart›flmalar›nda deprem bölgesindeoldu¤u anlafl›lm›flt›. Bu kez ilk santral için düflünülen yerTürkiye’nin tah›l ambar› Konya olarak belirlenmifl.

Gelişmiş ülkelerin teknolojik çöplüğü olarak

Türkiye

Nükleer enerji 1960 ve ‘70’lerde dünya çap›nda yayg›nolarak kullan›lan bir teknolojiydi. Ne var ki yaflanan kazalar,çözülemeyen at›k sorunlar› ve geliflen teknolojinin sundu¤uyeni imkanlarla bu teknoloji eski çekicili¤ini yitirdi. Enerjiüretimi konusunda Türkiye’nin sahip oldu¤u genifl olanaklarve öncesinde yap›lmas› gereken düzenlemeler* dururkennükleer enerjinin ne için dönüp dolafl›p gündeme geldi¤iönemli bir soru.

Konu içerisinde rant çevrelerinin gözlerini parlatanrakamlar›n dönmesi bu sorunun cevaplar›ndan birisi olabilir.Bir di¤eri de fludur ki geliflmifl ülkeler sahip olduklar› amaart›k kullan›lmayan eski teknolojilerini farkl› ülkelere ihraçetme e¤ilimindeler.

Teknoloji ve nükleer at›k çöplü¤ü olarak Türkiye’nin bu

konuda önemli bir sicili var. Hiç nükleer santral›nbulunmad›¤› Türkiye topraklar›nda tonlarca nükleer at›kgömülü. Asbest maddesinin kanserojen etkisi sebebiyleAvrupa’da tamir edilmeyen, sökülmeyen asbestli gemilery›llard›r Türkiye’de sökülüyor. Bu gemilerin kimileri zamanzaman burjuva bas›n taraf›ndan gündeme getirilip konusonras›nda kapan›yor olsa da bu gerçeklik y›llard›r devamediyor. Ve yeni gemiler Türkiye’ye gelmeyi bekliyor. Buülkede y›llard›r armatörler bu ülke halk›n›n ve her fleydenönce bu iflte çal›flan iflçilerin hayat›n› hiçe sayarak zenginoluyor. Yine geçti¤imiz yaz, ‹skenderun liman›nda y›llard›rbekledikten sonra batan (ya da bat›r›lan) toksik at›k yüklügemi konunun baflka bir yönünü örnekliyor.

Bugün tekrar gündeme gelen nükleer enerji tart›flmalar›da bu çerçevede de¤erlendirilmeli. Ama art›k konu çok dahahayati bir boyut kazan›yor. Bir tak›m rant çevrelerinin vesermaye düzeninin kar ve ç›kar savafl›m›nda öne sürülen buülke iflçi, emekçi ve insanlar›n›n can›n›n yan› s›ra tafl›yla,topra¤›yla, ya¤muru ve hasad›yla tüm bir do¤al zenginliktir.

Gençlik yaşanacak bir dünya ve gelecek

için mücadeleye!

Gençlik gelecektir. Gelecek ise bugünkü sermayedüzeninin sald›r›lar› karfl›s›nda ancak sürekli bir mücadeleile kazan›labilir. Bu tart›flmada söz konusu olan tek cümleylebir olmak ya da olmamak meselesidir. Bu konuda bugünyap›lacak her fley yap›lmaz ve bu sald›r› püskürtülmezseyar›n radyoaktif bulutlar evimizin, iflyerimizin, soka¤›m›z›nüzerinden geçerken bir fleyler yapmak için çok geç olacak.Konu elbette rant ve rüflvet çevrelerinin cirit att›¤›, karh›rs›n›n yaflam hakk›n›n önüne geçti¤i bu düzende karfl›m›zaç›k›yor. Herkesin bildi¤i gibi durup dururken kocamanapartmanlar›n çöktü¤ü, fay hatt› üzerine nükleer santralkurulabilir raporu verildi¤i, Tuna’dan ölü bal›klarKaradeniz’e akarken siyanürle alt›n aramak zararl› de¤ildirraporunun verildi¤i bir ülkede yafl›yoruz.

Bugün gençlik sermaye çevrelerinin farkl› hesaplar›çerçevesinde ele ald›¤› bu konuyla ilgilenmeli, gelece¤inekendisinin ve insanlar›n›n yaflam hakk›na karfl› sorumluluksahibi bir davran›fl göstermelidir. Gözleri kardan baflka birfley görmeyen karlar› için milyonlarca insan karfl›s›ndaradyasyonlu çaylar› içen ve içirenlerin kararlar›n›ngelece¤imizi karartmas›na izin vermeyelim.

S.Kızılırmak*”Türkiye'de flebeke kay›plar› önlense befl nükleer

santrale bedel olur.” (Elektrik Mühendisleri Odas› ‹stanbulfiube Baflkan› Erol Celepsoy) “Bizim öncelikle flebekelerdekiyüzde 20'lik kayb› yüzde 4'lere düflürmemiz gerekir.” (TürkFizik Derne¤i Genel Baflkan› Prof. Dr. Baki Akkufl)

Ekim

Gençli¤i

19

YYeennii nnüükklleeeerr ssaannttrraall ppllaannllaarr›› ddeevvrreeddee......

NNüükklleeeerr ööllüümmee ggeeççiitt yyookk!!

Page 20: Ekim Gençliği sayı:80

Arafat’›n ölümünden sonra yap›lan Filistin devletbaflkanl›¤› seçimleri, ABD ve AB emperyalizminin, siyonizminve bölgedeki gerici devletlerin aç›ktan destekledi¤i MahmutAbbas’›n devlet baflkan› seçilmesiyle sonuçland›. ‹srail iflgalive katliamlar eflli¤inde gerçeklefltirilen “özgür seçimler”sonucunda sand›ktan ç›kan isim Filistin halk›n›n katillerinintercihlerine uygundu. Dünyan›n birçok ülkesinden kutlamamesajlar› ya¤d›, “bar›fl art›k çok yak›n” türünden cilalanm›flsöz edildi.

Kasap fiaron ABD-AB emperyalistleri ve gerici bölgerejimleri taraf›ndan desteklenen ve bar›fl› getirecek adamolarak gösterilen El Fetih aday› Mahmut Abbas, seçimlerdenönce zaten baflkanl›¤› garantilemiflti. Cezaevinde bulunan,direnifl içinde kendini kan›tlam›fl ve halk›n büyük birço¤unlu¤unun destekledi¤i Mervan Barguti’nin, yap›lanbask›lar, örgütün bölünme riski oldu¤u vb. gerekçelerleadayl›ktan çekilmesi ve Abbas’›n karfl›s›na ç›kacak güçlü biraday›n bulunmamas› bu durumu do¤urdu. Abbas seçimlerdenönce üzerine düflen misyonu yerine getirmek için ilk bafltaintifaday› elefltirme yolunu tuttu. Daha sonra ‹srail’in Filistinliçocuklara yönelik katliam gerçeklefltirmesi karfl›s›nda bututumunu de¤ifltirip sert elefltirilerde bulunsa da, misyonunungereklerini yerine getirmeye çal›flacakt›r. fiaron’un 2005y›l›nda ‹srail-Filistin iliflkilerinde tarihi geliflmeler yaflanaca¤›n›iddia etmesi, Abbas ve ekibine dayat›lan yapt›r›mlar›n sonuçverece¤i umudunun güçlü oldu¤unu gösteriyor.

Filistin halk› Oslo Bar›fl›’n›n alt›nda yatan ihanetianlad›¤›nda, hem siyonist iflgale hem de o zaman bafl›ndaArafat’›n bulundu¤u Filistin Özerk Yönetimi’ne karfl›ayaklanm›flt›. Durum böyleyken, Filistin halk›na hiçbir çözümsunmayan bir politikan›n savunucusu olan Abbas ve ekibininhiç flans› yok. Filistin halk›n›n direnifli yaklafl›k 60 y›ld›rsürüyor ve direnifl içinde kazand›¤› deneyimle, kim dost kimdüflman art›k çok iyi tan›yor.

Mahmut Abbas’tan beklenen!

Karfl›s›nda güçlü bir aday olmayan Abbas’›n ald›¤› oyoran› Filistinli seçmenlerin %30-35’i civar›nda kald›. Sonucunaç›klanmas›yla beraber emperyalistler ve siyonistler bar›fl›nönünün aç›ld›¤› safsatas›n› hep bir a¤›zdan hayk›rmayabafllad›lar. Seçimlerden zaferle ç›kan Abbas “Filistin sorununutart›flarak, adil bir çözüme kavuflturmayan bir anlay›fl› vebaflkenti Do¤u Kudüs’te olan 1967 s›n›r›nda Ba¤›ms›z FilistinDevleti’nden daha az›n› veren bir anlaflmay› kabuletmeyece¤iz. Filistin halk›na gösterdi¤i demokrasi ruhu içinteflekkür ediyorum ve bu demokrasi gücünü kutluyorum.Filistin halk›n›n ac›lar›n› sona erdirece¤im.” fleklinde konufltu.Filistin’de bir çat›flmaya yol açmamak kayg›s›yla Hamas ve‹slami Cihat seçilen baflkanla iflbirli¤i yapaca¤›n› aç›klad›.

Filistin halk›n›n taleplerinden hiçbir zaman geri ad›matmayaca¤›n› belirten Abbas, ‹srail yönetimiyle görüflmelerebafllayaca¤›n› ve bu sayede sorunlar›n çözülece¤inivadediyor. Ama emperyalistlerin, siyonistlerin ve Arap gericirejimlerinin Abbas’tan beklentileri var: Filistin direniflinik›rmak! Bu beklentiyi y›llard›r Filistin halk›n› k›y›mdan geçiren

ABD ve ‹srail aç›kça ortaya koydu. Bush, “Abbas’› terörizm veyolsuzlukla mücadele gibi önemli görevlerin bekledi¤ini”söyledi. fiaron ise Filistin ve ‹srail aras›nda diyalo¤unbafllamas› için Abbas’›n direnifl gösteren gruplarla kararl› birflekilde mücadele etmesi gerekti¤ini belirtti. fiaron’unyard›mc›s› Ehud Olmert “Temel güçlükler hala bizleri bekliyor,acaba Abbas teröristlerle mücadele edecek ve ‹srail’i hedefalan kanl› savafl› durdurabilecek mi?” diyerek Abbas’›n nedendesteklendi¤ini ve ondan neler beklediklerini ortaya koydu.

Aç›kt›r ki, mücadele edilmesi gereken teröristler, y›llard›rFilistin’in özgürlü¤ünü savunan Filistin halk›d›r. Abbas’›iflbirlikçileri yapmak isteyen emperyalistler ve siyonistlery›llard›r ulaflamad›klar› amaçlar›na yine ulaflamazlarsa, bukez “bar›fl›n önündeki en büyük engel” Mahmut Abbas olacakve düflman ilan edilecektir.

Zafer direnen Filistin

halkının olacak!

ABD emperyalizmi ve ‹srail siyonizminin sözde bar›flsüreciyle özgürlük isteyen Filistin halk›na dayatt›¤› tamanlam›yla köleliktir. ‹srail’in günübirlik katliam yapt›¤›, sözdeboflaltaca¤› Gazze fieridi’ndeki Yahudi yerleflimcilerin say›s›n›art›rd›¤›, ‹srail vatandafl› olan Filistinliler’e yönelik ›rkç›-faflistsald›r›lar›n sürekli artt›¤› vb. bir ortamda, Filistin halk›n›nözlemlerini savunaca¤›n› söyleyen Abbas ile katil fiaron masabafl›nda “adil bir diyalog kurarak” anlaflmaya çal›flacaklar.Abbas’la fiaron anlaflsalar bile, ony›llard›r özgürlü¤ü içindirenen Filistin halk› yine onuruna ve gelece¤ine sahipç›karak savaflacakt›r. Filistin halk›n›n flanl› tarihi bununkan›t›d›r.

E. Eren Korkmaz

FFiilliissttiinn’’ddee sseeççiimmlleerr vvee bbeekklleennttiilleerr......

Zafer direnen Filistin halk›n›n olacak!

Ekim

Gençli¤i

20

Page 21: Ekim Gençliği sayı:80

Üniversiteler, emperyalistlerin ve egemen burjuvazininç›karlar› do¤rultusunda, tüm dünyada ve ülkemizde h›zlageliflen sald›r›lara maruz kal›yor. Hukuksal ve kurumsalçerçevesi 12 Eylül’ün üniversiteler aya¤›n› örmek içinkurulan YÖK’le çizilen ve temellerini de küreselemperyalist politikalardan alan bu sald›r›lar›n enönemlilerinden biri de, gün geçtikçe daha da yak›c› birflekilde karfl›m›za ç›kan üniversite-sermaye iflbirli¤idir.

Üniversiteleri kâr›n› art›rmada birer araç olarakkullanan burjuvazi, üniversite-sermaye iflbirli¤i ile hemdevlet hem de özel flirketler için ucuz ifl gücü ve köleleryaratmay› hedefliyor. Bu bak›fl aç›s›yla KOSGEB (Küçükve Orta Ölçekli Sanayi Gelifltirme ve Destekleme ‹daresiBaflkanl›¤›) bünyesinde üniversitelerde kurulan TeknolojiGelifltirme Merkezleri, Ar-Ge (Araflt›rma Gelifltirme)faaliyetleri ve Teknoparklar’›n say›s› h›zla artmakta,sald›r›lar sistematik olarak devam etmektedir.

Gereksinimler toplumun mu,

yoksa bir avuç asalağın mı?

KOSGEB Kurulmas› Hakk›nda Kanun’da kuruluflungörevlerinden baz›lar› flöyle ifade ediliyor:

“- Üniversiteler ile Kamu ve Özel araflt›rmakurumlar›ndaki Bilim ve Teknoloji alt yap›s›ndaniflletmelerin yararlanmas›n› sa¤lamak, sanayi veüniversite iflbirli¤ini kuvvetlendirmek

- Üniversite ve Araflt›rma Merkezleri’ninimkanlar›ndan yararlanarak yeni ve ileri teknolojiyedayal› bilgilerin derlendi¤i, de¤erlendirildi¤i,gelifltirildi¤i ve uygulamaya yönelik üretime haz›r halegetirilerek iflletmelerin kullan›m›na sunuldu¤u TeknolojiMerkezleri ve Teknoparklar’› kurmak ve kurdurtmak

- ‹flletmelerin pazarlama sorunlar›na çözümleraramak; iflletmelerin yurt içi ve yurt d›fl› pazarlardarekabet edebilir düzeye gelmelerini teminen gerekliçal›flmalar› yürütmek ve konuya iliflkin dan›flmanl›khizmetlerini en verimli bir biçimde organize etmek

Burada da aç›kça belirtilen iflbirli¤ini sa¤lamakamac›yla baflta üniversitelerde olmak üzere yürütülecekAR-GE faaliyetleri KOSGEB taraf›ndan her aç›dandesteklenmektedirler:

a) Geri Ödemeli Destekler:- Malzeme, Teçhizat ve Prototip Üretimi ‹le ‹lgili

Giderler ve Deneme Amaçl› Hammadde temininde,toplam bedelin %85’i, KOSGEB taraf›ndan sa¤lan›r. Budeste¤in üst limiti 70.000 (yetmifl bin) Euro karfl›l›¤› TürkLiras›’d›r.

b) Geri Ödemesiz Destekler:- Teknopark Kira Deste¤i, Dan›flmanl›k, Döküman

Haz›rlama, ‹fllik Tahsisi, Yurtd›fl› Kongre, Konferans,Sempozyum Masraflar› Deste¤i.”

Üniversitelerde daha iyi derslik, laboratuvar gibi endo¤al talepleri her seferinde geri çevirenler, ifl üniversite-sermaye iflbirli¤iyle bilginin metalafl›p tüm olanaklar›nsermayeye peflkefline gelince kesenin a¤z›n› iyiden iyiyeaç›yorlar. Hatta tüm bu desteklerin yan›nda AR-GE içinayr›lan ödene¤in artt›r›lmas› da söz konusu. Bufaaliyetlerin bafl aktörlerinden olan TÜB‹TAK,yay›nlad›¤› “Ulusal Bilim ve Teknoloji StratejisiDöküman›”nda, 2023 y›l›na kadar olan hedeflerdeteknoloji üretimine odaklan›lmas› gerekti¤inivurgulayarak, bu faaliyetlere ve dolay›s›yla AR-GEfaaliyetlerine devletten ayr›lan miktar›n artt›r›lmas›gerekti¤ini söylüyor. TÜB‹TAK’›n yay›nlad›¤› bir baflkarapor olan “Dünyada Sanayi-Üniversite ‹flbirli¤iRaporu”nda da Türkiye’ye de¤inerek, Üniversite-Sermayeiflbirli¤inin zorunlu oldu¤unu, çünkü “PazarEkonomisi”ne göre yönetilen ülkelerde di¤er ülkelerle içve d›fl rekabet gücünün geliflmesinin buna ba¤l› oldu¤unusavunuyor. Devletin yeni rolünün, ekonomik-siyasal-toplumsal ve kurumsal çerçevenin yenidenbiçimlendirilmesinde bafll›ca etkin faktörlerden biri halinegelen teknolojinin yönetimi konusunda belirginleflti¤inivurguluyor.

Tüm bunlardan da anlafl›laca¤› gibi, burjuvaziye göree¤itim, toplumun gereksinimlerine göre de¤il ekonomikrekabetin gereksinimlerine göre yap›land›r›lmal› veflekillendirilmelidir. Bu kutsal amaçlar(!) do¤rultusundae¤itimin sermayenin ç›karlar› do¤rultusunda ticarileflmeside oldukça do¤al karfl›lanmal›d›r.

Üniversite-Sermaye işbirliği

bir zorunluluk olarak lanse ediliyor!

Türkiye’de sermaye düzeninin sözcülerinden olanTÜS‹AD bu iflbirli¤inin bir zorunluluk oldu¤unuvurguluyor. Bir önceki YÖK Baflkan› Kemal Gürüztaraf›ndan 1994 y›l›nda TÜS‹AD ad›na haz›rlanm›fl olanraporda alt› çizilen “giriflimci üniversite” modeliyle,araflt›rma ve e¤itim faaliyetlerini birbirinden ay›ran,e¤itim kurumlar›ndaki tüm olanaklar›n sermayeninihtiyaçlar› do¤rultusunda kullan›lmas›n› amaçlayananlay›fl gururla sunulmufltur. Tüm bunlara yön veren, neo-liberal e¤itim politikalar›n›n “kutsal sözleflmesi” GATS’asad›k kal›narak, üniversitelerde sosyal bilimlere, sanata

ÜÜnniivveerrssiittee--ssaannaayyii iiflflbbiirrllii¤¤ii yyaa ddaa

ÜÜnniivveerrssiitteelleerriinn ““SSAAHH‹‹BB””lleerrii!!

Ekim

Gençli¤i

21

Page 22: Ekim Gençliği sayı:80

verilen önem gittikçe azalm›fl, azg›n kar h›rs›yla,toplumun temel ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›nda roloynamas› gereken mühendislik vb. bölümler sermayeninkuca¤›na b›rak›lmaya bafllanm›fllard›r. Beraberinde LESgibi s›navlar özendirilerek bu kâr çark›nda sömürülecekelemanlar temin edilmeye çal›fl›lmaktad›r.

TÜS‹AD, “AB Yolunda Bilgi Toplumu ve Türkiye”adl› bir di¤er raporunda da benzer tespitler yaparak,ülkelerin geliflmifllik düzeyinin, sahip olduklar› teknolojikgeliflmifllik ile do¤ru orant›l› oldu¤unu söylüyor. Buyüzden de üniversite-sermaye iflbirli¤inin kaç›n›lmazoldu¤unu, bunun için yap›lan çal›flmalar›n artarak devametmesi gerekti¤ini ekliyor. Tüm bunlar›n üniversiteninözerkli¤ine-demokratikli¤ine gölge düflürmesi ve e¤itimalma hakk›n› ortadan kald›rmas› elbette bu bir avuçasala¤› hiç ilgilendirmiyor.

“ODTÜ Teknokent AŞ”den YTÜ

“Teknopark AŞ-SAHİB”e,

İTÜ, Hacettepe ve diğerlerine…

Sözünü etti¤imiz iflbirli¤inin gerçeklefltirilmesindetemel araçlar olan Teknoparklar, Teknokentler bir bir vegururla aç›l›yorlar. Burjuva medyada ard› arkas›kesilmeden reklamlar› yap›l›yor. ODTÜ Teknokent AfiGenel Müdürü U¤ur Yücel, 7 May›s ‘04 tarihinde birinternet haber sitesine verdi¤i röportajda, pervas›zcaflunlar› söylüyor: ”Teknokentler, Teknoparklar uluslar›nteknoloji üretebilmek için oluflturdu¤u bacas›z fabrikalar.Teknoloji üretebilme yetene¤ine, iste¤ine, h›rs›na sahipinsanlar› bir araya getiriyorsunuz. Bu insanlar de¤iflikkesimleri, toplumun, ülkenin de¤iflik kesimlerinisembolize ediyor. Kesim derken flöyle; sanayiden özelsektörden geliyor, üniversiteden geliyor, kamudan geliyor,araflt›rma merkezlerinden geliyor. Fakat en büyük ortakpaydalar› teknoloji gelifltirebilmek, araflt›rma yapmak.‹flte Teknokentler bu insanlar›n bir araya gelmelerinisa¤l›yor...”

Tam bir kolektif çal›flma örne¤i! ‹TÜ’nün Teknokentolarak tahsis etti¤i alan›n ‹stanbul’un en de¤erliarazilerinden birisi oldu¤unu ve yine ODTÜTeknokent’in flu an bulundu¤u alan›n Ankara’n›n ende¤erli arazisi oldu¤unu vurgulayan “say›n” genel müdürz›rval›klar›na devam ediyor: “Özel sektör ürün gelifltirmeve uygulamal› araflt›rma ile ilgileniyor. Oysa temelaraflt›rma olmadan di¤er ikisinin süreklili¤ini sa¤laman›zmümkün de¤il. Temel araflt›rma üniversitelerde oluyor.Üniversitelerin kayna¤a ihtiyac› var, bu kayna¤› kamutahsis etmek zorunda. E¤er bunlar› yapamazsak, bukazand›¤›m›z birkaç metreyi çok h›zl› bir flekildekaybedece¤iz...”

ODTÜ Teknokent’in marifetleri bunlarla da bitmiyor.ABD ve ‹srail Silahl› Kuvvetleri’nin at›fl e¤itimsistemleri de ODTÜ-Teknokent firmalar›ndan ETA

taraf›ndan yap›l›yor. TSK için silah ve teknoloji üretimi,hafif silah simulatörleri, hava savunma sistemleri,komuta ve kontrol konsollar›… Liste uzay›p gidiyor.Emperyalizmin pompalad›¤› dünya çap›ndakimilitarizmin Türkiye aya¤›n› örmek için yap›lançal›flmalar›n de¤erlendirildi¤i, bu do¤rultuda üniversite-sanayi iflbirli¤i içinde ordunun yerinin görüflüldü¤üSAVTEK (Savunma Teknolojileri) konferans›n›n ikinciside geçti¤imiz aylarda ODTÜ’de düzenlenmiflti. ODTÜTeknokent bu kapsamdaki tüm çal›flmalar›n› kat›l›mc›beyefendilere ve han›mefendilere sunma imkan›bulmufltu.

Bu projelerin bir di¤er alan› da YTÜ Teknopark’›.2003 y›l› Haziran ay›nda resmen kurulan YTÜ TeknoparkAfi hakk›nda YTÜ’nün internet sitesinden yay›nlananbölümde aç›kça söylemekten kaç›n›lmayan baz› çarp›c›noktalar var:

“-YTÜ Teknopark›, YTÜ’nün araflt›rma potansiyelinide¤erlendirecek ve YTÜ’nün bu yeteneklerinigelifltirmesine katk› sa¤layacak flekilde, baflta enformatik,ileri malzemeler ve esnek üretim teknolojileri gibi yeniteknolojiler olmak üzere, çevre sanayinin de talepedece¤i yeni ürün ve proseslere yönelik YTÜ ba¤lant›l›flirketleri bar›nd›r›p destekleyecektir.

- Park bünyesindeki bu flirketlere, pazarlamafaaliyetleri, patent vb. yasal ifllemleri, risk sermayesiihtiyaçlar›, teknoloji transferi konular›nda destek olacakbirkaç flirketin de yer almas› ve bizzat teknoparkyönetiminin bu destekleri sa¤lamak üzere oluflturulmas›söz konusudur.

- Teknoparka ayr›lacak arazinin 200.000 m2 olmas›öngörülmektedir. Yeflil alanlar›n korunarak, yap›lar›na¤açlar içine oturtulmas› esas› kabul edilmifltir. Önhesaplamalar, böyle bir projenin altyap› ve bina inflamaliyetinin 20 milyon $ düzeyinde olaca¤›n›göstermektedir.

- Teknoparkta yer alan flirketler kirac› olabileceklerigibi, kendi binalar›n› da infla edebileceklerdir. Park›n,üniversitenin söz hakk›n›n yüksek oldu¤u, ancak yat›r›myapanlar›n da söz sahibi olaca¤› vak›f, flirket vb. gibiözerk bir kurum taraf›ndan yönetilmesiöngörülmektedir. ”

Daha Davutpafla Kampüsü’nün hiçbir altyap›s›tamamlanmadan ö¤rencileri oraya gönderen, daha iyiderslik, laboratuar vb. taleplerde bulunan ö¤rencilerekulak t›kayan, her türlü muhalefeti soruflturmalarlasindirmeye çal›flan eski ve yeni YTÜ yönetimleri, di¤erekip arkadafllar› ve ayn› zihniyetteki meslektafllar›, ifle¤itimin ticarileflmesine geldi mi en ön saflardakiyerlerini al›yorlar.

YTÜ Teknopark Afi hizmette s›n›r tan›m›yor!Bahsetti¤i alanlardaki faaliyetlerinin yan› s›ra, yat›r›myapacaklara da çeflitli imkanlar sa¤l›yor. Onlar içinhizmete sundu¤u “Internet Ekonomi Laboratuar”›n› flöylesunuyor:

Ekim

Gençli¤i

22

Page 23: Ekim Gençliği sayı:80

“-Y›ld›z Teknik Üniversitesi Teknopark Projesiçerçevesinde, KOB‹’lerin bilgi ça¤›n› yakalamalar› için‘‹nternet Ekonomi Laboratuar›’ aç›lm›flt›r. 19 Nisan’dahizmete giren laboratuar, YTÜ, Intel, ‹nternationalAssocation of Science Parks (Uluslararas› TeknoparklarBirli¤i) ve Exper’in iflbirli¤i ile hayata geçirilmifltir.

- YTÜ bir yandan, yeni Davutpafla kampüsündekuraca¤› Teknopark›nda AR-GE yapan firmalaraay›raca¤› 40.000m2’lik kapal› alan› ve organizasyonunuprojelendirirken, di¤er yandan da ‹stanbul’un çeflitliyörelerine da¤›lm›fl yüzlerce küçük ve orta ölçekli firmay›belirli bir ileri teknoloji eriflim a¤›na sokmakt›r.Üniversite-sanayi iflbirli¤i do¤rultusunda yap›lan buat›l›m, üniversitedeki bilgi birikiminin bu flirketlereaktar›lmas›n› kolaylaflt›rmaktad›r. ”

Bunlar›n d›fl›nda YTÜ Teknopark› bünyesinde, projeyapt›rma ifllerinin ve yard›m-dan›flmanl›k hizmetlerinindaha iyi yürütülebilmesini sa¤layacak ara bir birim devar: SAH‹B (Sanayi Hizmet Birimi)

“SAH‹B YTÜ’de sanayicilere hizmet amac›ylakurulmufltur.

* Testlerin ve analizlerin yap›lmas›nda, * Üretim sorunlar›n›n ve di¤er sorunlar›n çözümü

için dan›flman temin etmede, * Gelifltirilmek istenen ürünler için projeler

yapt›r›lmas›nda, * Son s›n›f veya yüksek lisans ö¤rencilerinin, ö¤retim

üyelerinin denetiminde sanayi kurulufllar›n›nsorunlar›n›n çözümüne yönlendirilmesinde,

Y›ld›z Teknik Üniversitesi ilgili bölümleri ile hizmeti

isteyen sanayi kurulufllar› aras›nda gerekli irtibat›sa¤layan birimdir.“ Bu bilgiler YTÜ’nün SAH‹B ileilgili internet sitesinden.

Son olarak verilen flu cümlede YTÜ ve di¤erTeknoparklar’›n, Teknokentler’in amac› aç›kçaözetleniyor: “Üniversite olarak önemli görevlerimizdenbirisi de, sanayicilerimizin mevcut sorunlar›n› çözmek vesanayiciler için, uluslararas› kurulufllarla rekabetedebilecekleri teknolojiler gelifltirmektir.”

‹flte gelinen noktada düzenin üniversite ve e¤itimanlay›fl›!

Bize düşen sorumluluklar!

Neo-liberal e¤itim politikalar› ekseninde sermayedüzeni yapt›klar›n› ve yapacaklar›n› aç›kça ifade ediyor:Üniversiteleri sermayeye peflkefl çekip, e¤itimi ve bilimibirer meta haline getirip pazarlamak, buradan rant eldeetmek. Bizler de bu sald›r›lar karfl›s›nda, önümüzekoydu¤umuz birleflik-devrimci bir gençlik mücadelesihatt›nda, yerellerden bafllatmay› hedefledi¤imiz ö¤rencihareketlili¤inin güncel sorunlar›n› bu sald›r›larlabirlefltirerek mücadelemize ivme kazand›rmal›y›z.

Ta ki iflçi s›n›f› önderli¤inde kuraca¤›m›z yenidüzende toplum için bilim üreten e¤itim kurumlar›yaratana kadar!

Ta ki üniversitelerin gerçek SAH‹Bleri bizler olanakadar!

K. Tunç

Ekim

Gençli¤i

23

Page 24: Ekim Gençliği sayı:80

Üniversite-sermaye iflbirli¤i çerçevesinde flu ana kadaryap›lanlar›n ve bundan sonra yap›lacaklar›n önemli bir k›sm›da burjuva ideologlar›n›n katk›lar›yla teorize edilerekgözlerimiz önüne serilmifl durumda. Teorik altyap›n›n, ideolojikplatformun az çok tamamlanmas›na karfl›n pratikte Türkiyeburjuvazisinin bu konuda istedi¤i rand›man› henüz ald›¤›n›söyleyemeyiz. Bu yüzden bir bir aç›lan Teknoparklar,Teknokentler vs. iflbirli¤inin istenilen flekilde düzenlenmesine,e¤itimin tez elden ticarileflip buradan kar elde edilebilmesinehemen olanak sa¤layam›yor. Bunun için birçok alanda kendiazmiyle meflrulaflt›rd›¤› bu i¤renç pazarl›¤›, çark›nifllemesinde temel bilefleni oluflturacak ö¤renciler gözünde demeflrulaflt›rmal›, onlara bunu özendirmeli ve sevdirmelidir…

Burjuvazinin Teknopark, Teknokent açman›n yan›s›raburada ucuz iflgücü olarak çal›flt›rabilece¤i, üniversitenin tümkaynaklar›n› sermayenin amaç ve ihtiyaçlar› do¤rultusundakullanma vazifesini gerçeklefltirirken kafa eme¤indenfaydalanabilece¤i elemanlara, yani ö¤rencilere ihtiyac› vard›r.Bu do¤rultuda da ö¤rencilere buralar› cazip k›labilmeli, onlar›buralara yönlendirebilmelidir. fiimdilerde tüm bunlara vak›folabilmek için üniversitelerde kulüpler, bürolar açmakta,halihaz›rda var olan ve kendi ideolojilerini yaymakta araçolarak da kulland›¤› baz› uluslararas› kurulufllar›n üniversitetemsilciliklerini artt›rmaktad›r.

“IEEE ODTÜ Türkiye’de Sanayi-

Üniversite ve

Sanayi-öğrenci ilişkilerinin artması

gerektiğine inanmaktadır!”

Üniversite-sermaye iflbirli¤ini ö¤rencilerin gözündemeflrulaflt›rma gayesindeki kurumlar›n bafl›nda, IEEE Ö¤renciKollar› gelmektedir. Türkiye’deki 27 üniversitede bulunan IEEEÖ¤renci Kollar›’ndan en çok dikkat çekeni de ODTÜ’dekikoldur. IEEE (The Institute of Electrical and ElectronicsEngineers –Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü), ilkelden amaçlar›n› flöyle dile getiriyor:

- Teknolojik yenili¤i teflvik etmek- Üyelerinin kariyerlerini gelifltirmek. - Dünya çap›nda topluma yararl› olmak.. Asl›nda ne kadar da iyi niyetli görünüyorlar. Ancak

etkinliklerini ve yap›lar›n› biraz inceleyince gerçek niyetin neoldu¤u anlafl›l›yor: Dünya çap›nda toplumun yaln›zca birkesimine, yani sermayeye olabildi¤ince yararl› olmak! Bu niyetkapsam›nda da IEEE ODTÜ Ö¤renci Kolu’nun öncülü¤ündebir çok etkinlik düzenlendi ve bir ço¤u da düzenlenmeyibekliyor. Bunlardan en dikkat çekicisi 3 May›s 2004 tarihindeODTÜ’de gerçeklefltirilen Teknoparklar Zirvesidir. Zirveninamaçlar›n› ve içeri¤ini incelemeden önce zirve öncesindeyap›lan ön çal›flma niteli¤indeki etkinliklere de k›saca bakmak

gerekiyor:IEEE ODTÜ

Ö¤renci Kolu ilkolarak 2002y›l›ndaki BTIE(Bilim TeknolojileriIfl›¤›nda E¤itim)konferans›ndaflirketlerle yapt›¤›üniversite –sanayiiflbirli¤i konuluanketle budo¤rultudaçal›flmalar›nabafllam›flt›r. Anketde¤erlendirme-sinden ç›kan“olumlu” sonucun verdi¤i moralle hemen bir sonraki etkinlikolan Biliflim Ar-Ge Proje Pazar›’n›n çal›flmalar› bafllat›lm›flt›r.Bu proje TÜB‹TAK’a ba¤l› T‹DEB’ in deste¤iylegerçeklefltirilmifltir. Bunlar›n yan›nda IEEE ODTÜ Ö¤renciKollar› taraf›ndan ç›kar›lan B‹LTEK dergisinin Eylül 2003 tarihlisay›s›nda üniversite-sermaye iflbirli¤i konusuna fazlaca yerverilmifl, derginin bu say›s› CEBIT Biliflim Fuar› 2003, BiliflimZirvesi 2003 gibi fuarlarda da¤›t›lm›flt›r. B‹LTEK Ocak 2004say›s›nda da üniversite-sermaye iflbirli¤ini destekleyen, ayn›zamanda Eylül say›s›n›n devam› niteli¤inde olan Türkiye’deTeknoloji Politikalar› dosyas› incelenmifltir. Nihayet, o günekadar yap›lan etkinliklerin de¤erlendirilmesi ve bundan sonrayap›lacaklar›n konuflulmas› amac›yla örgütlenen TeknoparklarZirvesi’ne s›ra gelmifltir. Zirvenin amaçlar› flöyle s›ralan›yoryay›nlanan bildiride:

-- Türkiye’deki teknoparklar›n flu anki durumu vegelece¤inin tam olarak ortaya konulmas›n› sa¤lamak

- Teknoparklar›n kurulufl amac›na uygun olarak,uygulanabilecek strateji ve politikalar›n neler olabilece¤ininbelirlenmesi için karfl›l›kl› görüfl al›flverifline imkan sa¤lamak

- TTeekknnooppaarrkkllaarr››nn öönneemmiinniinn vvee aavvaannttaajjllaarr››nn››nn hheeddeeffkkiittllee ttaarraaff››nnddaann aannllaaflfl››llmmaass››nn›› ssaa¤¤llaammaakk

- Baflar›l› uygulamalarda izlenilen metotlar› ilgili kiflilereaktarmak ve bundan sonra gerçeklefltirilecek at›l›mlardafaydalan›labilecek bir bilgi altyap›s› oluflturmak

- Teknoparklar›n yenilikçilik alan›nda ve Ar-Gekapsam›ndaki rollerini ortaya koymak, AB (Avrupa Birli¤i) ileiliflkilendirilmesi konusundaki uygulamalar›n tart›fl›lmas›naolanak sa¤lamak olarak belirlenmifltir.

Çal›flmalar h›z kesmiyor tabii, bunlar›n yan›nda SanayiYak›nlaflma Projesi bafllat›l›yor zirveye ek olarak:“Teknoparklar Zirvesi etkinli¤ine ba¤l› olarak, Türkiye’de 27üniversitede bulunan IEEE Ö¤renci Kollar›’n›n kendibölgelerindeki teknoparklar›, sanayi bölgelerini ve giriflimcilereyönelik tüm yap›lanmalar› tan›mas› ve sanayi ile bafllayacakiflbirliklerinin ilk ad›m› atmas› amac›yla, IEEE Ö¤renci Kollar›

ÜÜnniivveerrssiittee--sseerrmmaayyee iiflflbbiirrllii¤¤iinniinn ddii¤¤eerr yyüüzzüü::

DDeerrss dd››flfl›› ffaaaalliiyyeettlleerr,, mmaanntt››kk dd››flfl›› vvaaaattlleerr!!

Ekim

Gençli¤i

24

Page 25: Ekim Gençliği sayı:80

Sanayi Yak›nlaflmas› Projesi bafllat›lm›flt›r. Bu projeyeuluslararas› destek almak için AABB,, DDüünnyyaa BBaannkkaass›› ve IEEEgibi kurumlara baflvurulacakt›r. TTeekknnooppaarrkkllaarr ZZiirrvveessii vveeSSaannaayyii YYaakk››nnllaaflflmmaass›› PPrroojjeessii iillee bbiirrlliikkttee,, üünniivveerrssiitteelleerriinneennddüüssttrrii iillee bbiirrlliikkttee yyaappaaccaa¤¤›› iiflflbbiirrlliikklleerrii iiççiinn bbüüyyüükk bbiirraadd››mm aatt››llmm››flfl oollaaccaakk vvee ggeelleeccee¤¤iinn ggiirriiflfliimmcciilleerriinniinn ppaarrllaakkffiikkiirrlleerriinnii hhaayyaattaa ggeeççiirrmmeelleerriinnddee kkoollaayyll››kk ssaa¤¤llaannaaccaakktt››rr.. ””

Dünya çap›nda topluma yararl› bireyler ancak böyleyetifltirilirdi zaten...

Üniversite-Sanayi İşbirliği Kulüpleri,

Büroları …

Faydal› kurulufllar IEEE ile s›n›rl› de¤il elbette.Burjuvazinin dört bir taraftan ö¤rencileri kuflat›p, iflbirli¤inionlar için cazip k›lmas›, yani ö¤rencileri bir flekildezehirlemesi gerekmektedir. Bunu gerçeklefltirmek için deüniversitelerde çeflitli kulüpler, bürolar vb. açarak bunlar› heryönüyle desteklemektedir. Bu tarz yerlerin amaçlar› daoldukça aç›k olarak kendileri taraf›ndanbelirtiliyor. Düzenin üniversiteleriiçerisinde diplomal› iflsiz olarakyetiflen niteliksiz ve geleceksizö¤rencileri kariyer, iyi ücret gibialdatmacalarlaburjuvazininpazarl›klar›içineçekebilmedebirer araçolarakkullan›lan buyerlerin say›s›da güngeçtikçeart›yor. fiuan faaliyettebulunanlardanbaz›lar› flunlar:

Marmara ÜniversitesiÜniversite-Sanayi ‹flbirli¤iKulübü, Sakarya ÜniversitesiÜniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Kulübü,Erciyes Üniversitesi Nevflehir ‹ktisadive ‹dari Bilimler Fakültesi Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Kulübü,‹TÜ Makine Fakültesi Üniversite-sanayi ‹flbirli¤i Bürosu,Uluda¤ Üniversitesi Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Gelifltirme veAraflt›rma Merkezi…

Bunlar›n d›fl›nda YTÜ, Çukurova Üniversitesi, TrakyaÜniversitesi gibi birçok üniversite de bu tarz yerlerin aç›lmas›yönünde somut ad›mlar at›lm›flt›r. Ayr›ca EBSO (Ege BölgesiSanayi Odas›) ile bölgedeki 6 üniversite (Ege Üniversitesi,Dokuz Eylül Üniversitesi, ‹zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü,Adnan Menderes Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi,Mu¤la Üniversitesi) aras›nda imzalanan Üniversite-Sanayi‹flbirli¤i Protokolü çerçevesinde ad› geçen üniversitelerde deüniversite-sermaye iflbirli¤i çal›flmalar›n›n h›zland›r›lmas›nakarar verilmifl, buna katk› sa¤layabilecek kulüp, büro, dernekgibi yerlerin aç›lmas› yönünde görüfller bildirilmifltir. Bunlar›nd›fl›nda da bir çok kulüp vb., isimlerinde geçmese deüniversite-sermaye iflbirli¤inin gelifltirilip artt›r›lmas› yönünde

çal›flma yürütmektedir. Üniversitelerde faaliyet gösteren bu tür yerler, üniversite

yönetimlerinden ve sermayeden ald›klar› maddi ve manevidestek ile s›kl›kla göz boyayabilecekleri görkemli etkinliklerdüzenleyebiliyorlar. Biraz önce de vurgulad›¤›m›z gibi kuruluflamaçlar›n›, yapt›klar› iflleri her zaman çok aç›k bir flekildeifade eden bu kurumlardan biri olan ‹TÜ Makine FakültesiÜniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Bürosu bugüne kadar yapt›¤›ifllerden baz›lar›n› gururla flöyle sunuyor:

-Üniversite-sanayi iflbirli¤ini iflleyen baz› toplant›larlaplatformlar oluflturulmufltur (Bo¤aziçi Üniversitesi Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Platformu).

-Son s›n›f ö¤rencilerine kariyer günleri, öö¤¤rreenncciilleerriissaannaayyiiyyee hhaazz››rrllaammaa,, baflar›n›n yollar›n› ö¤retme çal›flmalar›organize edilmifltir.

-Üniversite içerisinde 3 kez Sanayi Fuar› düzenlenmifltirve Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i fiuras› çal›flmalar›nakat›l›nm›flt›r. (1994’te genel sekreterlik yap›lm›flt›r. )

Erciyes Üniversitesi Nevflehir ‹‹BF Üniversite Sanayi‹flbirli¤i Kulübü ise yürütece¤i faaliyetlerle birlikte üniversite-sanayi iflbirli¤inden bekledi¤i faydalar› flöyle s›ral›yor:

-Ö¤renciler sistem dahilindeçal›fl›p, daha verimli

yetifleceklerdir. -Bu sayede ö¤retimde ve

sanayide kalite ve verimlilikartacakt›r.

--‹‹flfllleettmmee--lleerrddeeggöörrüülleennkkaalliiffiiyyeeeelleemmaann

ss››kk››nntt››ss››nn››nnggiiddeerriillmmeessiinneeyyaarrdd››mmcc››

oollaaccaakktt››rr... Bu

örneklerdaha da

uzat›labilir.Kendilerini

tan›tmada ve faaliyetyürütmede ufak tefek farkl›l›klar›

olsa da tümünün amac› ayn›d›r:Üniversite-sermaye iflbirli¤ini

ö¤rencilerin zaaflar›n› da kullanarak cazip k›lmak ve bu kirlipazarl›¤›, baflta ö¤renciler olmak üzere kitleler önündeolabildi¤ince meflrulaflt›rabilmek…

12 Eylül 1980 faflist darbesinin ard›ndan geliflen süreçiçerisinde gençlik sorununu siyasal planda geçici olarakçözen burjuvazi, buna karfl›l›k iktisadi, sosyal ve kültürelalanlarda gençli¤e hiçbir fley verememifl, aksine çeliflki ves›k›nt›lar› daha da artt›rm›flt›r. Gelinen bu noktada ö¤rencigençli¤in düzenle karfl› karfl›ya gelebilece¤i baflka biralternatif, baflka bir aray›fl içine girmesini önlemek için debahsetti¤imiz türden araçlar kullanarak apolitiklefltirme vealdatma politikalar›na devam etmektedir. Bundan sonra isemühim olan kitlelere gerçek çözüm ve kurtulufl için baflka biralternatif oldu¤unu anlat›p, onlar› bizlerle birlikte mücadeleyekanalize edebilmektir.

K. Tunç

Ekim

Gençli¤i

25

Page 26: Ekim Gençliği sayı:80

Daha ilkokuldan bafllad› üniversite haz›rl›¤›. Onlarca y›lokula gittik. D›flar›da oyun oynayan arkadafllar›m›zadefalarca imrendik. Ama vazgeçmedik, çal›flt›k. Neden?Çünkü kar›n doyurup rahat bir ifl bulabilmek için, birileriniezmen ve rakiplerini geçmen gerekiyordu. Çünkü bu düzenmilyonlarca kiflinin aras›ndan küçük bir az›nl›¤a tan›yordu buimkanlar›. Bu yar›fl›n ad› ÖSS, KPSS, DMS, LGS, bu yar›fl›nad› çan e¤risi…

Formasyon dersleri yerine tezsiz

yüksek lisans eğitimi

Hal böyle olunca, üniversiteden büyük zorluklarla mezunolan birçok ö¤renci de iflsiz kal›yor. Türkiye’de iflsiz yetifltirenbölümlerin bafl›nda da fen-edebiyat fakülteleri geliyor.Ö¤retmenlik d›fl›nda baflka ifl flanslar› olmayan buö¤rencilerin 1998-99 döneminden bafllayan yeni biruygulama ile son sene ald›klar› pedagojik formasyonderslerini alma hakk› gasp edilmifltir. Yerine 1,5 sene sürenve LES’te 45 ve yukar› puan alma zorunlulu¤u getirilentezsiz yüksek lisans e¤itimi konulmufltur. Ö¤retmene¤itiminin kalitesini yükseltmek ve “ö¤renciye meslekikonuda derin bilgi kazand›rmak ve mevcut bilgininuygulamada nas›l kullan›laca¤›n› göstermektir” amac›n›güttü¤ü iddia edilen bu yalan da formasyon hakk›n›ngasp›n›n üstünü örtmeye yarayan bir ciladan baflka hiçbirifllev görmüyor. Zira e¤itimin kalitesinin düflüklü¤ü tek bafl›nane bilgi eksikli¤inden, nepratikle ba¤lant›l› anlat›lmayanderslerden ve ne de e¤itimsüresinin k›sa olmas›ndankaynaklan›yor. Sorununtemelinde burjuva e¤itimin busonucu yaratan bilinçli e¤itimpolitikas› yatmaktad›r. E¤itimsüresini uzatarak ya da bir aras›nav koyarak sadeceö¤rencilerin harcamalar›n›ço¤alt›yor, fakat sonucunude¤ifltirmiyor.

Atamalar için KPSS

sınavı

Burjuva e¤itim sistemindebir yerlere girebilmek için çeflitçeflit s›nava girmek zorundakal›yorsun. Zor belaüniversiteyi bitiren ö¤rencilerinkarfl›s›na bu sefer deatamalar›n›n yap›lmas› içingirilen KPSS s›nav›

ç›kmaktad›r. Ö¤rencilere dayat›lan geleceksizlik ise,KPSS’deki atama istatistikleri ile daha da iyi görülecektir.

2004 y›l›nda KPSS’ye biyoloji, fizik, kimya, tarih, co¤rafyave felsefe ö¤retmeni olmak isteyen 42010 kifli girdi, fakatyaln›zca 205’i ö¤retmen olabildi. Yine 2004’ün ikinci atamadöneminde ise biyolojide 9260 fizikte 8401, felsefede 5146,co¤rafyada 2043, tarihte 8773 kifliden sadece 35’er kifliatanm›flt›r.

E¤itim ve fen edebiyat fakülteleri ö¤renci ve mezunlar›geleceksiz. Milli E¤itim Bakanl›¤› yetkilileri ise “Biz, ihtiyaçkadar ö¤retmen al›yoruz, üniversitelere kar›flamay›z.” diyor.Dan›fl›kl› dövüflmekten baflka bir fley yapm›yorlar.

Tablo bununla da s›n›rl› de¤il. Yeni yasalaflan KamuPersoneli Temel Kanunu’nda da baflka bir sald›r› ilekarfl›lafl›yor ö¤renciler. Yeni yasada tüm bu zorluklardansonra ö¤retmen olan kifliyi bu sefer de sözleflmeli çal›flt›rma,performans yöntemi vb. ile, bir dizi kazan›m› elinden al›nm›fl,istendi¤inde iflten at›labilecek, hiçbir güvencesi olmayan birö¤retmen durumuna düflürüyor.

Kaybedecekleri hiçbir fleyi olmayan bizler mücadeleye bubilinç ve kararl›l›kla sar›lmal›y›z. Yaflan›lan deneyimlergösteriyor ki, sald›r›lara inatç› karfl›l›klar verilmesi kazan›myaratman›n biricik yoludur. Bu süreci ad›m ad›m örmemizgerekmektedir. Ciddi bir kitle çal›flmas›na konu etti¤imiztaktirde politik bir gündem olarak hak etti¤i ilgiyi görecektir.

**FFeenn--EEddeebbiiyyaatt ÖÖ¤¤rreenncciilleerrii ççaall››flflmmaass››nn››nn iikkiinncciibbüülltteenniinnddeenn aall››nnmm››flfltt››rr..

FFeenn--eeddeebbiiyyaatt ffaakküülltteelleerrii iiflflssiizz yyeettiiflflttiirriiyyoorr!!

Ekim

Gençli¤i

26

Page 27: Ekim Gençliği sayı:80

Yaflam›n her alan›n›n bir kâr kap›s›, emekçi insanlar›nbirer müflteri olarak görüldü¤ü kapitalist sömürüsisteminde bizler de üniversite ö¤rencileri olarak buolguyu birebir yaflayanlar aras›nday›z. Astronomikdüzeylere ulaflan harçlar, özel üniversiteler ve devletüniversitelerinde aç›lan paral› bölümler, yaz okuluuygulamas›, kantinlerin, yemekhanelerin ve yurtlar›nözellefltirilmesi, teknoparklar vb. e¤itiminticarilefltirilmesinin birer göstergesi.

Zaten üniversiteye girifl aflamas›nda eflitsiz koflullaralt›nda birbirleriyle yar›flmaya zorlanan ve yineastronomik düzeylerde olan dershane paras›n› bulamayanemekçi çocuklar› daha bafltan üniversite hakk›ndanmahrum b›rak›lm›fl oluyor. Üniversiteye girmeyibaflaranlar› ise, yüzlerce dolar› bulan ve pek çok rektörühala yetersiz diye yak›nd›ran harçlar bekliyor. ODTÜRektör’ü Ural Akbulut’un bu konuda söyledikleriyeterince aç›klay›c›: “Bizim ö¤renci maliyetinin yar›s›n›ö¤rencilerden alma hakk›m›z var. Burada 1800 dolar›nyar›s›n› ö¤rencilerden almam›z kimseyi ma¤dur etmez.”

ODTÜ, ‹TÜ, Bo¤aziçi gibi üniversitelerdeuygulanmaya bafllanan paral› bölümler ve normalbölümlere paral› ö¤renci kontenjan› aç›lmas› da paral›e¤itim sald›r›lar›n›n bir ad›m›d›r. F›rsat eflitsizli¤i demekolan paral› üniversitelerin varl›¤›n›n yan›nda devletüniversitelerinin de yavafl yavafl paral›laflt›r›lmas›,üniversitelerin kap›lar›n›n iflçi ve emekçi çocuklar›natümüyle kapat›lmas› demek oluyor.

Böylece üniversite yaflam› gere¤ince oluflan yansektörler sermayenin ellerindedir. Hep “ö¤renciye dahakaliteli hizmet” vermek gerekçesiyle özellefltirilen kantin,yemekhane, yurt gibi hizmetlerin kalitesinde asl›nda birde¤ifliklik olmam›flt›r, olanlardan ise yüksek fiyatlar›ndan

dolay› sadece paras› olanlar yararlanabilmifltir. De¤iflentek fley, art›k pahal›laflan bu hizmetler sonucundaparalar›n sermayenin cebine akmas›d›r.

Üniversite kaynaklar›n›n sermayenin hizmetinesokulmas›n›n en büyük örne¤i teknoparklard›r. Pek çoküniversitede kurulan ve halen kurulmakta olanteknoparklar, sermaye için ücretsiz Ar-Ge çal›flmas›yapan kurumlar niteli¤indedir. Ö¤rencilerden al›nanharçlar ve ülkenin emekçilerinin devlete ödediklerivergilerle finanse edilen üniversite kaynaklar› ve ö¤retimgörevlileri, art›k teknoparklarla iflbirli¤i yapan sermayegruplar› için projeler üretmekte, bu sermaye gruplar›n›nve flirketlerin kâr›n› art›rabilecek çal›flmalar yapmaktad›r.Araflt›rma görevlilerinin ve ö¤rencilerin üzerindeçal›flt›klar› projelerin konular› sermayenin ihtiyaçlar›çerçevesindedir. Böylece insanl›¤›n yarar›na olmas›gereken bilimsel araflt›rmalar tekeller için yap›lmaktad›r.Baz› teknoparklarda ayr›ca uluslararas› silah flirketleriiçin projeler yap›ld›¤›n› biliyoruz.

Bu sald›r›lar ülke genelinde uygulanan özellefltirmesald›r›lar›n›n üniversitelerdeki aya¤›d›r. Nas›l SSK’lar›nözellefltirilmesiyle pek çok hizmet paral› hale gelecekseve kâr temelinde çal›flacaksa, üniversiteler de buuygulamalar sonucunda sadece paras› olan›n e¤itimalabilece¤i birer kuruma dönüfleceklerdir. Toplumun heralan›nda karfl› karfl›ya oldu¤umuz özellefltirme veparal›laflt›rma sald›r›lar›n› birbirinden ayr› görmemekgerekir. Tüm bu sald›r›lar kapitalizmin bir sonucudur vetüm emekçilerin kazan›lm›fl haklar›n› ellerinden almayayöneliktir. Bu sald›r›lar karfl›s›nda yap›lmas› gereken,toplumun di¤er kesimleriyle birlikte ortak mücadeleetmektir.

ÜÜnniivveerrssiitteelleerr ttiiccaarreetthhaanneeyyeeddöönnüüflflüüyyoorr!!

Ekim

Gençli¤i

27

Page 28: Ekim Gençliği sayı:80

Gençlik mücadelesinin geçmiflte en önemli mevzilerindenbirisi olan, tarihinde pek çok flanl› eylemi bar›nd›ran ‹TÜ bugünne durumdad›r? Yaz›n›n a¤›rl›¤› Gümüflsuyu Kampüsüüzerinden olsa da, genel tabloyu yans›tabilece¤inidüflünüyoruz.

‹TÜ bugün sermaye ile en içiçe geçmifl okullardan birisidir.Vakfa ait olan baz› hizmetlerin Kültür A.fi. isimli, bafl›nda eskirektör Gülsüm Sa¤lamer’in bulundu¤u bir flirkete devredilmesi,Armutlu’da insanlar› evinden etme pahas›na Alarko ve Enkagibi flirketlerle kolkola gerçeklefltirilen Teknokent projesibunlar›n sadece en göze batanlar›. Teknokent’in amaçlar›nabak›ld›¤›nda bilimsel çal›flma ad›na tek fley bulunmamaktad›r.

“‹TÜ ARI Teknokent hedefleri aras›nda:- Ortak araflt›rma projeleri yürütülmesi,- Dan›flmanl›k hizmetleri verilmesi,- Çok özel ve pahal› laboratuar olanaklar› sa¤lanmas›,- Teknik hizmetlerin flirketlere sunulmas›,- Konu ile ilgili en güncel geliflmelerin ve bilgilerin sürekli

e¤itim ve di¤er ara aflamalar yoluyla flirketlere verilmesibulunmaktad›r.” (www.teknokent.itu.edu.tr)

K›saca flirketlerin gönendirilmesi deselerdi daha net olmazm›yd›? Buradaki mant›k art›k ticarileflmenin uç boyutudur. Okulpara karfl›l›¤›nda flirketlere hizmet veren bir flirket konumunadüflürülmüfltür. Bu tabii ki tek bafl›na ‹TÜ’de yaflanan bir süreçde¤il, ama ‹TÜ bunun en net gözlendi¤i yerlerden birisidir.

Paral› e¤itim alan›nda da en ileri noktadad›r. Kay›ttan kartç›kartmaya, ö¤renci belgesinden transkripte her fley paral›d›r.Bunlar haricinde harçlar al›nmaktad›r. Ayr›ca yurt ücretleri,yemekhane ücretleri çok yüksektir. Okuldaki yurtlar›n birço¤uayl›k 350 milyon almaktad›r. En ucuz yurt ücreti 175 milyondur.Kaç emekçi, çocuklar›n› böyle koflullarda okutabilir ki?

Bunun ötesinde bilimsel e¤itim noktas›nda en iddial›okullardan birisi olan ‹TÜ, acaba gerçekten bilimsel e¤itiminneresinde duruyor? Piyasaya insan yetifltirmek ad›namüfredatlar›n s›k›flt›r›ld›¤›, s›k›flm›fl müfredatlarla ö¤retilemeyenbilgilerin ödev olarak ö¤renciye yüklenip, ö¤rencilerin yo¤unçal›flma temposu içinde bo¤uldu¤unu hocalar da biliyor,ö¤renciler de. ‹stenen yaln›zca ders çal›flan, kafas›n› kald›r›pülke sorunlar› ile ilgilenmeyen ö¤renci tipidir. Okulda, b›rak›nö¤renciyi hocalar›n dahi birçok uygulamada fikrial›nmamaktad›r. Ö¤renci temsilcili¤i seçimlerinde temsilciolmak için gereken kriterlerin anti-demokratikli¤i bir yana,propaganda çal›flmas› bile olmam›flt›r. Ö¤renciler oy verdikleriadaylar› bile tan›mamaktad›r. Bu yüzden aday olan kiflilerdenbirisi karambole seçilmekte, seçilen temsilciler ö¤renci sorunlar›ile ilgilenmek ad›na hiçbir fley yapmamaktad›r. Bu o kadar ciddibir boflluktur ki, Makine Fakültesi’nde sene içinde politikolmayan kulüplerden birisinin ö¤renci sorunlar› ile ilgilidüzenledi¤i anket, yap›lan tek yayg›n çal›flmad›r. Bu durumö¤rencilerin taleplerini içeren bir çal›flman›n eksikli¤ini degöstermektedir.

Son seçilen rektörün ö¤rencilerle diyalog toplant›lar›gerçeklefltirmifl olmas› olumlu bir ad›m gibi görünse desorunlar› çözmekten oldukça uzakt›r. Çünkü paral›laflma,flirketleflme, demokratikleflme gibi konularda taviz verilmesimümkün de¤ildir. Bunlar rektörü aflan sorunlard›r: E¤itim

sistemi ile YÖK’ü karfl›s›na almak durumundad›r. Dolay›s›ylaö¤rencilere sunulan iyi dilek ve temennilerle mümkün olacak birfley de¤ildir.

‹TÜ, tüm bunlar›n yan›nda AB e¤itim programlar› ile en içlid›fll› olan, AB’yi en fazla destekleyen okullardan birisidir.Socrates, Erasmus gibi e¤itim programlar›na dahildir. (Bue¤itim programlar›n›n içeri¤i daha önce Ekim Gençli¤i’nde eleal›nm›flt›r.)

Bu durumda ö¤renciler ne yapmaktad›r? Ö¤renciler y›llard›rso¤umufl olan politik ortamdan kaynakl› her geçen gün giderekdaha çok apolitize olmaktad›r. Bu bofllu¤u da düzenin ajanlar›olan ideolojiler doldurmaktad›r. ASME gibi bir Amerikan ajan›kulübün yüzü aflk›n ö¤renci üyesi olmas› bunun en çarp›c›örne¤idir.

Genel olarak ö¤renciler yaflanan sorunlar› görmekte, amakendilerini ifade etmekte zorlanmaktad›rlar. ‹TÜ Sözlük(www.itusozluk.com) gibi bir internet sitesinin varl›¤›,ö¤rencilerin kendini ifade etme s›k›nt›s›n›n somutlaflm›fl halidir.Ayr›ca okuldaki emekçi çocuklar› okumak için burs almakzorundad›r. Burs flart› olarak getirilen yüksek ortalama da buö¤rencileri derslere kapanmaya yöneltmektedir. Çan e¤risisistemi de ö¤renciler aras› rekabeti ve nefreti körüklemektedir.

Sene içerisinde Armutlu’daki y›k›m ve Teknokent ile ilgili birçal›flma yap›ld›. Bu çal›flma oldukça önemli bir duyarl›l›¤›nifadesi olsa da ‹TÜ ö¤rencisini harekete geçirme noktas›ndabaflar›s›z olmufltur. Maslak’ta yurtlar üzerinden bir hareketlilikyaflanm›flsa da, okulun politik atmosferini de¤ifltirmeye yeterliolmaktan uzakt›r.

‹TÜ’de s›n›rl› say›daki politik ö¤renci çevresi belli birdarl›¤›n ve t›kanm›fll›¤›n içerisindedir. Zaten birçok siyaset sonbirkaç sene içerisinde okuldan silinmifl, bir k›sm› da at›l halegelmifltir.

Özet olarak ‹TÜ’nün de genel ö¤renci muhalefetininsorunlar›n› yaflad›¤›n› söylemek mümkün. ‹TÜ ö¤rencisi ancakkendi talepleri üzerinden yürüyecek bir çal›flma ile daha duyarl›hale gelebilecektir. Ancak bunun için de ciddi ve güven vericibir çal›flma gerekecektir. Birleflik bir gençlik hareketi gelifltirmeperspektifiyle, ‹TÜ’de böyle bir çal›flmay› örgütlemesorumlulu¤uyla hareket edece¤iz.

İTÜ Ekim Gençliği

‹‹TTÜÜ’’ddee bbiirr ddöönneemmiinn aarrdd››nnddaann

Ekim

Gençli¤i

28

Page 29: Ekim Gençliği sayı:80

Ekim

Gençli¤i

29

Üniversite-sanayi iflbirli¤i her geçen günderinleflmektedir. Kapitalist iliflkiler e¤itimin heralan›nda kendini göstermektedir. Teknokentlerle builiflkiler somutlanmaktad›r. Türkiye’deki teknokentlerdeyüzlerce firma bulunmaktad›r. Ö¤renciler, ö¤retimüyeleri, asistanlar, okulun tüm imkanlar›, laboratuarlar›bu flirketlere peflkefl çekilmekte, flirketler ad›na projeleryap›lmaktad›r. Art›k bununla da yetinmiyorlar, buiflbirli¤ini, ODTÜ ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler B (‹flletme)Binas›’n›n duvarlar›nda tabelalaflt›rm›fl bulunuyorlar.

Bu tabelalarda amfilerin ve bölümün bir blo¤ununadlar› yazmaktad›r. Yap› Kredi Amfisi, ‹stanbul MenkulK›ymetler (‹MKB) Amfisi, Türkiye ‹fl Bankas› Bloku…

Okullar›m›zda vefat etmifl ö¤retim üyelerinin, bilimadamlar›n›n, ö¤rencilerin adlar›n›n amfilerdekullan›ld›¤›na tan›k olmufluzdur. E¤itime karfl›l›ks›zdestek veren, toplum için bilim üretenlerin adlar› elbettelay›kt›r o amfilere, bloklara, s›n›flara. Ancaküniversitede akla en son gelmesi gerekenlerin adlar›n› otabelalarda görmek, ODTÜ’nün ad›n› da tabelalardade¤ifltirmektir: ODTÜ Afi.

Yap› Kredi Bankas› ile Türkiye ‹fl Bankas› vesahipleri olan burjuva kesim hangi s›fatla, topluma vee¤itime sunduklar› hangi katk›larla orada adlar›n›nbulunmas› hakk›n› kendilerinde görebiliyorlar? Tümiliflkilerini insanlar üzerinden art›-de¤er üretmeyeendeksleyenler, sermaye dolafl›m›n›n Türkiye’deki enbüyük arac›lar›ndan olan bu bankalar, nas›l olur dainsanl›k için bilim üretilmesi gereken bir yerde ellerinikollar›n› sallaya sallaya gezebilmektedirler? Hem de

özgür düflüncenin hâkimolmas› gerekenkoridorlarda.

Asl›nda bu tamda iflletme

bölümünün düzen için iflçi ve emekçi düflman›yöneticiler yetifltirmek hedefinde olmas›yla alakal›d›r.fiirket yöneticileri, müdürleri, CEO’lar› gelip derslerverme yetkisini tam da bu düzenden ve bu düzenle olanç›kar iliflkilerinden almaktad›rlar.

Ya ‹MKB’nin üniversitenin bir koridorunda ne iflivar. O amfide insanlara broker olmak m›ö¤retilmektedir ya da ö¤retilmelidir? O tabelalar›n as›l›oldu¤u bir amfide ve blokta nas›l bir e¤itimden, kiminad›na bir e¤itimden veya sistemden bahsedebiliriz.

Düzen için iflçi s›n›f› düflman› iflletmeciler, düzeniçin çal›flan bireyler yaratmakta üniversiteye tam destekverdiklerini bundan daha iyi gösteremezlerdi.fiirketleriyle Teknokent üzerinden çal›flmalar›yetmezmifl gibi, bunu tabelalarla da göstermeleri, budüzende üniversitenin gerçek sahiplerinin kimleroldu¤unu göstermiyor mu? Yoksa hala “hiçbir ç›kargözetmeksizin e¤itime katk› yap›yorlar” diyebiliyormuyuz?

Bu iflbirli¤ine son vermek bugünkü mücadelenintemel bir hedefi olmal›d›r. Bugün ODTÜ’deyaflananlar›n pek yak›nda tüm üniversitelere s›çrayaca¤›yeterince aç›kt›r. Bu mücadele bitmeyecek ve elbet birgün, o koridorlarda, bloklarda ve amfilerde de özgürlüktürküsü söylenecek ve o tabelalar da düzenle birlikteparçalanacakt›r.

ÜÜnniivveerrssiittee-- ssaannaayyii iiflflbbiirrllii¤¤iinnee ssoonn!!SSeerrmmaayyee ddeeffooll,, üünniivveerrssiitteelleerr bbiizziimmddiirr!!

R. U. Kurşun

Üniversitede amfilerin, s›n›flar›n sahipleri kimler?

Page 30: Ekim Gençliği sayı:80

Gerektiğinde kendi başına

fakat olanaklı

olduğunca en geniş

güçlerle...

Bugün partinin gençlik harketinindurumuna iliflkin bir de¤erlendirmesi vebuna ba¤l› olarak ortaya konulmufl birpolitikas› var. Komünist gençli¤in güncelgörevi bu politikay› hayata geçirmeyekilitlenmek, baflar›s› için azami çabasarfetmek, bu baflar›y›güvenceleyebilmek için her türlü araçtan,olanaktan ve f›rsattan zaman›nda ve eniyi biçimde yararlanabilmektir. Hedefbirleflik, kitlesel ve örgütlü bir devrimcigençlik hareketi yaratmakt›r. Belirlenmiflpolitika temelde buna yöneliktir,do¤rulu¤unu oldu¤u kadar baflar›s›n› das›nayacak olan budur.

Hiçbir pratik ad›m ya da önceli¤inönüne koymaks›z›n, tersine, tam dapratik çal›flma ve mücadeleye paralelolarak ve onunla içiçe, dahas› pratikdeneyimin yaratt›¤› aç›kl›klardan dayararlanarak, bu politikay› gençlikhareketi içinde tart›flt›rmak veolgunlaflt›rmak, baflar›n›nönkoflullar›ndan biridir. Biz gençlikhareketinin durumuna ve sorunlar›na, busorunlara iliflkin çözüm önerilerineiliflkin olarak ortaya konulmufl herdüflünceye önyarg›s›zca yaklaflmaya, onuirdelemeye ve tart›flmaya haz›r›z. Fakatayn› tutumu ciddiyet ve sorumluluksahibi, böyle oldu¤unu düflünen vesavunan tüm öteki çevrelerden debekleriz. Bu karfl›l›kl› olarak yap›lmak

zorundad›r, zira gençlik hareketininiçinde bulundu¤u k›s›r döngüden bir anönce ç›kmaya fliddetle ihtiyac› vard›r vebu da ancak ortaklaflt›r›lm›fl politikmüdahalelerle olabilir. Politik müdahaleise politika, sorunlara ve çözümlereiliflkin politik aç›kl›k demektir. O haldeherkes konuya iliflkin ne düflünüyorsaortaya koymal› ve ortaya konulanlar› daönyarg›s›zca tart›flmal›, dahas› bunu,politik müdahaleyi ve çözüm süreciniasgari s›n›rlarda olsun ortaklaflt›rmaküzere yapmal›d›r. Bu ise önceliklebugüne kadar yap›lagelen grupçu vemezhepçi al›flkanl›klar› terketmeyi, buçerçevede oluflturulmufl sözde çözümreçetelerini bir yana b›rakmay›, sorunlaraoldu¤u kadar çözümlere de gençlikhareketinin tümü ve genel ihtiyaçlar›üzerinden bakmay›, politik ve örgütselçözüm önerilerini de bu çerçevede ortayakoymay› gerektirir.

Grupçulu¤u kimlik edinmifl ve gerçeksorunlar yerine dar grupsal ihtiyaçlar›temel kayg› haline getirmifl gelenekselgençlik çevrelerinin buna kolayyanaflmayaca¤› kesin oldu¤una göreonlar› buna zorlamak da ciddi birmücadeleyi gerektirir. Bu mücadeleverilmeli ve bu tart›flma her yollazorlanmal›, mücadelenin zorlamas›ylaortaya ç›kan birlikte ifl yapma sürecininortam›ndan oldu¤u kadardeneyimlerinden de bu amaçla en iyibiçimde yararlan›lmal›d›r.

Gençlik çevrelerini böyle birtart›flman›n ve giderek pratik çözümsürecinin içine çekme çabas›gösterilirken komünist gençli¤inözellikle dikkat etmesi gereken temel

Gençlik hareBiz gençlik

hareketinin durumuna

ve sorunlarına, bu

sorunlara ilişkin çözüm

önerilerine ilişkin

olarak ortaya

konulmuş her

düşünceye önyargısızca

yaklaşmaya, onu

irdelemeye ve

tartışmaya hazırız.

Fakat aynı tutumu

ciddiyet ve sorumluluk

sahibi, böyle olduğunu

düşünen ve savunan

tüm öteki çevrelerden

de bekleriz. Bu karşılıklı

olarak yapılmak

zorundadır, zira gençlik

hareketinin içinde

bulunduğu kısır

döngüden bir an önce

çıkmaya şiddetle

ihtiyacı vardır ve bu da

ancak ortaklaştırılmış

politik müdahalelerle

olabilir. Politik

müdahale ise politika,

sorunlara ve çözümlere

ilişkin politik açıklık

demektir. O halde

herkes konuya ilişkin

ne düşünüyorsa ortaya

koymalı ve ortaya

konulanları da

önyargısızca tartışmalı,

dahası bunu, politik

müdahaleyi ve çözüm

sürecini asgari

sınırlarda olsun

ortaklaştırmak üzere

yapmalıdır.

33330000

Page 31: Ekim Gençliği sayı:80

eketi ve komünist

noktalardan biri, parti taraf›ndan belirlenmifl olsa bile,gençlik hareketinin sorunlar›na ve olanakl› çözümlerineiliflkin politikan›n, ortaya konuldu¤u andan itibaren (onuortaya koyandan ba¤›ms›z olarak) art›k devrimci gençlikhareketinin tümüne ait oldu¤u gerçe¤idir. Öteki çevrelerinbugün bu politikay› ne ölçüde benimsediklerindenba¤›ms›z olarak, nesnel mant›¤› ve niteli¤i ile bu böyledir.E¤er bu politika gençlik hareketinin durumunun nesnel birde¤erlendirmesinin ürünüyse, ve daha da önemlisi, fluveya bu partinin öznel ihtiyaçlar›n› de¤il fakat devrimcigençlik hareketinin gerçek ihtiyaçlar›n› hareket noktas›olarak al›yor, buna dayan›yorsa, bu durumda belirlendi¤iandan itibaren bu politika art›k devrimci gençlikhareketinin tümüne ait demektir. Bunu gözönündebulundurmak grupçu önyarg›lar› darbelemeyi vesorunlar›n daha rahat bir biçimde ele al›nmas›n› ayr›cakolaylaflt›racakt›r. Burada biçime de¤il fakat tümüyle iflinmant›¤› ve ruhuyla ilgili bir soruna iflaret etti¤imiziözellikle vurgulamak istiyoruz.

Bir baflka temel önemde noktaya geçiyoruz. Bu, do¤rudevrimci politikay› hayata geçirirken kendi gücüne veba¤›ms›z çal›flmas›na dayanmak ve güvenmek ile, amacauygun biçimde en genifl güçleri birlefltirmek ve birlikteçal›flma yürütmek aras›nda kurulmas› gereken do¤ru iliflkisorunudur. Gerekti¤inde kendi bafl›na yürümek güç veiradesi gösteremeyenler, baflkalar›n› birlikte yürüyüfleçekmek güç ve iradesi zaten gösteremezler. Politikyaflam›n genelinde geçerli olan bu ilke, bugünün gençlikhareketi gerçekli¤i gözetildi¤inde özellikle önemli vegeçerlidir. Temel hedef ile günün gerçekleri aras›nda

do¤ru, amaca uygun düflen bir iliflki ve bütünlükkurabilmektir burada sözkonusu olan. Do¤ru birpolitikan›n hayata geçirilmesi mücadelesinde bütünselhedefi flaflmaz bir güven ve kararl›kla gözetmek ile, bude¤iflmez hedefe günün henüz s›n›rl› ve k›smi kalabilenolanaklar›ndan hareketle ulaflmaya çal›flmak iki ayr›fleydir. ‹lkine ulaflmak tam da ikincisinden hareket etmeyigerektirir.

Yeni ö¤renim y›l›n›n baz› ilk deneyimleri bile, çoksay›da grup içinde yaln›zca birkaç grubun do¤ru birpolitik tutumla hareket edebildikleri ölçüde ortaya pekalabaflar›l› pratikler konulabildi¤ini ve tam da bu örnekpratik baflar› üzerinden öteki baz› çevrelerin de ortakçal›flman›n içine çekilebildi¤ini göstermektedir. Daha çok‹stanbul’a özgü bu olumlu deneyimler, izlememiz gerekenyolun ne oldu¤u konusunda da somut bir fikirvermektedirler. Bütünsel hedefi her zaman göz önündebulunduraca¤›z ve ona ulaflmaya çal›flaca¤›z; fakat onaulaflman›n biricik yolunun, tam da bugün için olanakl›olandan hareket etmek oldu¤unu da bir an için bileunutmayaca¤›z. Önemli olan hakl› bir zeminde durmam›z,gençlik hareketinin ihtiyac› olan do¤ru ve kucaklay›c› birpolitika izliyor olmam›zd›r. Bu koflula uymak kayd›yla tekbafl›m›za hareket etmekten geri durmayaca¤›m›z gibi, baz›s›n›rl› çevrelerle ifle bafllamaktan da geri duramay›z. Bupolitika çerçevesinde bizimle ifl yapanlar›n ne kimoldu¤una ve ne de güçlerinin ne kadar oldu¤unabakaca¤›z. Zira aslolan do¤ru politikada birleflmektir;ayr›m ve tercihler de buna göre olmak, buna göreyap›lmak durumundad›r. Kimler buna yatk›n ya da haz›rsa

Ekim

Gençli¤i

31

Page 32: Ekim Gençliği sayı:80

birlikte ifl yapman›n, ad›m atman›n ilk muhataplar› dado¤al olarak onlar olacakt›r. Bu çizgide tutarl›l›k vekararl›l›k gösterilirse zamanla baflar› kazan›laca¤›ndan,zaman içinde daha genifl güçlerin birleflik çal›flmaya,mücadeleye ve giderek ortak kitlesel örgütlenme çizgisinekazan›laca¤›ndan kuflku duyulmamal›d›r. Do¤rupolitikan›n gücü bunu zorlayacakt›r veinan›yoruz ki olaylar›n ak›fl› bunukolaylaflt›racakt›r.

Burada bir baflka önemli noktasoluklu olabilmek, bu zorlusüreci soluklu biçimdegötürebilmektir.Grupçulu¤un vemezhepçili¤in bir kültürolarak kök sald›¤›,birçok çevreninhareketin genelindenumut keserek dahaçok kendi grupsalkazan›mlar›üzerinden sorunabakt›¤› bir ortamdaortak çal›flmaya,mücadeleye vebirleflikörgütlenmeye dayal›bir devrimci gençlikhareketi hedefineulaflmak elbette kolayde¤ildir, hele de birö¤renim y›l›n›n sorunuhiç de¤ildir. Fakatkomünist gençlik gereklikararl›l›k, tutarl›l›k ve ›srar›gösterebilirse e¤er, sorunu buö¤renim y›l› içindegündemlefltirmeyi ve hiç de¤ilse baz›çevrelere benimsetmeyi baflarabilir. Budurumda baz› birimlerde bu ö¤renim y›l› içinde ilk örnekad›mlar at›l›r ve böylece gelecek ö¤renim y›l› içindeamaca uygun çözümler için zemin genel planda bir hayliolgunlaflt›r›lm›fl olur. Koflullar›n uygun göründü¤ü baz›birimlere bu çerçevede yüklenmek ve ortaya baz› ilkolumlu örnekler ç›karabilmek bu nedenle san›ld›¤›ndanda büyük önem tafl›yor. Zira bu, sorunun genel planda vesoyut olarak ortaya konulmas›na son verecek, olumluörneklerin genellefltirilmesi üzerinden soruna ve çözümeyüklenme olana¤› sa¤layacakt›r.

Komünist gençli¤in bilgisini, deneyimlerini veyönlendirici de¤erlendirmelerini içte partiye ve d›fltakamuoyuna sürekli biçimde sundu¤u bu sürece iliflkinolarak söylemek istediklerimizi flimdilik bunlarlanoktalamak istiyoruz.

Gençlik hareketinin bazı güncel

sorunları

Gençlik hareketi içinde bugün öne ç›kan ya da zamanzaman tart›flma konusu olan iki soruna iliflkinyaklafl›m›m›z› da burada bir kez daha k›saca ifade etmek

istiyoruz.Bunlardan ilki son haftalarda yeniden baflgösteren faflist sald›r›lard›r. Bu sald›r›lara

ilerici-devrimci gençli¤in an›nda vebirleflik bir güç olarak yan›t vermesi ve

kararl›l›¤›n› sergilemesi, devrimcigençlik hareketi pay›na olumlu bir

s›nav ve önemli bir kazan›md›r.Gençlik faflist terör çetelerininortam› terörize etmeye yönelikbu türden giriflimlerine pabuçb›rakmayaca¤›n› göstermeklekalmam›fl, sald›r›lar›ngerisindeki polis deste¤ine veüniversite yönetimlerinin busald›r›lardaki sorumlulu¤unada özel bir biçimde dikkatçekmek yoluna gitmifltir.Genel çizgileriyle yerindeolan bu tutum özellikle‹stanbul’da (ki halihaz›rda

olaylar›n merkezi bu kenttir)faflist çeteleri teflhir ve tecrit

etmifl, bu arada nispeten dahagenifl bir ö¤renci kesiminde politik

bir duyarl›l›¤a da yolaçm›flt›r.Faflist terör çeteleri bu ülkede son

40 y›ld›r toplumsal muhalefeti terörizeetmek için, özellikle de gençlik

hareketine karfl› kullan›lageldiler. Bu konudaart›k zengin bir deneyime sahibiz ve bundan

böyle bu konuda hiçbir biçimde hata yapma lüksünesahip de¤iliz. Oysa baz› ilk belirtiler geçmifl deneyimlerinkolayca gözden kaç›r›labilece¤inin rahats›z ediciiflaretlerini vermektedir. Bu türden hatal› tutumlar›nönünü daha en bafltan almak, devrimci gençlikhareketinin geliflme seyri ve yak›n gelece¤i bak›m›ndanözel bir önem tafl›maktad›r. Bu çerçevede, sald›r›lara karfl›kararl› bir tutum içinde olan ve üstüne düfleni en etkinbiçimde yerine getirmeye çal›flan komünist gençli¤in, öteyandan bunu bu sald›r›lar›n gençlik hareketi için birtuza¤a dönüflmesi tehlikesine döne döne dikkat çekmeklebirlefltirmesi, bunu yaz›l› de¤erlendirmeler halinde sürekliparti bas›n›m›zda ifllemesi son derece yerinde birtutumdur ve onun bu konudaki öncü bilincine dikkatede¤er bir göstergedir.

Sald›r›lar›n özellikle ‹stanbul’daki en hareketli ö¤rencibiriminde gündeme getirilmesi rastlant› de¤il, fakatdevletin karanl›k odaklar›n›n al›fl›lagelmifl tutumuna

Ekim

Gençli¤i

32

Dolayısıyla

bugün yeniden

yaygınlaştırılacak gibi

görünen sivil faşist saldırıları

ele alırken, MHP ne yapmak

istiyor diye sormak yerine devletin

karanlık güç odakları gelişme

potansiyeli taşıyan gençlik

hareketine hangi yeni tuzakları

hazırlamak peşinde diye sormak,

olup biteni doğru değerlendirmek

için temel önemde ilk koşuldur.

Ne yapmak istedikleri sorusuna

ise geçmiş deneyimler

üzerinden kolayca yanıt

bulabiliriz.

Page 33: Ekim Gençliği sayı:80

tümüyle uygun bir davran›fl tarz›d›r. Amaç bir avuçsald›rganla ortam› terörize etmek, bu yolla ö¤rencihareketinin dikkatini temel önemdeki sosyal, siyasal veakademik sorunlardan ay›rarak salt bu sald›r›larakilitlemek, böylece onu içinden ç›k›lmas› zor bir k›s›rdöngüye mahkum etmektir. Faflist sald›r›lar›n baflar›s› tamda bu sonucun ne kadar elde edildi¤i ile ölçülmelidir. E¤ersonuç gerçekten bu oluyorsa, her seferinde bu çetelerokullardan kovulup at›lsalar bile, gerçekte karfl›-devrimodaklar› aç›s›ndan as›l amaca fazlas›yla ulafl›lm›fldemektir.

Bu sald›r›lar›n arkas›nda hiç de basitçe MHP de¤il,fakat muhtemelen onun bilgisini ve denetimini de aflan birbiçimde dosdo¤ru devletin karanl›k merkezleri vard›r.Bütün bir yak›n tarihimiz bunun böyle oldu¤unu art›k endolays›z olgular ve belgelerle ortaya koymuflbulunmaktad›r. Bizde sivil faflist hareket dolays›z olarakdevletin denetimindedir ve hep de devletin karanl›kodaklar›n›n uygulamaya koyduklar› planlar›n bir parças›olarak ifl görmüfltür. Çatl›lar’›n ipi her zaman kontr-gerillan›n elindeydi ve onun toplumsal muhalefeti terörizeetme ve sindirme planlar›n›n tetikçileri durumundayd›faflist terör çeteleri. Bugün bu özellikle böyledir; zirafaflist parti olarak MHP bugün art›k ‘70’li y›llardakitürden teröre dayal› etkin bir iktidar aray›fl›na sahipde¤ildir. Onun bu aç›dan posas› ç›kar›lal› çok oldu vekendi bafl›na iktidar olma sevdas› daha Türkeflhayattayken noktaland›. Elbette bu parti bugün de faflist-flovenist sald›rgan bir retori¤in merkezi durumundad›r,politik güç ve etkisini de önemli ölçüde buradandevflirmeye çal›flmaktad›r. Fakat bu ideoloji ve politika ilee¤itip yetifltirdi¤i terör çeteleri ya mafya çeteleri olarakdolays›z biçimde sermaye gruplar›na ya da tetikçi gruplarolarak do¤rudan devletin karanl›k odaklar›na ba¤l›d›rlarve bu ba¤lar faflist partinin kendi denetimini de aflan birözelliktedir. MHP bu aç›dan burjuvazinin ve devletinihtiyaçlar›na göre yararlanabildi¤i bir faflist militan/çetecigruplar fideli¤idir.

Bu gerçekleri gözönünde bulundurmak, “faflizme karfl›omuz omuza!” diye hayk›r›rken hedef olarak as›l nereyebak›lmas› gerekti¤ini gözden kaç›rmamak anlam›na gelir.

Türkiye faflizminin kayna¤›n› ve uygulama araçlar›n›görmek için Türkiye’nin yak›n tarihi ç›plak gözlegörülebilecek gerçekler sunmaktad›r bize. Bunun için 12Martlar’a ve 12 Eylüller’e ve özellikle de onlar›nhaz›rlan›fl süreçlerine bakmak bile kendi bafl›na yeterlidir.Emperyalizm, iflbirlikçi büyük sermaye ve onun devleti,bize faflizmin toplumsal dayana¤›n›, siyasal kayna¤›n› vetemel uygulama araçlar›n› vermektedir. Türkefl’in MHP’siher zaman bunun yaln›zca bir parças›, daha çok datetikçisi oldu; faflist ideolojiyi yayg›nlaflt›rmak ve daha daönemlisi ortam› terörize etmek do¤rultusunda etkin birbiçimde kullan›ld› ve bilindi¤i gibi günü geldi¤inde ayn›güçler taraf›ndan geri plana da itilebildi.

Dolay›s›yla bugün yeniden yayg›nlaflt›r›lacak gibigörünen sivil faflist sald›r›lar› ele al›rken, MHP ne yapmakistiyor diye sormak yerine devletin karanl›k güç odaklar›geliflme potansiyeli tafl›yan gençlik hareketine hangi yenituzaklar› haz›rlamak peflinde diye sormak, olup bitenido¤ru de¤erlendirmek için temel önemde ilk kofluldur. Neyapmak istedikleri sorusuna ise geçmifl deneyimlerüzerinden kolayca yan›t bulabiliriz. ‹lerici-devrimcigençlik hareketi bugün emperyalist savafltan ABhayallerine, özellefltirmeden paral› e¤itime, üniversitelerinflirketlefltirilmesinden inceltilerek sürdürülmek istenenYÖK k›skac›na kadar bir dizi temel önemde toplumsal vesiyasal sorun üzerinden, yani toplumun öteki emekçi s›n›fve katmalar›n› da dolays›z olarak ilgilendiren vedolay›s›yla gençlik hareketini onlara yak›nlaflt›rangündemler üzerinden güç kazanmaya ve kitleselleflmeyeçal›flmaktad›r. Oysa bir avuç çetecinin ortam› terörizeeden sald›r›s› bir anda tüm bu gündemleri geri plana itiyorve herfley bir süreli¤ine de olsa bu bir avuç sald›rganlau¤raflmaya kilitlenebiliyor. ‹flte devletin karanl›k güçodaklar›n›n uygun yöntemlerle polisten ve okulidarelerinden de destek alarak gündeme getirdiklerisald›r›larla amaçlanan da tam› tam›na budur. Gençlikhareketi e¤er bu tuza¤a düflmez ve bu oyunu bozarsa,faflist sald›r›lar› gerçekten püskürtmüfl ve tuzaklar› boflaç›kartm›fl olur. Yok sorunu bir avuç sald›rganla u¤raflmayaindirgerse, bu durumda tuza¤a boylu boyunca düflmüflolur.

Ekim

Gençli¤i

33

Page 34: Ekim Gençliği sayı:80

Bu sald›r›lar›n bugün devrimci ö¤renci gruplar›n›çevreleyen en yak›n halkalarda bir duyarl›l›k yaratm›fl, bus›n›rlarda saflar› biraz geniflletmifl ve politizasyonuart›rm›fl olmas› da yan›lt›c› olmamal›d›r. Buna bugün içinbir olanak olarak bak›labilir, ama bunun üzerine yap›lacakhesaplar kaba bir dargörüfllülük ifadesi olmaktan öteyegidemez. Zira sald›r›larla ortam sistematikbiçimde terörize edildi¤i ölçüde, temelhedeflerle birlikte bu destek halkalar›da zamanla kaybedilir. Bu konuda‘70’li y›llar›n zengin ve ac›l›deneyimi ortada hiçbir tart›flmave tereddüt b›rakmamaktad›r.

Dolay›s›yla yap›lmas›gereken, bu sald›r›lara karfl›kararl› duruflu bu sald›r›lar›nkayna¤›na ve amac›nayönelik kapsaml› birayd›nlatma ve ajitasyonçal›flmas› ile birlefltirmek,genifl ö¤renci kitlelerinesald›r›lar›n gerçek kayna¤›n›göstermek, devleti,hükümeti, polisi veüniversite yönetimlerini olupbitenden sorumlu tutmak,demokratik kamuoyunda veiflçi-emekçi hareketi içinde buçerçevede bir duyarl›l›koluflturmak ve destek örgütlemek,bu arada ö¤renci gençli¤in temelsorunlar›na dayal› gündemlere nepahas›na olursa olsun ba¤l› kalmak,buna dayal› çal›flmalar› ve mücadeleyihiçbir koflulda aksatmamakt›r.

Tümüyle farkl› nitelikte olan ikinci soruna geçiyoruz.Bu gerçekte tümüyle baflka nedenlerle ortaya ç›kan, amabaz› çevreler taraf›ndan demagojik bir biçimde“propaganda-ajitasyon özgürlü¤ü” sorunu olarak sunulantart›flma konusudur. Buna iliflkin tart›flmalar ortak iflyapma ve eylemlilik sürecini zaafa u¤ratt›¤›, ya dabirilerine bundan kolayca geri durma ve baz› reformistçevrelerin kuyru¤una gönlü rahat bir biçimde tak›lmaolana¤› verdi¤i için, burada konu üzerinde k›sacadurmam›z gerekmektedir.

“Eylemde birlik, propaganda-ajitasyonda serbestlik”olarak formüle edilen ilke ‘70’li y›llardan kalan, ama oy›llarda bile yaz›k ki küçük-burjuva sorumsuzlu¤u vetekelcili¤inden dolay› ço¤u durumda uygulanamayanönemli kazan›mlardan biridir. Birlikte ifl yapma ve eylemörgütleme süreci elbette propaganda-ajitasyonda tam birözgürlükle birlikte gitmek durumundad›r. Buna herhangibir s›n›rlama getirmek bizim iflimiz de¤ildir, tersine bizbunun genele iliflkin oldu¤u kadar bizzat yap›lan ortak ifleve örgütlenen eylemlili¤e iliflkin tam bir elefltiri

özgürlü¤ü ile de birlefltirilmesinden yanay›z. Böyledüflündü¤ümüz içindir ki, gençlik hareketine iliflkinde¤erlendirmemizin ilk bölümünde, yine bize yak›ngeçmiflten (‘60’l› y›llardan) miras bir ifade olan “birlik-elefltiri-birlik” formülasyonunu ara bafll›k olarak kullanmayoluna gitmifltik. Birlikte ifl yapmak böyle bir elefltiri

hakk›n› tam bir özgürlükle içermek durumundad›r,zira ortak ifl yapma sürecinin ortaya ç›kard›¤›

hatal› tutum ve zaaflar›n üstüne ancak busayede gidilebilir ve daha ileri bir birlik

zemini ancak bu tür bir elefltirinindüzeltici ve güçlendirici katk›s›yla

yakalanabilir. Önemli olan elefltirinindayand›¤› devrimci kayg› veyöneldi¤i devrimci amaçt›r; bualanda devrimci bir sorumluluk veciddiyetle hareket etmek kayd›yla,devrimci elefltiri birlik sürecininbiricik gerçek güvencesi ifllevigörür. Bunun olmad›¤›koflullarda ise önce ilkesizuzlaflmalar yaflan›r ve ard›ndanda çok geçmeden ilkesizayr›l›klar baflgösterir; böylecebütün bir süreç zaafa u¤rar.

Fakat halihaz›rdaki tart›flman›nözünün bununla yak›ndan uzaktan

bir ilgisi olmad›¤›n› da önemlevurgulamak istiyoruz. Ortak hedef ve

bu hedefte yo¤unlaflma kayg›s›tafl›may›p da, küçük burjuva

sorumsuzlu¤unu ve traji-komik bir halalm›fl bulunan grup reklam› kayg›s›n›

propaganda-ajitasyon özgürlü¤ü olaraksunanlar›n, buna yöneltilen elefltirileri ve bu

çerçevede ortak hedefte yo¤unlaflmaya ça¤r›y› yasakç›l›ksaymak yoluna gitmeleri, basit bir demagojiden öteye birde¤er tafl›mamaktad›r. Ama yaz›k ki güya buradan, busorundan kaynaklanan “anlaflmazl›k”lar 6 Kas›m’da ortakeylem sürecini yer yer zaafa u¤ratabilmifltir. BirileriAB’ci teslimiyetçi Kürt hareketinin kuyru¤unatak›labilmek için bu bahanenin arkas›nasaklanabilmifllerdir.

Komünist gençli¤in bu durumda almas› gerekentutum, ortak eylemin ç›karlar› ad›na flu veya bu grubundavran›fllar›na s›n›rlama getirmek de¤il, tam tersine tambir propaganda-ajitasyon ve elefltiri özgürlü¤ünüsavunmak; fakat bunu, ortak ifl ve eylem yapma sürecinekarfl› küçük-burjuva sorumsuzlu¤unun etkili bir elefltirisive teflhiri ile de birlefltirmek olmal›d›r. Bu sonuncusuyaz›k ki gere¤ince yap›lm›yor, oysa sürekli olarak vebizzat yay›n organlar›m›z üzerinden yap›lmak zorundad›r.B›rakal›m küçük-burjuva sorumsuzlu¤u diledi¤ince boygöstersin, fakat biz de bu sorumsuzlu¤un anlam›n›,etkilerini ve sonuçlar›n› ac›mas›zca elefltiriye ve teflhire

Ekim

Gençli¤i

34

Ortak

hedef ve bu

hedefte yoğunlaşma

kaygısı taşımayıp da,

küçük burjuva

sorumsuzluğunu ve traji-komik

bir hal almış bulunan grup

reklamı kaygısını propaganda-

ajitasyon özgürlüğü olarak

sunanların, buna yöneltilen

eleştirileri ve bu çerçevede ortak

hedefte yoğunlaşmaya çağrıyı

yasakçılık saymak yoluna

gitmeleri, basit bir

demagojiden öteye bir

değer

taşımamaktadır.

Page 35: Ekim Gençliği sayı:80

tabi tutal›m. Üstelik olay›n olup bitti¤i dar alanlardade¤il, fakat yay›n organlar›m›zda ve dolay›s›yla kamuoyuönünde. Sözü edilen al›flkanl›¤›n/hastal›¤›n en iyi, enetkili, en sonuç al›c› panzehiri budur, bu davran›fl çizgisiolabilir ancak.

Gençlik çalışmamızın bazı özel sorunları

De¤erlendirmemizi komünist gençli¤in kendiyönelimlerine ve çal›flmas›na iliflkin baz› sorunlarlabitirmek istiyoruz. Bu, yeni fleyler ortaya koymaktan çok,parti taraf›ndan daha önce zaten ortaya konulmufl birkaçtemel önemde sorunun, bizzat bu eskide¤erlendirmelerden de yararlanarak yenidenvurgulanmas› s›n›rlar› içinde olacak ve bu kadar› gerekliyarar› fazlas›yla sa¤layacakt›r.

Partinin gençlik çal›flmas› temelde iki ana amacayöneliktir. Bunlardan ilki, alt s›n›flar gençli¤inin kendineözgü toplumsal bir kesim ve güç olarak s›n›flarmücadelesinde tuttu¤u önemli yerden kaynaklanmaktad›r.Bu çerçevede parti güçlü bir devrimci gençlik hareketiningeliflimini ve bunun devrimci iflçi hareketinin yedek birgücü haline getirilmesini önemsemekte, gençlikçal›flmas›nda bunu temel ve belirleyici bir amaç olarak elealmaktad›r. Bu temel amac›n dayand›¤› bak›fl aç›s›n›konuya iliflkin bir parti de¤erlendirmesi flöyle ortayakoymaktad›r:

“Toplumsal mücadelede alt s›n›flar›n gençkuflaklar›n›n tuttu¤u çok özel yer, tafl›d›¤› çok özel önem,marksist-leninistler için her zaman aç›k bir sorunolagelmifltir. Tüm devrimlerin ve büyük devrimcimücadelelerin somut deneyimi, gençli¤in devrimci siyasalmücadelede tafl›d›¤› çok özel önemi en aç›k biçimdegöstermifltir. Türkiye’nin yak›n geçmifli, büyük toplumsalçalkant›lara sahne olan son 35-40 y›ll›k dönemi, bugerçe¤i ayr›ca do¤rulam›flt›r. Türkiye’nin bu dönemindeilerici-devrimci siyasal mücadelenin yükünü çok büyükölçüde alt s›n›flar›n genç kuflaklar› üstlenmifllerdir. YineKürt ulusal uyan›fl› bafllang›çta genç ayd›n kuflaklar

içerisinde flekillenmifl, son 13 y›l içerisinde Kürt ulusalhareketinin yaflad›¤› muazzam geliflmenin esas yükünü deKürt gençli¤i omuzlam›flt›r.

“Komünistler bafl›ndan itibaren gençli¤e iliflkin butemel gerçe¤in bilinci içinde oldular. Devrimlerin vedevrimci siyasal mücadelelerin alt s›n›flar›n gençkuflaklar›na iliflkin ortaya koydu¤u gerçe¤i özlü birbiçimde formüle eden, ‘Gençli¤i kazanmak gelece¤ikazanmakt›r!’, ‘Gençlik gelecek, gelecek sosyalizmdir!’türünden fliarlar kulland›lar...” (Gençlik Çal›flmam›z›nGüncel Esaslar›, Ekim, say›: 179, 15 Ekim ‘97, baflyaz›)

‹kinci ana amaç ise, daha özel planda ö¤renci gençlikçal›flmas› üzerinden anlam›n› bulmaktad›r. Bu, ö¤rencigençlik çal›flmas›na iflçi hareketinin devrimci ayd›n ö¤eihtiyac› aç›s›ndan da bakmak, böylece bu çal›flma içindekazan›lm›fl genç ayd›n kadrolar› profesyonel devrimcilerolarak s›n›f çal›flmas›na yöneltmektir. Bu, geleneksel solaegemen olan ve daha çok ö¤rencilerden kazan›lm›flkadrolarla devrimci örgüt infla etmek anlam›na gelenbildik politikadan tümüyle farkl›d›r ve bu fark›n neredengeldi¤ini parti yine biraz önce and›¤›m›zde¤erlendirmesinde ortaya koymufl ve bunu ö¤renciçal›flmas›na iliflkin somut görevlere ba¤lam›flt›r:

“Geleneksel ak›mlar, geçmiflte ve bugün, ö¤rencigençlik içerisinden sa¤lad›klar› militan kadro güçlerini,genel bir kural olarak, s›n›f d›fl› kesim ve katmanlarayöneltme yoluna gitmifllerdir. ‘80 öncesinde bu yönelimsemtlere ve taflraya do¤ruydu. fiimdilerde ise daha çoksemtlere, büyük kentlerin varofllar›na do¤rudur.Komünistler ise, küçük-burjuva devrimcili¤ineyönelttikleri ideolojik elefltirinin ve s›n›f yönelimibiçimindeki pratik sürecin bir gere¤i olarak, bu komünistgenç ayd›n potansiyelini fabrikalara ve atölyelereyöneltme yoluna gitmifllerdir. Bu yeni bir tutum, yeni birpratik ve elbetteki yeni bir gelenektir. Bu, ö¤rencigençli¤in bünyesindeki marksist ayd›n potansiyeliyle,ba¤›ms›z bir ideolojik ve örgütsel kimlik kazanma ihtiyac›içerisinde olan iflçi s›n›f› hareketi aras›nda kurulmuflsa¤lam bir köprüdür.

Ekim

Gençli¤i

35

Page 36: Ekim Gençliği sayı:80

“Bu yeni tutum, pratik ve gelene¤i burada özelliklehat›rlatmam›z bofluna de¤ildir. Amac›m›z, gençlikçal›flmam›z›n, somutta ö¤renci gençlik çal›flmam›z›n, bunuçok daha bilinçli bir biçimde gözetmesi gerekti¤ine dikkatçekmektir. Hareketimizin partileflmesi, s›n›f çal›flmas›n›nmarksist e¤itimli ve donan›ml› profesyonel kadroihtiyac›n› çok daha yak›c› bir hale getirmektedir. Ve biz buihtiyac›n bir k›sm›n› bizzat ö¤renci çal›flmas›ndansa¤lamay› sürdürmek durumunday›z. Gerek bir bütünolarak hareketimiz, gerekse ö¤renci çal›flmas› içindekikadrolar›m›z, bunu hep gözönünde bulundurmal›d›rlar. Bupratik ba¤ ve iletiflimin, ö¤renci çal›flmam›za da sa¤lambir zemin ve güçlü bir soluk kazand›raca¤›n› belirtmek isegereksizdir.” (Ad› geçen de¤erlendirmeden...)

Burada bugün de söylenebilecek herfley yeterli güç veaç›kl›kta ifade edilmifl, somut hedeflere ba¤lanm›flt›r.Buna ekleyece¤imiz ise fludur: Komünist gençlik partininbu hedefinin bilincinde olmal›, yar›na dönük görevlerinebu gözle bakmal›, fakat bu konuda aceleci tutumlardan daözenle kaç›nmal›d›r. Deneyimlerimiz, gençlikçal›flmas›ndan s›n›f çal›flmas›na zamans›z güç aktarmayakalkman›n yarardan çok zarar getirdi¤ini göstermektedir.Buradaki acelecilik hem gençlik çal›flmas›n› yersiz vezamans›z olarak zay›flatan sonuçlar yaratabilmekte, hemde gençlik çal›flmas› ve mücadelesi içinde yeterincegeliflip olgunlaflmam›fl, buradan alabileceklerini gere¤incealamam›fl genç kadrolar›n s›n›f çal›flmas› gibi daha zor,karmafl›k ve yorucu bir alanda baflar›s›z kalabildiklerini,soluklu davranamad›klar›n› ve güçlüklereyenilebildiklerini göstermektedir. Bu deneyimlerigözetmeli, s›n›f çal›flmas›na geçmeyi zamans›z bir gençlikhevesi sorunu olmaktan ç›karmal›, gençlik çal›flmas› vemücadelesi içinde çok yönlü olarak e¤itilmifl veolgunlaflt›r›lm›fl kadrolar›n parti ve s›n›f çal›flmas›naaktar›lmas› sorunu olarak ele almal›y›z. Böylece hemgençlik çal›flmam›z› hesaps›z güç kayd›rmalar›ylazay›flatmaktan korumufl ve hem de partiye ve s›n›fçal›flmam›za gerçekten yararl› olabilecek genç kadrolarsunmay› baflarm›fl olaca¤›z.

Bir baflka sorun liseli gençlik çal›flmas›d›r. Gençlikhareketi ve çal›flmas›n›n bafll› bafl›na bir alan› olmas›gereken liseli gençli¤i böylesine bir genel de¤erlendirmeiçinde bile ancak k›sa de¤inmeler s›n›rlar›nda ele almakbafll› bafl›na bir sorun say›lmal›d›r. Fakat bu partinin birele al›fl kusurundan çok liseli gençlik hareketinin sony›llarda bir hayli zay›flam›fl, bu nedenle birçok ak›m›nneredeyse gündeminden düflmüfl olmas›n›n ortayaç›kard›¤› bir sonuçtur. Yine de partimiz kendi pay›na sonzamanlarda bu zay›fl›¤a yüklenmifl ve gelinen yerde hiçde¤ilse baz› kentlerde ilk önemli sonuçlara da ulaflm›fldurumdad›r. Dahas› bu çal›flmay› giderek daha etkili vesistematik bir biçimde ele almak, gelifltirmek, yaymakkararl›l›¤›ndad›r. Henüz ilk ad›mlar›nda olan bu çal›flmagelifltikçe parti bizzat bu çal›flman›n sorunlar›na iliflkinolarak de¤erlendirmelere gidecek, kitlesel bir liselidevrimci gençlik hareketi ve örgütlenmesi gelifltirmenin

sorunlar› üzerinde ayr›ca ve gere¤ince duracakt›r. (Kald›ki genç komünistler halihaz›rda bas›n›m›zda bunu parçaparça yapmak yoluna da gitmektedirler.)

Biz burada flimdilik yaln›zca bu çal›flman›n hala dabelirgin biçimde eksik kalan, ya da daha aç›k bir ifadeyleözel bir yönelime konu edilmeyen bir yönüne de¤inmekistiyoruz. Bu, meslek liseleri çal›flmas›d›r. Bu sorunageçmiflte de¤iflik defalar dikkat çektik ve bu buna yönelikbelli pratik-örgütsel giriflimlere de yolaçt›. Fakat herseferinde, liseli gençlik çal›flmas›ndaki genel zay›flama vegerilemeye de ba¤l› olarak, bu giriflimler anlaml›sonuçlara varamadan kesildi, kesintiye u¤rad›. fiimdi liseligençlik çal›flmas›na yeni bir yüklenme içindeyiz ve tamda bu nedenle meslek liseleri çal›flmas›na yeniden özel birvurgu yapmak istiyoruz. Ve bu konuda da geçmiflde¤erlendirmelerimizde söylenenleri burada bir kez dahayinelemekle yetinmek istiyoruz:

“Endüstri meslek liseleri, sanayi birimlerine kalifiyeiflçi yetifltiren kurumlard›r. ‹flsizli¤in çok büyük boyutlaraulaflt›¤› bir ülkede, bu kalifiye genç iflçi adaylar›, üstelikbüyük sanayi birimlerinde, nispeten daha kolay iflbulabilecek konumdad›rlar. Ö¤renci gençlik çal›flmam›zbu olguyu çok daha dikkatli bir biçimde de¤erlendirmekdurumundad›r. Meslek liselerinde bulunan gençyoldafllar›m›z›n gençlik yay›n›m›za yans›yande¤erlendirmeleri, bu konudaki bilinç aç›kl›¤›n›ngöstergeleridir. Bu bilinci örgüt çap›nda ve gençlikçal›flmam›z›n toplam›nda genellefltirmeliyiz. Daha daönemlisi, ona gecikmeksizin pratik bir anlamkazand›rmal›y›z. Endüstri meslek liseleri ö¤renci gençlikçal›flmam›z›n en önemli ve en öncelikli alanlar›d›r, öyleolmak durumundad›rlar. Gençlik çal›flmam›zgecikmeksizin kendini buna göre uyarlamak, meslekliselerini hedef alan çok daha bilinçli ve planl› biryönelim içine girmek zorundad›r. Gençlik yay›n›m›z ise bukonuda bugüne kadarki nispeten olumlu çizgisini daha dagüçlendirmelidir. Sorunu döne döne ifllemeli, bu alandakideneyimleri döne döne aktarmal›, bu yönelimi sürekliteflvik etmelidir. Bu alana özgü propaganda materyalleri,özellikle broflürler haz›rlanmal›, bilinçli ve yayg›n birda¤›t›m›n konusu yap›lmal›d›rlar....” (Ad› geçende¤erlendirmeden...)

***Günümüz gençlik hareketinin durumuna, sorunlar›na

ve bu çerçevede komünist gençli¤in görev vesorumluluklar›na iliflkin de¤erlendirmemizi böylecenoktalam›fl oluyoruz.

(Türkiye Komünist İşçi Partisi

Merkez Yayın Organı Ekim’in

Aralık 2004 tarihli 240. sayısının

başyazısıdır... İlk bölümünü geçen

sayımızda yayınladığımız yazının

ikinci bölümüdür/EG)

Ekim

Gençli¤i

36

Page 37: Ekim Gençliği sayı:80

Beytepe’de faflizme geçitvermeyece¤iz!

Ekim

Gençli¤i

37

Birçok üniversitedegerçeklefltirilen faflist sald›r›lar›nard›ndan, Beytepe’de de sivilfaflistler harekete geçti.Beytepe’de henüz fiziki sald›r›gücünden ve aç›k bir çal›flmayapma olanaklar›ndan yoksunolan faflistler, 31 Aral›k’tayaz›lama yaparak devrimcilereküfretmeyi tercih ettiler. Yaz›lamayap›ld›¤› saatten k›sa bir süresonra farkedilerek devrimci-demokrat ö¤renciler taraf›ndanüzerleri kapat›ld›. Ard›ndankampüste çevreleri taraf›ndanfaflist oldu¤u bilinen kiflilercezaland›r›ld›.

Faflistlerin Beytepe’de aç›kbir çal›flma yapmaya cüretetmesi, devrimci, demokrat,duyarl› ö¤rencilerde büyük biröfkeye neden oldu. Devrimci-demokrat ö¤renciler o gündenbafllayarak okulun merkezi yerlerinde toplanmaya bafllad›.‹nsanlar bir fleyler yapmak konusunda oldukça istekliydi.Ancak Beytepe’deki siyasetlerin ataleti konu hakk›nda birtoplant› yap›lmas›nda dahi gecikmemize neden oldu. Yap›lantoplant›larda, komünistlerin konu hakk›nda ajitasyon-propaganda önerilerine ve ›srarl› eylem ça¤r›lar›na birkaçsiyaset d›fl›nda yan›t veren olmad›. Ald›¤›m›z yan›tlar hayliilginçti. Kimi siyasetler “Beytepe’de böyle bir sorun yok, olay›büyütmeyelim” derken, kimileri de “faflistler sald›r›yageçmiflken eylem yap›p güçsüzlü¤ümüzü göstermeyelim” gibiak›l almaz fleyler söylediler.

Bizim ›srarc› tutumumuz ve birkaç siyasetin dahadeste¤iyle, konuyu Beytepe’de son dönem yo¤unlaflan di¤ersald›r›larla birlikte ele alan bir bildiri yaz›ld›. Bildiriyi okulunbirçok yerinde kalabal›k gruplar halinde bir hafta süreyleda¤›tt›k. Ancak tüm çabalar›m›za ra¤men ortak bir çal›flmaprogram› ç›karamamam›z, okulun birçok yerinde da¤›n›k,örgütsüz ve kontrolsüz bir güç kullan›m›na neden oldu.Asl›nda yaflanan bu s›k›nt›n›n temelinde devrimci-demokratak›mlar›n konuyu ele al›fl tarzlar›, konuyu kendinden menkulbir sorun olarak kavramalar› ve meseleyi tek yanl› olarakdevrimci fliddete s›k›flt›rmalar› yat›yordu.

Uzun zamand›r politik çal›flman›n örgütlü insanlarlayürütüldü¤ü Beytepe’de, böyle bir gündem bir günde birçokba¤›ms›z unsuru toparlamay› baflarm›flt›. Bu süreçtetoparlanan ba¤›ms›z unsurlarla birlikte, son dönemyo¤unlaflan soruflturma, turnike, kamera vb. sald›r›larkarfl›s›nda genifl bir muhalefet örme ve ortak bir çal›flma hatt›yaratma konusunda güçlü bir bafllang›ç yap›labilirdi.Siyasetlerin kendili¤indenci tutumlar› her geçen gün bir parçadaha da¤›lmaya neden oldu. Politik çal›flma konusunda budenli at›l davran›l›rken, bir yandan da daha sonra sonuçlar›

kald›r›lamayacak radikal eylembiçimleri önerildi. Yaflanan sald›r›n›nancak 10 gün sonras›nda, di¤ersiyasetleri bir eylem gerçeklefltirmeyeikna edebildik. Eylem karar›n›nal›naca¤› toplant›ya ise, sürece hiçdahil olmayan Emek Gençli¤i ve TKPgibi reformist çevreler bir yana,sürecin bafl›nda imzas› olan 11siyasetten ancak dördü kat›ld›.

Ç›kan kararlar do¤rultusunda ilkönce kitlesel bir flekilde, kapatt›¤›m›zfaflist yaz›lamalar›n üzerine kendisloganlar›m›z› yazd›k. Ard›ndan 12Ocak’ta sonradan di¤er siyasetlerinde eklenmesiyle bir eylemgerçeklefltirdik. Eyleme EkimGençli¤i, Gençlik Derne¤i, SGD,SDG, DMG, DPG, DÜK, YDG,Ö¤renci Muhalefeti, Koordinasyon,BAGEH kat›ld›. Yaklafl›k 70 kiflinin

kat›ld›¤› eylemde s›k s›k “Gazi bizimdir, Dil-Tarih bizimdir,ODTÜ bizimdir, Beytepe bizimdir, üniversiteler bizimdir,bizimle özgürleflecek!”, “Marafl unutmad›k, Çorumunutmad›k, 16 Mart unutmad›k, Beyaz›t unutmad›k, faflizmidöktü¤ü kanda bo¤aca¤›z!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!”,“Soruflturma terörüne son!”, “Soruflturmalar, tutuklamalar,bask›lar bizi y›ld›ramaz!”, “Biji biratiya gelan!”, “Asya halklar›yaln›z de¤ildir!”, “YÖK, jandarma, soruflturma, bu ablukada¤›t›lacak!”, “Katil jandarma Beytepe’den defol!” sloganlar›at›ld›.

Eylem, Edebiyat Fakültesi önünde bafllad›. Rektörlükönünde yol kesme eylemiyle devam etti. Ard›ndanyemekhane önüne kadar yüründü. Burada yap›lan bas›naç›klamas›nda rektörlük-jandarma iflbirli¤i ile faflist terör,soruflturmalar, kameralar ve turnikelerin amac› anlat›ld›. Biryandan da üniversitedeki özellefltirme faaliyetlerinin h›zkazand›¤› vurguland›. Aç›klama “Vard›k, var›z, varolaca¤›z!”fliar›yla bitirilirken, mücadeleye ara vermeden ve daha dagüçlenerek devam edilece¤i ifade edildi. Tüm olumsuztabloya ve siyasetlerin ataletine ra¤men eylemingerçeklefltirilmesi anlaml›yd›, ancak sürece damgas›n› vurançal›flmadaki zaafiyet eyleme de yans›d›. Eylem kat›l›myönünden zay›f geçti.

Ancak bu eylemle birlikte sald›r›lara karfl› önümüzdekidönem ortak bir çal›flma yürütülece¤inin deklare edilmesiönemliydi. 6 Kas›m’dan sonra Beytepe’de gerçeklefltirilen ilkeylem olmas›n›n yan›s›ra dönem sonunda, gelecek dönemiçin bir çal›flma deklarasyonu anlam›na gelen bu eylemönümüzdeki süreç için konumumuzu güçlendirdi. Ayn›zamanda sivil faflistlere de devrimci, demokrat ve duyarl›ö¤rencilerce anlaml› bir yan›t verilmifl oldu.

Ekim Gençliği/Beytepe

Page 38: Ekim Gençliği sayı:80

‹stanbul Liseli Gençlik Platformu (‹LPG)olarak Aral›k ay›n›n ikinci haftas›nda bafllatm›floldu¤umuz “Gerici e¤itim müfredat› kald›r›ls›n!”kampanyam›z›, 8 Ocak’ta gerçeklefltirmifloldu¤umuz bas›n aç›klamas›yla sona erdirdik.Dönem sonu kampanyas› olarakkurgulad›¤›m›z bu süreç, kitle çal›flmas›aya¤›na verdi¤imiz özel a¤›rl›¤›n sonucuolarak geride anlaml› bir deneyim b›rakt›.

Bugüne dek planlad›¤›m›zkampanyalarda yaflad›¤›m›z en temel sorun,sesimizi duyurdu¤umuz ö¤rencileriçal›flman›n parças› yapamamam›zd›.Bültenlerin örgütlenmesi sürecinde,katk› düzeyinde de olsa, bu sorunbir nebze afl›labiliyordu. Ancakö¤rencilerin düzeyi, bültenin hacmigibi sorunlardan kaynakl›diledi¤imiz genifllikte insan› bültençal›flmas›n›n bir parças› halinegetiremiyorduk. Bu kampanyay›planlarken, liseli gençli¤in çal›flmaya aktifbileflen olarak kat›lma sorununa çözümüretebilecek bir formülle hareket ettik.Planlamam›z› bu do¤rultuda gerçeklefltirdik.Kampanyan›n araçlar›n› belirlerken deözellikle bu perspektife uygun araçlarbelirlemeye gayret ettik.

Kampanyanın araçları

Kampanyam›z dönemin dördüncü ve son bülteniolarak bir ay önce ç›kard›¤›m›z say›yla bafllam›floldu. Bültenimizin kapa¤› arac›l›¤›yla 8 Ocak’ta gericie¤itim müfredat›na karfl› bir bas›n aç›klamas›gerçeklefltirece¤imizi duyurduk. “Liselilerin Sesi”ndenk›sm›nda ise, iki sayfay› bulan bir yaz›yla soruna nas›lbakt›¤›m›z› ve kampanyam›z› nas›l flekillendirece¤imizianlatt›k. Bu aç›dan kampanyan›n güçlülü¤ü için bültenimizinyayg›n kullan›m› önceki süreçlerden daha da fazla önemtafl›yordu. Bu ihtiyac›n da etkili oldu¤u bir motivasyonla h›zl›bir biçimde bülten da¤›t›m›na bafllad›k. Da¤›t›m s›ras›ndagördük ki, art›k birçok ö¤renci arkadafl›m›z bültenimizinç›kmas›n› bekliyor, düzenli birer okurumuz olarak bizimleiliflki kuruyorlard›. ‹ki haftan›n sonunda elimizdeki bütünbültenler tükenmiflti. Dönem bafl›ndan bu yana ilk kezelimizdeki bültenin tükenmesi sorununu yaflad›k.

Kampanyay› bafllatt›¤›m›z ilk hafta boyunca yayg›n birbiçimde bildiri da¤›t›m› gerçeklefltirdik. Bu aflamadakampanya konusu olarak belirledi¤imiz “e¤itim müfredat›n›n

içeri¤i” konusununö¤rencilercephesindenanlafl›labilmesikayg›s› a¤›rbas›yordu. Liseligençlik sorunlar›denildi¤inde e¤itimsisteminin sorunlar›n›temel önemde biryerden alg›l›yorsak,buna uygun bir hatbelirlemeliydik. Ayn›zamanda merkeziyürüyen bir çal›flmaoldu¤u ölçüde tüm

yerelleri kesen birkonu üretebilmekgerekiyordu. Ancak

tüm bugerekçelendirmelerera¤men, ö¤rencilercephesinden

anlafl›lmas› güç birkampanya konusuydu. Bu

aç›dan, e¤itim müfredat›n›nne oldu¤unu ve bu

müfredata neden karfl›ç›kt›¤›m›z› ayr›nt›l› bir biçimde

anlatan bildirilerle, sorunu ö¤rencileringündemine soktuk. Yayg›n da¤›t›mlar› takip

eden haftalar içerisinde, bu kez ö¤rencilerlebirebir iliflkiye geçmemizi sa¤layacak olan ve

bu aç›dan kampanyan›n en önemli arac›diyebilece¤imiz kartlar›m›z› devreye soktuk.

Kartlar›m›z›n ön yüzünde, “Gerici e¤itim müfredat›kald›r›ls›n!” yaz›yordu. Arka yüzünde ise “Nas›l bir e¤itimmüfredat› istiyoruz?” sorusu vard›. Okullarda tan›d›¤›m›ztan›mad›¤›m›z onlarca ö¤renciye bu kartlar arac›l›¤›ylaulaflarak onlar›n düflüncelerini ald›k. Kampanya süresince200’e yak›n kart topland›. Birçok ö¤renci kendini ifadeetmekte oldukça güçlük çekti¤inden kart doldurmak istemedi.Ancak bizi flafl›rtan oranda güçlü yorumlar içeren kartlarla dakarfl›laflt›k.

Kampanyan›n bafllang›c› dönem sonuna denk geldi¤i içinkartlar› sadece iki hafta kullanabildik. Daha uzun zaman›m›zolsayd› çok daha fazla say›ya ulaflabilecektik. Daha iyisininyap›labilece¤ini bilmekle beraber, flunu söylemek gerekiyor;bu kampanya bize bir dizi yeni imkan yaratt›. Çal›flmam›zolan okullarda bugüne dek kendini ‹LGP’li olarak tan›mlayanancak bültene yaz› yazmak d›fl›nda hiçbir pratik sürecin

‹‹LLGGPP’’ddeenn eettkkiillii bbiirr kkaammppaannyyaa,, ggüüççllüü bbiirr bbaass››nn aaçç››kkllaammaass›› eeyylleemmii......

“Gerici e¤itim müfredat›kald›r›ls›n!”

Ekim

Gençli¤i

38

Page 39: Ekim Gençliği sayı:80

içerisinde yer almayan birçok arkadafl›m›z bu çal›flmaylahareketlendi ve moral buldu.

Dönemi güçlü bir basın açıklamasıyla

sonlandırdık!

8 Ocak günü Taksim ‹stiklal Caddesi GalatasarayPostanesi önünde kampanyan›n son aflamas› olarakkurgulad›¤›m›z bas›n aç›klamas›n› gerçeklefltirdik. Bas›naç›klamam›za 40 kifli kat›ld›. Liselerde birinci dönemin songünlerine denk gelen bir tarihte böylesi bir bas›naç›klamas›n› gerçeklefltirebilmifl olmak bizim için ayr› biranlam tafl›maktayd›. Dönemin bafl›ndan bu yana aravermeksizin çal›flm›fl, yo¤un bir politik, pratik dönemi gerideb›rakm›flt›k. Son an›na kadar tempomuzdan bir fleykaybetmedi¤imizi ortaya koyan bas›n aç›klamam›z coflkuluve etkiliydi. Düzen cephesinden de anlaml› bulunmuflolacak ki, yo¤un bir çevik kuvvet ve sivil ablukas› vard›.Bas›n metninin okunmas›ndan sonra, toplad›¤›m›z kartlar›Milli E¤itim Bakanl›¤›’na postalayarak bas›n aç›klamam›z›sonland›rd›k.

Bir okul dönemini böylece kapatm›fl olduk. ‹kincidönemde ayn› tempoyla, ayn› güven ve kararl›l›kla yolumuzadevam edece¤iz. Daha yapacak çok ifl var, daha söyleyecekçok sözümüz var! ‹kinci dönemde çok daha güçlü bir çal›flmahatt› örebilece¤imizi düflünüyoruz. Çünkü bu kez elimizdeverimli geçirilmifl bir dönemin deneyim ve birikimi var.

‹stanbul Liseli Gençlik Platformu olarak, ikinci dönemdemücadele bayra¤›n› daha fazla lisede dalgaland›rabilmeninhedefi ve inanc›yla kald›¤›m›z yerden yolumuza devamedece¤iz. YYaaflflaass››nn lliisseelliilleerriinn öörrggüüttllüü mmüüccaaddeelleessii!!

İstanbul Liseli Gençlik Platformu (İLGP)

Ekim

Gençli¤i

39

AALLGGPP kkaammppaannyyaa ççaall››flflmmaallaarr››......

Müflteri de¤il

ö¤renciyiz,

zindanda de¤il lisedeyiz!ALGP’yi liseli gençli€e tan›tmak amac›yla bafllatm›fl oldu€umuz kampanyam›z› yaklafl›k bir ay

boyunca sürdürdük. Kampanyam›z› panel, el ilanlar›, pul, afifl, bas›n aç›klamas› vb. araçlarlazenginlefltirmeye çal›flt›k.

Kampanyam›z› 8 Ocak’ta bir bas›n aç›klamas›yla sonland›rmay› planlam›flt›k. Ancak afifllerimiz baz›teknik sorunlar nedeniyle gecikti. Biz de kampanyay› bir süre daha devam ettirdik. Yerelimizdeç›kard›€›m›z ça€r› afifllerimizi lise önlerine ve Adana’daki tüm kurumlara asarak aç›klamam›zaça€r›da bulunduk.

8 Ocak günü saat 12:30’da ‹nönü Park›’nda ‘Müflteri de€il ö€renciyiz, zindanda de€il lisedeyiz!/ALGP’imzal› pankart ve dövizlerimizi açt›k. Eylemimizi ‘Yaflas›n paras›z, bilimsel, anadilde e€itim!’, ‘Gençlikgelecek, gelecek sosyalizm!’ sloganlar›yla bafllatt›k. Bas›n›n ve etraftan geçen insanlar›n yo€un ilgigösterdi€i eylemimiz coflkulu geçti. Bas›n metninin okunmas›ndan sonra sloganlar›m›z› gür bir flekildehayk›rarak eylemimizi bitirdik. Aç›klamaya 20 kifli kat›ld›.

Bas›n aç›klamam›z›n ard›ndan zaman kaybetmeden faaliyetimize devam ettik. Afifllerimizi Sabanc›Tekstil, Paksoy, Turizm Otelcilik, ‹smet ‹nönü K›z Meslek, Erkek Lisesi, Anadolu Güzel Sanatlar, ‹smet‹nönü Endüstri Meslek, Motor Meslek, Endüstri Meslek, Atatürk K›z Meslek, fiakirpafla, Mehmet KemalTuncel, Anafartalar, Fatih Ticaret, Fatih Terim, Baraj, Tepeba€ ile Karfl›yaka Endüstri Meslek liseleriönlerine ve çarfl› merkezine yo€un bir flekilde yapt›k. Çal›flmalar›m›za tüm coflkumuzla devam edece€iz.

Page 40: Ekim Gençliği sayı:80

Türkiye ve Ortado¤u ülkelerinin kalk›nmalar›na katk›dabulunmak, özellikle fen ve sosyal bilimler alanlar›nda elemanyetifltirmek üzere 15 Kas›m 1956 tarihinde “Ortado¤u YüksekTeknoloji Enstitüsü” ad› alt›nda e¤itime baflland›. Gerçekteise ABD’nin kalifiye eleman ihtiyac›n› karfl›lama amac› ilekurulmufltu ve kuruldu¤u günden itibaren düzenin her türlüuygulamas›nda kobay olarak kullan›lan bir üniversite oldu.

Kurulufl hedefini “Bilginin toplumun ve insanl›¤›n sosyal,kültürel, ekonomik, bilimsel ve teknolojik alanlarda geliflmesiyönünde kullan›lmas›” olarak belirleyen ODTÜ, bak›n bugünnas›l çal›fl›yor bu amac›n› gerçeklefltirmek için.

Bilindi¤i gibi ODTÜ, Türkiye’nin en seçkinüniversitelerinden biri. Böylesi seçkin üniversiteler düzentaraf›ndan haz›rlanan yenilikler için özel bir uygulama alan›,yani pilot bölge. Düzenin e¤itime yönelik sald›r›lar› o kadarpervas›zca devam ediyor ki; e¤itim, bilim ve araflt›rmamerkezi olmas› gereken üniversiteler birer birerticarethanelere dönüfltürülüyor. Bu sald›r›lar Teknokent,ASME, paral› bölümler, yaz okulu uygulamalar› özelindedaha önceki say›lar›m›zda teflhir edilmiflti.

Sald›r›lar›n farkl› bir boyutu ODTÜ Mimarl›k Fakültesi’ndeyaflan›yor. Mimarl›k Fakültesi ODTÜ’de kurulan ilk fakülte(1956). Önceleri sadece Mimarl›k bölümü e¤itim verirken,daha sonra fiehir-Bölge Planlama ve “ça¤›n bölümü” olarakda biline Endüstri Ürünleri Tasar›m› bölümleri de aç›lm›flt›r.

Fakültede başlı başına bir sorun:

Ders yükü fazlalığı

Fakültede bulunan her üç bölümde de her dönemzorunlu, al›nmas› gereken 8 kredilik proje dersleri ve ekolarak al›nan zorunlu ve seçmeli dersler var. Neredeyse herö¤renci haftada en az 25 saat derse girmek zorunda veyukar›da söz konusu edilen proje dersi bu 25 saatin 12saatini oluflturuyor. (12 saat girmeniz gereken ders saatisay›s›. Dersten baflar›l› olmak isteyenler neredeysefakülteden hiç ç›km›yorlar.) Bu proje dersinden kalmak en azbir y›l›n›za mal olur. DD ile geçmek mi? Yönetmelikler notortalaman›z›n 1.8’in üstünde olmas›n› istiyor. Bunun için dekafan›z› kald›rmadan, etraf›n›zda olan bitenlerle ilgilenmedensürekli çal›flman›z gerekiyor.

Bir hocam›z›n da s›kça vurgulad›¤› gibi: “fiu okuldaokuyan ö¤renciler yemekhanelerde, yurtlarda saçma sapanbildiriler da¤›tacaklar›na tasar›mla ilgilenseler bu ülke bugünbu halde olmazd›.”

AR-GE gibi çalışan bölümler

Peki neler yap›l›yor bu proje derslerinde? Ö¤rencilere,mimari, kentsel veya endüstriyel tasar›m projeleri verilerek,

onlardan gerçek hayatta varolan sorunlar› çözmeleri vepratikte uygulamaya yönelik çözümler üretmeleri bekleniyor.

Bu gerçek hayata yönelik çözümlerden biri ODTÜ- KuzeyK›br›s Kampüsü projesidir. Geçti¤imiz y›llarda bu KKK projesive plan›n›n Mimarl›k ve fiehir-Bölge Planlama ö¤rencilerineçizdirildi¤ini duymufl muydunuz? “Bunda kötü bir fleygöremiyorum, siz solcular da çok art niyetlisiniz. Ö¤rencilerkendi okullar›n›n plan-projesini çizemez mi?” diye cevaplaralabilirsiniz ve gülüp geçebilirsiniz...

Endüstri Ürünleri Tasar›m› bölümünde ise bu projeçal›flmalar› daha farkl› bir flekilde yürütülüyor. Bölümö¤rencileri do¤rudan firma ve flirketlerle iç içe çal›flmayürütüyor. Bu nas›l oluyor peki? Arçelik, Vestel, Vitra, Otokar,Ülker TOTO, TOFAfi vb. flirketler, bölüme bir tak›m maddiyard›mlarda bulunuyor. Bölümdeki akademisyenler (bölümbaflkan› ve ö¤retim görevlileri) de bu iyili¤in alt›ndakalmamak ve onlara minnetlerini sunmak için o firmalaratasar›m yapmay› öneriyorlar. Firmalar da böyle sad›kçal›flanlar bulmuflken, hem AR-GE masraflar›n› düflüreyimhem daha fazla kazanç sa¤layay›m diye bu öneriyi kabulediyor. Bölümde verilen 8 kredilik dersin mevzu bahisprojeleri de bu flekilde belirleniyor.

Örnekleri ço¤altal›m: 2003-2004 e¤itim ö¤retim y›l›nda 2.s›n›f projelerinden biri Danone için yap›lm›flt›. Danone busüreç içinde be¤endi¤i tasar›mlara dijital foto¤raf makinesihediye etmiflti. Ayr›ca ö¤rencilerin daha rahat çal›flabilmeleriiçin alm›fl olduklar› ifl makineleri de cabas›. (Bu projeyap›l›rken sözü edilen ifl makinelerinde çal›flan birarkadafl›m›z›n parma¤› kopmufl, kopan parmak t›bbimüdahale ile yerine dikilmiflti, ama kopan parmaktan birdaha t›rnak ç›kmayacakt›. Ayr›ca projenin teslim tarihiDanone yetkilileri taraf›ndan belirlendi¤i için ayn› güne gelenbaflka bir dersin final s›nav›n›n da pek bir önemi kalmam›flt›.Sonuçta projeleri teslim edebilmek için s›nava girmeyen 10’ayak›n arkadafl›m›z o dersten kalm›flt›.)

Baflka bir hocam›z bu dönemde flunlar› söylüyordu:“Çal›flmay›p her fleyi son güne sakl›yorsunuz, sonra kötüprojeler üretiyorsunuz, firma yetkililerine ne cevap verece¤izbiz flimdi?” Görüldü¤ü gibi onlar›n gözünde harcananeme¤in, gösterilen çaban›n ya da kopan parma¤›n hiçbirönemi yok!

Bizlere ders veren ö¤retim elemanlar›n›n birço¤unun özelbürosu oldu¤unu, yurtd›fl›ndaki büyük firmalara ifl yapt›¤›n›,baz› araflt›rma görevlilerinin bu ö¤retim görevlileriyle ortakoldu¤unu biliyor muydunuz? Son s›n›f ö¤rencileri bitirmeprojesi ad› alt›nda tasar›mlar›n› tamamlay›p bir an öncemezun olabilmek için firmalarla çal›flmak zorundalar. Ö¤rencio firman›n yard›mlar›yla tamamlad›¤› tasar›m›n› sunarakokulunu bitiriyor ve iyi bir ihtimalle o firmada ifle bafll›yor. Ofirma ise “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diyerektescilledi¤i tasar›mla milyarlar kazan›yor.

OODDTTÜÜ’’ddee AARR--GGEE AAfifi:: EEnnddüüssttrrii ÜÜrrüünnlleerrii TTaassaarr››mm›› bbööllüümmüü......

Tekellere hizmette s›n›r yok!

Ekim

Gençli¤i

40

Page 41: Ekim Gençliği sayı:80

Tekellerin kârı, bizlerin felaketi

Yaz›n›n ders yükü k›sm›nda belirtildi¤i gibi, okulu vaktindebitirebilmek için not ortalamas›n›n 1.8’in üstünde olmas›gerekiyor. Bunun için de dersten geçmek yeterli de¤il, dahaçok çal›flman›z bir de çal›flma koflullar›na dayan›kl› olman›zgerekli.

Birkaç örnek de çal›flma koflullar›na dayanamayanlardan:2002-2003 döneminde bir arkadafl›m›z vücudunda bulunan birçeflit virüsün aktive olmas›ndan dolay› hastahaneye kald›r›ld›.Bir süre kendini bilmeden hastahanede yatt›. Taburcuolduktan sonra uzun bir süre kas dengesini sa¤layamad› ves›n›fta kald›! (Bu arkadafl›m›z daha sonra okulu b›rakt›.)

2003-2004 döneminde bir baflka arkadafl›m›z projezaman›nda beyin kanamas› geçirerek öldü.

Geçti¤imiz günlerde ise mimarl›k bölümünde birö¤rencinin önce bileklerini kesip sonra da 9. kattan atlayarakintihar etti¤ini ö¤rendik.

Bu fakültede insanlar›n hayat›n› kolaylaflt›rmak, onlaradaha iyi bir yaflam sunmak k›l›f› ile yapt›r›lan herfley asl›ndabir avuç asala¤›n hizmetine sunulmufl durumdad›r. Kapitalistdüzende bunlar›n yaflanmas› son derece do¤ald›r ve bundankaç›fl yoktur. Biz de zaten bu sorunlar›n kapitalist düzeniçinde çözümünden bahsetmiyoruz. Çözüm bilimin tekellerede¤il, insanl›¤›n hizmetine sunuldu¤u, emek sömürüsününyaflanmad›¤› sosyalizmde!

E. Ekim

Ekim

Gençli¤i

41

Mimarl›k Fakültesi’nde a¤›r ders yükü üç ö¤renciyiintihara sürükledi. Bir ö¤renci öldü, biri yo¤un bak›mda, di¤eride psikolojik yard›m al›yor. ODTÜ Rektörü Ural Akbulut,“Derslerimiz a¤›r. Ö¤renciler proje haz›rlama dönemindebunal›ma girebiliyor. Önlem aray›fl›nday›z.” dedi.

Dünyan›n say›l› üniversitelerinden ODTÜ, peflpefle gelenö¤renci intiharlar› ile sars›ld›. Mimarl›k 1. s›n›f ö¤rencisiCemile fiahin, mühendislik binas›n›n 9. kat›nda öncebileklerini kesti, ard›ndan çay oca¤›n›n küçük penceresinet›rman›p kendini afla¤›ya b›rakt› ve öldü. Aradan üç güngeçmeden bu kez bir baflka k›z ö¤renci, maket b›ça¤› ile bileklerini ve bo¤az›n› kesti. Ö¤renci son anda kurtar›ld› ve yo¤unbak›ma al›nd›. Bu arada son s›n›f ö¤rencilerinden biri daha sinir krizi geçirip, intihara kalk›flt›. Arkadafllar› taraf›ndan intihargiriflimi engellenen erkek ö¤renci psikolojik yard›m al›yor.

Savafl Ay taraf›ndan gündeme tafl›nan intihar olaylar›, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut taraf›ndan da do¤ruland›.Akbulut, ö¤rencilerin a¤›r ders yüküne dayanamay›p intihara kalk›flt›klar›n› kabul ederek flunlar› söyledi: “Olaylar maalesefdo¤ru. Tam jüri dönemindeyiz. Ö¤renciler stres alt›ndalar. Hocalar›n elefltirileri de bazen morallerini bozuyor. Uykusuzluk,stres, heyecan üstüste gelince maalesef böyle üzücü olaylar meydana geliyor.”

Rehberlik ve dan›flmanl›k hizmeti veren üç ayr› merkezleri bulundu¤unu kaydeden Akbulut’un önlemleri, tam dakendisinden beklenece¤i gibi: “Buna ra¤men intihar giriflimleri yafland›. Ö¤renciler psikolojik yard›m istemeye çekiniyor.Tedbirleri artt›raca¤›z. Psikolojik destek merkezlerinin say›s›n› artt›rmak gerek. Ama kadro sorunu nedeniyle bu say›y›artt›ramad›k. Acil çözüm ar›yoruz. Gerekirse, 24 saat aç›k bir telefon hatt› olan intihar› önleme merkezi gibi bir merkez bileaçmay› düflünüyoruz. Di¤er ö¤rencileri özendirmesin diye bu olaylar› aç›ktan konuflmak dahi istemiyoruz.”

ODTÜ Ekim Gençliği

ODTÜ ö¤rencileri a¤›rmüfredat kurban›

Page 42: Ekim Gençliği sayı:80

Türkiye’deki onlarca üniversite, en faflistinden enliberaline, en “laik”inden en fleriatç›s›na kadar farkl› farkl›rektörler taraf›ndan yönetilmektedir. Kimi rektörler afiflleresald›r›r, kimisi demokrat olan ö¤rencilere komikgerekçelerle soruflturma açar, kimisi okula polisi-jandarmay› davet eder, kimisi “üniversite sanayi iflbirli¤ikulübü”, teknopark gibi projelerle e¤itimi sermayeninhizmetine sunar. Bütün bunlar bizim burjuva gazetelerimizinköfle yazarlar›n›n yaz›lar›nda ya bir-iki sat›r yer bulur, ya dahiç tart›fl›lmadan, de¤inilmeden geçer gider. Bu icraatlar›nsahibi, daha do¤rusu uygulay›c›s› olan rektörler dezamanla küpünü doldurur, saltanat› baflkas›na b›rak›r. Budevir teslim töreni de ço¤u zaman boyal› bas›nda kendinebir yer bulamaz. Tabii bir üniversiteyi bu genellemenind›fl›nda b›rakmak zorunday›z.

O öyle bir üniversitedir ki, oradaki rektörlük seçimleriço¤u zaman genel seçimlerle eflde¤er bir ilgi görür. Oradarektörlük seçimleri için yar›flanlar kifliler de¤il, kiflilerinarkas›ndaki ç›kar odaklar›d›r. Bu ç›kar odaklar› aras›ndakimücadele, adeta siyasi partilerin, derin devletin, laiklerin,fleriatç›lar›n birbirlerine üstünlük sa¤lamay› deneyecekleribir platformdan galip ç›kma mücadelesidir. Tüm Türkiye buüniversitedeki seçimlerin galibinden yola ç›karak ekonomikve siyasi dengeleri yorumlamaya çal›fl›r. O üniversiteninrektörünün türbanl›lar› okula almamaya bafllamas› tümülkede devletin “laiklik” mesaj› olarak alg›lan›r. Oran›nrektörü de zaman zaman kendisini bu psikolojiye fazlakapt›r›p, Genelkurmay Baflkan› edalar›nda Yunanistan’asavafl açmaktan bahsetmeye kadar götürür ifli.

Buras› ‹stanbul Üniversitesi’dir ve buran›n rektörü olmakdemek art›k Türkiye siyasetinde söz sahibi olmak demektir.

Alemdaroğulları saltanatının sonu

“Efsanevi” rektörümüz Kemal Alemdaro¤lu’nun uzuny›llard›r süren saltanat›, suç dosyas›n›n art›k hiçbir hasr›nalt›na s›¤amayacak kadar kabarmas› ve kendisininüniversite telefonunu evine ba¤latacak kadar dayüzsüzleflmesi sonucunda sistemin zorunlu müdahalesiylesona erdi. Bununla birlikte “Yeni rektör kim olacak,pastadan büyük dilimi kim kapacak?” tart›flmalar› bafllam›floldu. Y›llard›r Alemdaro¤lu politikalar›na karfl› tek bir sözsöylememifl olan ve rektör vekili olarak atanan TankutCentel, göreve geldi¤i gibi eski rektörün anti-demokratikuygulamalar›ndan bahsetmeye bafllad›. Yap›lan bir koridorsohbetine kat›lan Centel, bundan sonra soruflturma

aç›lmayaca¤›n›, üniversite kap›lar›n›n herkese aç›kolaca¤›n› söylemiflti. Bugün gelinen noktada gördü¤ümüzise; 100’e yak›n ö¤renciye, aralar›nda “yasad›fl› örgüte üyeolmak” iddias›n›n da bulundu¤u birçok suçlama ilesoruflturma bafllat›lm›fl oldu¤u ve kap›lar›n sadece sat›rl›faflistlere aç›ld›¤›d›r.

Centel gerçekten de vekillik görevini baflar›ylagerçeklefltirdi ve asl›nda her rektörün yaflad›¤› “Öncedemokrat görün, sonra tepelerine bin!” sürecini 4 ay gibik›sa bir süre içinde yaflam›fl oldu. Ve üniversiteyi seçimleretafl›yarak görevini tamamlad›. Art›k s›ra üniversiteningerçek rektörünü seçmeye gelmiflti. Adaylar birbiri ard›naortaya ç›kmaya, web siteleriyle, röportajlarla, broflürlerlevaatlerini aç›klamaya bafllad›lar.

Dar bir akademisyen çevresinin oy

kullandığı resmi seçimin galibi:

Statüko!

Adaylar kesinlefltikten sonra, “Demokratik Kat›l›mc›‹stanbul Üniversitesi ‹çin Çal›flma Grubu” ad›nda ne oldu¤ubelirsiz zorlama-uydurma bir kurum taraf›ndan üniversitedebir aday tan›t›m etkinli¤i gerçeklefltirildi. Tabii ki bu tan›t›moy hakk› bile olmayan ö¤rencileri ilgilendirmemeliydi, bunedenle olsa gerek tan›t›m etkinli¤ine ö¤renciler al›nmad›.Bu etkinlikte bir konuflma yapan Centel, asl›nda sayfalarcayaz› ile anlat›labilecek durumu birkaç cümleyle aç›klad›:“Hangi aday olursa olsun, kendisini 550 y›ll›k bir geçmifliolan ‹stanbul Üniversitesi”nin flimdiye dek izlemiflbulundu¤u çizgisi d›fl›nda gösteremeyecektir. Çünkü,‹stanbul Üniversitesi’nin tarihi çizgisi bellidir ve gelecektede kimse üniversitemizi bu çizginin d›fl›na ç›karamaz...”

Rektör vekilimiz sözlerini “‹nsanlara tepeden bakmayan,horlamayan(!), afla¤›lamayan yönetimleri ifl bafl›ndagörmek istiyoruz” ile sürdürdü ve bu anlaml› konuflmas›n›nard›ndan tüm adaylar kendilerinden ve seçim vaatlerindenbahseden birer konuflma yapt›lar. Bu konuflmalarbirbirinden ilginç cümlelerle doluydu.

Hepsi de eski yönetimi elefltiriyor, ö¤rencilerin yönetimekat›ld›¤› üniversitelerden bahsediyordu. Fakat bu kavramonlara o kadar yabanc›yd› ki, bunu ifade etmek için bilebirbirinden komik tan›mlamalar yap›yorlard›. ‹lk olaraksözalan Hukuk Fakültesi ö¤retim üyesi Prof. Dr. YavuzAlangoya; “Ö¤renci olmadan üniversite olmaz. Ö¤rencilerinönemli katk›lar› olabilir, ö¤renciler de aktif olmal›” diyerek

‹‹ÜÜ’’ddee iikkii kkuuttuupp,, iikkii ffaarrkkll›› sseeççiimm......

Üniversite bürokrasisi statükoyu, ö¤renciler özerk-demokratik üniversiteyi

seçti!

Ekim

Gençli¤i

42

Page 43: Ekim Gençliği sayı:80

ö¤rencilere bak›fl›n› “olabilir” kelimesi ile aç›klam›fl oldu. ‹flletme Fakültesi ö¤retim üyesi Prof. Dr. Kemal Kurtulufl

ise bir iflletmeci beyniyle üniversitenin nas›l yönetilece¤i ileilgili aç›klay›c› bir konuflma yapt›: “‹Ü’nün önce bir analiziniyap›yorum. Bir kurumun güçlü ve zay›f yönleri neler, bunlar›belirliyorum. Buradan da bir strateji üretiyorum. Her birfakülte için analiz yapaca¤›m ve gidebilece¤i maksimumnoktalar› belirleyece¤im. Fakülteleri gelifltiren yöneticileredestek verece¤iz” fleklinde konuflan Kurtulufl amac›n› da,“Hedef ö¤renci memnuniyetini dört y›lda yüzde 20 art›rmak”fleklinde ifade ederek bize ne kadar iyi bir flirket yöneticisiolabilece¤ini kan›tlam›fl oldu.

‹stanbul T›p Fakültesi ö¤retim üyesi Prof. Dr. FarukErzengin’in vaatleri aras›nda “Merkez Kampüs’te kaloriferleriyakt›raca¤›m” ve “ö¤retim üyelerinin gelirlerini artt›raca¤›m”gibi ibarelerin bulunmas› oldukça ilgi çekiciydi. K›fl›n kaloriferyanmas› gibi do¤al ve normal birfleyin bugün vaatlerkapsam›na al›nacak kadar bize uzak olmas› (okul do¤algazageçmeye çal›flt›¤› için uzun süre kaloriferler yanmad›, flimdide s›n›rl› yan›yor!), hatta gelirlerin artt›r›lmas› gibi uzun vadelibir hedef ile birlikte ele al›nmas› tam bir karamizah örne¤ioluflturuyor.

Bunlar›n yan›nda ‹ktisat Fakültesi ö¤retim üyesi Prof. Dr.Nur Serter, “Türkiye’nin ulusal ç›karlar›ndan asla ödünvermeyece¤im” diyerek içindeki flovenizmi kusarken,seçimlerde en yüksek oyu alacak olan T›p Fakültesi ö¤retimüyesi Prof. Dr. Mesut Parlak “Sevginin egemen oldu¤u birüniversite olacak” gibi anlams›z sözlerle tan›t›m›n›tamamlad›.

Adaylar›n hiçbiri di¤erlerine göre farkl› bir fley söylemedi,farkl› bir vaatte bulunmad›. Genel demokrasi ve kat›l›mmasallar›, laiklik söylemleriyle kendilerini tan›tt›lar. Zatenseçime kat›lan sekiz adaydan en çok oy alan alt›s›n›n YÖK’e

gitmesi ve üçünün YÖK taraf›ndanCumhurbaflkan›’na yollanmas›,Cumhurbaflkan›’n›n da istedi¤ini atayacakolmas›, demokrasiden ne anlad›klar›n›göstermek için yeter de artar bile...

İşçilerin, öğrencilerin,

akademisyenlerin

oy kullandığı alternatif

seçimin galibi:

Özerk-demokratik

üniversite!

Resmi seçimlerin yap›laca¤› tarihiö¤rendi¤imiz anda alternatif bir seçimdüzenleme karar› alarak bununçal›flmas›na bafllam›flt›k. Polis Cumali,darbeci Derman Demirkol, h›rs›z-kapitalistCem-i Uzan, faflist hoca AbdülzambakDonuk, “ben beton halimle bunlardan iyiyönetirim” diyen okulun “kolon”u ve bizimdestekledi¤imiz aday olan ve 13 Aral›k’tapolisin okula sald›r›s› s›ras›nda tutuklanan“Tutuklu Ö¤renciler” gibi simgesel adaylarile haz›rland›¤›m›z alternatif seçimçal›flmam›z› iki seçim mitingi, bir bas›naç›klamas›, koridor sohbetleri, seçim

flark›lar› ve binlerce el ilan›-seçim broflürü da¤›t›m› iletan›tt›k. 6 Ocak Perflembe günü, yani resmi seçimlerden birgün önce birçok fakültede onlarca sand›k kurarak oytoplamaya bafllad›k. Ö¤rencilerin ilgiyle karfl›lad›¤›seçimlerde, okuldaki ö¤renci say›s›n›n azl›¤›na ra¤men 2binden fazla oy toplad›k. Yüzlerce ö¤renciyle birebir sohbetetme, onlara seçimlerin teflhirini yapma imkan› bulduk.Ayr›ca yemekhane iflçileri ve erken saatlerde bulabildi¤imizçeflitli ö¤retim üyeleri de oy kulland›lar.

Seçimlerin sonucunda “Tutuklu Ö¤renciler” ilesimgelenen demokratik üniversite program› %71.82 oyalarak birinci oldu. %18.18 oy alan “kolon” da en çok oy alanikinci aday oldu. 7 Ocak Cuma günü resmi seçimlerinyap›ld›¤› Fen-Edebiyat Fakültesi kap›s›nda alternatifseçimlerin sonuçlar›n› duyurmak için bir bas›n aç›klamas›düzenledik. Sonuçlar›n aç›kland›¤› bas›n aç›klamas›n›nard›ndan oylar› fakültenin önüne döktük ve içeriye girerek buoy pusulalar›n› seçimlerin yap›ld›¤› yere götürmekistedi¤imizi söyledik. Seçimler nedeniyle okula ö¤rencial›nmamas› üzerine oy pusulalar›n› sand›klara doldurarakiçeriye yollad›k.

Bu seçim kampanyas› ile sahte rektörlük seçimlerinekarfl› alternatifimizi s›n›rl› imkanlarla da olsa ortaya koymuflolduk. Kendilerinin bile “kim gelirse gelsin birfley de¤iflmez”dedi¤i rektörlü¤e ve onun arkas›ndaki sisteme karfl› “Söz,yetki, karar hakk› istiyoruz!” fliar›m›z› hayk›rd›k, s›n›rl› da olsaseçimlerin yaratt›¤› sahte demokrasi havas›n› teflhir ettik.fiimdi art›k önümüzde bu kampanyan›n yaratt›¤› etkiyi farkl›kanallara aktarmak görevi duruyor.

YYÖÖKK’’üünn sseeççiimm ooyyuunnuunnuu bboozzaall››mm!! YYaaflflaass››nn öözzeerrkk--ddeemmookkrraattiikk üünniivveerrssiittee!!

Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi

Ekim

Gençli¤i

43

Page 44: Ekim Gençliği sayı:80

27 Aral›k günü bafllatt›¤›m›z imza kampanyas›n› 6Ocak günü, yaklafl›k 250 kiflinin kat›ld›¤› bir eylemlesonland›rd›k. Eyleme kat›l›m› art›rmak için iki günboyunca ön çal›flmas›n› yapt›k. Yayg›n bir flekildeafifllerimizi ast›k, el ilanlar›m›z› da¤›tt›k.

6 Ocak günü ö¤le saatlerinde ÖGB’lerin,afifllerimizde ve el ilanlar›m›zda buluflma noktas› olarakbelirtti¤imiz, Osman Hamdi Koridoru’nu boflaltmayabafllad›klar›n› gördük. Okulda, her zaman içinmerdivenlerinde ö¤rencilerin oturdu¤u, sergilerinbulundu¤u bir sosyal mekan olan -ayn› zamandarektörlük binas›na geçifl yolunun bulundu¤u- bu alan›nboflalt›lmaya çal›fl›lmas› büyük bir tepkiye neden oldu.

Rektörlü¤ün bu tavr›, o zamana kadar çal›flmayailgisiz kalanlara da ancak birlikte davran›rsak güçolabilece¤imizi ve rektörlük ve iflbirlikçilerinin bu güçtenne kadar korktuklar›n› gösterdi. Toplanmaya kantindebafllad›k ve alk›fllar eflli¤inde Osman Hamdi Salonu’nado¤ru yürüyüfle geçtik. ÖGB’lerin engellemeyeçal›flmas›na ra¤men hole girdik ve alk›fll› protestomuzadevam ettik. Bir arkadafl›m›z kamera ve barkodsistemleriyle hedefleneni anlatt›. Okulumuzda bu kadareksiklik varken paralar›n bu tür fleylere harcand›¤›n›vurgulad›. Rektörü aram›za davet etti¤i konuflmas›ndansonra “Rektör buraya!”, “Ö¤renciler burada, rektörnerede!” sloganlar› at›lmaya baflland›.

Rektör ‹smet Vildan Alptekin ça¤r›m›za yan›t vermedi.Biz de her bölümden bir arkadafl seçtik ve toplad›¤›m›z520 adet dilekçeyi Yaz› ‹flleri Müdürlü¤ü’ne götürdük.Burada da engellemelerle karfl›laflt›k. Çeflitli bahanelerlebizi oyalamaya çal›flt›lar. Dilekçelerimizi teslim edip kay›tnumaras› almadan da¤›lmayaca¤›m›z› söyleyerek kararl›bir tutum sergiledik ve dilekçeleri kay›t alt›na almakzorunda kald›lar.

Temsilci arkadafllar›n geri dönmesiyle, alk›fllarla vetenekelerle ritim tutarak katlar› dolaflmaya bafllad›k.Tekrar Osman Hamdi Salonu’na döndü¤ümüzde rektöreolan ça¤r›m›z› yineledik. Bu sefer rektör aram›zdanseçece¤imiz bir grup arkadaflla görüflmeyi kabul etti.Görüflmede kameralar›n ve barkodun bizim güvenli¤imiziçin oldu¤unu söyleyen ve sosyal demokrat oldu¤unu›srarla vurgulayan rektör, sorunlar›m›zdan vetaleplerimizden bahsedince de ödenek yetersizli¤indenyak›nmay› ihmal etmedi. Bu yetersizli¤e çözüm olarak dasponsorlar› öne sürdü ve üniversitenin imkanlar›n›n özelsektöre kiraya verilmesiyle kaynak oluflturulabilece¤inisöyledi.

Temsilciler rektörle görüflürken kalan arkadafllar dar›ht›ma geçerek bir tart›flma düzenlediler. Toplant›datalepler metni oluflturuldu ve birlikte hareket etmegereklili¤ine vurgu yap›ld›. Kurumsal yap›da bir ö¤rencibirlikteli¤inin eksikli¤i dile getirildi. ‹leride neleryap›labilece¤ini konuflmak ve oluflturulmas› planlananö¤renci birli¤inin tart›flmalar›n› yapmak için 7 Ocak günüyeniden toplanmak üzere da¤›l›nd›.

Üniversitemizde yürüttü¤ümüz kararl› ve kitleyedönük çal›flman›n sonuçlar›n› aç›kl›kla görebiliyoruz. Bizibekleyen en önemli görev ise ayn› kararl›l›kla ve sistemlibir çal›flmayla e¤itimin ticarilefltirilmesi sald›r›s›n›ö¤rencilerin bilinçlerine kaz›mak, birlikteli¤imizi olabilenen genifl bileflenle örgütlemek, üniversitemizin özörgütlülü¤ünü oluflturmak için ilk ad›mlar› atmakt›r. Buyükü omuzlar›m›zda hissetti¤imiz ve çal›flmam›z› baflar›yaulaflt›rd›¤›m›z ölçüde sesimiz daha tok ve gücümüz dahafazla olacakt›r. O zaman ne kameralar, ne turnikeler, neyönetimin uygulad›¤› bask›lar, ne de üniversitemizisermayeye peflkefl çekme giriflimleri hayatageçirilebilecektir.

Ekim Gençliği/MSÜ

MMiimmaarr SSiinnaann’’ddaa tteeppkkii bbüüyyüüyyoorr......Üniversitede bask›larave e¤itiminözellefltirilmesine

Ekim

Gençli¤i

44

hay›r!

Page 45: Ekim Gençliği sayı:80

Avrupa’da sosyal devletin iflas›yla bafllayan süreç ayn›zamanda iflçi ve emekçi s›n›f mücadelesinin de ivmekazanaca¤› bir dönemdir. Burjuvazi, her bunal›mdöneminde oldu¤u gibi, iflçi s›n›f›n›n yükselen öfkesinidizginlemek için bir kez daha faflizmden medetummaktad›r.

Günümüzde Avrupa’da yaflanan geliflmeler adetageçmiflin tekrar› niteli¤indedir. Burjuvazi y›llard›r elalt›ndan besledi¤i ve korudu¤u Hitler art›klar›n› kitleleregözda¤› vererek sindirmek üzere yeniden soka¤a salm›flt›r.Fakat o iflçi s›n›f›n›n sosyal sald›r›lara karfl› büyüyentepkisini dizginlemek isterken, kirli silahlara baflvurmay›da ihmal etmiyor. Bu amaçla açgözlü tekeller yaflad›klar›krizin faturas›n› göçmenlere kesmekte, yerli halklarnezdinde onlar› hedef tahtas›na koymakta, halklararas›ndaki düflmanl›¤› körüklemektedir. Yeni bir Hitlerdönemi tehdidiyle kitleleri sindirmeyi, yükselen mücadeledinamiklerini olgunlaflmadan bölüp parçalamay› vebo¤may› hedeflemektedir.

Dün hedef Yahudilerdi,

bugün ise Müslümanlar!

Emperyalist haydutlar 11 Eylül sonras›nda sözde“uluslararas› terör”e karfl› bir mücadele bafllatt›lar.Kuflkusuz bu mücadelenin gerçek hedefi direnenhalklard›. Direnen halklar›n direniflini ezmek ve böylecekendi emperyalist amaçlar›na ulaflmak istiyorlard›. Fakatonlar her zamanki gibi önce sahte bir düflman buldular:Müslümanlar. Hedef tahtas›na bu kez de, Müslümanlar’›yerlefltirdiler. Pentagon’un emperyalist haydutlar›na göretüm Müslümanlar potansiyel birer teröristti. Bu düpedüzbir hedef flafl›rtma, yürüttükleri emperyalist, haks›z vegerici savafl› gizlemek için baflvurulan alçakça bir hileydi.Bundan hareketle genel olarak yabanc› dedikleri di¤eruluslardan emekçiler, sapt›r›c› bir ö¤e olarak daMüslümanlar halihaz›rdaki krizin sorumlusu ilan edildi.Faturan›n da öncelikle yabanc›lara ve Müslümanlar’akesilmesi vaaz edildi. Özellikle son dönemlerdeyabanc›lara ve hat›r› say›l›r bir nüfus olarakMüslümanlar’a dönük sald›r›lar da bu düflüncenin ürünüve ifadesidir.

Tüm Avrupa’da dü¤meye bas›lm›flças›na ›rkç› yasalarç›kart›lmakta, yabanc› düflmanl›¤› ve ›rkç›l›kkörüklenmektedir. Bizzat tekellerin yard›m› ile ›rkç›-faflistçeteler el alt›ndan desteklenmekte ve güç haline

getirilmektedir. Öte yandan, ›rkç›-faflist propagandagiderek hoflgörüyle karfl›lanmakta, Hitler art›klar›n›nörgütlenmelerine izin verilmektedir. Neo-nazi çetelerbizzat polis gözetiminde sokaklara sal›nmakta, ilericigüçlere dönük sald›r› ve provokasyonlardüzenlenmektedir. “Avrupa Avrupal›lar’›nd›r, yabanc›lard›flar›!”, “Kültürel zenginlik istemiyoruz!” fleklindekiyabanc› düflman› ve ›rkç› sloganlar her geçen gün Avrupasokaklar›nda daha fazla yank›lanmaktad›r. Burada da birkez daha temel amaç, çeflitli uluslardan iflçilerin birli¤iniparçalamak, sosyal sald›r›lara karfl› yükselen tepkilerizay›flatmak, di¤er yandan da halklar aras›na düflmanl›ktohumlar› ekerek halklar›n kardeflli¤ini dinamitlemektir.

Avrupa’n›n açgözlü tekellerinin iktisadi ve siyasi ç›karbirli¤i olan Avrupa Birli¤i’nin ç›karlar› bunlar›gerektirmektedir. Dolay›s›yla oyun ayn› oyundur, de¤iflenyaln›zca boy hedefi haline getirilenlerdir. Dün Yahudiler’esald›r›l›yordu, günümüzde ise yabanc›lara sald›r›l›yor.

Dün sinagoglar

bugün camiler yakılıyor!

Geçti¤imiz aylarda Hollanda’da bir afl›r› dincinin,Müslümanlar’a hakaret içerdi¤i öne sürülen bir filminHollandal› yönetmeni olan Theo Van Gogh’u öldürmesibahane edilerek Müslümanlar’a ait camiler yak›ld›. Dahaönemlisi olay sapt›r›larak, “afl›r› dinci terör örgütlerinekarfl› mücadele” yalan›yla genel olarak yabanc›lara karfl››rkç›-faflist bir sald›r› dalgas› yükseltildi. Hollanda’da

Avrupa Birli¤i ve ›rkç›l›k

Ekim

Gençli¤i

45

Page 46: Ekim Gençliği sayı:80

yaflanan bu geliflme, ›rkç›l›¤›n Avrupa’da ulaflt›¤›boyutlar›n ibret verici bir göstergesidir.

Fakat as›l dikkate de¤er olan ise, bu sald›r›lar›nHollanda’da iflçi s›n›f› ve emekçilerin yüz binler halindesokaklara ç›kt›¤›, peflpefle pek çok ifl kolunda uyar›grevlerinin gerçeklefltirildi¤i bir s›rada gündeme getirilmiflolmas›d›r. Bu olay bahane edilerek h›zla yeni sald›r›yasalar› haz›rlanmflt›r. Baflta göçmenlerin s›n›rd›fl›edilmesinin kolaylaflt›r›lmas› olmak üzere, demokratik tümtemel haklar s›n›rland›r›lmak istenmekte, polisin yetkileriartt›r›lmaktad›r. Birer polis devleti olan Avrupadevletlerinin hepsi de faflist parti ve çeteleri kollamakta,kendi korumas› alt›nda onlara eylemler yapt›rmakta,provokasyonlar ve sald›r›lar için onlar› kullanmaktad›r.Hedef kitle de¤iflince, kundaklanan yerler de yenidenbelirlenmektedir. Örne¤in dün sinagoglar yak›l›yordu,bugün camiler yak›lmaktad›r. Öncelikle Yahudiler’e ya dayabanc›lara sald›r›lmas› ise hedef flafl›rtmak içindir. As›lboy hedefi haline getirilenler ezilen ve sömürülenkitlelerdir. Sald›ran sermayedir, sermayenin devletidir veonun korumas›ndaki ›rkç›-faflist çetelerdir. Faflizminkayna¤› emperyalist-kapitalist sistemdir ve faflist çetelerde bu çöplükten beslenmektedir. Burjuva demokrasisidenilen perdenin arkas›nda, tüm i¤rençli¤iyle, siyasalgericili¤in yo¤unlaflm›fl biçimi olan faflizm durmaktad›r.Faflizm ortaya ç›kaca¤› zaman› beklemektedir.

Faşizme karşı omuz omuza!

Avrupa’da Türkiyeligöçmenlerin gelece¤initehdit eden bu ›rkç›l›kdalgas›na karfl›mücadelede do¤ru birhat izlemek temelönemde birsorumlulu¤umuzdur.Türkiyeli iflçi veemekçilerin yanl›fle¤ilimlere sapmalar›n›engellemek, “iflçilerinbirli¤i halklar›nkardeflli¤i” fliar›ylailerici ve anti-faflist yerligüçlerle iflbirli¤iniart›rmalar›nda onlaraöncülük etmek için çokyönlü ve etkin bir çabaortaya koymakzorunday›z. Özellikledinci ve gerici odaklar›ndemagojik söylemlereflli¤inde yürüttükleripropagandalar› etkisizhale getirmek oldukça

önemlidir. Zira bu propagandalar burjuvazinin istedi¤içat›flma ortam›na zemin haz›rlayacak cinstendir. Sorunudinler aras› bir savafla, Müslüman-H›ristiyan çat›flmas›naindirgeyen her türlü gerici ve sapt›r›c› anlay›fl ve e¤ilimekarfl› mücadele etmeliyiz. Faflizmin kayna¤› kapitalizmdir.Her türlü gericilik ve sapma kapitalizme hizmetetmektedir. Dolay›s›yla faflizme karfl› mücadele anti-kapitalist bir temelde ve ilerici, anti-faflist yerli ve yabanc›tüm güçlerin omuz omuza mücadelesi olarakgelifltirilmelidir. Irkç›-faflist sald›r›lar›n bofla ç›kart›lmas›ve faflizme karfl› mücadelenin baflar›s› da buna ba¤l›d›r.

Faflizmin etki alan›na en çabuk girebilen kesimlerdenbiri de gençliktir. Ayn› flekilde bu sald›r›lardan en fazlazarar görecek kesim de yine gençlik olacakt›r. Bugerçeklik çeteleflmeye ve çat›flma ortamlar›na yatk›n olangençlik içerisinde her zamankinden daha yo¤un olarak“iflçilerin birli¤i halklar›n kardeflli¤i” fliar›n›n ön planaç›kart›lmas›n› gerektirmektedir. Ve bütün uluslardangençlerin gelece¤ini ve yaflam›n› tehdit eden bu ortaktehlikeye karfl› Türkiyeli gençli¤i haz›rlamak bizimsorumlulu¤umuzdur. Bu nedenle genç komünistler faaliyetyürüttükleri tüm ülkelerde, Türkiyeli gençleri yerli ilericive devrimci gençlik güçleriyle birlikte anti-kapitalisttemelde faflizme karfl› mücadeleye seferber etmek içinyo¤un bir çaba içinde olacaklard›r.

Yurtdışı Ekim Gençliği

Ekim

Gençli¤i

46

Page 47: Ekim Gençliği sayı:80

Ekim

Gençli¤i

47

AAllmmaannyyaa’’ddaa ee¤¤iittiimmiinn öözzeelllleeflflttiirriillmmeessii uuyygguullaammaallaarr››......

E¤itim meta de¤ildir,sat›lamaz!*

Almanya Anayasa Mahkemesi, 26 Ocak ‘05 tarihindevermifl oldu¤u bir kararla, e¤itimde har(a)ç uygulamas›n›eyalet yönetimlerinin inisiyatifine b›rakt›. AnayasaMahkemesi’nin ald›¤› ve bugün için alt› eyaleti (Bayern,Baden-Württemberg, Hamburg, Saarland, Sachsen,Sachsen-Anhalt) kapsayan bu karar, ‘03 y›l›nda k›smenparal› hale getirilen e¤itimin tamamen paral› halegetirilmesi anlam›na gelmektedir.

E¤itimlerini 14 sömestrde tamamlayamayanlardan veikinci kez üniversite okuyanlardan sömestr bafl›na 650Euro har(a)ç uygulamas›, yaklafl›k iki y›l önce hayatageçirilmeye bafllanm›flt›. Bu uygulama sonucu çeflitliüniversitelerden (örne¤in Münster Üniversitesin’de 10bin, Bochum Üniversitesi’nde 8 bin, KölnÜniversitesi’nde 12.500) toplam 100 binin üzerindeö¤renci okullardan kayd›n› silmek zorunda kalm›flt›.Geriye kalan on eyalette de bu yönde karar al›naca¤›düflünülürse, e¤itimin paral› hale getirilmesini yasalgüvenceye al›nmas›yla, okullardan kayd›n› silecekö¤rencilerin say›s›n›n geçmifltekinin birkaç kat› olaca¤›kesindir.

Eyalet bütçelerinden herhangi bir yard›m yap›lmad›¤›için, üniversite yönetimleri ekonomik kriz bahanesiyleyeni sald›r›lar› gündemlerine alm›fl bulunmaktad›rlar.Sözgelimi ö¤renci say›s›ndaki azalmay› bahane ederekö¤rencilerden al›nan ödeneklere bir seferde 13 ile 50 Euroaras›nda de¤iflen miktarlarda zam yapm›fllard›r. Yineö¤renci yurtlar›na ödenen kiralar yükseltilmifl, ödenemezoranlara getirilmifltir. Öte yandan, eyaletparlamentolar›n›n önerileri do¤rultusunda hareket edenüniversite yönetimleri, kendilerine ait ekonomik imkanlar›bar ve otel açarak, borsada hisse senetleri sat›n alarakde¤erlendirmeye bafllam›fllard›r. Sonuç olarak, gelinenyerde üniversitelerimiz h›zla varolufl amaçlar›ndanuzaklaflt›r›lmakta ve ö¤rencilerin müflteri haline getirildi¤ibirer ticarethaneye dönüfltürülmektedir.

Dahas› var. Yine bu sald›r›yla ö¤rencilerin kendileriniifade etti¤i kurumlar aras›nda olan AstA ve Fachschaftgibi örgütlülüklerimiz da¤›t›lmak istenmektedir. Yan›s›rabugüne dek Bafög ad› alt›nda verilen devlet kredisikald›r›larak, yerine bankalar ve tekellerden al›nan ö¤rencikredisi uygulamas›na geçifl hedeflenmektedir.

Bu sald›r›lar›n temel amaçlar›ndan biri de elitüniversiteler projesini hayata geçirmektir. Böyleceüniversite kap›lar› biz iflçi ve emekçi çocuklar›nakapat›lacak, e¤itim hakk›m›z gaspedilecektir.

Üniversiteler sadece sermaye s›n›f›n›n kirli ç›karlar›nahizmet edecek elemanlar›n yetifltirildi¤i yerler halinegetirilecektir.

Hiç kuflkusuz bu sald›r› yaln›zca ö¤rencileri ve aileleride¤il, ö¤retim görevlilerini ve üniversitelerin çeflitlibirimlerinde çal›flan emekçileri de kapsamaktad›r. Ziraüniversitelerin çeflitli bölümlerinin kapat›lmas› veözellefltirilme uygulamalar› yaln›zca e¤itimin kalitesinidüflürmekle kalmamakta, ö¤retim görevlilerinin veemekçilerin de iflsiz kalmas›na neden olmaktad›r.

Anayasa Mahkemesi’nin sadece bir avuç asalaksömürücünün ç›karlar›n› kollayan karar›, toplumda büyükbir tepkiyle karfl›lanmaktad›r. Biz iflçi ve emekçiçocuklar›n› sermayenin kirli ç›karlar›na feda eden,üniversitelerimizi ticarethaneye dönüfltüren bu kararakarfl›, ‘03 y›l›ndaki gibi onbinler halinde alanlara ç›karakkararl› bir mücadele yürütürsek bu sald›r›y›püskürtebiliriz.

Bir-Kar gençli¤i olarak, tüm lise ve yüksekokulö¤rencilerini, baflta aileler olmak üzere, ö¤retimgörevlileri ve üniversitelerde çal›flan emekçileri e¤itiminparal› hale getirilmesi sald›r›s›na karfl› yap›lacak protestoeylemlerine kat›lmaya ve omuz omuza mücadele etmeyeça¤›r›yoruz.

EE¤¤iittiimmddee öözzeelllleeflflttiirrmmeeyyee vvee eelliitt üünniivveerrssiitteeyyee hhaayy››rr!!HHeerrkkeessee bbiilliimmsseell,, ppaarraass››zz vvee eeflfliitt ee¤¤iittiimm!!SSiillaahhaa vvee ssaavvaaflflaa ddee¤¤iill,, ee¤¤iittiimmee bbüüttççee!!

Bir-Kar Gençliği/Almanya

**AAllmmaannyyaa’’nn››nn EEsssseenn kkeennttiinnddee ddaa¤¤››tt››llaann bbiillddiirriiddiirr..

Page 48: Ekim Gençliği sayı:80

Yurtd›fl› Ekim Gençli¤i olarak düzenledi¤imiz I. EkimGençli¤i E¤itim Kamp›’n› Aral›k ay›n›n son haftas›ndabaflar›yla gerçeklefltirdik. Üç gün süren kamp›m›z› “I.Ekim Gençli¤i E¤itim Kamp›” ismiyle ve “GençlikParti’ye, devrime, sosyalizme!” slogan›yla düzenlendik.

E¤itim kamp›m›z› bir haftal›k bir çal›flma olarakplanlam›fl ve sunum yap›lmas› planlanan konular› dahakapsaml› ele alm›flt›k. Fakat yurtd›fl›nda yaflad›¤›m›zsüreç ve önümüze koydu¤umuz görevleri gözeterek,çal›flmam›z› daha k›sa bir süreye s›¤d›rmak zorundakald›k. Bu nedenle daha önce sunumu düflünülenkonularda da s›n›rlamaya gittik.

Başarılı bir çalışma

E¤itim kamp›m›z, dünyada ve ülkemizde devrim vesosyalizm mücadelesinde ölümsüzleflen komünist vedevrimciler için yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›. K›sa biraç›l›fl konuflmas› ve baflar› dilekleriyle çal›flmalara geçildi.

E¤itim program›; “Bolflevik parti tarihi”, “Parti tarihi”,“Devrim stratejileri ve program sorunlar›”,“Emperyalizm” bafll›klar›ndan olufluyordu.

Sürenin k›sa olmas› ve seçilen konular›n kapsam›n›nyaratt›¤› tedirginli¤e karfl›n görev alan tüm yoldafllar›m›zbaflar›l› sunumlar yapt›lar. Sunum yapan yoldafllar›ngörevlerini oldukça ciddiye ald›klar›n› ve konular›nailiflkin kaynaklar› incelediklerini gözlemledik. Anlat›ms›ras›ndaki heyecan ve coflkular› dinleyicilere de yans›d›.

Sunumlar tek düze olmad›. Çeflitli bölümler halindeanlat›m yoluna baflvuruldu. Bu yöntem oldukça yararl›oldu, pek çok sorunun sorulmas›n›, böylece konular›nanlafl›lmas›n› kolaylaflt›rd›. Verimli bir dizi tart›flmayazemin haz›rlad› ve sunum yapan yoldafllar›n kendilerinidaha iyi ifade etmelerini sa¤lad›.

Kampta gündüzleri belirlenen sunumlar, akflamlar› isegençlik çal›flmas›n›n sorunlar› ve çözümü noktas›ndayararl› tart›flmalar yap›ld›. Hemen herkes bu tart›flmalarakat›ld› ve katk› sundu. Daha önce hakk›nda fazla birgözleme sahip olmad›¤›m›z kimi yoldafllar›m›z›n butart›flmalara aktif bir biçimde kat›lmalar› vedüflünceleriyle öne ç›kmalar› bizim aç›m›zdan kamp›n birdi¤er kazan›m› oldu.

Kampın ismi üzerine

Kamp›n ismi konusunda yapt›¤›m›zön tart›flmalarda öncelikli öneriler flehityoldafllar›m›z›n ismini vermek fleklindeoldu. Partimizin özü ve özeti olanyoldafllar›m›z›n bizler için önemi veanlam›n›n, yaratt›klar› de¤erlerinfark›ndayd›k. Fakat biz yine de,ülkedeki yoldafllar›m›z›n yapt›klar›e¤itim kamplar›na sözkonusuyoldafllar›n adlar›n› vermelerinden dehareketle, baflka bir tercih yapt›k.

Kamp›n ismini I. Ekim Gençli¤i E¤itim Kamp› olarakbelirledik. Bunun bizler aç›s›ndan anlam›, en azyoldafllar›m›z›n ismini vermek kadar önemliydi. Bizleryurtd›fl›ndaki Ekim Gençli¤i olarak, ülkemizdeki EkimGençli¤i’nin bir parças›y›z. Onlar›n baflar›l› çal›flmalar›,ülkemizdeki gençlik hareketine kazand›rd›klar› dinamizmbizler aç›s›ndan büyük bir moral ve motivasyonkayna¤›d›r. Dolay›s›yla ülkedeki Ekim Gençli¤i’nin birparças› oldu¤umuzu hissedebilmek, Ekim Gençli¤ikimli¤ini önplana ç›karmak ve onu her aç›daniçsellefltirmek istedik. Kamp›m›z› bu isim alt›ndadüzenleme karar›m›za bu düflünce yön verdi.

Öte yandan kamp›m›z›n ad› ülkedeki yoldafllarlagerçekten organik iliflkiler kurmak ve onlarla her aç›danbütünleflmek için bir ça¤r› niteli¤i tafl›maktad›r. Ülkedekiyoldafllar›m›z›n bu ça¤r›y› alg›layacaklar›na, bizlerinyurd›fl›ndaki çal›flmalar›n› daha ciddi izleyeceklerine veorganik bir iliflki kurmak yönünden daha istekliolacaklar›na inan›yoruz.

“Gençlik, Parti’ye, devrime, sosyalizme!”

‹lk kez Bolflevik Parti tarihi gibi, komünistmiras›m›z›n son derece anlaml› bir bölümünü okuduk,inceledik ve kavramaya çal›flt›k. Bunu “Ekim”i ve “YeniEkimlerin Partisi”nin tarihini anlama ve içsellefltirmeçabas›yla birlefltirdik. Türkiye devrimci hareketiningeçmiflini anlama ve devrimci birikimini sahiplenmeçabas›yla birlikte ele al›nan bu konular, bafltahaz›rlay›c›lar olmak üzere herkese heyecan verdi, ilgiuyand›rd›, okuma yönünde bir istek yaratt›. Fakat endikkate de¤er olan Partimiz’in temel özellikleri veüstünlükleri konular›ndaki anlat›m ve tart›flmalaragösterilen ilgi ve kavrama çabas› idi. Yoldafllar›m›z›nyar›n›n kadro adaylar› olduklar› düflünülürse, bu çokolumlu bir kazan›m olmufltur.

Partimizin çizgisini kavramak, temel özelliklerini veüstünlüklerini özümseyerek içsellefltirmek gelinen yerdebizim için yaflamsal öneme sahiptir. Yurtd›fl›n›n heryönüyle yozlaflt›r›c›, çürütücü ve ayakta kalmay›zorlaflt›r›c› koflullar›nda, çal›flmalar›m›z›n sürekleyicisi,güçlendiricisi ve dinamosu kadrolara olan acil ihtiyaç

II.. EEkkiimm GGeennççllii¤¤ii EE¤¤iittiimm KKaammpp››……“Gençlik

Parti’ye,devrime,

SOSYAL‹ZME!”

Ekim

Gençli¤i

48

Page 49: Ekim Gençliği sayı:80

gözetilirse, bu çok daha iyi anlafl›lacakt›r. Zaten kamp›m›zda bu ihtiyaca ve Partimiz’in biz Ekim Gençli¤i’nin yenidönemi omuzlama ça¤r›s›na bir yan›t olmufltur. Çok k›sabir süreye s›¤d›r›lan yo¤unlaflt›r›lm›fl ideolojik e¤itimfaaliyetimiz genç yoldafllar›m›z› daha donan›ml› k›lm›flt›r.

fiimdi önümüzdeki dönemde yerellerde bu kamp›nkazan›mlar›n› koruma ve çal›flmalar›m›zda etkin birbiçimde kullanma görevi bizi beklemektedir. ‹deolojike¤itime bundan böyle daha çok önem vermeli ve dahayöntemli bir biçimde bu çal›flmaya devam etmeliyiz.Gençlik yurtd›fl›nda da Parti çal›flmas›n›n gelece¤idir veflimdiden kendisini her bak›mdan buna haz›rlamal›d›r. Bu

sürecin h›zland›r›lmas› çerçevesinde gereken her çabaortaya konmal›d›r. Y›pranan güçlerin yerini taze vey›pranmam›fl yeni güçler almal›, Parti’nin bayra¤› gençkomünistlerin ellerinde daha da yükseklere çekilmelidir.

Ekim Gençli¤i I. E¤itim Kamp›’n›n sa¤lad›¤› moral vemotivasyonla, yenilenmifl bilincimiz ve iddiam›zla,Partimiz’in çizgisini, temel özellik ve üstünlüklerinikavrama ve içsellefltirme çabam›zla bir kez daha sözveriyoruz; yurtd›fl›ndaki Ekim Gençli¤i olarak Parti,devrim ve sosyalizm mücadelesinde daha bir kararl›l›kla,daha büyük bir enerjiyle yürüyece¤iz.

Yurtdışı’ndan Ekimci Genç Komünistler

Ekim

Gençli¤i

49

‹flbafl›ndaki SPD-Yefliller hükümeti üniversiteö¤rencilerinden har(a)ç al›p almamay› eyalet meclislerineb›rakm›flt›. Alman Anayasa Mahkemesi geçti¤imiz günlerdebu konuyu ö¤rencilerin aleyhine sonuçland›rd›. Ald›¤› kararla,ilk etapta CDU’nun hükümette oldu¤u alt› eyalette sömestrbafl›na her ö¤renciden en az 500 Euro har(a)ç almauygulamas›n› resmen yasalaflt›r›ld›. Bu sald›r›y›, paral›e¤itime yönelik baflka sald›r›lar izleyecektir. Örne¤in, flimdiyekadar devletçe ödenen ö¤renci kredilerinin ileride tekrar gerial›nmak kayd›yla, banka ya da belli flirketlerce verilmesiplanlan›yor. Yine, e¤itimin özellefltirilmesi sald›r›s›çerçevesinde, üniversitelerin özellikle sosyal bölümlerikapat›lmakta, buralarda çal›flan ö¤retim görevlileri veemekçiler iflsiz b›rak›lmaktad›r.

Anayasa Mahkemesi’nin ö¤rencilerin aleyhine olan karar›an›nda ö¤rencilerin tepkilerine yol açt›. Bunun ifadesi olarak,ö¤renciler 3 fiubat 2005’te Almanya’n›n toplam befl kentinde(Berlin, Hamburg, Leipzig, Essen, Mannheim) soka¤a ç›kt›lar.Hamburg’da 10 bin, Leipzig’de 8 bin ve di¤er kentlerdebinlerce ö¤renci Anayasa Mahkemesi’nin karar›n› protestoetti.

Bu protestolardan biri de Almanya’n›n Essen kentindegerçekleflti. Eyleme yaklafl›k 2 bin kifli kat›ld›. Eylem ö¤renciörgütlenmesi AstA’lar taraf›ndan organize edildi. Eylemin,ö¤rencilerin s›nav günlerine denk gelmesi, en önemlisi deciddi ve tutarl› bir önderlikten yoksunluk ve eyleme dönük önhaz›rl›klar›n zay›fl›¤› kat›l›m› düflüren etkenlerdi.

Eylem Essen Üniversitesi’nin önünde saat 11.00’debafllad›. Toplanma yerinde yap›lan k›sa konuflmadan sonrayürüyüfle geçildi. Yürüyüflte har(a)çlara karfl› tepkileri ifadeeden çeflitli pankartlar ve dövizler tafl›nd›, bu do¤rultudasloganlar at›ld›. Coflkulu bir atmosferin hakim oldu¤uyürüyüflte “Herkese eflit ve paras›z e¤itim!” ve “Bizburaday›z, sesimizi yükseltiyoruz, çünkü e¤itim hakk›m›zçal›n›yor!” sloganlar›, s›kl›kla at›lan ve öne ç›kan sloganlaroldu.

fiehir merkezinden geçilerek devam eden yürüyüfl, EssenÜniversitesi’nin yak›n›nda yolun trafi¤e bir süreli¤inekapat›lmas› ile devam etti. Yol kapatma eylemine bir süresonra polis sald›rd›, 30 civar›nda protestocu gözalt›na al›nd›.

Buna ra¤men ö¤rencileroturma eyleminisürdürdüler, eylemmücadele için tekrarbuluflma ça¤r›s› ile sonaerdirildi.

Bir-Kar olarakö¤rencilerin bu eylemine,

üzerinde Almanca “Bask›ya, sömürüye ve sosyal hakgasplar›na karfl› mücadeleye!” fliar›n›n yaz›l› oldu¤upankart›m›z ve Bir-Kar Gençli¤i imzal› dövizlerimizle kat›ld›k.Dövizlerimiz ve yine Almanca yaz›lm›fl “E¤itim meta de¤ildir!”bafll›kl› Bir-Kar Gençli¤i imzal› bildirilerimiz ö¤rencilertaraf›ndan sempati ile karfl›land›. Yayg›nca da¤›tt›¤›m›zbildirilerimize ö¤rencilerin d›fl›nda bas›n›n da ilgi gösterdi¤inigözlemledik.

Sald›r›n›n üniversitelerin sömestr tatiline girece¤i günlerinhemen öncesine denk getirilmesi bilinçli bir tercihtir. Amaçtepkileri zay›flatmak ve süreç içerisinde kan›ksatmakt›r. Nevar ki sald›r› 10 binlerce ö¤rencinin k›y›m›na yol açmaktad›rve tepkiler bu kez kolayca dizginlenemeyecektir. Sermayenine¤itime yönelik bu sald›r›lar›na karfl› tepkiler önümüzdekidönemde gittikçe yo¤unlaflma, yayg›nlaflma ve kitleselleflmee¤ilimi tafl›maktad›r. Ö¤renciler as›l kitlesel ç›k›fllar›n› Nisanay›ndan bafllayarak 1 May›s’ta yapmay› düflünüyorlar.

Sermayenin sald›r›lar konusundaki pervas›zl›¤› gözönüne al›nd›¤›nda, eski protestocu tutumlarla bu sald›r›lar›ngeri püskürtülmesi mümkün görünmemektedir. Bunun içinüniversite gençli¤inin etkili boykotlar, üniversite iflgalleri gibiyapt›r›m gücü olan eylemlere baflvurmas› gerekiyor.Halihaz›rdaki ö¤renci hareketi bu tür etkili eylemleri organizeedebilecek bir örgütlülük ve önderlikten yoksun.Üniversitelerin tek örgütlü gücü olan AstA’lar (ö¤rencimeclisleri) sonuç al›c› eylemleri örgütleme güç ve iradesinesahip görünmüyorlar. Buna karfl›n ö¤renci taban›nda çoksomut olmak üzere, sald›r› toplumun ezilen kesimlerinin,sald›r›dan nasibini alan ö¤retim görevlileri ve üniversitelerdeçal›flan emekçilerin derin hoflnutsuzlu¤una yol aç›yor.Ö¤renci taban›ndaki mücadele iste¤i, toplum ölçüsündekiderin hoflnutsuzluk harekete geçirilirse, bu sald›r› geripüskürtülebilir. Böyle bir geliflme AstA gibi örgütlülükleri deharekete geçirecektir. Essen’de polisle çat›flmaya varanprotesto eylemi, bu eylemle kendisini d›fla vuran mücadeleistek ve kararl›l›¤›, ö¤renci taban›ndaki mücadele iste¤i vedinami¤inin kendi önderli¤ini yaratabilece¤inin bir ifadesidir.

Bir-Kar Gençliği /Almanya

AAllmmaannyyaa’’ddaa üünniivveerrssiittee hhaarr((aa))ççllaarr››nnaa kkaarrflfl›› mmüüccaaddeellee hh››zz kkaazzaanndd››......

Paral› e¤itime karfl› protestoeylemleri

Page 50: Ekim Gençliği sayı:80

-- IIrraakk’’aa nneeddeenn ggiittttiinniizz??- 9 fiubat 2004 tarihinde, Türkiye’nin daralan ekonomisi

iflsizlere istihdam sa¤layamad›¤› için, daha iyi bir yaflam vegelecek için Irak’a gitmek zorunda kald›m.

-- NNeelleerrllee kkaarrflfl››llaaflfltt››¤¤››nn››zz›› aannllaatt››rr mm››ss››nn››zz??- Öncelikle Irak kozmopolit bir yer. Arap, Kürt, Hristiyan,

Türkmen, Yezidiler... Yan›s›ra Müslümanlar aras›nda fiii-Sünni ayr›mc›l›¤› var. Kaos ve belirsizlik öteden beri var olantoplumsal bir sorun. ‹flsizli¤in, yoksullu¤un had safhadaoldu¤u bir ülke. ‹nsanlar çok az parayla geçinmek zorundakal›yorlar. Herfley ucuz ancak al›m gücü yok.

Çal›flt›¤›m flirket altyap› alan›nda hizmet veriyor. Irak’taaltyap› sorunu insan sa¤l›¤›n› tehdit edecek durumda.

Irak halk›n›n bize bak›fl› hiç de içaç›c› de¤ildi. Türk veMüslüman oldu¤umuzu belirtti¤imiz halde farkl›davranm›yorlard›. Orada da Türkiye de oldu¤u gibi mezhepsoruflturmas› var. Yabanc› oldu¤umuzu sezinleyip mesafelidavran›yorlard›. Irak’ta iken bafl›ma gelebileceklerdenkorkuyordum. Alevi olmam nedeniyle namaz k›lmay›bilmedi¤im için kaç›r›lma ihtimalinden dolay› her günkorkuyla yafl›yordum. Maalesef korktu¤um bafl›ma geldi.

-- NNaass››ll kkaaçç››rr››lldd››nn››zz,, rreehhiinn kkaalldd››¤¤››nn››zz ssüürreeccee nnee ggiibbiiflfleeyylleerrllee kkaarrflfl››llaaflfltt››nn››zz??

- Sabah saat alt› civar›nda ana kap› giriflindeki güvenli¤ietkisiz hale getirip içeri girmifller. 5-6’s› polis üniformas›giymiflti. Ard›ndan 40-50 kiflilik silahl›-maskeli bir grupgelerek, 18 kifliyi etkisiz hale getirdi. Bizi ald›lar, gözlerimizive ellerimizi ba¤lay›p araca bindirdiler. Yeflil bir araziyegötürüp bir barakaya koydular. Sigara istedik, ‘haram’ deyipihtiyac›m›z› karfl›lamad›lar. Abdest al›p namaz k›lmam›z›istediler, ben abdest almay› ve namaz k›lmay› bilmedi¤im içinbeni ‹srailli-Amerikal› zannettiler, bunun üzerine beniöldürmekle tehdit ettiler. ‹kisi üç arkadafl›m› gözleri ba¤l›d›flar› ç›kar›p silah dayayarak, benim hakk›mda Türk mü,Müslüman m› diye sorular sormufllar. K›rk gün sonra bizib›rakt›lar.

-- IIrraakk’’ttaa ggrruuppllaarr›› yyoorruummllaarr mm››ss››nn››zz??- Irak’ta üç grup vard›r. 1-Direniflçiler, 2-Rehine kaç›ran

gruplar, 3-Gizli servis elemanlar›. Direniflçiler, kesinlikle suçuiflleyeni araflt›r›p düflman için çal›flt›¤›n› belirledikten sonrayakalay›p öldürüyorlar. Rehine avc›lar› ise otoritebofllu¤undan faydalan›p, para için eylem yapan insanlar.

-- TTüürrkk DDeevvlleettii ssiizziinn iiççiinn nnee ggiibbii ggiirriiflfliimmlleerrddee bbuulluunndduu?? - Ben hiçbir fleye tan›k olmad›m. Zaten rehine iken hiçbir

yard›mlar› olmay›p sadece klasik konuflmalarla geçifltirmifller.Irak’ta öldürülüp cenazesi ailesine ulaflt›r›lmam›fl insanlarvar.

-- IIrraakk’’ttaakkii ddiirreenniiflfl nnee dduurruummddaa??- fiu anda tam bir kaos yaflan›yor. Saddam zaman›nda

zengin olanlar asalak gibi yafl›yorlar. Irak halk›n›n ço¤unluklaSünni grubu savafl›yor. fiiiler de Necef, Kerbela’daki ‹slamide¤erlere karfl› sald›r› olursa hareketleniyorlar. fiiilermaalesef iflbirlikçi kimli¤e bürünmüfller.

-- ‹‹flflggaall hhaakkkk››nnddaa ddüüflflüünncceenniizz nneelleerrddiirr??- ‹flgale karfl›y›m. Irak halk›na özgürlük ve demokrasi

getirmek vaadiyle Irak topraklar›n›n kan gölünedönüfltürülmesini insanl›k d›fl› bir durum olarak görüyorum.

-- IIrraakk’’››nn ggeelleeccee¤¤ii hhaakkkk››nnddaa nnee ddüüflflüünnüüyyoorrssuunnuuzz??- Çok uluslu bir yer oldu¤u için her zaman etnik

çat›flmalar›n yaflanabilece¤ini, halklar›n kendi kaderini tayinhakk›n›n her zaman emperyalistlerin takdiri ile sa¤lanaca¤›n›düflünüyorum.

-- IIrraakk’’aa ggiittmmeekk iisstteeyyeennlleerr iiççiinn nnee ddüüflflüünnüüyyoorrssuunnuuzz??- Ölümün nereden ne zaman gelece¤i belli

olmamas›ndan kaynakl›, kimsenin gitmesini istemiyorum.-- SSoonn oollaarraakk eekklleemmeekk iisstteeddii¤¤iinniizz bbiirr flfleeyy vvaarr mm››??- Daha iyi bir yaflam ve gelecek için her ulusun kendi

topra¤›nda savafls›z yaflamas›n› istiyorum. Yar›na dair dahagüzel, daha bar›flç›l, insan haklar› ihlalinin olmad›¤›,insanlar›n düflüncelerini serbestçe dile getirdi¤i, refah düzeyiyüksek sosyalist bir Türkiye özlemimi belirtmek istiyorum.Sosyalizmin gelece¤ine inan›yorum. Dünya kendini yoketmedikçe sosyalizme daha çok ihtiyaç duyulaca¤›n›düflünüyorum.

Savafls›z, sömürüsüz bir dünya özlemiyle,çal›flmalar›n›zda baflar›lar dilerim.

Adana Ekim Gençliği

Irak’ta kaç›r›lan Erdal Sar›kaya ile konufltuk...

““IIrraakk ttoopprraakkllaarrıınnıınn kkaann ggööllüünnee

ddöönnüüşşttüürrüüllmmeessii

iinnssaannllııkk ddıışşıı bbiirr dduurruumm.... ..””

Ekim

Gençli¤i

50

Page 51: Ekim Gençliği sayı:80

AAnnkkaarraa ÜÜnniivveerrssiitteessii CCeebbeeccii KKaammppüüssüü öö¤¤rreennccii ttoopplluulluukkllaarr››yyllaa rrööppoorrttaajj......

Ö¤renci topluluklar›n›n ifllevive gençlik hareketine bak›fl›

Siyasal Bilgiler FakültesiSiyasal Bilgiler Fakültesi

Mülkiye Tartışma PlatformuMülkiye Tartışma Platformu

1. MTP ad›na, bu okulda gündem üzerine, ö¤rencisorunlar› ad›na tart›flmalar yap›yoruz. Amac›m›z okulupolitik bir alan haline getirmek. Ö¤renci sorunlar›n› vemakro düzeyde kapitalizmin iliflkilerini sorgulayacaknitelikte, ö¤rencilerin okullar›n›, kendi alanlar›n›savunmas›na yönelik bir çal›flma.

2. Okul cephesinden ilgi yok, ters yönlü bir ilgi var.Ö¤renciler cephesinden de ilgi yok, ama biz zaten bu iflebu durumu bilerek bafllad›k. Ö¤renci sorunlar›na yönelikbir topluluk oldu¤umuz için ilgi geliyor. Tart›flmalar›m›za30-40 kifli gibi kat›l›mlar oluyor. Hocalar gayet ilgisiz,bizim yapt›¤›m›z ifli küçük görüyorlar.

3. Tart›flmalar düzenliyoruz ve metinlerini iki ayl›kç›kan dergimizde yay›nl›yoruz. Dergi çal›flmam›z düzenliolarak sürüyor. Konular ö¤renci sorunlar›, Türkiye vedünya gündemi oluyor. Her say›da bir dosya haz›rl›yoruz.Bu dosya ve konular topluluk taraf›ndan ortak olarakbelirleniyor. Di¤er topluluklarla ortaklafla yapt›¤›m›zçal›flmalar da var.

4. Ö¤renci hareketini otonom bir hareket olarakgörüyorum. Ö¤renci hareketinin üniversitede verece¤i

mücadele d›flar›daki hegemonik mücadeleyeeklemlenmeli. S›n›f özcü bir ö¤renci hareketinireddediyorum. Tabii ki ö¤renci hareketi s›n›f hareketindenba¤›ms›z olamaz, ama bu ba¤l›l›k hiyerarflik bir ba¤l›l›kde¤ildir. Kapitalizmin sömürü mekanizmalar›na üniversitedüzeyinde direnmek ö¤rencilere düflüyor. Üniversitelerdekapitalizmden kaynakl› sorunlarla mücadele etmekgerekir.

5. Elbette düflledi¤imiz bir fley. Ama çekincelerimizvar. Biz SBF’de iki sene birleflik ö¤renci derne¤içal›flmas› yapt›k. Ö¤rencilerden çok örgütler bu ifliyap›yor. ‹fllevsizlefliyor. Apolitik ö¤renciler dernekad›ndan korktuklar› için topluluk olsun dediler.

Gençlik hareketi birleflmelidir. Üniversite gençli¤ininortak noktas› ö¤renci gençli¤in sorunlar›d›r. Sekteryaklafl›mlarla bu hareket baflar›l› olamaz.

Sosyal Araştırmalar TopluluğuSosyal Araştırmalar Topluluğu1. Topluluklar›n ‘80 sonras› apolitikleflen gençli¤in

politiklefltirilmesi yönünde faaliyetleri olmal›d›r.2. Topluluklara yönelik ilgi farkl› alanlarda de¤ifliyor.

Kendi okulumuzda topluluk faaliyetleri iyi gidiyor.Topluluklar›n ö¤rencileri politize etmesi anlam›nda

Ekim

Gençli¤i

51

Röportajda sorulan sorular:

1. Öğrenci toplulukları bugün

nasıl bir işlevi yerine getiriyor?

2. Sizce okul ve öğrenciler

cephesinden topluluklara yönelik

ilgi yeterli mi?

3. İçinde bulunduğunuz

topluluk nasıl bir üretim süreci

içinde?

4. Öğrenci hareketine nasıl

bakıyorsunuz?

5. Birleşik bir gençlik kurultayı

hakkında ne düşünüyorsunuz?

Page 52: Ekim Gençliği sayı:80

çal›flan topluluklar var. Daha farkl› tarzda çal›fl›p dahafazla insana hitap eden topluluklar da var.

3. Toplulu¤umuz sosyolojik bulgular üretmeye yönelikçal›flmalar yap›yor. Bunun için sosyolojinin ve yöntembilimin metotlar›n› kullan›yoruz. Bunlardan anket, belgeanalizi vb. örnek verilebilir. Bunlarla birlikte toplulu¤uniki y›l önce yapt›¤› ‹srail-Filistin çal›flmas›, geçen y›lyapt›¤› NATO çal›flmas› ile ö¤renci kitlesinin bu konularaolan duyarl›l›¤›n› ya da duyars›zl›¤›n› ortaya koymayaçal›flt›k.

4. Ö¤renci hareketinin günümüzde kötü bir dönemdeoldu¤unu düflünüyoruz. Bu sorunun nas›l afl›laca¤›konusunda verimli fleylerin üretilmedi¤ini düflünüyoruz.

5. Bu ve benzeri çal›flmalar›n daha önce yap›ld›¤›n› veistenilen sonuca ulaflmad›¤›n› düflünüyorum. Anlad›¤›mkadar›yla (kurultay) ortaklaflt›rma amac› güdüyor. Bunungerçekleflmesi ö¤renci hareketi aç›s›ndan olumlu sonuçlardo¤urabilir. Ancak, gerçekleflme olas›l›¤›n›n düflükoldu¤unu düflünüyorum.

Ekonomi Araştırmaları TopluluğuEkonomi Araştırmaları Topluluğu1. Bask›n olan kültür sermaye kültürü; hala belli

de¤erlere sahip ç›kma çabas›yla hareket eden insanlar›nvarl›¤› onun karfl›t›n› do¤urdu. Bu asl›nda genelmücadelenin üniversiteye yans›mas›. Yans›man›n s›n›f

eksenli yürüdü¤ünü düflünüyorum.Bir taraftan topluluklar kariyer günleri, CV

yaz›m günleri düzenlerken, di¤er taraftanakademik, bilimsel kayg›yla hareket edenlerinolmas› umut verici. Bu arada verilen akademikmücadele güdük bir akademizme kayma tehlikeside tafl›yor.

2. Hay›r de¤il! ‹ki kesim için de! Özelliklebilimsel kayg›yla hareket eden topluluklar için hiçde¤il. Yine de bu ö¤rencilerden bir fley olmazmant›¤› gütmemek laz›m. Üniversitedeki ö¤renciprofilinin yeniyi arama çabas› var. Yeni olmak içinalternatif bir durufl gerekli, o zaman ilgigörülecektir.

3. Daha çok okuma toplulu¤u olarakflekillendik. Atölye çal›flmalar› yürütüyoruz.Güncel akademik geliflmelere müdahale için süreliyay›nlar› takip ediyoruz. Panel, konferans gibiaraçlar da kullan›yoruz.

4. Genel bir kan› var. Var olan topluluklarlaö¤renci hareketi ba¤›ms›z gibi gözüküyor. Bunuk›rmak için var olan harekete topluluklarlamüdahil olmak gerekiyor. Belli çekinceler var.Mesela ÖTK seçimleri gizli, bizi temsil etmeyeninsanlarla yap›l›yor. ‹ç dinamiklerden kopuk birfleylere uyum için yap›ld›¤› sürece içselleflmeyecekgibi gözüküyor, AB uyum süreci gibi.

5. Kongreler bunun bir aya¤› olabilir. Bunundayanaklar›n› ayaklar› yere basan bir flekildede¤erlendirmek gerekiyor. Çok iyi niyetlioldu¤unu düflündü¤üm çabalar olmas›na ra¤men

bunlar s›n›rl› kalabiliyor. Bunun dayana¤›n› afla¤›danyukar›ya örgütlemek gerekiyor. Genifl ö¤renci y›¤›nlar›içerisinde böyle bir taleple birleflilmezse bu çabalar sonuçvermeyebiliyor.

Topluluklar›n siyasallaflmama kayg›s›yla hareketettiklerinden kaynakl› çekinceleri olabiliyor. Tabiisiyasetlerin de bunda pay› var.

Hukuk FakültesiHukuk Fakültesi

Hukuk Gazetesi Öğrenci TopluluğuHukuk Gazetesi Öğrenci Topluluğu1. Hukuktaki malzemenin içine giremeyiflimiz ve hafl›r

neflir olamay›fl›m›z, özne olamay›fl›m›z, elefltirelolamay›fl›m›z sonuçta ortaya bir çal›flma yapma ihtiyac›ç›kar›yordu. Paylaflma imkan› sa¤lad›.

Ö¤renci topluluklar› apolitikleflmenin yo¤unlaflt›¤›dönemlerde, politikleflmeye çal›flan insanlar›n kendileriniifade edebilecekleri demokratik yap›lard›r. Belli s›n›rlar›vard›r. Bu yap›lar kitleselleflmeyi artt›r›r. Ö¤rencimuhalefetini destekler, muhalefetin geriledi¤i zamanlardatopluluklarda da gerileme olur. Politik çal›flmalar›nmarjinalleflti¤i dönemlerde ö¤renci topluluklar› çokönemli bir ifllev yerine getirir.

2. Ö¤renci say›s›yla oranland›¤›nda tabii ki yetersiz.Ama yine de var olan ortamda bir fleyler yapacak insanlar

Ekim

Gençli¤i

52

Page 53: Ekim Gençliği sayı:80

var. Toplumsal olaylarla ço¤unlu¤un ilgilenmedi¤iaflikar. Yap›lan en ufak faaliyet bile çok önemli,özellikle günümüzdeki koflullarda.

S›n›fsal konumuyla, idarenin bask›c› konumu budurumu (gerilik, zay›fl›k) destekliyor. Yönetiminpolitikalar›n› uygulayan topluluklar idare taraf›ndandestekleniyor.

3. Hukuk Gazetesi, sonuçta gazete olman›nkoflullar›n› yerine getirmeye çal›fl›yor. Belli birideolojik perspektifi yok. Genifl kesimlerin kendileriniifade etmesini sa¤lamaya çal›fl›yor. Bütün siyasalyap›lar›n kat›l›m›yla oluflan, sorunlara hukuksal aç›danbakan bir gazete olmas› yönünde bir iste¤imiz var, amayine de belli bir çevrenin ç›kard›¤› bir gazete halinial›yor. Keflke Hukuk Gazetesi sahiplenilse, böyle birgelenek bafllat›labilir. Bu topluluk insanlar›n yazmay›ve okumay›, gündemi h›zla de¤erlendirmeyiö¤rendikleri bir yer.

4. Ö¤renci hareketi dönemsel olarak h›zlageliflebilen bir yap›ya sahip. Dinamik ve saman alevigibi h›zla yan›p sönebiliyor. Ö¤renci gençlik toplumdaen hareketli kesimlerden biri. Nesnel olarak da yar›ayd›n bir karaktere sahip. Ateflleyici hareketler ilkö¤renci hareketinden bafll›yor. 12 Eylül’den bu yanaö¤renci hareketinin en çok yükseldi¤i dönem 96’yd› veflimdi biz ö¤renci muhalefeti olarak onun miras›n›yiyoruz. Eskiden üniversitelerde ö¤retim görevlileritoplumsal olarak daha duyarl›yd›. Ama flimdi akademis›rça köflk ve ö¤rencilerden kopuk. YÖK ortal›¤›tarumar etti.

5. Bu tür çabalar farkl› dönemlerde denendi.‘70’lerde ve ‘90’larda. Farkl› yap›lar› bir araya getirenyap›lar›n da olmas› gerekir. Belli bir dönem sonragenelde da¤›l›r ve hegemonya mücadelesi yarat›l›r.Ama yarat›c›d›r da. Platform giriflimlerinin baflar›l›olaca¤›n› düflünmüyorum. Birbirinden çok farkl›siyasetler var. Gençlik muhalefetini yükseltmeyeçal›fl›rken üniversitenin siyaseti yap›lmal›d›r,üniversitede siyaset yapmak yerine. Yap›lmas› gerekenilk politika asgari düzeyde paras›z e¤itim slogan›n›sahiplenmek olabilir. Nesnel koflullara ra¤men gençlikgruplar› iradeyi çok fazla zorluyor.

Topluluklar›n kendini burada özgürce ifadeedebilmesi gerekir. Yine de küçük gruplar kabuletmeyecektir. Çünkü farkl›y›z, farkl› fleyler yap›yoruz.Bu kurultay bu geniflli¤i sa¤lamal›d›r. Yoksa baflar›s›zolur. Kesinlikle afla¤›dan yukar›ya örgütlenmesi gerekir.

Hukuk Fakültesi Tiyatro TopluluğuHukuk Fakültesi Tiyatro Topluluğu1. Okulumuzda ö¤renci topluluklar›n›n etkin

oldu¤unu düflünmüyorum. ‹dare bunlar› engellernitelikte. Okulda hem topluluklar›n kendisiyle, hem debirbirleriyle iliflkilerinde kopukluklar oldu¤unudüflünüyorum.

2. Yeterli oldu¤unu düflünüyorum. Bizim

Ekim

Gençli¤i

53

Page 54: Ekim Gençliği sayı:80

toplu¤umuz için daha fazla ilgi var. ‹nsanlar önemsiyorlar.3. Biz bir çok tiyatro toplulu¤una göre farkl›

oldu¤umuzu düflünüyoruz. Tiyatrodaki hiyerarflik yap›n›nd›fl›nday›z. Herkesin eflit söz hakk› var ve yönetmen yok.Her fleyi kendimiz belirliyoruz. Bafllarda atölyeçal›flmalar› yaparken flimdi oyuna yönelik sahneç›karmaya çal›fl›yoruz.

4. Belirli noktalarda bir fleyleri de¤ifltirmeye yöneliketkin olunabiliyor. ‹zin verildi¤i ölçüde. Ö¤renci olaraketkiniz ve topluluklar aras›nda ö¤renci hareketindeki gibikopukluklar var. As›l sorundan çok yan sorunlarlailgileniyoruz.

5. Çok mümkün olaca¤›n› düflünmüyorum. Çok farkl›görüfllerde insanlar var. Ortakl›¤›n belirlenmesi sürecisanc›l› olur. Kurultaydan ortakl›k ç›kmas› zor olur. Bellibir hedefe yönelik örgütlenirse daha sa¤l›kl› olur.

Eğitim Bilimleri FakültesiEğitim Bilimleri Fakültesi

EBF Gazetesi Öğrenci TopluluğuEBF Gazetesi Öğrenci Topluluğu1. Bugün ö¤renci topluluklar› ö¤rencilerin kendilerini

ifade etmeleri, gelifltirmeleri, biraz da ülkede yaflanansorunlara duyarl›l›k gelifltirmeleri ifllevini üstleniyor.

2. Asl›nda EBF olarak yeterli, etkinliklere kat›l›mdayeterince ilgi var. Okul cephesinden ilgi yok. Topluluklars›n›rland›r›lmaya çal›fl›l›yor.

3. Gazete ç›kar›yoruz. ‹nsanlara gazete yoluylaulaflabiliyoruz. Topluluk içinde e¤itimde olan geliflmeleritakip etmek için okuma çal›flmalar› yap›yoruz.

4. Toplulukta farkl› görüfller olabilir. Benim görüflüm,ö¤renci hareketi son zamanlarda geri bir durumda.Özellikle yeni ö¤renciler örgütlülü¤e s›cak bakm›yorlar.Ayr›ca fakülte içinde gençlik hareketi daralm›fl durumda.

5. Gerçekte bir çözüm önerisi üretebilecek ve bunuhayata geçirebilecekse, tüm yap›lar›n ve ö¤rencilerin bunadestek vermesi gerekir. Topluluklar›n da kat›l›m›yla geniflkat›l›ml› olmas› gerekir. Topluluk olarak bu tür fleylerekat›lmakta istekli olabiliriz. Di¤er topluluklar›n kat›lmas›destekleyici nitelikte olur. Sadece siyasetlerin kat›lmas›topluluklar› geri çeker.

Yeni Kapı TopluluğuYeni Kapı Topluluğu1. Ö¤renci topluluklar› devrimci örgütler de¤ildir.

Demokratik, kitlesel örgütlerdir. Farkl› düflünce veinsanlar›n, ortak ve muhalif bir anlay›flla çal›flabilece¤iyap›lard›r.

2. Bizce yeterli de¤il, EBF’nin misyonu ve ilerisi içindaha duyarl› insanlar yetifltirmek, ö¤rencileriakademisyenler gibi duyarl› hale getirmek içinçal›fl›lmal›d›r. Biraz ilgili olunmal›d›r.

3. Çal›flmalar›m›z atölye çal›flmalar›. Bilim, kültür,sanat toplulu¤uyuz. Hem sanatsal, akademik bir fleylerüretmek, hem de insanlar›n kültürel düzeyini yükseltmekamac› tafl›r. Temel amac› mevcut olan› sorgulamakt›r.

4. Bizim di¤er topluluklardan fark›m›z, kültürel vesanatsal olarak toplum sorunlar›n› irdelemek. Bizimgençlik hareketine bak›fl›m›z onun kültürel ve sanatsal

geriliklerini irdelemeleri; onlar›n yaflamlar›n›, politikdurumlar›n› irdelemelerini sa¤layacakt›r. Toplulu¤un tüzelkiflili¤i yoktur. Böyle topluluklar ö¤renci hareketiniolumlu etkileyecektir.

5. Daha önce de ö¤renci kurultaylar› ad› alt›ndaça¤r›lar oldu. Bizim de YEKAT üyelerinin bireysel olarakdestekledi¤i kurultaylar oldu. Farkl› topluluklara ça¤r›laryap›ld›. ‹nsanlar›n düflüncede olumlu durdu¤u görüldü.Fakat pratikte sonuç al›namad›. Daha önceki pratiklerdesiyasetlerin samimiyetsiz olduklar›n› düflünüyorum.Siyasetler gençlik hareketinin sorunlar›n› teorik olarakkendi yay›nlar›nda belirtiyorlar, ama pratik olarak bir fleyyapm›yorlar.

İletişim Fakültesiİletişim Fakültesi

Küresel Barış ve Adalet ÖğrenciKüresel Barış ve Adalet Öğrenci

TopluluğuTopluluğu1. Ö¤renci topluluklar› bugün etraflar›n›n

politizasyonu için çal›fl›yor. Bu mevziye çekilmifldurumda. Yabana at›lacak bir görev de¤il bu.

2. Yeterli de¤il. Üzücü olan, herhangi bir toplulu¤aba¤l› ö¤rencilerin di¤er topluluklara ilgisiz olmas›. ‹darecephesinden BAK flansl› bir topluluk, akademisyenlerdens›n›rl› da olsa aç›k destek alabiliyor. fiu anda birçokakademisyen, sorsan›z, “ö¤rencilerin yan›nday›z” der. Ençok makbule geçen aç›k desteklerdir. Herhangi birakademisyenler toplulu¤una girdi¤imiz zaman, bunlar enaz›ndan ilerici oluyorlar. Ö¤rencilere gereken ise ifllevselbir aç›k destek vermeleridir.

3. Toplulu¤umuz daha çok kendini savafl karfl›t› olaraktan›mlayan insanlar› mobilize etmeyi amaçl›yor.‹nsanlar›n ço¤u Irak, Filistin iflgaline karfl›, ama önemliolan bireylerin ve kitlelerin aç›k eylemlili¤e geçmesi.Önündeki en büyük engel insanlar›n bunun beyhude veutanç verici olduklar›n› düflünmeleri. Yarat›lan psikolojibu, ama k›r›lamayacak bir fley de¤il. BAK aktivistleri biraraya gelince tart›flmalar›n ezilmiflliklere do¤ru kaymas›n›da istiyoruz. fiu anda gündem örgütlenmesini dahasa¤l›kl› buluyoruz.

4. Ö¤renci hareketi küçümsenmemesi gereken birhareket. Geçmiflte talihsiz bir flekilde iflçi s›n›f›hareketinden ayr› görüldü. Yaln›z b›rak›ld›. Ama er ya dageç iflçi hareketiyle birleflebilece¤ine inan›yorum. Di¤erezilmiflliklerle (ekoloji, eflcinseller vb.) temasa geçincebirbirlerini etkileyeceklerdir. Ö¤renci hareketi önünde herkoflulda sayg›yla e¤ilmeliyiz.

5. Olabilir. Gençlik kurultay› sonuca umutsuz bak›lsabile içine girilmeye de¤er bir çabad›r ve umut ›fl›¤›içinden do¤acakt›r. Her zaman söyledi¤imiz slogan›n içinidoldurmak gerekiyor. “Kurtulufl yok tek bafl›na; ya hepberaber, ya hiçbirimiz!” BAK olarak bu çabaya olumlubakar›z.

Ekim Gençliği/Cebeci

Ekim

Gençli¤i

54

Page 55: Ekim Gençliği sayı:80

Ekim

Gençli¤i

55

Murat Aslan 25 yafl›nda bir gençti. Ülkesi iflgaledilmifl, özgürlü¤ü tutsak edilmifl bir Kürt genci.Kürdistan’›n da¤lar›nda ve flehirlerde serh›ldan 盤l›¤›n›nyükseldi¤i bir dönemdi. Ve faflist sermaye diktatörlü¤ününelindeki tüm karanl›k yol ve yöntemleri uygulamayakoydu¤u, vahfli yüzünü gösterdi¤i, “devlet için kurfluns›kan›n da s›kt›ran›n da flerefli oldu¤u” bir dönemdiyaflanan. Murat Aslan’› 1994 y›l›nda Diyarbak›r’›nYeniflehir semtinde arkadafllar›n›n yan›ndan yaka paçaald›lar. Alanlar polis kimli¤i göstermifller ve Murat’› birToros arabaya bindirmifllerdi. Yaka paça götürülenMurat’tan bir daha haber al›namad›. Aradan aylar ve y›llargeçti. 10 y›l boyunca Murat’tan hiçbir haber alamayanbabas› afl›nd›rmad›k kap› b›rakmad›...

Murat’›n izine geçen y›l, Özgür Gündem gazetesindeeski bir J‹TEMci’nin itiraflar›n›n yer ald›¤› yaz› dizisindegeçen ifadelerle ulafl›ld›. Abdülkadir Aygan adl›, onlarcaKürt yurtseverinin katili bu çete mensubu, yapt›klar›n› ard›ard›na anlat›yordu. Aygan, Murat Aslan cinayetine dair deflunlar› anlatm›flt›:

“Murat Aslan isimli flah›s, Yeniflehir Semti’nde, yaniDiyarbak›r Belediyesi civar›ndan al›narak, (AbdülkerimK›rca o s›rada bizzat oradayd›) zorla sivil Toros arabayabindirildi ve J‹TEM’e getirildi. Daha sonra Silopi J‹TEM‹stihbarat Tim Komutanl›¤›’na götürüldü. Buradaiflkenceyle sorguland›ktan sonra Dicle Nehri’ninkenar›ndaki bir dereye götürüldü. Derede öldürülereküzerine benzin döküldü ve yak›ld›. Bu dere KörtükKöyü’nün karfl›s›na düflen bir dere idi.”

Bu ifadeyi ö¤renen baba sözkonusu yeri buldu. Buradabir mezar bulundu. Y›llar önce cinayete tan›k olan birçoban cesedi gömmüfl ve mezar›n etraf›n› kaybolmamas›için tafllarla çevirmiflti. Ne var ki çoban gördü¤ü bu alenicinayet karfl›s›nda korkuya kap›larak kimseye haberverememiflti.

Yap›lan incelemede, ç›kar›lan cesedin 10 y›l öncekaybedilen Murat Aslan’a ait oldu¤u anlafl›ld›. Aslankafas›na s›k›lan bir kurflunla katledilmifl, sonra dayak›lm›flt›.

Biz bu cinayetleri iflleyenleri çok iyi tan›yoruz. Onlar›bu ülkede y›llard›r sürdürmeye çal›flt›klar› karanl›ktan,kaybetmelerden, sokak ortas› infazlardan, iflkencelerdentan›yoruz. Biz onlar› kahraman pozlar›nda gezen eli kanl›katillerden, onlar› savunan baflbakan,cumhurbaflkanlar›ndan tan›yoruz. 33 kurflun vakas›ndan,Orgeneral Mu¤lal›lar’dan, Karadeniz’de katledilen15’lerden, Yahya Kaptanlar’dan tan›yoruz...

Bugün AB demokrasisi ve mevcut devlet yap›lanmas›içerisinde demokrasi mücadelesi diyerek Türk ve Kürt

halklar›n›n gözlerini karartmaya, gerçe¤i çarp›tmayaçal›flanlar›n yüzüne bir tokat gibi vurmal›y›z bu gerçekleri.Tokat gibi vurmal›y›z Ayganlar’›n itiraflar›n›. Sömürgecidevlet bugün hala ayn› korkuyu yafl›yor, katletmeyedevam ediyor. Yap›lmas› gereken yeni Murat Aslancinayetlerinin yaflanmamas› için mücadeleye geçmek,mücadeleyi örgütlemek ve büyütmektir. Yap›lmas› gerekenhesap gününün bir an önce gelmesi için u¤raflmakt›r. Buyap›lmad›kça, AB’nin, ABD’nin ya da TC’nindemokrasisine güvenildikçe, yaflanacak olan yenikatliamlar ve cinayetler olacakt›r.

KKaattiill ddeevvlleett hheessaapp vveerreecceekk!!EEflfliittlliikk,, öözzggüürrllüükk,, ggöönnüüllllüü bbiirrlliikk!!

BBiirr JJ‹‹TTEEMMccii’’nniinn iittiirraaffllaarr››......

Murat’›n katili devlettir!

Page 56: Ekim Gençliği sayı:80

Birinci emperyalist paylafl›m savafl›n›n sonunda yenilmiflolan Almanya, a¤›r koflullar içeren bir antlaflma imzalamakzorunda kalm›flt›. Güçlenen Alman burjuvazisi, bir yandansavafltan umdu¤u pay› alamam›fl olma, öte yandan ülkededevrimci hareketin yükselmeye bafllamas› nedeniyle faflistiktidar yolunu seçti. Böylece 1933’te Hitler önderli¤indeNaziler iktidara geldi. Komünistlerden sosyal demokratlarakadar herkese sald›ran Naziler, Versay Antlaflmas›’n› dageçersiz sayarak büyük bir askeri y›¤›nak yapmayabafllad›lar. Emperyalist-kapitalist sistem ‘29 bunal›m›n›derinden yafl›yor, dünyay› yeniden paylaflmak için savaflaihtiyaç duyuyordu. Alman tekellerinin temsilcisi Hitler eliylebu y›k›m savafl› bafllad›.

Savafl 1 Eylül’de Hitler’in Polonya’y› iflgal etmesi, bununüzerine 3 Eylül 1939’da, ‹ngiltere ve Fransa’n›n Almanya’yasavafl ilan etmesiyle bafllad›. Ancak ‹ngiliz ve Frans›zemperyalizmi bu ana kadar Almanya’n›n sald›rganl›¤›karfl›s›nda sessiz kalm›fllard›. Öncesinde Romanya ve Çektopraklar›nda iflgale giriflen, Avusturya’da darbe örgütleyen,tüm Avrupa’da faflist iktidarlara aç›k destek sunan Almanfaflizmini, emperyalistler Sovyet ülkesine karfl› kullanmakniyetindeydiler. Garantör olduklar› Çekoslovakya veRomanya’y› yaln›z b›rakmalar›n›n gerisinde de bu vard›.Fakat Almanya’n›n SSCB ile 1939’da yapt›¤› sald›rmazl›kpakt› sonras› tehlike kendilerine dönünce müdahale ettiler.

1940’ta Alman ordular› Fransa’y› çökertip ‹ngilizleriAvrupa’dan sürünce, Hitler SSCB’ye sald›rmaya karar verdi.Sald›r› 22 Haziran 1941’de bafllad›. 3 Temmuz 1941’deStalin radyodan yay›nlanan konuflmas›nda Sovyet halk›naflu ça¤r›y› yap›yordu: “Düflman zalim ve amans›zd›r.Aln›m›z›n teriyle ›slanan topraklar›, elimizin eme¤iyleüretti¤imiz hububat›m›z› ve petrolümüzü almak istiyor. Büyüktoprak sahiplerinin ve çarl›¤›n hakimiyetini kurmak istiyor.Sovyet halk›, her çeflit hoflgörüyü bir yana b›rakmal›d›r.Düflmana ac›mak diye bir fley olmamal›d›r…”* Ayr›ca geridedüflmana hiçbir fley b›rak›lmamas›n›, tafl›namayan bütünde¤erli mallar›n, ulafl›m araçlar›n›n tahrip edilmesiniistiyordu.

1941 y›l›n›n sonlar›na do¤ru savafl Almanya için oldukçaolumlu gidiyordu. Sonbaharda faflistler Leningrad kentine,Aral›k ay›nda da Moskova’n›n banliyölerine ulaflt›lar. DevletPlanlama Müdürü N. Voznesenki flunlar› söylüyordu: “1941y›l› Kas›m ay›nda Almanlar›n iflgal etmifl olduklar›topraklarda, tüm Sovyet nüfusunun %40’› yafl›yordu.Haziran’dan Kas›m’a kadar sanayi üretimi yar›dan fazladüflmüfltü.”**

Rusya’n›n maddi kaynaklar› Almanya’n›n kaynaklar›ndançok daha zay›ft›. Tüm bu olumsuz koflullara ra¤men Sovyethalklar›n›n tarihsel hakl›l›¤›ndan gelen kararl› direnifli devamediyordu. “Ard›m›zda Moskova; bir ad›m gerilemeyece¤iz!”diye hayk›ran komünistleri hayatlar›n› feda etmeye sevkeden, iflte bu hakl› davaya duyulan güvenle sergilenençelikten irade ve kararl›l›kt›.

Alman ordusu Genelkurmay Baflkan› General Blumentrittflunlar› söylemektedir: “28. Piyade Tümeni’ne ba¤l›birliklerimizin birkaç› Moskova’n›n d›fl mahallelerine girdiler.Ama Rus iflçiler fabrikalardan f›rlayarak, çekiçleri ve baflkaaletleri ile flehirlerini korumak için çarp›flmaya bafllad›lar.”***

Moskova’ya yap›lan di¤er sald›r›larda baflar›s›z olunca,1942’de Alman faflizmi, Karadeniz ile Hazar denizi aras›ndabulunan Kafkasya petrol yataklar›n› ele geçirmeyi hedefledi.Bunun için Volga Nehrini kullanmay› planl›yordu. Böylece‹kinci Dünya Savafl› süresince yap›lm›fl en büyük çarp›flmaolan Stalingrad savafl› bafllam›fl oldu.

Ev ev, sokak sokak savunulan şehir...

Stalingrad, Hazar Denizi’nin kuzeyinde Volga Nehri’ninkenar›nda kurulmufl olan önemli bir Sovyet sanayi flehriydi.Alman y›ld›r›m ordular›1942 yaz›nda Stalingrad’a ulaflm›fllarve flehri kuflatma alt›na alm›fllard›.

Eylül’ün ilk haftas›nda flehrin yak›nlar›nda çarp›flmalar

Stalingrad savunmas›:Bir direnifl destan›

Ekim

Gençli¤i

56

Page 57: Ekim Gençliği sayı:80

yaflan›yordu. Ayn› ay›n ikinci yar›s›nda kenar mahallelerdeve merkezde kanl› çarp›flmalar gerçekleflmeye bafllad›.Stalingrad fabrika iflçileri Çuykov’un 62. ordusunakat›lm›fllard›. Stalingrad’› savunanlar Volga k›y›s›nas›k›flt›r›lm›fllar, bütün çekilme yollar› kesilmiflti, takviye veyard›m ancak ›rma¤›n öbür yan›ndan gelebiliyordu.Almanlar›n yo¤un atefli alt›nda gerçeklefltiriliyordu bu ve k›sabir süre sonra buz parçalar› ›rmaktaki gidifl gelifli tamamenaksatacakt›.

27 Eylül’den Ekim’e kadar, üç fabrikan›n çat›s› alt›ndabo¤az bo¤aza çarp›flmalar oldu. Bunlar Stalingrad TraktörTesisi, K›z›l Ekim ve Barikat fabrikalar›yd›. 14 Ekim’den 19Kas›m’a kadar ev ev savunuldu Stalingrad. Bir tek soka¤› elegeçirmek için, bütün Avrupa ülkelerini ele geçirdikleri s›radakaybettiklerinden daha fazla zaman ve kan kaybetmekzorunda kal›yordu faflistler. Volga’n›n kilit flehri olanStalingrad’da Sovyet halk› müthifl bir inatla dövüflüyor, yerlebir edilmifl ve yüzde 90’› Almanlar›n eline geçmifl kenti birtürlü b›rakm›yordu.

19 Kas›m’da Stalin karfl› sald›r› emrini verdi. 19Kas›m’dan 22 Kas›m’a kadar, K›z›l Ordu sokak savafllar›ndatükenen 6. Ordu’nun kanatlar›n› yard› ve çembere ald›.Yetmifl befl gün boyunca bu savafl ev ev, sokak sokakdevam etti. Kas›m ay›nda çember içine al›nm›fl olan yaklafl›k250 bin Alman askerinden 35 bin kadar yaral› ve hastanakledildi. 120 binden fazlas› vuruldu ya da açl›ktanöldü, 90 bini esir al›nd›. Sadece 6 bini yurdunadönebildi. Böylece büyük bir hezimete u¤ram›fl olanAlman ordular›, 1943 fiubat ay›nda teslim oldular. ‹fltebu zafer savafl›n sonunu getirecek olan askeriharekat›n bafllang›c›n› müjdeliyordu. Art›k geriçekilmek yoktu, flimdi sald›rma ve ilerleme zaman›yd›.K›z›l Ordu bu tarihten itibaren Berlin üzerineyürümeye bafllad›.

May›s 1944 bafl›nda K›z›l Ordu yüzlerce kilometrekatederek onlarca Alman tümenini ezmifl ve bütün k›flve bahar aylar› boyunca amans›z savafllar vererekSovyet topra¤› üzerinde yaflayan 19 milyon Sovyetyurttafl›n› kurtarm›flt›r. SSCB devlet s›n›rlar›n› 400kilometre boyunca eski durumuna sokarakRomanya’ya ulaflm›fl ve Sovyetler Birli¤i’nin tamkurtuluflunun koflullar›n› ve Alman Wehrmacht’›n›nçökertilmesinin zeminini haz›rlam›flt›r. Tüm bu savaflboyunca SSCB büyük bir y›k›ma u¤ram›fl ve yaklafl›k20 milyon insan›n› yitirerek savafl›n en çok can verenülkesi olmufltur.

Devrimi can bedeli ile korumak!

Stalingrad Savunmas› ikinci emperyalist paylafl›msavafl›n›n dönüm noktas›d›r. Bunu sa¤layan, kentteyap›lan çarp›flmalar sonucu koca 6. Ordu’nunkuflat›l›p imha edilmifl, Hitler’in yenilmezli¤iefsanesine son verilmifl olmas›d›r.

Bu amans›z savaflta Sovyetler Birli¤i’nin temeldayana¤›, Sovyetler Birli¤i’nde yaflayan halklar›nNazizm’in boyunduru¤unda yaflamay› kesinliklereddetmelerinin yan›nda baflka bir burjuva rejimialt›nda yaflamay› da kabul etmemeleridir. Stalingradsavunmas›na ve “Büyük Anayurt Savunmas›” diyeadland›r›lan bu savafl›n tümüne bakt›¤›n›zda, Sovyetiflçi ve emekçilerinin iktidarlar›na, yani kendi

emeklerine sahip ç›k›fllar›n› ve bunu canlar› pahas›nasavunmalar›n› görürsünüz.

Sovyetler Birli¤i’nde yaflayan halklar, Ekim Devrimi’ninkazan›mlar›na sahip ç›kmak için hakl› bir savaflyürütmüfllerdir. Yaln›zca bir düzenli ordu savafl› de¤il, ayn›zamanda gönüllü partili müfrezelerden oluflan, düflmanhatlar› gerisinde gerilla savafl› ile de yürütülmüfl olan savafl›nas›l gücü, co¤rafi avantajlardan çok, tarihsel hakl›l›¤›ndagelir.

K›sa bir sürede Avrupa’y› ezip geçen, hiçbir direnifllekarfl›laflmadan Paris’e ulaflan faflist ordular› durduruppüskürtebilen güç, iflte bu güçtür. ‹flçi ve emekçilerin kendiemeklerine sahip ç›kmalar› ve kazan›mlar›n› korumalar›yolunda yaz›lm›fl bir destand›r Stalingrad. Bugün deemperyalist iflgal alt›ndaki tüm dünya halklar›n›n yolgöstericisi olmas› gereken Stalingrad Savunmas›’n›yaratanlar›n an›lar› önünde sayg›yla e¤iliyoruz.

Al›nt›lar, Isaac Deutscher’in “Stalin/Bir DevrimcininHayat›” (Cilt 2, Sosyal Yay›nlar›) isimli kitab›ndan al›nm›flt›r.

Stalingrad Savunmas›’na iliflkin kitaplar:Stalingrad Ders ve Uyar›, Guido Knopp, Pencere

Yay›nlar›Stalingrad Siperlerinde, Victor Nekrasov, Kastafl Yay›nlar›

K. Toprak

Ekim

Gençli¤i

57

Page 58: Ekim Gençliği sayı:80

Ekim

Gençli¤i

58

YYaayy››nnllaarr››mm››zz.... ..

EEKKSSEENN YYAAYYIINNCCIILLIIKKMollafleref Mah. Millet Cad. 52/10 Fatih/‹STANBUL

Tel: (0 212) 532 34 39

Page 59: Ekim Gençliği sayı:80

Amerikan deniz piyadelerini dünyanın lanetlileri iyi bilirler. Nerede

bir isyan, bir devrim olsa orada tüm dehşetleriyle onlar vardır. Sam

Amca onlarla gurur duyar. Amerikan çıkarları ve dünyanın bekası

onlara bağlıdır. Bu birlikler ilk kuruldukları 1872’den beri ayak

basmadık toprak bırakmadılar. Ayak izlerini takip edin, acılar, kan,

gözyaşı ve esaretle karşılaşacaksınız.

İlk müdahalelerini Haiti, Küba ve Filipinler’de yaptılar. Tüm

suçluların suç işledikleri yere döndüklerini söyleyen o evrensel yasa

gereği birkaç yıl önce yine Haiti’delerdi. Bu küçücük toprak

parçasında ayaklanan halkın üzerine helikopterlerden ateş açarak

yüzlerce insanı öldürdüler. Amerikan Kongresi tarafından resmi

destek verilen paramiliter askerlerin de katkısı ile Haiti tam bir

cehenneme döndü.

Bu genç de paramiliter askerler tarafından vurulmuş. Yirmi

yaşının güzelliği ile öyle yatadururken, diğer Amerikan tekelleri ile

birlikte Phillip Morris de Haiti de varlığını sürdürecek ve utanmazca

şöyle yazacak sigara paketlerinde: Sigara öldürür!

Ekim

Gençli¤i

59

ZZaarraarrllıı aallıışşkkaannllııkkllaarr!!

Page 60: Ekim Gençliği sayı:80