29
www.sosyalbilim.org 1 www.sosyalbilim.org SİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan ‘seis’ (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri ‘Polis’ sözcüğünden türetilmiştir. Devlete ait işler anlamını taşır. Devlet: Toplumların evrimiyle birlikte, söz konusu yönetimin kurumsallaşması aşamasında ortaya çıkmıştır. İktidar: A’nın B üzerinde istediğini yaptırabilme gücü. Diğer bir ifadeyle, başkalarının direnmesine rağmen hedefe ulaşabilme yeteneğidir. SİYASET BİLİMİNİN TEMEL KONU ve ALANLARI (UNESCO) - Siyaset Teorisi - Demokrasi - Sivil Toplum - İktidar ve Meşruiyet - Siyasal Kültür - Seçkinler ve Aydınlar - Ulus Devlet ve Milliyetçilik - Siyasal Partiler - Bürokrasi - İdeolojiler - Seçim Sistemleri -Feminizm - Kamuoyu ve Baskı Sistemleri -Siyasal Sistemler -Devlet SİYASET BİLİMİNE BAKIŞ Siyaseti Devlet Bilimi Olarak Görenler : Prelot, Crick, Bendix Siyaseti İktidar Bilimi Olarak Görenler : Lasswell, Aron, Duverger Siyaseti Değer ve Güç Dağılımı Olarak Görenler : Marx, Engels, Dyke, Easton, Millet, Weber. SİYASET BİLİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ A. Yunan Öncesi (Neolitik devrim) : İktidarın yaşama uygun hale gelmesi sonucu kamusal düzenin ortaya çıkması. Eski Yunan : 1) PLATON: Yapıtları: Devlet, Yasalar, Devlet Adamı Devlet’in (ideal devlet) sahip olması gereken yönetim kademesi - Yöneticiler (bilgin ve filozoflar) - Yucular (asker ve bekçiler) - Üreticiler (çiftçi ve zanaatkârlar) Platon’a göre devlet yönetiminin başında bilge-filozoflar olmalıdır (“Ya filozoflar yönetici olmalı ya da yöneticiler filozof olmalıdır”). Not: Yapıtlarında Platon olanı değil olması gerekeni (normatif, idealist bir biçimde) inceler. 2) ARİSTOTELES: Yapıtı: Politika Politika’da 158 kent devletinin hukuksal ve siyasal yapıları incelenir. Bir bilim olarak politika insan etkinliklerinin en kapsamlı olanıdır. İnsan, kişisel çıkarları yanında toplumsal çıkarları da incelenmesi gereken “siyasal bir hayvan”dır. SORU: Aristoteles’in, sahip olduğu akıl ve konuşma yetileri sayesinde toplum halinde yaşarken kişisel çıkarlarının yanı sıra toplumsal çıkarları da gözeten insanı nitelemek üzere kullandığı terim aşağıdakilerden hangisidir?

SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

1 www.sosyalbilim.org

SİYASET BİLİMİ

TEMEL KAVRAMLAR

Siyaset: Arapça bir sözcük olan ‘seis’ (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir.

Politika: Yunancada kent devletleri ‘Polis’ sözcüğünden türetilmiştir. Devlete ait işler anlamını

taşır.

Devlet: Toplumların evrimiyle birlikte, söz konusu yönetimin kurumsallaşması aşamasında ortaya

çıkmıştır.

İktidar: A’nın B üzerinde istediğini yaptırabilme gücü. Diğer bir ifadeyle, başkalarının direnmesine

rağmen hedefe ulaşabilme yeteneğidir.

SİYASET BİLİMİNİN TEMEL KONU ve ALANLARI (UNESCO)

- Siyaset Teorisi - Demokrasi - Sivil Toplum

- İktidar ve Meşruiyet - Siyasal Kültür - Seçkinler ve Aydınlar

- Ulus Devlet ve Milliyetçilik - Siyasal Partiler - Bürokrasi

- İdeolojiler - Seçim Sistemleri -Feminizm

- Kamuoyu ve Baskı Sistemleri -Siyasal Sistemler -Devlet

SİYASET BİLİMİNE BAKIŞ

Siyaseti Devlet Bilimi Olarak Görenler: Prelot, Crick, Bendix

Siyaseti İktidar Bilimi Olarak Görenler: Lasswell, Aron, Duverger

Siyaseti Değer ve Güç Dağılımı Olarak Görenler: Marx, Engels, Dyke, Easton, Millet, Weber.

SİYASET BİLİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

A. Yunan Öncesi (Neolitik devrim): İktidarın yaşama uygun hale gelmesi sonucu kamusal

düzenin ortaya çıkması.

Eski Yunan:

1) PLATON: Yapıtları: Devlet, Yasalar, Devlet Adamı

Devlet’in (ideal devlet) sahip olması gereken yönetim kademesi

- Yöneticiler (bilgin ve filozoflar)

- Yucular (asker ve bekçiler)

- Üreticiler (çiftçi ve zanaatkârlar)

Platon’a göre devlet yönetiminin başında bilge-filozoflar olmalıdır (“Ya filozoflar yönetici olmalı ya

da yöneticiler filozof olmalıdır”).

Not: Yapıtlarında Platon olanı değil olması gerekeni (normatif, idealist bir biçimde) inceler.

2) ARİSTOTELES: Yapıtı: Politika

Politika’da 158 kent devletinin hukuksal ve siyasal yapıları incelenir.

Bir bilim olarak politika insan etkinliklerinin en kapsamlı olanıdır.

İnsan, kişisel çıkarları yanında toplumsal çıkarları da incelenmesi gereken “siyasal bir hayvan”dır.

SORU:

Aristoteles’in, sahip olduğu akıl ve konuşma yetileri sayesinde toplum halinde yaşarken kişisel

çıkarlarının yanı sıra toplumsal çıkarları da gözeten insanı nitelemek üzere kullandığı terim

aşağıdakilerden hangisidir?

Page 2: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

2 www.sosyalbilim.org

A) Psikolojik hayvan B) Siyasal hayvan

C) Fiziksel hayvan D) Ekonomik hayvan

D) Biyolojik hayvan Cevap (B)

Aristoteles’e göre üç tür iyi yönetim mevcuttur:

– Monarşi: Ortak iyiliği amaçlayan tek kişinin yönetimi

– Aristokrasi: Ortak iyiliği amaçlayan azınlığın yönetimi

– Politeia: Ortak iyiliği amaçlayan çoğunluğun yönetimi

Aristoteles’e göre demokrasi, fakir çoğunluğun kendi sınıfsal çıkarları doğrultusunda siyasal

iktidarı elinde bulundurduğu rejimdir. O halde demokratik devlet = Politeia’dır.

SORU:

Aristoteles, fakir çoğunluğun kendi sınıfsal çıkarları doğrultusunda siyasal iktidarı elinde

bulundurduğu rejime ne ad vermektedir?

A) Demokrasi B) Aristokrasi C) Oligarşi

D) Monarşi E) Politeia Cevap (A)

3) SOFİSTLER: Sophia (Bilen, bilgili insan)

Geleneksel değer yargılarına eleştirel yaklaşırlar.

Değerlerin pratik bilgilerden oluştuğunu düşünürler.

Düşünce kapsamında insanı merkezi konumda görürler.

Faydacı yaklaşımlar geliştirirler.

B. Modern Öncesi Dönem:

Roma:

Siyaset Bilimine ortaya koydukları kurumlar ve hukuk kuralları ile katkıda bulunmuşlardır.

Devlet, cumhuriyet, hükümet, emperyalizm, ulus, anayasa gibi kavramlar Roma kökenlidir.

1. CICERO: Yapıtları: De Republica (Cumhuriyet), De Legibus (Yasalar Üzerine)

De Republica: Bir hukuk ve çıkar anlayışıyla bir araya gelmiş insan topluluğudur.

2. AZİZ AUGUSTINUS: Yapıtları: Civitate Die (Tanrı Sitesi)

Hıristiyan siyasal bir düzenin olanaklı olduğunu ileri sürer.

3. İBN-İ HALDUN (Tunuslu): Kitabu’l İber (Umumi Tarih): Mukaddime (Giriş)

Devlet ve iktidar kavramlarını bilimsel bir yaklaşımla inceler.

Ekonomik etmenlerin siyasal sistemler üzerindeki etkisini araştırır.

Toplumların durum, ilişki ve gidişat bakımından tek bir süreç ve değişmeyen bir çizgi içinde

kalamayacağını düşünür.

Toplumları “üretim biçimleri”ne göre ayırır.

Marx, Montesquieu, Darwin, Rousseau, Makyavel, Vico ve Malthus’un düşünceleri üzerinde

etkili olur.

Toplum’u bedevilik, kabile toplumları ve site devletleri olarak sınıflandırır.

Devlet ve uygarlıkların tıpkı canlılar gibi doğup, gelişip yok olduklarını ileri sürerek Spencercı

organizmacılığın öncülüğünü yapar.

Page 3: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

3 www.sosyalbilim.org

Modern Çağ:

Not: Rönesans döneminde temel vurgu egemenlik (iktidar) ve egemenliğin kullanılış biçimi üzerinedir.

1) MACHIAVELLI: Yapıları: Prens (Hükümdar)

Gözlemlediği olaylara dinsel ve ahlakî açıdan değil, var olanı saptamaya yönelik bakar.

Laik düşüncenin temlerini atar.

İktidarın meşruiyetini sağlayacak egemenliğin kurallarına değinir.

2) MONTESQUIEU: Yapıtları: Yasaların Ruhu, Acem Mektupları

Toplumda geçerli kuralların, o toplumun içinde bulunduğu coğrafi ve toplumsal koşullarla olan

bağlantısını araştırır.

Güçler ayrımı ilkesi ile çağdaş siyasal rejimleri önemli ölçüde etkiler.

Nasıl ki fiziki çevrenin ‘yasa’ları varsa, toplumsal olayların da kendine özgü yasaları olduğunu

düşünür.

Yasaların topluma, ekonomik koşullara ve iklim gibi genel faktörlere bağlı olarak değiştiğini ve

dolayısıyla evrensel insan doğasının mümkün olmadığını düşünür.

Acem (İran) Mektupları adlı yapıtında 18.yy. Fransız ulusundaki etnosentrik yargıları silmek ister.

Siyaseti fiziki, kültürel, psikolojik, sosyolojik ve tarihsel bağlamda bir bütün olarak görür.

Yapısal-işlevselci yöntemin kurucusudur.

Siyaset bilimini teolojik etkilerden arındırmaya çalışır.

Despotizm, monarşizm ve cumhuriyet olarak üç farklı yönetimden söz eder.

3) JEAN BODİN: Yapıtları: Devletin Altı Kitabı

Egemenlik kavramını ilk tanımlayan, sistematikleştiren ve teorileştiren kişidir.

Egemenliği, bir ülkede yaşayan insanlar üzerindeki yasalarla kısıtlanamayan en üstün iktidar olarak

tanımlar.

Egemenlik, tek, bölünmez, sınırsız, mutlak, devredilemez ve kanunla kısıtlanmamış iktidardır.

Aydınlanma Dönemi

Not: Geleneksel düşünce, önyargılar, skolastik düşünce ve dogmalardan insanı özgürleştirmeyi

amaçlayan düşünce sistemine aydınlanma dönemi adı verilir. KANT: Aydınlanma “insanın aklı

kullanma cesareti”dir. Aydınlanma felsefesinin gelişimin katkıda bulunan önemli düşünür ve aydınlar:

ÖNCÜLER: Kopernik, Galilei

İLK TEMSİLCİLER: Descartes, Leibniz

İNGİLİZ AYDINLANMA HAREKETİ (DENEYSEL BİLİMCİLER): Bacon, Hume, Locke, Paine

DOĞA BİLİMLERİYLE BU HAREKETİ DESTEKLEYENLER: Newton

FRANSIZ AYDINLANMACILAR: Voltaire, Diderot, Helvétius, Montesquieu, Rousseau

ALMAN AYDINLANMACILAR: Herder, Kant, Wolff, Goethe, Schiller.

Ondokuzuncu Yüzyılda Siyaset Bilimi

İktisadî düşüncenin gelişimi:

Değerli madenlerin ülkenin siyaseti ve ekonomik gücünün temel göstergesi olarak algılanması ve

Merkantilizm.

Fransa’da merkantilizm: Kolbertizm

Almanya ve Avusturya’da merkantilizm: Kameralizm

İngiltere ve İspanya’da merkantilizm: Bulyonizm

Page 4: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

4 www.sosyalbilim.org

Doğadaki zenginliğin kaynağının toprak ve toprak sahiplerinin devlet yönetimindeki rolü olarak

görülmesi ve Fizyokrasi.

Sosyoloji biliminin ortaya çıkması:

Auguste Comte: Pozitivizm

Herbert Spencer: Sosyal Darvinizm (Organizmacılık)

Karl Marx – Fredrich Engels: Diyalektik Materyalizm, Tarih-Çatışma

Alexis de Tocqueville: Amerika’da Demokrasi (Ekonomi ve Siyaset)

Max Weber: İktidarın Meşruluğu ve Otorite Biçimleri, Protestan Ahlakı

SİYASET BİLİMİ’NİN FAYDALANDIĞI DİSİPLİNLER

Sosyoloji ve Siyaset Bilimi (yöntemsel açıdan)

Psikoloji ve SB (Siyasal davranış ve siyasal eğilimler açısından)

Kamu Yönetimi ve SB (Siyasal kararların uygulanışı açısından)

İktisat ve SB (Güç ve kaynakların dağılımı açısından)

Hukuk ve SB (Yargı kurumları ve siyasal kurumlar açısından)

Tarih ve SB (Devlet ve yönetim kurumlarının gelişimi açısından)

Matematik-İstatistik ve SB (Araştırma sonuçlarının değerlendirilmesi)

SİYASET BİLİMİNDE YAKLAŞIMLAR

Hukuksal Yaklaşım

İktidarın mutlak, meşruti ve demokratik biçimlere dönüşmesi sürecinde ortaya çıkmıştır.

Bu yaklaşımda, Diakronik (farklı zaman dilimlerinde) ve Senkronik (aynı zaman dilimlerinde) ülke

ve devletler hakkında araştırmalar yapılmıştır.

Siyasal rejimleri yasa ve anayasa gibi hukuki metinler üzerinden değerlendirir.

Davranışçı İstatistiksel Yaklaşım

Bu akımın öncüleri Charles Merriam ve Harold Laswell’dir.

Bu akımın konusu, siyasetteki ölçülebilir olgulardır.

İstatistik ve saha çalışmaları yaklaşımın temel aracıdır.

İşlevselci Yaklaşım

Davranışçı-istatistiksel yaklaşıma bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Toplumda hiçbir şeyin yalnız başına bir anlam ifade etmediği ve her şeyin bütünün bir parçası

olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunur.

Temelini Durkheim ve Spencer, gelişiminde en önemli katkıyı Malinowski, Parsons ve Merton

yapmıştır.

Yapısalcı Yaklaşım

Yaklaşımı ilk kullanan kişi Montesquieu’dur.

Organizmacı (organcı yapısalcılık veya yapı yapısalcılığı) ve dilbilimsel yapısalcılık olarak iki kökene

dayanır.

Yapı kavramını ilk tanımlayan Radcliff Brown’dır (ORGANCI-KURUMSALCI).

Yapı kavramını geliştiren isim Lévi-Strauss’dur. (DİLBİLİMCİ YAPISALCILIK).

Page 5: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

5 www.sosyalbilim.org

Sistem Yaklaşımı

Öncüsü David Easton’dur. Easton’un yapıtları: Siyasal Sistem, Siyasal Analiz için Çerçeve, Siyasal

Yaşamın Sistem Analizi.

Sistemi birbiriyle yapısal ilişkiler içinde bulunan bir bütün olarak tanımlar.

Sistem: siyasal, eğitim, üretim, tüketim sistemi vb. parçaların bir bütünü olarak görülür.

Easton’a göre siyasal sistemin üç öğesi:

– Siyasal topluluk: Yurttaş veya seçmenler

– Siyasal rejim: Siyasal davranış, kural ve kalıplar

– Siyasal otoritedir: Karar alma organları

SİYASAL SİSTEM

Sistem: Birbirine karşılıklı bağımlılıkları bulunan ve karşılıklı ilişkiler içinde olan nesneler dizisidir.

Siyasal Sistem: Toplumların kollektif amaçlarının belirlenmesi ve belirlenen amaçlara ulaşılması

için kurdukları örgütler dizisidir.

Siyasal Sistemin İlkeleri:

– Siyasal sistem bağlayıcıdır: Kararlara herkesin uyması gerekir.

– Siyasal sistem kapsayıcıdır: Bütün üyeleri ilgilendirir.

– Siyasal sistem kendisini etkileyen çevresel faktörlere sahiptir.

– Siyasal sistem diğer siyasal sistemlerle etkileşim içindedir.

Siyasal Sistemin Alt Sistemleri:

1) Bio-sosyal Sistem: Nüfusun yapısı ve üretimini oluşturan ilişkiler sistemidir. Akrabalık, aile, yaş,

kuşaklar-arası ilişkiler bu istemin kurucu unsurlarıdır.

2) Ekolojik Sistem: Toplum bütününün içinde coğrafi çevrenin oluşturduğu iklim ve torak yapısının

sınırladığı sistemdir.

3) Ekonomik Sistem: Mal ve hizmet üretiminin, dağıtımının ve üretim biçiminin yeniden

üretilmesinin oluşturduğu ilişkiler bütünüdür.

4) Kültürel Sistem: Her türden sembol, norm ve değer yaratan ve bu değerlerin iletilmesini kapsayan

genel toplum bütünü içinde ideolojik işlevi yerine getiren sistemdir.

Easton’un Sistem Analizi

Siyasal sisteme ulusal veya uluslar arası çevreden bireysel veya kamuoyu içerisindeki genel

istemden girdiler gelir.

Bazıları girdi olarak değerlendirilir. Bazıları elenir.

Girdiler (input) çıktılara (output) dönüştürülmesinde biyolojik, ekonomik, kültürel ve hukuksal

çevre etkili olur.

Girdinin niteliğine göre sisteme başka çevreler de eklenebilir.

Sisteme gelen bir girdi hukuksal veya siyasal bir çıktı olarak ulusal veya uluslar arası çevreye ve

sonra buradan sisteme tekrar geri döner.

Bu durum, geri-besleme/geri-bildirim/geri-tepme olarak nitelendirilir.

Bir sistemden çıkan çıktılar başka bir sistemin girdilerini oluşturabilir.

Maurice Duverger’in Sistem Modeli

Eserleri: Siyaset Sosyolojisi

Page 6: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

6 www.sosyalbilim.org

Bir siyasal sistem tipolojisi ortaya koyar.

Modelinde sırasıyla dört temel değişkeni göz önünde bulundurur.

– Ekonomik değişken (E)

– Sosyal sınıflar (S)

– İdeolojiler (I)

– Siyasal Örgütlenme (P)

E[I→(S+P)]: Temel parametre ekonomi iken, siyasal sistem kültürel değerler sistemi tarafından

belirlenir.

HÜKÜMET SİSTEMLERİ

Devlet iktidarının temel örgütleme biçiminin,

Devletin temel organlarının birbirleri arasındaki ilişkilerin düzenlenme biçimine göre

SINIFLANDIRILMASINI içerir.

Yasama organı ve yürütme organı arasındaki ilişki göz önünde bulundurulur.

Yargı tüm sistemlerde bağımsızdır.

Parlamenter sistem: Yürütme ve yasama tek gücün elinde (yasama parlamentoya ait, yürütme

parlamentonun denetiminde).

Başkanlık sistemi: Yürütme ve yasama tamamen bağımsız.

Demokratik Hükümet Sistemleri

Parlamenter Sistem:

Yürütme organının yasama organı içerisinden doğduğu ve ona karşı sorumlu olduğu, kuvvetlerin

yumuşak ayrımına dayanan hükümet sistemidir.

Yürütme organını, devlet başkanı ve bakanlar kurulu oluşturur.

Devlet başkanı: Yürütmenin sorumsuz kanadı.

Bakanlar Kurulu: Yürütmenin sorumlu kanadı.

Seçimlerden zaferle çıkan parti yem yasama hem yürütme gücünü elinde bulundurur.

Parlamenter sistemin uygulandığı ülkeler İngiltere, Almanya, Türkiye, İtalya Yeni Zelanda’dır.

Parlamenter hükümet sistemlerinde ortaya çıkan istikrarsız ve etkisiz hükümetlere işlerlik

kazandırmak amacıyla öngörülen yönetimlerin bütününe rasyonelleştirilmiş parlamentarizm

denir.

Bu sistemde yürütme organı iki başlıdır: Devlet başkanı, bakanlar kurulu.

Bu sistemde yasama organı yürütme organını güvensizlik oyu ile düşürebilir, yürütme organı da

yasama organını feshedebilir.

Başkanlık Sistemi:

Hem yürütme organının başı hem de devlet başkanı halk tarafından seçilir.

Kuvvetlerin sert ayrımına dayanır.

Başkan seçilme ve görevini sürdürme aşamasında parlamenton güvenoyuna ihtiyaç duymaz ve bu

oyla görevinden uzaklaştırılamaz.

ABD, Venezüella, Arjantin, Brezilya’da uygulanır.

Bakanlar yalnızca başkana karşı sorumludur.

Başkanın yasama organını feshetme, yasama organının da güvensizlik oyu ile başkanı düşürme

yetkisi yoktur.

Devlet başkanı halk tarafından seçilir.

Page 7: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

7 www.sosyalbilim.org

Yarı Başkanlık Sistemi:

Her iki sistemin bazı özelliklerini alan bir sistemdir.

Yürütme organı iki başlıdır.

Devlet başkanı ile hükümet yürütme yetkilerini ortaklaşa kullanırlar (her iki tarafın anlaşması ile).

Devlet başkanı doğrudan halk tarafından seçilir.

Bakanlar kurulu parlamentoya karşı sorumludur.

Fransa, Portekiz, Finlandiya’da uygulanır.

SİYASAL PARTİLER

Siyasal partiler bir program etrafında toplanmış, siyasal iktidarı elde etmek ya da paylaşmak

amacıyla sürekli bir örgüte sahip kuruluşlardır. Kaba çizgileriyle Eski Yunan’da bulunmaktaydı.

Duverger’e göre, 19. yüzyılda iki nedenle ortaya çıkmışlarıdır:

– Oy hakkının genişlemesi (tüm topluma yayılması)

– Temsili ve sorumlu hükümet ilkesinin ortaya çıkışı

Siyasal Partilerin İşlevleri

Temsil: Temsili demokrasilerde halkı temsil ederler.

Siyasal Devşirme: Parti içlerinde uygulanır, aday gösterme ve seçimler yolu ile uygulanır.

Menfaatlerin Birleştirilmesi ve İfade Edilmesi: İstek ve talepler benzerlikler oranında birleştirilir

ve formüle edilir.

Politika Belirlenmesi: Taleplerin iktidara gelindiğinde yerine getirileceği taahhüt edilir.

Sosyalleşme ve Mobilizasyon: Siyasal katılımı sağlarlar ve farklı grup ve fikir ortamları yaratırlar.

Hükümetin Organizasyonu: Yasama ve yürütme organlarını kabul edilen plân dâhilinde

yönlendirirler.

Siyasal Partilerin Unsurları

Beşeri Unsur:

Yöneticiler: Parti genel başkanı, genel sekreter, parti il başkanı gibi konumlarda bulunan en aktif

görevleri üstlenen kişilerdir.

Profesyonel Politikacılar: Partilere çıkarları ve ideolojileri doğrultusunda katılan kişilerdir.

Menfaatleri doğrultusunda kolaylıkla parti değiştirebilirler.

Militanlar (Partizalar): Parti için çalışmalar yaparak yeni üyeler için çaba gösterenlerden oluşur.

Özel hayatlarını parti için kullananlar ise partizan olarak adlandırılır.

Sempatizanlar: Partiye düzenli aidat ödeyen, parti toplantılarına ara sıra veya düzenli katılan ve

partiye oy veren kişilerden oluşur.

Örgüt:

Her siyasal parti örgütlenme ihtiyacı duyar. Partinin başkent ve taşra örgütlenmeleri bulunur. Her

partinin gençlik kolları, kadın kolları gibi her kesime hitap edecek bir örgüt yapısı mevcuttur.

Parti Tipolojileri

1. Kadro ve Kitle Partiler:

İşçi sınıfının mücadelesi sonucu, oy hakkının yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan farklı partiler,

genellikle kitle partileri ya da yığın partileri olarak adlandırılır.

Page 8: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

8 www.sosyalbilim.org

Ekonomik bakımdan güçlü ve toplumsal konum bakımından seçkin kesimlerin oluşturduğu partiler

kadro partiler olarak adlandırılır. Buna göre,

KADRO PARTİLER KİTLE PARTİLER

Aristokrasi ve burjuvazi arasındaki mücadele sonucunda,

çağdaş siyasal gelişmelerin ilk evrelerinde ortaya

çıkmışlardır.

Temel örgüt birimleri ‘komite’lerdir.

Komitelerin sayısı azdır.

Komiteler daha çok sadece merkezî bölgelerde bulunur.

Etkinlikleri sadece seçim dönemleriyle sınırlıdır ve bu

etkinlikler sadece siyasal nitelikli faaliyetler olup sosyal

yaşantıyı içermezler.

Üyelerin partiye bağlılıkları ya da partiyle özdeşleşme

duyguları zayıftır.

Parti genel merkezi ile meclis grubu ve yerel birimler

arasındaki bağlantı zayıftır.

Üyeleri seçkin ve zengin kişilerden (üst tabakalardan)

oluşur.

Parti, gücünü üyelerden gelen yüksek oranda aidatlar ve

bağışlarla sağlar.

Genel merkezin örgüt üzerinde otoritesi yoktur (üyeler

konumlarından ötürü bir otorite tarafından yönlendirilmekten

hoşlanmazlar).

Partinin meclis grubu, meclis dışı örgütlerden daha

ağırlıklıdır.

İşçi sınıfının mücadelesi sonucu, oy hakkının

yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan partilerdir.

Temel örgüt birimleri ‘ocak’lardır.

Ocakların sayısı çoktur.

Ocaklar küçük yerleşim merkezlerine kadar

yayılmışlardır.

Etkinlikleri sadece seçim dönemleriyle sınırlı değildir,

daha sürekli ve yaygındır. Etkinlikler sadece siyasal değil

üyelerin sosyal yaşamlarını da kapsar.

Üyelerin partiye bağlılıkları sıkıdır ve partiyle

özdeşleşmişlerdir.

Parti genel merkezi ile meclis grubu ve yerel birimler

arasında denge vardır.

Üyeleri işçi sınıfı gibi halkın tabanından gelen yoksul

üyelerden oluşur.

Parti, gücünü üyelerin sayısından ve katılımlarından alır.

Genel merkezin örgüt üzerinde otoritesi vardır (üyeleri,

eğitimsiz insanlardan oluştuğu için partinin birliği disiplin

ve otoriter davranmakla sağlanır).

Meclisteki parti grubu içinde sıkı bir oy disiplini bulunur.

2. Sosyalist Partiler:

Örgütlenme birimleri ‘kol’lardır.

Oy toplama, üyeleri eğitme, propaganda gibi görevleri vardır.

Parti disiplini katıdır.

3. Komünist Partiler:

Temel örgütlenme birimleri ‘hücre’lerdir. (iş yerleri, fabrikalar, üniversiteler gibi).

Üyeleri arasında sıkı ilişkiler vardır.

Üyelerinin özel hayatları parti tarafından yönlendirilir.

Partiye üyelik sadakat ve ideolojik uyuma bağlıdır.

Aşırı merkeziyetçilik hâkimdir.

4. Faşist Partiler:

Tek ve otoritesi sorgulanamaz bir liderin otoritesine bağlıdır.

Askeri disiplin (milis) ve tekniklerle örgütlenirler.

Emirler tartışmasız bir şekilde yerine getirilir.

Faşist partiler ise, büyük toplumsal-ekonomik bunalım dönemlerinde paniğe kapılan burjuvazi ve

orta sınıfların omuzları üzerinde yükselir.

5. Temsil Partileri-Bütünleşme Partileri (Sigmund Neumann-İşlevlerine Göre Parti Tipolojileri):

Temsil partilerinin temel amacı oy toplamaktır.

Temsil partiler pragmatik politikalar geliştirir.

Bütünleşme partileri oy toplamak dışında kitleleri eğitmeyi sosyalleştirmeyi amaçlarlar.

6. Hepsini Yakala (Catch-All) Partileri (Otto Kircheimer)

Ulusun sözcülüğünü yapmayı amaçlayan partilerdir. (RP, başta AKP)

Üyeler değil liderler etkindir.

Page 9: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

9 www.sosyalbilim.org

Baskın bir ideolojik karakter yoktur.

7. Kitlesel Bürokratik-Profesyonel Seçimlere Dönük Partiler (Panebianco):

Kitlesel Bürokratik Partiler Duverger’in kitle partisine, Neumann’ın bütünleşme partilerine tekabül

eder.

Seçimlere Dönük Profesyonel Partiler, ideolojilerin hâkim olmadığı, profesyonellerce yönetilen

devlet yardımı ve çıkar gruplarından beslenen partilerdir.

8. Kartel Partiler (Katz ve Mair-Devletle ilişkilerine göre parti sınıflandırması):

Dağınık ve geniş bir seçmen kitlesini elde etmeye çalışır.

Vizyona dayalı kampanyalar yürütür.

Örgütsel yapısı ve üyelerle bağı zayıftır.

Toplum ile yönetim arasında arabuluculuk yapmaz.

9. Modern Kadro Partileri (Ruud Koole: Hollanda tipi siyasal partiler):

Profesyonel grubun hâkimiyeti söz konusudur.

Parti tabanına hesap verilir.

Düşük üye ve seçmenlerden oluşur.

Parti içi disiplini sağlamaya yönelik dikey bir örgütlenme vardır.

Finansman, üyelerin aidat ve bağışları ile devlet yardımlarına bağlıdır.

Parti Sistemleri

Maurice Duverger (Sayılarına göre partiler): Tek, iki ve çok partili sistemler.

Giovanni Sartori (Sayılarına ve ideolojilerine göre partiler): İki partili, ılımlı çok partili (üç-beş

parti), aşırı çok partili (altıdan fazla) sistemler.

Tek Partili Sistem

1. Gerçek Tek partili Sistem

Totaliter Tek Parti: Komünist ve faşist tek partiler

Otoriter-Pragmatik Tek Parti: Ulusal birlik ekonomik kalkınma, modernleşme (CHP).

2. Karmaşık Tek Partili Sistem

Hâkim (Üstün) Parti: Uzun süre iktidarda kalabilen parti. De jure (hukuken), de facto (fiilen)

Hegemonya Partisi: Kurulan partilerin iktidardaki partinin uyduları olması. Bu partiler iktidara

ortak olamazlar. De Jure (görünürde), de facto (gerçekte).

İki Partili Sistem (Westminster Tipi Demokrasi)

Seçimler özgür ve demokratik bir ortamda yapılır.

Partilerden biri iktidar diğeri muhalefet görevini üstlenir.

Seçim sonuçlarında bu görevler el değiştirebilir. (İngiltere’deki İşçi Partisi ile Muhafazakâr Parti

buna örnektir).

Çok Partili Sistem

Giovanni Sartori (Sayım Kuralları): Sartori, sınıflamasında parlamento dışındaki partileri almaz.

Parlamento içinden hangi partilerin alınacağı “sayım kuralları” ile belirlenir. Partilerin, parti

Page 10: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

10 www.sosyalbilim.org

sistemlerinde yer almaları iki koşula bağlıdır. Partiler ya “koalisyon potansiyeli”ne ya da “şantaj

potansiyeli”ne sahip olmaları gerekir.

Maurice Duverger (Seçim sistemlerine göre parti sistemleri)

– Tek turlu basit çoğunluk usulü iki-parti sistemini geliştirir.

– Nisbi temsil usulü çok parti sistemini teşvik eder.

– İki turlu çoğunluk usulü partiler arası ittifakı geliştirir.

1. Ilımlı Çok Partili Sistem

İki partili sisteme yakın bir mantıkla işler

Kutuplaşma ideolojik değil, programa dayalıdır.

2. Aşırı Çok Partili Sistem

İdeolojik kutuplaşmalar fazladır.

Partiler arasında uzlaşma oranı azdır.

İdeolojik uçta partiler çoktur ve istikrarsızlığa yol açarlar.

BASKI VE ÇIKAR GRUPLARI

Siyasal iktidarı doğrudan ele geçirmek yerine üyelerinin maddi ve manevi çıkarlarını koruyan

örgütlü ve örgütsüz insan gruplarıdır.

Siyasal iktidarı menfaatleri doğrultusunda etkilemeyi ve yönlendirmeyi amaçlarlar.

Çıkar Grupları: Dernekler, sendikalar, meslek kuruluşları vb. örgütlerden meydana gelirler.

Baskı Grupları: Bu gruplar da birer çıkar grubu olup, siyasal iktidarın kendi lehlerinde kararlar

almasını sağlamaya çalışırlar.

Baskı Gruplarının Türleri

Anomik Baskı Grupları: Örgütlü değildirler, protesto grupları oluştururlar.

Örgütlenmemiş Baskı Grupları: Örgütlü değildirler, ortak bir menfaate dayalı olarak ortaya

çıkarlar.

Örgütlenmiş Baskı Grupları: Örgütlü ve plânlı gruplardır (Meslek odaları).

Kurumsal Baskı Grupları: Amaçları baskı yapmak değildir. Süreç içerisinde bu niteliği kazanırlar

(Ordu, bürokratik kurumlar, üniversiteler). Bu kurumların yürüttükleri bu siyasete Bürokratik

Siyaset adı verilir.

Baskı Yöntemleri

İkna Yöntemi (Lobicilik): Karar alma konumunda olan kişileri inandırma.

Siyasi Tehdit: Seçimlerde taraflara destek verip vermeme yönünde baskı.

Para/Maddi Çıkar Sağlama: Siyasi partilerin veya karar alıcıların bağış vb. ekonomik yollarla

kararlarını etkileme.

Grev, Boykot ve Kitlesel Eylemler: Siyasi bir karar alınırken karar alanları bu yollarla etkilemeyi

hedefler.

KAMUOYU

Tartışmalı bir sorun karşısında, bu sorunla ilgilenen kişiler grubu veya gruplarına hâkim olan

kanaat.

Kamuoyunun oluşumunda bireysel kanaatlerin etkisi:

Page 11: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

11 www.sosyalbilim.org

– Bireysel psikolojik faktörler

– Sosyal çevre ve ait olunan sosyal tabaka.

– Müzakereler ve kanaat önderlerinin rolü.

– Kitle iletişim araçları

Kamuoyunun Oluşumunda Bilgilerin Sapmaya Uğrayarak Algılanmasında

Ektili Olan Faktörler (Alfred Sauvy):

Maddi çıkarlar söz konusu olduğunda, alınan bilgiler çıkarları koruyacak biçimde sapmaya uğrar

(fiyat artışları tüketiciler tarafından gerçekte olduğundan daha yüksek algılanır).

Duygular ve tutkular söz konusu olduğunda, bilgilerdeki sapma duygu ve tutkuları güçlendirici

yönde olur (Dindar kişinin mucizeler görmesi veya duyması, düşmanın yaptığı vahşet vb.)

Toplumsal bir olayla ilgili dava söz konusu olduğunda, sapma grup içi dayanışmayı arttırır

(savaşta ordunun gücü, milli beraberlik).

Tutumu haklı göstermek söz konusu olduğunda, bilinçsiz veya bilerek başvurulan sapmalar aynı

yönde olur.

Kamuoyu Oluşumunda Propaganda

Jean-Marie Domenach, kamuoyunun oluşumunu sağlayan veya etkileyen kurallar:

Basitleştirme ve Tek Düşman Kuralı: Propaganda her şeyden önce konuyu basitleştirip, herkes

tarafından kolaylıkla anlaşılabilecek hale sokmaya çalışır.

Kabaca, Genel İfadelerle Anlatma Kuralı: Genel ifadelerle anlatma, kitlelere verilmek istenen

mesajların basitleştirilmesinin doğal bir sonucudur.

Tekrar Kuralı: Hitler’e göre, propaganda az sayıda düşünce ile sınırlandırılıp, o az sayıdaki düşünce

sürekli tekrarlanmalıdır. Göbbels’e göre, “Aynı şeyi iki bin yıldır tekrarladığı içindir ki Katolik kilisesi

etkisini sürdürüyor.”

Sevileni Kullanma Kuralı: Toplumun daha önce benimsemiş veya sevmiş olduğu şeylerden

hareketle topluma yeni bir düşünce daha kolay aşılanır.

Oybirliği ve Bulaşma Kuralı: İnsan içine bulunduğu grup veya üyesi olduğu birden çok grubun

etkisi altında kalır. Çoğunluğa uymak, ondan etkilenmek genel ve güçlü bir eğilimdir.

Totaliter ve Otoriter Sistemlerde Kamuoyu

Kitle iletişim araçları devlet tekelinde veya kontrolündedir.

Yönlendirme tek yönlüdür (güdümlü kamuoyu).

Çoğulcu-Demokratik Sistemlerde Kamuoyu

Kamuoyunu serbestçe oluşturacak düşünce ve ifade özgürlüğünü içerir.

Basın-yayın özgürlüğü, örgüt kurma ve siyasal faaliyetlere katılma özgürlüğü olmalıdır.

Fikirler serbestçe tartışılmalıdır.

Az Gelişmiş Ülkelerde Kamuoyu

Aynı devletin üyesi olma bilinci gelişmediği için, ülke ve toplumsal sorunlara ilgi az.

Ekonomik açıdan tabakalaşma olmadığı için, farklı çıkarları koruma çabası olmaz.

Eğitim seviyesi düşük olduğu için, kamuoyu özgürce oluşmaz.

Güdümlü bir kamuoyu mevcut.

Page 12: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

12 www.sosyalbilim.org

ELİTLER (SEÇKİNLER) TEORİSİ

En ilkelinden en gelişmişine kadar tüm toplumlar yöneten azınlık ile yönetilen çoğunluk olarak ikiye

ayrılır. Yönetilenler yöneten azınlığa uymak zorundadır (Eski Yunan-Platon).

Klasik Seçkinci Teoriler

1. Vilfredo Pareto’nun Elitizm (Seçkinci) Teorisi

Elit ve elitizm kavramını siyaset bilimi literatürüne kazandırır.

Toplumu elit olanlar ve elit olmayanlar olarak ikiye ayırır.

Elitleri yönetici elitler ve yönetici olmayan elitler olarak sınıflandırır.

Seçkinleri toplumdaki en başarılı olanlar oluşturur.

Seçkinler en üstün kişilik özelliklerine sahiplerdir.

Yönetici elit siyasal iktidar üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak söz sahibi kişilerdir.

Seçkinlerin dolaşımı kavramını siyaset bilimine kazandırır.

“Yöneticilerin rahatlıktan dolayı zayıflayıp yerlerini başkalarının aldığını savunan İbn-i Haldun’dan

etkilenmiştir.

Seçkinler nitelikli insanlardır, ancak çocukları olmayabilir.

Seçkinler toplumun alt kesiminde yetişen başarılı olanları aralarına alırlarsa seçkinlerin dolaşımı

gerçekleşecektir.

2. Gaetano Mosca’nın “Yönetici Sınıf” Teorisi

Tüm toplumlarda yönetici sınıf ile yönetilen sınıflar bulunur.

Yönetici sınıf daima azınlıktır.

Azınlıktaki yönetici sınıfın çoğunluğu yönetimi altında bulundurmasının sebebi, çok iyi örgütlenmiş

olmasıdır.

İyi örgütlenmiş ve dayanışma içerisinde olan yönetici sınıf ya da grup, örgütlenmemiş dağınık yığın

ya da kitleleri kolayca yönetebilir.

Yönetici sınıf sadece iktidarı elinde bulunduranlardan değil, kararları güçlü bir şekilde

etkileyenlerden de oluşur.

Yöneten azınlık yönetilen çoğunluğun isteklerini göz önünde bulundurmalıdır.

Yönetici sınıf, yeni toplumsal güçlerin yükselmesine engel olursa devrim gerçekleşir (seçkinlerin

toptan değişimi).

3. Roberto Michels ve Oligarşinin Tunç Yasası

Bürokratikleşmeyi, modern toplumların oligarşik eğilimlerine bağlar.

Demokratik ilkelerle yönetildiği zannedilen bir sistemde azınlık yöneten, çoğunluk yönetilene

dönüşür.

Resmen demokratik olan yapılar bile fiilen oligarşiye dönüşür.

NOT: R. Michels’in Oligarşinin Tunç Yasası tezi klasik seçkici teorilerle benzerlik gösterir. Michels’e

göre oligarşik eğilimler tüm toplumlarda vardır.

Klasik Seçkinci Teorilerin Ortak Özellikleri:

Seçkinlerin kapalı bir güç oluşturmadıkları ve oluşturmamaları gerektiğini savunurlar

Temeli toplumların eşitsiz tabakalardan oluştuğu tezine dayanır.

Elit grubu türdeş kabul edilir.

Elitlerin tüm dönem ve toplumlarda mevcut oldukları savunulur.

Page 13: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

13 www.sosyalbilim.org

Elitlerin hesap verme yükümlülüğünde olmadıkları düşünülür.

Çağdaş (Demokratik) Seçkinci Teoriler

1. Harold D. Laswell

Seçkinlerin varlığı ile demokrasi birbiriyle çelişmez.

Seçkinler halka karşı sorumlu tutulmalı gerektiğinde oylar aracılığıyla konumlarından ayrılırsa ve

Yönetilenler seçkinleri baskı ve kontrol altında tutuyorlarsa sistem demokratiktir.

2. Raymond Aron

Toplumların siyasal sistemleri ne olursa olsun çoğunluk azınlığı yönetmemiştir ve bu yüzden tüm

rejimler oligarşik niteliktedir.

Kalabalık ve kompleks toplumlarda “halk için” ve “halk adına” yönetim olabilir ancak “halk

tarafından yönetim” olamaz.

3. Joseph Schumpeter (1942-Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi)

Demokrasi, halk yönetimi değil seçilmiş elitlerin yönetimidir.

Demokrasi amaç değil yöntemdir.

4. Wright Mills (İktidar Seçkinleri)

Seçkinler, toplumda “stratejik kumanda mevkilerini” işgal edenlerden meydana gelir.

İktidar seçkinlerini oluşturanlar, toplumda bir sınıf oluşturmazlar.

Seçkinler, kültür ve yaşam biçimleriyle türdeş bir özellikler gösterirler.

5. Robert Dahl (Poliarşi)

Modern toplumlarda tek bir seçkin grup tüm topluma yön veremez.

Toplumda çok sayıda seçkin grup vardır ve bu gruplar farklı özelliklere sahiplerdir.

Birbiriyle çelişen ve gerektiğinde birbirlerinin boşluğunu dolduran (yerini alan) bu gruplar

POLİARŞİk bir yapı gösterirler.

Seçkinler her şeyi denetimlerinde tutamaz ve karar merkezlerindeki her işe nüfuz edemezler.

Poliarşi elit çoğulculuğudur.

6. Giovanni Sartori (Demokratik ve Demokratik Olmayan Ülkelerde Seçkinler)

Demokratik ülkelerdeki seçkinlerle demokratik olmayan ülkelerdeki seçkinler arasında ayrım

yapar.

Demokratik toplumlardaki seçkinler çoğuldur ve topluma önderlik ederler.

Demokratik olmayan ülkelerdeki seçkinler tekildir ve topluma hükmedeler.

Çağdaş Seçkinci Teorilerin Ortak Özellikleri:

Seçkinci gruplar çoğuldur ve aralarında demokratik bir rekabet vardır.

Elitler iktidara halk tarafından getirilirler.

İktidardaki elitler kendilerini seçen halka karşı sorumludurlar.

DEVLET VE İKTİDAR

Devlet Nedir?

Devlet, kendine bağlı insanların güvenliğini sağlamak üzere kurulmuş etkin bir sosyal örgütlenme

biçimidir. Buna göre devlet;

Page 14: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

14 www.sosyalbilim.org

-siyasal bir iktidar biçimi,

-kurumsallaşmış bir iktidar,

-etkin bir iktidar,

-meşru ve hukukî bir iktidar,

-tüzel bir kişi,

-belli bir toprakla sınırlı bir örgüt.

Devleti Diğer Toplumsal Örgütlenmelerden Ayıran Temel Özellikler

1. En Büyük Yaptırım Gücü

Diğer örgütlenmeler ve tüzel kişilerden daha üst bir tüzel kişiliğe sahiptir.

Diğer tüzel kişiler üzerinde meşru ve yasal güç kullanabilir.

2. Vatandaşların Zorunlu Üyeliği

Her birey doğumundan itibaren çeşitli sebeplerle bir devletin vatandaşı olarak doğar ve zorunlu

olarak bireyleri üye yapma hakkına sahiptir.

3. Yasal ve Meşru Güç Kullanma Tekeli

Devlet tüzel kişisi haricinde hiçbir örgüt, üyelerine yasal ve meşru güç kullanma hakkına sahip

değildir.

Devletin Asli Unsurları

Halk: İnsan topluluğu, halk.

Toprak: Siyasi otoritenin yayıldığı alan.

Siyasi İktidar (Hükümet): Devlet adına onun tüzel kişiliğini kullanarak karar alma ve uygulama

yetkisine sahip örgütlenmiş iktidar. Devlet sürekli hükümet geçicidir.

Egemenlik:

– İç Egemenlik: Devletin, sınırları içinde bulunan diğer örgütlenmelerden daha üst konumda

olmasını sağlayacak hukuk kuralları koyması ve bu kuralların herkesi kapsaması.

– Dış Egemenlik: Devletin diğer devletlerle kuracağı ilişkilerde onlarla eşit hukuka sahip olmasıdır.

Plerson ve Devletin Sekiz Özelliği

Şiddet araçlarının (tekel) denetimi,

Toprak,

Egemenlik,

Anayasallık,

Kişisel Olmayan İktidar,

Kamu Bürokrasisi,

Meşru yetki,

Yurttaşlık,

Vergilendirme.

Devletin Kaynağına İlişkin Görüşler

1. İlahî Hukuk Teorisi: Devlet tanrı tarafından yaratılmış, yönetim hakkı da belirli bir gruba

verilmiştir.

2. Aileyi Devletin Temeli Kabul Eden Teori: Devlet, ailenin zamanla büyüyüp genişlemesiyle

oluşmuştur. Otorite: Babadır.

Page 15: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

15 www.sosyalbilim.org

3. Çatışan ve Uzlaşan Çıkarlar Teorisi:

Çıkar nosyonuna göre çatışma: Birincisine göre, devlet bireysel tercih ve çıkarların tatminini

maksimize etmeye yarayan bir yapıdır.

Doğal bütünleşmeye dayalı olanlar: Devlet, bireysel tercihlerin üzerinde hakem rolünde bir

yapıdır.

NOT: Marx ve Engels, devletin var oluş sebebini sınıf mücadeleleri ve çıkar çatışmalarına

dayandırırlar. Hegel, devletin tolumun tümünün çıkarlarını savunduğunu düşünür.

4. Toplumsal Sözleşme Teorisi:

Thomas Hobbes: Leviathan (1651)

– Devlet = güvenlik gereksinimi.

– Doğa durumunda=”Homo homini lupus”, “herkesin herkesle savaşı”

– Zımnî sözleşmeyle bazı haklar egemene devredilir.

– Maddi olarak algılanamayan rasyonel değildir (materyalist).

John Locke: Uygar Yönetim Üzerine (1690)

– Doğa durumunda yaşayan insanlar hem toplum hem devlet düzeni içinde yaşamak üzere

anlaşmışlardır.

– Doğa durumunda yargılama yetkisi herkese, uygar toplumlarda devlete aittir.

– Devredilen yargılama ve yönetme hakkı sınırlıdır. Önceden var olan özgürlük ve mülkiyet gibi

haklar çiğnenirse sözleşme bozulmuş olur.

– Dengeleme = Kuvvetler ayrılığı ile sağlanır.

Jean Jacques Rousseau: Toplum Sözleşmasi (1712-1778)

– Uygarlığa mülkiyetin doğa durumundaki eşitliği bozmasıyla geçilir.

– Doğa durumundaki özgürlüklerden vazgeçmeden ve uygar toplumlardaki kavgalara son verecek

yönetim altında birleşme “genel irade”dir.

– GENEL İRADE, bir toplumu oluşturan bireylerin iradelerinden daha fazla ve ondan daha üstün;

toplumun ortak menfaatini temsil eden toplum üzerinde bağlayıcı güçtür.

– Herkes tüm haklarını toplum devrederse, kimsenin yönetimi altına girmeden kendilerine itaat

etmiş olurlar. Çıkarlar genel iradede toplanır.

John Rawls: BİR ADALET KURAMI, SİYASAL LİBERALİZM (1921, 2002)

– Amerikalı çağdaş “toplum sözleşmesi” kuramcısı.

– Adalet düşüncesini oluşturmaya çalışır.

– Siyasal anlamda Kantçı bir etik anlayışı oluşturmaya çalışır.

– Özgürlük ve eşitlik olarak anılan amaçlar arasında çatışma egemendir.

– Özgürlük üzerine tartışmalar “faydacı” eşitlik üzerine tartışmalar “sözleşmeci” bir etik anlayışı

doğurur.

– Başka insanların rızası olsa da olmasa da, sonucu bireyin kendisi için “iyi” yapan davranışlar

“ahlaki”dir.

– “Sözleşmecilik” ise insanlar arası her türlü ilişkinin karşılıklı rıza ve bir diğerini arada bir

sözleşme varmışçasına kollamaktır.

Page 16: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

16 www.sosyalbilim.org

5. Devleti Kuvvete (Güce) Dayandıran Görüş

Bu teoriye göre devlet, savaşçı bir topluluğun zayıfları yenerek onlar üzerinde ekonomik sömürü

amaçlı tahakkûm kurmasıyla oluşur.

Franz Oppenheimer’a göre insan, gereksinimlerini karşılayabilmek için sonucu çalışmak

(ekonomik) ve yağmalamak (siyasal) olan iki temel araca sahiptir.

Devlet bu iki aracın örgütlenmesi sonucu doğmuştur.

Otoriter ve baskıcı rejimler piyasa ekonomisinin gelişmesiyle yerlerini liberal demokrasiye

bırakmaya başlamışlardır.

Devleti kuvvete güç kullanımına dayandıran otoriter rejimlerin başlıca özellikleri şunlardır:

– Kapsayıcı ideoloji

– Pazar ekonomisi

– Tek parti

– Organize terör

– İletişimde tekel

Devlet Şekilleri

1. Yapısına Göre Devlet Şekilleri

Tek (Basit) Yapılı Devletler:

Üniter (Tekçi) Devlet

Devletin sınırları içinde hukuk birliği vardır. Tek bir yasama organı ve idaresi vardır. Tek bir yürütme kuvveti vardır. Tek bir yargı sistemi vardır.

Bölgeli Devlet

Sınırları içinde milliyetlerin özerkliğini tanır. Ulusun (milletin) tekliğini ve bütünlüğünü korur. Bölgelerin yasama ve yürütme organları ve yetkileri vardır. Yargı birliği mevcuttur.

Birleşik Yapılı Devletler: İki ya da daha fazla devletin bir araya gelerek oluşturdukları devlet.

Devlet Birlikleri:

– İki ayrı devletin bağımsızlıklarını koruyarak bir araya gelmesiyle oluşur.

– “Kişisel birlik” ve “Gerçek birlik” olarak iki tür birliklerden oluşur.

– Kişisel birlikte, iki devletin başkanlarından birinin başkanlığında toplanılır.

– Gerçek birlikte, iki ayrı devlet ayrı olarak kendi devlet başkanlıklarının yönetimi altında birleşir.

Devlet Toplulukları: İki ya da daha fazla devletin bir araya gelerek oluşturdukları devletlerdir.

– Konfederasyon: İki ya da daha fazla devletin bağımsızlıklarını koruyarak genellikle ortak savunma

amaçlı kurdukları birliklerdir. 1848 yılına kadar İsviçre, 1787’ye kadar ABD, 1870 yılına kadar

Almanya.

– Federasyon: Birden çok devletin ortak bir anayasada birleşmelerinden meydana gelen devlet

topluluklarıdır. Yasama, yürütme ve yargı sistemleri federal devletlerde ve federe devletlerde

ayrı ayrı bulunur (ABD).

2. Egemenliğin Kaynağına Göre Devlet Şekilleri

Monarşi

– Devlet başkanlığını soya bağlı olarak el değiştirdiği devlet şekli.

Page 17: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

17 www.sosyalbilim.org

– Yetkilerin sınırlandırılmasına göre, “Mutlak Monarşi” (saltanat) ve “Meşruti Monarşi” (şartlı

monarşi) olmak üzere ikiye ayrılır.

– Monarkın iktidara gelmesine göre, “Irsi/soya bağlı monarşi”, “Seçimli monarşi” olmak üzere

ikiye ayrılır.

Cumhuriyet

– Monarşik olmayan tüm rejimler bu kapsamdadır.

– Egemenliğin şahısta veya zümrede değil toplumun tümünde olması devlet biçimi olarak

cumhuriyet ve devlet başkanı ve organlarının demokratik seçimler yoluyla oluşturulduğu

hükümet sistemi olan hükümet biçimi olarak cumhuriyet olarak ayrılır.

İKTİDAR

İktidar, başkalarının karar ve davranışlarını etkileyebilme, kontrol edebilme yetkisidir.

Siyasal İktidar, toplumun bütününü etkileyebilme ve kontrol edebilme yetkisidir. Siyasal iktidar,

bağlayıcı kararlar alma ve yürütme yetkisine sahip iktidardır.

Siyasal İktidarın Özellikleri

Kapsayıcıdır,

En üstün iktidardır,

Maddi kuvvet ve zor kullanma tekeline sahiptir,

Rızaya dayalı (meşru/konsensüse dayalı) iktidardır.

Siyasal İktidarın İşlevleri

Siyaset Belirleme İşlevi: İstek ve gereksinimlerin tespiti ve kural belirleme.

Siyaset Uygulama İşlevi: Kapsayıcı kuralları uygulama zorunluluğu.

Siyaset Denetimi İşlevi: Kuralların uygulanıp uygulanmadığına ilişkin kendi içinde denetim yapma.

NOT: Siyaset belirleme yasama, siyaset uygulama yürütme ve siyaset denetleme yargı

kurumlarına aittir.

Siyasal İktidarın Sınırlandırılması

Anayasa: Hak ve hürriyetlerin devlet iktidarına karşı güvence altına alınması düşüncesine dayanır.

Kuvvetler Ayrılığı: Üç ayrı erkin bağımsızlaşarak birbirlerini dengeleme ve denetleme

mekanizmasının oluşturulması.

İnsan Hak ve Özgürlükleri: 10 Aralık 1948 Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen insan hakları

evrensel bildirgesi ve 4 Aralık 1950’de imzalanan insan hakları ve temel özgürlüklerin

korunmasına ilişkin sözleşme ile evrensel ölçekte insan hakları temellendirilir.

Kanunların Anayasaya Uygunluğunun Denetimi: Anayasanın bağlayıcı üstünlüğü ilkesiyle ilgilidir.

Anayasaya aykırılığın denetlenmesi ilkesine dayanır. Anayasanın yargı denetimine verilmesi

(Türkiye-1961).

Ulusalararası Sistem ve Küreselleşme: Toplumlararası gereksinimler ve örgütlenme esasına

dayanır (Kararların, uluslar arası sistemin talep, istek ve normlarına uygunluğu göz önüne alınarak

yerine getirilmesi).

Siyasal İktidar ve Otorite: Otorite için rıza, iktidar için güç önceliklidir. Siyasal iktidar her ikisinin

kullanılmasını kapsar. Leslie Lipson’a göre, otoriteyi iktidardan ayıran özellik, otoritenin meşru

olarak kabul edilmiş iktidar olmasıdır. “İktidar çıplaktır; otorite, meşruiyet kisvesine bürünmüş

iktidardır”.

Page 18: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

18 www.sosyalbilim.org

SİYASAL İKTİDARA İLİŞKİN MEŞRULUK TEORİLERİ

Teokratik Teoriler

Ortaçağ: Tanrı-Kral

Mutlak Monarşi: Franko (İspanya), Hitler (Almanya)

Demokratik Teoriler

Mili Egemenlik Teorisi:

– Egemenliğin tek meşru kaynağı ve sahibi millettir.

– JJ. Rousseau’nun “milli irade” dediği niteliklere dayanır.

Halk Egemenliği Teorisi:

– Egemenliğin belli bir zamanda milli topluluğu meydana getiren vatandaşlara (kitlelere)

verilmesidir.

– Milli egemenlikte egemenlik soyut/manevi; Halk egemenliğinde egemenlik somuttur (seçimler

buna örnektir).

Siyasal İktidarın Meşruluk Temelinde Sınıflandırılması

Max Weber’in Meşru İktidar Sınıflandırması

– Geleneksel Otorite

– Karizmatik Otorite

– Yasal/Rasyonel/Bürokratik/Hukukî Otorite

David Easton’un Sınıflandırması

– İdeolojik Kaynak (Yönetim ideolojisinin toplum tarafından benimsenmesi)

– Yapısal Kaynak (Siyasal kurumların benimsenmesi)

– Liderin Kişisel Nitelikleri (İktidar grubunun benimsenmesi)

SİYASAL İKTİDAR VE EGEMENLİK

Bu kavramı tanımlayan Jean Bodın’dir. Bodin’e göre, egemenlik sınırsız, bölünemez ve

devredilemez mutlak iktidardır.

Machıavellı-Prens (Hükümdar).

Thomas Hobbes-Leviathan.

NOT: Her üç düşünürün klâsik egemenlik teorilerinde günümüzdeki iktidarın sınırlandırılması ilkesi

eksiktir.

SİYASAL GELİŞME VE SİYASAL GELİŞME TİPOLOJİLERİ

Edward Shills’in Tipolojisi: “Yeni Devletlerde Siyasal Gelişme” eserinde siyasal gelişimi beş

aşamada inceler.

– Siyasal Demokrasiler: Batılı toplumlarda bulunan en iyi sistemdir.

– Vesayet Altındaki Demokrasiler: Siyasal demokrasi düzeyine erişememiş, ancak siyasal

demokrasiyi örnek almış sistemler.

– Modernleştirici Oligarşiler: Toplumsal ve iktisadi modernleşmeyi hızlı bir şekilde gerçekleştirmek

için sivil ya da asker yöneticilerin siyasal inisiyatifi ellerine aldıkları sistemdir.

Page 19: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

19 www.sosyalbilim.org

– Totaliter Oligarşiler: Topluma belli bir ideolojiyi tüm yönleriyle benimsetme ve uygulama amacı

taşıyan sistemlerdir.

– Geleneksel Oligarşiler: Siyasal iktidarın çoğunlukla akrabalık yoluyla el değiştirdiği geleneksel

değerlerle oluşturulmuş kuralları olan sistemdir.

Organski’nin Tipolojisi: Toplumların gelişiminde dört önemli aşama olduğunu ileri sürer.

– İlkel Birleşme: Ekonomideki tek sektörün tarım olması nedeniyle yönetenlerin sanayileşme

politikalarını gerçekleştirmek istedikleri, halk üzerindeki denetim mekanizması güçlü, sivil ve

askeri seçkinlerden oluşan sistem.

– Sanayileşme: Sanayileşme politikalarının sonuçlarının alınmaya başlandığı sistem.

– Refah: Sanayileşmeyle birlikte dağıtım sorunları yaşayan sistem.

– Bolluk: Refahın ve üretilen malların artması sonucu ortaya çıkan siyasal isteksizlik durumu olan

sistem

Gabriel Almond-Bingham Powell’in Tipolojisi: Sistemleri üç kategoride sınıflandırır.

– İlkel Sistemler

– Geleneksel Sistemler

– Çağdaş Sistemler

David Apter’in Tipolojisi: Üç ayrı gelişme sınıflandırması yapar.

– Harekete Geçirici Sistem: Örgütlenme gücü sayesinde değişime ve gelişime yönelik değer

yargıları oluşturulan sistem.

– Ortaklık Sistemi: Toplumu oluşturan farklı istek ve amaçları olan birçok grubun, müzakere

yoluyla bazı ortak değerler yarattığı sistem.

– Modern Otokrasi Sistemi: Düzen ve gelişmenin bir arada yürütüldüğü sistem.

SİYASAL İDEOLOJİLER

İdeoloji, bir ülke, devlet, millet, siyasal bir parti veya siyasal bir grup tarafından benimsenen; belirli

siyasal hedefler olan ve siyasal, sosyal, ekonomik olayları, kurumları, bu amaçlara göre

yorumlayan inanç ve fikirler bütünüdür.

Belirli bir grup ya da organizasyonun ilgilerini haklı bulan ve destekleyen ortak fikir ve inanışlardır.

İdeoloji bireylerin gerçek varoluş koşullarıyla kurdukları imgesel ilişkinin, imgesel bir tasarımıdır.

İdeolojinin Öğeleri

Olumlu (Pozitif) Öğe: Siyasal ideolojiler, ulaşıldığında, tüm insanların mutlu ve huzurlu olacağı bir

yaşam vaat eder. Pozitif öğe, uğrunda mücadele edilmesi gereken, insanları birleştiren ve

dayanışmayı sağlayan, ulaşıldığında insanlığı mutlu kılacak hedeflerdir.

Olumsuz (Negatif) Öğe: Olumlu öğede vaat edilen mutlu ve huzurlu toplum yağısına ulaşmayı

engelleyen, dayanışma içerisinde mücadele edilmesi gereken mevcut sorunlardır.

Başarılı İdeolojinin Koşulları

Çözüm Yolu Sunma: Çözüm yolu sunmalıdır.

Basitlik: Herkesin anlayacağı seviyede olmalıdır.

Moral (Ahlaki) Yön: Sorunları ahlaki temelde özümlemelidir.

Yönetici (Seçkin) Grup: Bir grup yönetici, diğerleri düşman/hain.

Page 20: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

20 www.sosyalbilim.org

Bilimsellik Temeli: Tutarlı, mantıklı, bilimsel temelli olmalıdır.

İdeolojinin Açıklanması, Yayılması Ve Tartışılması

Semboller: Semboller, sloganlarla sembolleştirilmeli.

Efsaneler: İnandırıcı olabilmek için hedefler ve yapılanlar abartılmalı.

İdeolojilerin Tartışılması:

– Sübjektif Yorumlar: Farklı yorumlarla sapma ve dönüşümlere uğrar.

– Teori ve Pratikte Çelişkiler: Farklı sonuçlara ve çelişkilere sahiplerdir.

Çağdaş Siyasal İdeolojiler

1. Liberal İdeoloji ve Öğeleri

Bireycilik Öğesi: Liberal ideolojinin merkezî ilkesidir. Bireysel insan en yüksek derecede öneme

sahiptir. Bireylerin kendi ahlakî kararlarını kendilerinin almasını mümkün kılan görüş (Ahlakî

bakımdan nötr).

Özgürlük Öğesi: Bireysel özgürlük liberalizmin merkezî değeridir. Bireye duyulan inançtan ve

herkesin kendi seçtiği veya hoşlandığı şekilde davranmasını sağlama arzusundan kaynaklanır

(Hukuka bağlı özgürlük).

Akıl Öğesi: Liberallerin, dünyanın rasyonel bir yapısı olduğuna ve bunun insan aklıyla

keşfedilebileceğine inançlarından kaynaklanır.

Eşitlik Öğesi: Bireylerin diğer öğeler yanında, ahlakî bakımdan eşit olduklarını varsayar.

Hoşgörü Öğesi: Liberallerin, hoşgörünün hem bireysel özgürlük hem de sosyal zenginleşmenin

garantisi olduğuna inançlarından kaynaklanır.

Rıza Öğesi: Liberal yaklaşımın otorite ve sosyal ilişkilerin daima rızaya (konsensüs) ve gönüllü

anlaşmaya dayalı olduğu görüşüne dayanır.

Hukuk Devleti Öğesi (Sınırlı Hükümet: Anayasalcılık): Liberallerin, hükümeti bir toplumda düzen

ve istikrarın hayati öneme sahip teminatı olarak görmelerinden kaynaklanır.

Çoğulculuk Öğesi (Pluralism):

– Çoğunluğun mutlak hâkimiyetini reddeder,

– Tüm grup ve azınlıkların düşüncelerini ifade edebilmelerini sağlar,

– Devletin rolü arabuluculuk yapmaktır,

– Devletin resmi bir ideolojisi olamaz,

– Kuvvetler ayrılığı, çok partili sistem ve demokratik seçim olmalıdır,

– Hukuk devleti olmalıdır,

– Devlet (siyasal toplum) ile sivil toplum arasında açık bir ayrım olmalıdır,

– Siyasal alan, kamusal alana ve özgürlüklerine müdahale etmemelidir.

NOT: Robert Dahl, 1961 “Who Governs” (Kim Yönetiyor), 1971 “Poliarşi: Katılım ve Muhalefet”.

Dahl’a göre siyasal bir sistemin poliarşik olması için 7 özellik zorunludur:

– Kararlar anayasal seçimlere bırakılmalı,

– Seçimler, adil, özgür olmalı ve zora dayanmamalı,

– Tüm yetişkinlerin oy hakkı olmalı,

– Yetişkinlerin seçimlerde yarışma hakkına sahip olması,

– Vatandaşların ifade özgürlükleri olmalı,

– Vatandaşların devletle ilgili bilgiye ulaşma haklarının sağlanması,

Page 21: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

21 www.sosyalbilim.org

– Vatandaşların her türlü parti ve çıkar grubuna üye olma hakkına s. olm.

Klasik

Liberalizm

Bireye aşırı vurgu, Devletin adalet, güvenlik ve diplomasi dışında toplumsal yaşama müdahale

etmemesi (gece bekçisi), Serbest piyasaya aşırı güven (laissez faire-laissez passer: bırakınız yapsınlar-

bırakınız geçsinler), Serbest piyasanın bireylerin rasyonel tercihleri doğrultusunda kendiliğinden

düzenlenmesi (görünmez el teorisi).

Modern

Liberalizm

Bireyin özgürlüğü hariç, devlet müdahalesi ile toplumsal refahın artmasına katkı yapacağı görüşü, L.T. Hobhouse, T.H. Green ve J.A. Hobson tarafından temsil edilir, 2. Dünya Savaşından sonra Refah Devleti ya da Sosyal devlet politikaları etkinlik

kazanır (Keynes).

2. Muhafazakârlık ve Öğeleri

18.yy.ın sonları ile 19.yy.ın sonlarında ortaya çıkar,

Fransız Devriminin yarattığı hızlı dönüşüme karşı bir tepki,

En önemli unsuru düzen ve istikrar arayışıdır,

Toplumsal değişime şüpheci bakıştır,

Öncüsü İngiliz siyasetçi Edmund Burke’dur,

Burke, Fredrich Hayek ve Karl Popper’ın düşüncelerini etkiler.

Muhafazakârlığın öğeleri şunlardır:

– Gelenek: Geleneklere ve köklü kurumlara saygı vardır.

– Faydacılık (Pragmatizm): Tarih tarafından doğrulanmış tecrübeler.

– İnsanın Kusurlu Oluşu: İnsan doğası bozulmaya yatkın.

– Organizmacılık: Toplum= Organizma benzeri varlık.

– Hiyerarşik Toplumsal Yapı: Sosyal tabakalar doğru ve gereklidir.

– Otorite: Toplumda rehber ve liderliğin olması gereklidir.

– Mülkiyet: Başkalarının mülkiyet ve güvenliğine saygı.

3. Yeni Sağ

2. Dünya savaşı sonrasında ortaya çıkar,

Refah devleti anlayışının iflası sonucunda gelişir,

Küçük ve güçlü devlet anlayışını destekler: neoliberalizm,

Neo-konservatizm (yeni muhafazakârlık) ve kamu seçimine dayanan yeni sağ politikaları benimser,

Ekonomik alanda liberal, sosyal alanda muhafazakâr politikalar

Hayek ve Friedman tarafından temsil edilir.

4. Neo-Liberalizm

Hayek, Friedman ve Nozick tarafından liberalizmin yeniden yorumudur.

Amaç, klasik liberalizm gibi devlet müdahalesini ortadan kaldırmak.

5. Yeni-Muhafazakârlık

Amacı, otoriteyi yeniden tesis etmek ve aile, din ve millet temelinde geleneksel değerlere

dönmektir.

Otoriteye bağlılık, kültürel değerlere saygı, toplumsal disiplin esastır.

Page 22: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

22 www.sosyalbilim.org

6. Sosyalizm

Üretim araçlarının mülkiyeti devlete ait,

Üretim ve bölüşüm toplum adına devlet tarafından planlanır,

Özel teşebbüs ve mülkiyet hakkı yok veya sınırlı,

Kapitalizme karşı tepki olarak doğar,

Proletaryaya dayalıdır.

Sosyalizmin öğeleri şunlardır;

– Topluluk: İnsanlar ancak bir toplumun üyesi olduklarında kendilerini geliştirebilirler,

– Kardeşlik: İşbirliği ve kardeşlik duygusuyla hareket etme,

– Sosyal Eşitlik: İnsanlar sosyal bakımdan eşittirler,

– İhtiyaç: Kaynak dağılımında ihtiyaca göre eşitlik,

– Sosyal Sınıf: Tarihin itici gücü antagonist sınıflardır.

– Ortak Mülkiyet: Özel mülkiyet=Bencillik yerine mülkiyette eşitlik.

7. Marksizm

Karl Marx ve Fredric Engels tarafından oluşturulur,

İnsanlığın gelişim sırası: İlkel Toplum, Köleci Toplum, Feodal Toplum, Kapitalist Toplum, Sosyalist

Toplum, Komünist Toplum.

Marksizm’in öğeleri şunlardır:

– Tarihsel Materyalizm

– Diyalektik Materyalizm

– Sınıf Çatışması

– Yabancılaşma

– Emek-Değer Teorisi (Artı Değer)

– Proleter Devrim

– Komünizm

8. Sosyal Demokrasi

Amaçların mantıklılık ve içtenlikle sunulup savunulduğu takdirde üretici kesimin bilinçli bir şekilde

yükselip iktidara geleceği fikri,

Devlet ile Pazar, birey ile toplum arasında sağlıklı bir dengeyi hedefler,

Devlet ve toplumun devrim yoluyla değil, halkın kendi rızasıyla demokratik yoldan

dönüştürülmesini savunur,

Liberalizme karşı değil, adil bir gelir dağılımı için mücadele edilir,

Eduard Bernstein ve Karl Kautsky bu düşüncenin öncüleridir.

9. Üçüncü Yol

Sosyal demokrasiyi sağın ilkelerine yaklaştırmayı amaçlar,

Anthony Giddens tarafından savunulur,

Sosyal Demokrasi, Amerikan Pazar liberalizmi ile Sovyet Komünizmi arasında bir üçüncü yol olarak

görülür (pek çok kişi tarafından),

Zenginliği dağıtmaktan ziyade, zenginliği yaratmak, global ekonomide işçilerin verimliliğini

arttırmak amaçtır.

Page 23: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

23 www.sosyalbilim.org

10. Anarşizm

Eski Yunancada hükümetin olmaması (anarchaia)

İnsanlığın varlığını kısıtlayan her türlü otoritenin karşısındadır,

Kurulmasını istediği toplumsal düzen barış ve uyum temelinde sömürünün olmadığı, işbirliğinin

hâkim olduğu bir düzendir,

Temel vurguları;

– İnsanların doğası itibariyle iyi oldukları ancak yönetim tarafından yozlaştırıldıkları,

– Toplum doğal, devlet istismar ve tahakküm altına alıcıdır,

– İnsanlar gönüllü işbirliğiyle birbirlerini tamamlarlar, ancak çeşitli zorlamalar tarafından bozguna

uğratılırlar,

– Yukarıdan gelen reformlar değersizdir,

– Sosyal değişme devrimci eylem veya şiddetle gerçekleştirilmelidir.

11. Sivil İtaatsizlik

Hanry David Thoreau tarafından geliştirilir.

En iyi hükümet en az hükmeden değil, hiç hükmetmeyendir.

Her birey devlet haksızlıklarına karşı şiddete başvurmadan karşı gelmelidir.

Bunun örneğini 1930 yılında tuz yürüyüşüyle Mathama Gandhi gerçekleştirir.

12. Faşizm

Batı’da 20.yy.da ortaya çıkar,

Yerini kendini devlete adayan insanlardan oluşan milli birlik ve dayanışmaya bırakır,

Temel İlkeleri;

– Irk üstünlüğü ve seçilmişlik inancı,

– Mutlak bir önderin liderliği ve bireyin boyun eğmesi,

– Özerk ikincil kurumların bastırılması ve tam toplumsal denetim,

– Parlamenter demokrasinin reddi,

– Barışçık enternasyonalizme karşıtlık,

– Yayılmacı ve istilacı dış politikaların ulusun kaderi olarak görülmesi

13. Milliyetçilik

Millet-ulus olgusunun ortaya çıkmasıyla doğar,

Bizlik duygusunun gelişmesini kapsar,

Kentsoylular tarafından benimsenir ve kullanılır,

Temel dayanağı ulus kavramıdır,

Ulusçuluk olarak bilinir ve “etnik ulusçuluk”, “akılcı ulusçuluk” ayrımıyla sınıflandırılır.

Etnik ulusçuluk romantizmin, akılcı ulusçuluk aydınlanmanın ürünüdür,

Etnik ulusçuluk, dil, din ve etnik kökenden gelen insanların oluşturduğu topluluk olarak tanımlanan

objektif kriterlere dayanır.

Akılcı ulusçuluk, ortak kültürel değerlere sahiplik, birlikte yaşama iadesi fikrine dayanan sübjektif

kriterlere dayalıdır.

Ernst Renan’a göre “ulus, her gün tekrarlanan bir plebisit ile varlığını sürdürür”.

Batı ulusçuluğu (gelişmiş)-doğu ulusçuluğu (az gelişmiş) olarak sınıflandırmalar da mevcuttur.

Page 24: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

24 www.sosyalbilim.org

Kültürel ulusçuluk (ulusal dil çerçevesinde geleneksel değerleri korumak ve geliştirmek) ve siyasal

ulusçuluk (millet veya ulusun siyasal hedefleri gerçekleştirmek) sınıflandırmaları yapılır.

İdeolojimsiler

İdeolojimsiler, ideolojilerin özelliklerine ve fonksiyonlarına tam olarak sahip olmayan fikirler veya fikir

bağlamları olarak tanımlanır. Ekolojik çevrecilik (environmentalizm), milliyetçilik, feminizm, yeşiller,

savaş karşıtlığı gibi hareketler ideolojimsilere örnektir.

1. Feminizm

17.yy.da İngiltere’de orta sınıf kadınlarının yaydığı bir hareket.

Kadın-erkek ayrımcılığına karşı çıkar.

Siyasal ve toplumsal eşitliği savunur.

Dünyayı anlama ve açıklamada yöntemler geliştirirler: feminist metodoloji

Liberal Feminizm: Özel, siyasal ve kamusal hayatta eşit haklar talebi.

Radikal Feminizm: Patriarki ve özellikle bu eşitsizliği yaratan ailenin ortadan kaldırılmasını

savunurlar.

Sosyalist Feminizm: “Patriyarki + Kapitalizm = Kapitalist patriyarki” yerine “sosyalizmi”

yerleştirirler.

2. Yeşil Hareket

Çevre insanı merkeze alır, ekoloji organizmalar arasındaki organik ilişkiyi temel alır.

Çevrenin korunmasına yönelik toplumsal hareketlerin başlangıcı 1800’lü yıllara, 1970’li yılların

başında yaşanan dünya enerji krizi ve çevre sorunları ekolojik hareketin toplumsal desteğinin

genişlemesine yol açar.

Almanya’da Die Grünen, Fransa’da Les Verts, İngiltere’de Green Party bu yönde siyaset yapan

partilerdendir.

3. Gelecekbilim (Futurology)

Eldeki verilerden yola çıkarak insanlığın geleceği hakkında neler bilinebileceğini keşfetmeye çalışır.

Gelecek bilimle ilgili akademik çalışmalar Gaston Berger tarafından yürütülür.

Gelecek bilime göre, belirlenmiş, kesin bilinebilecek bir gelecek yoktur.

Gelecek hakkında sahip olduğumuz imaj, kararlarımızı ve davranışlarımızı etkiler.

Gelecek bilim bütün perspektiflere ve disiplinler üstü bir yaklaşıma dayalıdır.

DEMOKRASİ, SEÇİMLER VE SİYASAL KÜLTÜR

Demokrasi

Demos (halk)+krotos (yönetim)=demokrasi= halkın yönetimi

Aristoteles’e göre, fakir çoğunluğun kendi sınıfsal çıkarları doğrultusunda siyasal iktidarı elinde

bulundurduğu rejimdir.

Demokrasinin Temel İlkeleri

Özgürlük: Herkesin yasal sınırlar içinde başkalarının özgürlüğünü kısıtlamadan istediğini

yapabilmesi.

Eşitlik: Tüm bireylerin siyasal yönetim süreçlerine katılımda ayrım yapılmaksızın eşit derecede hak

sahibi olması.

Page 25: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

25 www.sosyalbilim.org

Demokrasinin Temel Nitelikleri

Düzenli Özgür ve Adil Seçimler

Çoğunluk Yönetimi, Çoğunluğun Değişebilir Oluşu ve Azınlığın Haklarının Garanti Altına Alınmış

Olması

Sivil Haklar ve Siyasal Örgütler (Doğal hukuk)

Çoğulculuk

Seçimlerin Üstünlüğü (Temsilcilerin seçimi ve bürokratik yapısı)

Demokrasinin Erdemleri

Bireylerin kendi kaderlerini tayin etmeleri

Bireye ve bireysel özgürlüklere verilen değer

Bireylerin kendi potansiyellerinin farkına varmaları

Farklı yaşam tarzları ve beraber yaşama özgürlüğü

Adaleti sağlayacak mekanizmaların varlığı

Çatışmaların barışçıl yollarla çözümü

Demokrasi Modelleri

1. Klâsik (Doğrudan) Demokrasi

Atina’da, M.Ö. 4. ve 5.yy.da uygulanan biçime verilen ad.

Vatandaşlar sadece meclis toplantılarına değil, kamu görevlerinin ve karar alma süreçlerinin

belirlenmesinde sorumluluk alıyorlardı.

Sadece Atina doğumlu, 20 yaşın üzerindeki mülk sahibi erkekler yurttaşlık haklarına sahiplerdi.

2. Temsili (Liberal Demokrasi)

Egemenlik hakkının, düzenli yapılan özgür ve adil seçimler aracılığıyla oluşturulan kurullar veya

seçilen kişiler tarafından kullanılan halka ait bir idare sistemidir.

Halk seçtiği temsilcileri sürekli denetleme ve karar alma süreçlerine katılma gücünü elinde

bulundurur.

Demokrasinin temsili ve dolaylı biçimidir.

Rekabete dayanan seçimlerle sürdürülür.

Devlet ile sivil toplum arasında açık bir ayrım vardır. (Ekonomik hayat piyasa kurallarına göre

organize edilir; özerk grup ve çıkarlar meşru kabul edilir.

3. Yarı Doğrudan Demokrasi

Doğrudan demokrasi ile temsili demokrasi arasında bir modeldir.

Egemenlik, yönetenlerle birlikte halkın kullanabileceği bazı aygıtlarla sağlanır. Bunlar;

– Referandum (halk oylaması, plebisit): Son sözün halka bırakılması.

– Halk Vetosu: Bir yasa veya yönetsel bir kararın halk tarafından veto…

– Halkın Teklif Hakkı: Halkın belirli sayıda ve özel şartları yerine getirmek kaydıyla, yasama

organına belirli konularda yasa teklifinde bulunabilmesidir.

4. Katılımcı Demokrasi

Halkın yalnızca seçimlerle değil, seçimler dışında da siyasal karar alma süreçlerine katılması

gerekliliğini ve bunun için örgütlenmelerin varlığını savunan demokrasi modeli.

G. Schmidt: Yüksek düzeyde katılım için üç temel şart:

Page 26: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

26 www.sosyalbilim.org

– Sosyo-ekonomik kaynaklarda yüksek bir donanım düzeyi,

– Siyasete karşı olumlu tutum eğilimi,

– Bireysel katılımla siyasal sürecin etkilenebileceği kanaati.

5. Radikal Demokrasi

Liberal demokrasinin post-modern duruma göre yeniden üretilmesi ihtiyacından doğar.

Bireysel ussallığı, toplumsal düzlemde uzlaşma, birlik ve bütünlüğü temel alan demokrasinin

demokratikleşmesini amaçlar.

Kimlik- fark ilişkisine dayalı,

Devlet egemenliği kavramını sorunsallaştıran,

Siyasal alanı global/ulusal/yerel etkileşim eksenine doğru genişleten

Sivil toplumu, devlet/parti gibi siyasal bir özne olarak düşünen,

Katılımcı demokrasinin önemini vurgulayan bir siyaset anlayışıdır.

Demokrasi Ve Sivil Toplum

Sivil toplum, devletin doğrudan denetimi altında tuttuğu alanların dışında kalan ve ekonomik

ilişkilerin baskısından görece bağımsız olarak gönüllü ve rızaya dayalı ilişkilerle oluşturulan kurum

veya etkinliklerdir.

Fikri temelleri Hobbes, Locke, Rousseau’nun sözleşme teorilerine dayanır.

Hegel’e göre, devlet otoritesi tarafından doğrudan kontrol edilmeyen sosyal ilişkiler alanıdır.

Marx’a göre, Orta çağ sonu burjuvazilerin toplumsal hareketi olup, burjuva sınıfı ile sermayenin

doğuşuna yol açmıştır. Devlet sivil toplumun bir türevidir ve devletin sınıflı doğası sivil toplumun

yapısının bir sonucudur.

Antonio Gramsci’de sivil toplum Tarihsel Blok kavramıyla açıklanır. Tarihsel blok, altyapı ile

üstyapının birliğidir. Sivil toplum, üretim ve ekonomik örgüt içinde değil, devlet içinde bulunur.

Devlet= Siyasal Toplum + Sivil Toplum: Gramsci’ye göre, devlet zor artı rıza ile hükmeder. Devlet

dar hükümet anlamıyla anlaşılmamalıdır; bunun yerine, devlet, siyasi kurumlar ve yasal anayasal

denetim arenası olan 'siyasi toplum' ile genelde 'özel' ya da 'devlet-dışında' bir alan olarak görülen

'sivil toplum' arasında bölünmüştür. İlki zorlama âlemi, ikincisi ise razı olmaya, meşruluk veya

hegemonik kontrole dayalıdır.

Sivil toplum kavramının özellikleri;

– Farklı olabilme özgürlüğü: Vatandaşların devletten farklılığını koruması

– Örgütlenme: Vatandaşların örgütlenebilme hakkına sahip olması

– Gönüllülük: Vatandaşların örgütlenme gönüllülüğünün olması

– Özerklik: Vatandaşların özek örgütler oluşturabilmeleri

R. Dahl’a göre makul ölçüde duyarlı bir demokrasinin kurumsal garantileri;

– Örgüt kurma ve bunlara katılma hürriyeti,

– İfade hürriyeti,

– Oy verme hakkı,

– Kamu görevlerine getirilebilme hakkı,

– Siyasal liderlerin seçmen tercihini kazanmak için yarışabilme hakkı,

– Farklı haber alma kaynaklarının varlığı,

– Hükümet politikalarını oylara ve diğer tercihlere dayandırabilecek kurumların bulunması,

Page 27: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

27 www.sosyalbilim.org

Bir Ülkenin Demokratik Performansının Ölçülebilirliği

G. Bingham Powell ve üç temel gösterge:

– Yürütmenin istikrarı veya dayanıklılığı

– Oy verme oranı

– Büyük şiddet olaylarının olmayışı

SEÇİMLER

Sınırlı Oy Hakkı

Servete ve Vergiye Bağlı Seçme Hakkı (Yunan)

Yeteneğe (Eğitime) Bağlı Seçme Hakkı

Cinsiyete Bağlı Seçme Hakkı (Kadın-1869 Amerika’da ilk seçme)

Irk Ayrımına Bağlı Seçme Hakkı

Seçme Hakkının İlkeleri

Eşit Oy İlkesi (Bir kişiye bir oy)

Genel Oy İlkesi (Vatandaş yaş seçmen listesine yazılı olmak)

Bireysel Oy İlkesi (Oy hakkı gruplara değil bireye verilir)

Kişisel Oy İlkesi (Oyu kişinin kendisinin kullanması)

Gizli Oy İlkesi (Kullanılan oyun sadece seçmen tarafından bilinmesi)

Serbest Oy İlkesi (Oyun serbest iradeye bağlı olarak verilmesi)

Açık Sayım İlkesi (Oyların herkesin gözü önünde sayılması)

SEÇİM SİSTEMLERİ

Seçim sistemlerinin temel fonksiyonu, parlamentodaki sandalyeleri alınan oy miktarına göre

siyasal partiler arasında dağıtmaktır.

Seçim sistemlerinin amacı, “yönetimde istikrar” ve “temsilde adalet”i gerçekleştirmektir.

Çoğunluk Sistemleri

Tek turlu çoğunluk sistemi: Tek isimli-Tek turlu, Listeli-Tek turlu

İki Turlu Çoğunluk Sistemi: Salt çoğunluk sağlanamadığında; Tek isimli-İki turlu, Listeli-İki turlu

Nispi Temsil Sistemi (Alınan oy oranında parlamentoda temsil edilme/listeli bir sistem)

Ulusal Düzeyde Nispi Temsil: Tüm ülke seçim çevresi olarak kabul edilip, her parti parlamentonun

üye tamsayısı kadar aday gösterir. Alınan oy oranında çıkarılacak milletvekili sayıları bulunur.

Seçim Çevresi Düzeyinde Nispi Temsil: Her parti bir seçim çevresinden çıkacak milletvekili sayısı

kadar aday gösterir. Partiler aldıkları oy oranında o seçim çevresinden milletvekili çıkarır.

Nispi temsil sisteminin dört çeşidi:

– En büyük artık usulü

– Milli bakiye

– En kuvvetli ortalama

– d’Hondt usulü

NOT: Türkiye’de %10 ülke barajlı d’Hondt usulü uygulanır.

Page 28: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

28 www.sosyalbilim.org

SİYASAL KÜLTÜR

İnsanların siyasal olana ilişkin sahip oldukları değerler, ritüeller, semboller ve inançlar bütünüdür.

Easton’a göre, bireylerden bağımsız ve nesnel bir olgudur.

G. Almond, B. Powell ve S. Verba’ya göre, bireylerin siyasal tutum ve siyasal konulara eğilimlerinin

bir bütünüdür.

Almond’a göre siyasal kültürün kültür içinde geçerli üç boyutu:

– Tanıma Boyutu: Siyasal sisteme ilişkin bilgi

– Duygu Boyutu: Lidere ve siyasal kurumlara bağlılık

– Yargı Boyutu: Siyasal olayla hakkındaki değer yargıları

L.W. Pye: Siyasal kültür amprik araştırmalarla ortaya konabilir (bulgusal)

Fagen ve Tucker: Siyasal kültür, toplumda mevcut olan ve kültürel anlamı bulunan bütün

unsurları; inançları, değer yargılarını ve rütüelleri kapsar (kapsayıcı kültür).

Üç Siyasal Kültür Tipi

Mahalli kültür

Uyrukluk Kültürü

Katılımcı Kültür

SİYASAL DAVRANIŞ

İnsanlar ve örgütlerin siyasal olaylar karşısında aldıkları tavırlar, gösterdikleri eyleme bağlı siyasal

katılım.

SİYASAL TOPLUMSALLAŞMA

Easton ve Dennis: Bireyin toplum tarafından aktarılan değer ve ilkeler aracılığıyla siyasal sisteme

uyumunun sağlanmasıdır.

Hyman: Yetişkinlerin siyasal davranışlarının gerisinde yer alan ve çocukluktan itibaren grup ve aile

içinde öğretilen sosyal değerleri kapsar.

Siyasal Toplumsallaşma Kuramları

Psikoanalitik Yaklaşım: Çocukluk dönemi etkili-(S. Freud)

İşlevselci Yaklaşım: Siyasal sistemin bireyleri sisteme uyumlu kılması- (Easton, Powell, Almond).

Çatışmacı Yaklaşım: Toplumsal farklılıklar ve siyasal talep farklılaşmaları çatışmaya yol açar-

(Greenberg, Greenstein, Schwartz, Harrington).

NOT: Siyasal toplumsallaşmanın başlıca kaynakları, aile, okul, arkadaş grubu, ikincil gruplar, kitle

iletişim araçları ve toplumsal örgütlenmelerdir.

SİYASAL KATILIM

Robert Dahl ve siyasal katılımın boyutları: İlgi, önemseme, bilgi, eylem.

Robert Dahl ve siyasal katılım açısından toplum:

– Siyasal olmayan tabaka,

– Siyasal tabaka,

– İktidar peşinden koşanlar

– İktidar sahipleri

– L. Milbroth: zorluk ve yoğunluk derecesine göre siyasal Katılımın üç şekli:

Page 29: SİYASET BİLİMİ - Alonot.comSİYASET BİLİMİ TEMEL KAVRAMLAR Siyaset: Arapça bir sözcük olan seis (at eğitimi) sözcüğünden türemiştir. Politika: Yunancada kent devletleri

www.sosyalbilim.org

29 www.sosyalbilim.org

İzleyici (Gözlemleyici) Eylemler

Siyasal uyarılara açık olma Oy kullanma Tartışmalara girme Başkalarını ikna etmeye çalışma Rozet takma

Geçiş Faaliyetleri (Aracı Eylemler)

Siyasal bir liderle ilişki kurma Bir partiye aday olma veya adaya maddi yardımda bulunma Siyasal mitinglere katılma

Gladyatörler (Siyasal Mücadeleye Yönelik)

Eylemler

Seçim kampanyalarında çalışma Faal parti üyeliği yapma Strateji tayin toplantılarına katılma Siyasal fon toplamaya çalışma Siyasal bir mevkiine aday olma Siyasal bir mevki sahibi olma

Siyasal Katılımı Etkileyen Faktörler

Sosyo-Ekonomik Faktörler:

– Gelir: Gelirin yükselmesi katılımı olumlu etkiliyor.

– Eğitim: Eğitim düzeyinin yüksekliği katılımı olumlu etkiliyor.

– Meslek ve Statü: Statü ve eğitim seviyesi yükseldikçe olumlu.

– Grup Üyeliği ve Aile: Etnik köken veya azınlıkta olmaya, ataerkilliğe veya çekirdek aileye göre

değişiyor.

Kişisel Faktörler:

– Yaş

– Cinsiyet: Kadınlar erkeklere göre daha az (boşanan ve dullarda değişir)